haberimizvar.net-Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Mustafa Yıldırım, son günlerde Dünya’da ve Türkiye’de art arda yaşanan depremlerin ardından Antalya ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

HALKIMIZ KORKAR DİYE AÇIKLANMIYOR

Antalya kent merkezinin 2. Derece değil, birinci derece deprem bölgesi olduğunu söyleyen Yıldırım, “Kent merkezi 2. derece değil, birinci derece deprem bölgesindedir. Halkımız korkar diye sessiz kalınıyor ama tüm Akdeniz şeritleri olduğu gibi birinci derece deprem bölgesi. Akdeniz Bölgesi’nin kuzeyinde 10 milyon sene sonra Akdeniz kapanacak. Bir bölgenin birinci, ikinci deprem olması milletimizin korkmasını gerektirmez. Önemli olan binanın sağlam yapılmasıdır. Ama binanın ikinci değil birinci derece deprem bölgesine göre yapılması gerekir. Derece yapısına göre yapılan binalar arasında maliyet farkı yüzde 40. Ancak deprem öldürmez, binaların öldürür. Bunu hepimiz biliyoruz” dedi.

RUHSATLAR 2. DERECEYE GÖRE VERİLİYOR

Yapı ruhsatlarıyla ilgili de uyarılarda bulunan Yıldırım, “Belediyeler ruhsatları, 2. derece fay hattına göre yapılan yerlere ruhsat veriyor. 2. Dereceye göre yapılanlar doğal olarak daha ekonomik. Şimdi aktif faya göre, uzaklığına göre, ivmeyi hesaplayıp veriyorlar ona göre konut yapım izni veriliyor. Faya uzaklığa göre verilen ivmelere göre mühendislik yapıları yapılıyor. Bu güzel bir gelişim ama eski sisteme göre yapılan ivme, aktif fay uzakta diye ama ya on kilometre yakınınızda aktif fay varsa… Türkiye’de aktif fayların hepsi tespit edilebilmiş değil. Akdeniz sahil şeridi dalma batma zonuna bakan sahil şeritleridir. Dalma batma zonu demek; o sahil şeritlerinin birinci derece fay hattı olması gerekliliğini gerektirir.” diye konuştu.

DEPREMİN YERİNİ BİLİRİZ

Depremin büyüklüğü ile şiddetinin karıştırıldığını dile getiren Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Depremin büyüklüğü ve şiddeti başkadır. Bunu karıştırmamak gerekir. Verilen zarara, yıkılan binaya göre depremin şiddeti belirlenir. Büyüklüğü ise, parametrelerle ölçülür.  Burada deprem oldu. Burası bir dalma batma zoru. Levha tektoniği kavramını bilemezseniz, depremin ne zaman olacağını kimse bilemez ama nerede olma ihtimalini yüzde 90 bilme imkanımız var. Burada okyanussal kabuk sıkışıyor. Sıkışmayla Akdeniz’in Torosları sıkıştırarak erozyonu önlüyor.”