Antalya Barosu’ndan Kanal İstanbul’a itiraz

haberimizvar.net-Kanal İstanbul projesi için hazırlanan ve ülke genelinde itiraz yağmuruna tutulan ÇED raporuna Antalya Barosu da karşı çıktı. Antalya Baro Başkanı Polat Balkan imzasıyla, İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne gönderilmek üzere Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne dün teslim edilen itiraz dilekçesinde, “kamu yararı bulunmayan, bilimsel yeterliliği haiz olmayan proje için ‘ÇED olumsuz’ kararı verilmesi” talep edildi.

 

‘İSTANBUL SUSUZLUK YAŞAYACAK’

Kanal İstanbul projesi nedeniyle toplam 12 milyon 896 bin 203 metrekarelik devlet orman alanının yok olacağını savunan Antalya Barosu, şu gerekçeleri de dile getirdi: “Terkos gölü ve Sazlıdere Barajı’nın yok edilmesi nedeniyle yıllık iyi senaryoda 70 milyon metreküp, kötü senaryoda 427 milyon metreküp içme suyu yok olacak, İstanbul susuzluk yaşayacak, Küçükçekmece gölü de yok olacaktır. Kanal İstanbul projesi nedeniyle, kanuna aykırı olarak 13 milyon 437 bin 22 metrekare taşınmazın mera niteliği kaldırılmıştır. Bu tarım ve hayvancılığı öldürecek bir karardır. Bölgede imar ve yapılaşmaya gidilecek, dolayısıyla nüfus artışı olacak ve İstanbul’a nüfus baskısı yoğunlaşacaktır. Projenin aktif fay hatlarını harekete geçirme ve büyük depremlere neden olma olasılığı vardır. Deprem riski gerçekleştiği anda lojistik desteği zorlaştıracak, Trakya ulaşımını engelleyecektir”.

 

ÇED RAPORUNDA ‘SEHVEN’ OYUNU

Antalya Barosu’nun itiraz gerekçelerinde şu bilgiler de yer aldı: “Doğal ve kültürel alanlar tehdit altında bulunmakta, uluslararası sözleşmelere uyulmamaktadır. Marmara ve Karadeniz’deki doğal yapı bozulacak, gemi atıkları, yakıt ikmal alanları gibi etkenlerle denizde ve projenin etki sahası içerisinde kirlilik artacaktır. Karadeniz’in tuzlanmasına, Marmara denizinin ise hidrosülfür salınımına neden olunacak, İstanbul’u kötü kokutacaktır. Ayrıca rapor pek çok tehlikeyi görmezden de gelmiştir. 1.1 milyar metreküp hafriyat çıkarılacak, sahilde dolgu yapılarak İstanbul’un kıyı ve sahil rejimi bozulacaktır. ÇED raporu hazırlama aşamasında kurum ve kuruluşlardan görüş istenmesine karşın, görüşler hiç dikkate alınmamış, bazı olumsuz görüşler ‘sehven verildi’ denilerek olumluya dönüştürülmüştür. Rapor, projenin olumsuz çevresel etkilerini bertaraf edecek değerlendirmeler içermemektedir. Bilim insanlarının afet, deniz sistemi, güvenlik konularında yaptıkları bilimsel açıklamalar nedeniyle projenin olumsuz etkilerini azaltmak için yeterli önlemler alınmadığı görülmektedir. Tüm bu nedenler bir bütün olarak değerlendirildiğinde Çevre Kanunu’nun 3. maddesiyle idareye yüklenen görevlere aykırılık oluştuğu anlaşılmaktadır”.