Altın Portakal’da kim var, kim yok?

24.10.2019 - 13:10, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

Altın Portakal’da kim var, kim yok?

Sözü hiç uzatmadan, sonda söylenmesi gerekeni başta vurgulamak pahasına, altını doğrudan çizelim: Altın Portakal’da dağ, şimdiden fare doğurmuştur! Sansür ve yasaklamalara eklenen Ulusal Yarışma’nın ortadan kaldırılması sürecinde, festivalin derhal köklerine dönmesi çağrısı yapan, bu doğrultuda, yarım asırlık şenliği sürgüne gönderme ya da boykot etme de dâhil, birçok alternatifi değerlendiren duyarlı sinema kamuoyu için yaşanan, bu gerçekten ibarettir.   Duayenler ve İş bitiriciler!   Altın Portakal’da geçmişin sansür karanlığıyla yüzleşmek isteyen bir yönetim yok; sanki bu yaşananlar başka bir coğrafyada var olmuşçasına fısıltıyla konuşan, “malum çevreleri ürkütmektense” başını kuma gömmeyi tercih eden bir yönetim var! Altın Portakal’da sansüre direnen Yılmaz Güney’lerin, Yavuz Özkan’ların ruhu yok; geçmişte yapılan skandal uygulamalarda “kurumsal yönetici” kimliğiyle imzası bulunan, yılların ‘duayen’ ve ‘iş bitirici’ festivalcileri (!) var! Altın Portakal’da, sinemacı kimliğiyle ilgili bir bilgiye rastlayamadığımız Hüseyin Çimrin sayılmazsa, Antalya yok; onlarca yıl sonra da olsa “Geç Gelen Portakallar” ile darbe yönetimleriyle hesaplaşan kültür ve sanat emekçileri yok; festivale hizmet etmenin bedelini bir gecede kapının önüne koyularak ödeyen AKSAV emekçileri yok! Peki, kim var?   Festival Savaşçılarına Bak, Hizaya Gel!   “Hayatımda hiçbir festivalde danışmanlık yapmadım!” diyen; ancak karşısına belgeyle çıkan gazetecileri FETÖ kalemi olmakla suçlayan “büyük yönetmenler” (!) var! Sansürü bu yönetimin yapmadığını belirtip, konuyla ilgili talepleri anlamsız bulduğunu söyleyen ve bu söylemlerle -artık nasıl oluyorsa- kendisini “festival savaşçısı” olarak tanımlayan, “her devrin adamı” var!  Akreditasyonu basının ve sinema emekçilerinin üzerinde ‘Demokles’in Kılıcı’ gibi sallayan, meziyetleriyle değil, tesadüfen burada olmasının insanlara “haddini bildirmek” adına yeterli olacağına inanan, uygulamalarını eleştirenlerin hayata kendi baktığı noktadan bakmamasını bir türlü algılayamayan, yaşamda ideallerin de bulunduğunu lügatinden çıkarmış festivalciler var. Bu kafalara emanet ettikleri koltukta, daha önce son derece düşük bütçelerle mucizeler yaratan kimselerin olduğunun farkında dahi olamayan “danışmanlar” var!   Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek   56. Altın Portakal’da, “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” sürecek bir umudun peşine takılan, yüreğinde Adnan Yücel’lerin sevdasını hisseden sinemacılar yok! Hizaya girmeyi, unutmayı ve unutturmayı reddeden, sansür, oto sansür, yasak, baskı ve engellemelerle dolu bir literatürü değiştirmeyi hayatının ilkesi sayan; her şeye rağmen Onat Kutlar’ların, Rekin Teksoy’ların yanında saf tutan yedinci sanat sevdalıları yok! Biz yokuz! Peki, kim var? Yeni gelmediler, zaten hep buradaydılar. Biraz daha yakından bakın, yüzeyi bir parça daha kazıyın. Onları mutlaka göreceksiniz!          

Sözü hiç uzatmadan, sonda söylenmesi gerekeni başta vurgulamak pahasına, altını doğrudan çizelim: Altın Portakal’da dağ, şimdiden fare doğurmuştur! Sansür ve yasaklamalara eklenen Ulusal Yarışma’nın ortadan kaldırılması sürecinde, festivalin derhal köklerine dönmesi çağrısı yapan, bu doğrultuda, yarım asırlık şenliği sürgüne gönderme ya da boykot etme de dâhil, birçok alternatifi değerlendiren duyarlı sinema kamuoyu için yaşanan, bu gerçekten ibarettir.

 

Duayenler ve İş bitiriciler!

 

Altın Portakal’da geçmişin sansür karanlığıyla yüzleşmek isteyen bir yönetim yok; sanki bu yaşananlar başka bir coğrafyada var olmuşçasına fısıltıyla konuşan, “malum çevreleri ürkütmektense” başını kuma gömmeyi tercih eden bir yönetim var!

Altın Portakal’da sansüre direnen Yılmaz Güney’lerin, Yavuz Özkan’ların ruhu yok; geçmişte yapılan skandal uygulamalarda “kurumsal yönetici” kimliğiyle imzası bulunan, yılların ‘duayen’ ve ‘iş bitirici’ festivalcileri (!) var!

Altın Portakal’da, sinemacı kimliğiyle ilgili bir bilgiye rastlayamadığımız Hüseyin Çimrin sayılmazsa, Antalya yok; onlarca yıl sonra da olsa “Geç Gelen Portakallar” ile darbe yönetimleriyle hesaplaşan kültür ve sanat emekçileri yok; festivale hizmet etmenin bedelini bir gecede kapının önüne koyularak ödeyen AKSAV emekçileri yok! Peki, kim var?

 

Festival Savaşçılarına Bak, Hizaya Gel!

 

“Hayatımda hiçbir festivalde danışmanlık yapmadım!” diyen; ancak karşısına belgeyle çıkan gazetecileri FETÖ kalemi olmakla suçlayan “büyük yönetmenler” (!) var! Sansürü bu yönetimin yapmadığını belirtip, konuyla ilgili talepleri anlamsız bulduğunu söyleyen ve bu söylemlerle -artık nasıl oluyorsa- kendisini “festival savaşçısı” olarak tanımlayan, “her devrin adamı” var! 

Akreditasyonu basının ve sinema emekçilerinin üzerinde ‘Demokles’in Kılıcı’ gibi sallayan, meziyetleriyle değil, tesadüfen burada olmasının insanlara “haddini bildirmek” adına yeterli olacağına inanan, uygulamalarını eleştirenlerin hayata kendi baktığı noktadan bakmamasını bir türlü algılayamayan, yaşamda ideallerin de bulunduğunu lügatinden çıkarmış festivalciler var. Bu kafalara emanet ettikleri koltukta, daha önce son derece düşük bütçelerle mucizeler yaratan kimselerin olduğunun farkında dahi olamayan “danışmanlar” var!

 

Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek

 

56. Altın Portakal’da, “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” sürecek bir umudun peşine takılan, yüreğinde Adnan Yücel’lerin sevdasını hisseden sinemacılar yok! Hizaya girmeyi, unutmayı ve unutturmayı reddeden, sansür, oto sansür, yasak, baskı ve engellemelerle dolu bir literatürü değiştirmeyi hayatının ilkesi sayan; her şeye rağmen Onat Kutlar’ların, Rekin Teksoy’ların yanında saf tutan yedinci sanat sevdalıları yok! Biz yokuz!

Peki, kim var? Yeni gelmediler, zaten hep buradaydılar. Biraz daha yakından bakın, yüzeyi bir parça daha kazıyın. Onları mutlaka göreceksiniz!

 

 

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.