CHP’den Sivas çıkarması

haberimizvar.net CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sivas Kongresi’nin 100’üncü yılı nedeniyle Sivas’ta yapılan Parti Meclisi toplantısında konuştu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da, Sivas Kongresi’nin 100. yıl dönümü için Sivas’a gitti. Yoğun ilgiyle karşılanan İmamoğlu, vatandaşlarla selfie çektirdi. “Bugün geldiğimiz noktada Türkiye ekonomik olarak sıkıntıdadır. Bir krizin ortasındayız diyen Kılıçdaroğlu AKP’ye 5 maddelik çağrıda bulundu. Kılıçdaroğlu, “CHP’nin ilk kurultayı  Sivas Kongresi’dir. Parti kurulmadan önce kongresini yapan dünyadaki tek partiyiz. Mücadele kutsal bir mücadeledir. Bizim eksenimiz bağımsızlıktır, kalkınmaktır, büyümektir. Bizim eksenimiz altı oku ile belirlenmiştir. Gazi Mustafa Kemal bunu ifade eder ve ‘ilk kurultayımız 1927’dir’ der” diye konuştu.

‘TÜRKİYE PİNPON TOPU GİBİ’

Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Sanayi devrimini kaçıran bir Osmanlı İmparatorluğu’ndan genç Türkiye Cumhuriyetine. Köy Enstitüleri kuruldu. Sanayi oluşunca işçi sınıfı ortaya çıktı.

Çiftçiyi üretemez hale getirdiler. Her şeyi ithal ediyoruz. Etten tutun mercimeğe kadar. Rezalet, Her vatandaşın düşünmesi lazım. Cumhuriyet tarihini çok iyi anlatabilirsek çok şey kazanmış oluruz. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye ekonomik olarak sıkıntıdadır. Bir krizin ortasındayız. Biz yine CHP olarak krizin daha başında 13 Ağustos’ta bir basın toplantısı yaptık. Bu krizden şöyle çıkabiliriz dedik, dinlemediler. ‘Kriz yok’ dediler. Bugün kendileri krizin olduğun söylüyorlar. Bugün Türkiye’nin dış politikada da ciddi sorunları var. Bugün pinpon topu gibi Amerika ile Rusya arasında gidip gelen bir Türkiye var.”

AKP’YE 5 MADDELİK ÇAĞRI

Kılıçdaroğlu konuşmasında AKP’ye 5 maddelik bir çağrıda bulunarak beklentilerini sıraladı:

“1- Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı: Cumhurbaşkanları devletin sigortasıdır. Bir cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı olamaz. Siz bütün devleti bir kişinin iki dudağına bağlamışsınız. Mustafa Kemal’e verilmeyen yetkiler 21. yüzyılda bir kişiye verilmiş.

2- Güçler Ayrılığı ilkesine uyacaksın: Dünyada sağlıklı işleyen bütün devletlerde güç kontrol edilir. Güç baskı aracıdır. Neyle kontrol ediyorsunuz gücü yasama, yargı organıyla ama bunlar birbirlerini denetliyorlar. Şimdi hatayı telafi edecek makam yok. Devlet şimdi eski devlet değil. Bir saray devleti bir de Türkiye Cumhuriyeti devleti. Nerede Dışişleri Bakanı? Yok. Saray’da başka bir dışişleri bakanı var.

3- Devlet Yönetiminde Şeffaflık: Devleti yönetenler tüyü bitmemiş yetimlerden de vergi alırlar. Dünyanın bütün demokrasilerinde yöneticiler toplanan vergileri harcar ama hesap verirler. Şunu buraya harcadım derler. Şehir hastanelerini kaça yaptın? Havaalanını kaça yaptın? Sır. Elin oğlunun bildiği şey bizim vatandaşımız için neden sır oluyor? Sayıştay dünya standartlarına göre denetim yapmalıdır. Sayıştay’ı kontrol ediyor, rapor yazma diyorsanız, olmaz arkadaşlar.

4- İki devlet yönetimine son verin: İşten çıkarmalar yaşanıyor. Saray’da kriz yok mutfak dolu. İşsizliğin ne olduğunu onlar bilmezler. O zaman yapılması gereken çağrımız şudur; ekonomik sosyal konseyi topla. Dertli insanları bir topla dinle bakalım ne diyecekler. Ben dinlemem diyor. O zaman bu Anayasa değişikliğini neden yaptık biz? Diyeceksiniz ki Anayasa mı var bu ülkede? E usulen de olsa bir Anayasa var. Bu konsey Anayasa’da var. Üç ayda bir toplanması lazım, en son 2009’da toplanmış. Peki bu vatandaşın derdini nereden öğreniyorsunuz? Damat mı söyleyecek sana? Damadın başka işleri var.

5- Dövizle verdiğin garantiyi Türk lirasına çevireceksin: Faturayı vatandaşlar ödüyor. Kim ödedi? Emekliler, işçiler, işten atılanlar, sanayiciler. Sen yaşanan krizin adil dağılmasını istiyorsan dolar bazında verdiğin ihaleleri TL bazına çevireceksin.”