Hadisler ve hadiseler

Toplumda bir hadise oldu ve sanki bu hadis mülga oldu. Artık kimse kimsenin açlığından haberdar değil. Herkes kendi tokluğu ve doymaz iştahıyla meşgul. Unutmak da insanın en eski hastalığı ve insanlığa bahşedilmiş bir lütuf olduğu için unuttu sanki herkes bu hadisi. Hem zaten açlığından haberdar olacağımız komşu da pek kalmadı.Ya gettolaşmış varoşlarda ya da bekçili, köpekli, yüzme havuzlu, gizli kameralı sitelerde yaşıyoruz. Kimileri komşusunun açlığından haberdar ama zaten kendileri de aç olduğu için verecek bir şeyleri yok, kimilerinin de hiç aç komşusu yok ve bu nedenle kimsenin açlığından haberdar değil. Üstat NECİP FAZIL’ın deyişiyle:”bir kişiye tam dokuz dokuz kişiye bir pul.” hesabıyla yapılıyor taksim. Dokuz pulu alanlar, bir pulu paylaşmaya çalışan dokuz kişiyle selamı sabahı keseli çok oldu. Dokuz pulu alanlar masal ülkesinde sefa sürerken bir pulu paylaşmaya çalışan dokuz kişi acımasız gerçeklerle boğuşuyor ülkede. Ve bu hadisi unutup cuma mesajlarıyla günah çıkaranlar, hadiseleri doğru okuyamıyorlar. Böyle olunca da bir pulu paylaşamaya çalışan dokuz kişinin öfke girdabında bunaldığını ve bunun sonucunda büyük hadiseler çıkabileceğini hiç hesaba katmıyorlar. Hadisi unutanlar hiç olmazsa Türkçeyi unutmasınlar. Türkçenin deyimlerinden biri” aç tavuk darı ambarı yarar” diyor.Tavuklar aç kaldığı sürece darı ambarları hiç güvende değildir. Ambarı korumanın ve tavuğu doyurmanın yolu hamasi nutuklardan, samimiyetsiz Cuma ve Kandil mesajlarından vazgeçip hadiseleri bu hadisin süzgecinden geçirip aklın ilkeleriyle okumaktır.