‘Ekonomi çöküş içinde’

haberimizvar.net- ‘Türkiye Ekonomisinde Büyük Çöküş’ başlığıyla yapılan açıklamada, “Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın bugün açıkladığı Yeni Ekonomi Programı (YEP) AKP’nin artık halka zayıf bir umut dahi vaat edemediğinin vesikasıdır. Bunun en açık göstergesi 2023 yılında bile işsizliğin tek haneli rakamlara inemeyeceği itirafıdır. İşsizlik yüzde 10.9 tahmin ediliyor. 2020 yılı için gerçekleşmesi öngörülen yüzde 13.8 işsizlik oranı da gerçekçi değildir. Kısa çalışma ödeneği, nakit desteği programlarından yararlanan ve iş olursa çalışacağını beyan eden yurttaşlarımız da dahil edilirse gerçek işsizlik oranının yüzde 40’a çıkacağı biliniyor. Söz konusu programların yıl sonuna uzatılacağına ilişkin somut bir bilgi de bulunmuyor” ifadeleri kullanıldı.

RANTÇI PİYASACI YAPI

Türkiye ekonomisinin AKP’li yıllarda ancak büyük cari açıklar vererek, dolayısıyla dış borçlarını artırarak büyüdüğü belirtilerek “2021-2023 aralığında her yıl yüzde 5 veya üzerinde büyüyüp sınırlı cari açıklar verdikten sonra cari fazlaya döneceği beklentisi de bir hayal ürünü görünmektedir. Türkiye’nin bu rantçı piyasacı üretim yapısıyla cari açık vermeden, dolayısıyla dış yükümlülüklerini artırmadan tatminkar bir büyüme sağlaması olanaksızdır” değerlendirilmesinde bulunuldu.

YENİ BİR ROTAYA SOKULMALI

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Berat Albayrak’ın açıkladığı programın projeksiyonları 2023 yılına kadar uzanıyor. Bilindiği gibi 2023 Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıldönümüdür. Bu noktada zamanın başbakanı Recep Erdoğan’ın 2011’de açıkladığı 100.yıl hedeflerini hatırlamak yerinde olacaktır. İddiaya göre 2023 yılında Türkiye ekonomisi 2 trilyonluk bir üretim hacmine ulaşacak, kişi başına gelir 25 bin doları aşacak, ihracat 500 milyar doları geçecekti. Geldiğimiz noktada bırakın bu hedefleri yakalamayı, ekonomisi giderek gerileyen, halkının yaşam standartları düşen bir Türkiye manzarasıyla karşı karşıyayız. Bundan böyle AKP yönetiminin, ortaklarıyla birlikte düşünülürse Cumhur İttifakı’nın Türkiye’ye ne siyasi ne de ekonomik olarak vereceği bir şey kalmamıştır. Öyle bir batağa saplanılmıştır ki, ekonomide içi boş vaatler savurmak bile artık mümkün olamamaktadır. Bir iktidar değişikliğiyle Türkiye ekonomisini kamucu, kalkınmacı, eşitlikçi, emekten yana, ekolojik dengeleri gözeten bir ekonomi rotasına oturtmaktan başka çıkar yol yoktur.”