Ne tasarrufmuş be kardeşim!

Sonrası işine gelene genelgeyi gözüne soka soka gösterenler, 'bu ne perhiz bu ne lahana turşusu' cinsinden işine geldiği gibi uygulamalar hatta taktikler geliştirdi.

İlk olarak Anadolu basını olarak bildiğiniz yerel basının ayakta durması adına önem arz eden kamu kurumlarına yaptığı gazete aboneliği ardından da reklamlar tasarruf adı altında kesildi. Ancak aynı kamu kurumlarının başında bulunan makam sahipleri hizmet duyurularından vazgeçip, kendi kişisel ikballeri adına ulusal televizyonlara milyonlar ödeyerek TV programlarında boy göstermeye başladı.

Tasarruf tedbirleri adı altında yaşadığı ülkede, kentte enflasyon denilen canavarla mücadele eden belediye personelinin servisini kesenler, son 2-3 ay içinde 520 uçak bileti satın alarak yurt dışı gezileri düzenledi.
Yetmedi..! Yurtdışı gezilerinde günlük harcırahlara zam yaparak dünyanın öbür ucuna gitti.

Personeline maaş ödeyemediği için sık sık kamuoyu gündemine gelenlere bir bakıyorsunuz; Akdeniz Film Festivali'nde baş sponsor olarak boy gösteriyor.

Antalya Patates Soğan Sarımsak Hali kapanıyor ama ne mutlu ki biz tasarruf tedbirleri yapan belediyeler sayesinde her hafta ünlü sanatçıların konserlerini izliyoruz.

Antalya Valiliği tarafından AYDAŞ A.Ş.'ye 80 milyon TL harcanarak yaptırdığı Mermerli Plajı'ndaki düzenlemelerin Koruma Kurulu'ndan izin alınmadan yapılması ödenen paranın çöpe atılması demek olduğunun bilinciyle tasarruf tedbirlerin burada da devreye girmemesinin yüzlerce soru işaretli sorusunu yanıtsız bırakıyor.

Akdeniz Üniversitesi tasarruf tedbirlerini bahane edip, geleneksel stadyumda yapılan toplu mezuniyet törenini iptal ediyor. Sonra da rektörlük çıkıp, tek tek fakültelerde mezuniyet töreni yapacağız açıklamasında bulunuyor.  Tek tek yapıldığında maliyet artmaz mı? Artar! Burada amaç tasarruf tedbirlerini öne sürüp, üniversite öğrencilerini toplu bir arada tutmamak değil de, nedir?

Yüzlerce örneklemeler verilebilecek hizmetler! hayata geçerken tasarruf tedbirleri akla gelmezken asgari ücretle, işsizlikle yaşam savaşı veren Antalyalılar'ın uğradığı haksızlık kılıfına uydurulan gerçeklik olarak her geçen gün büyüyor.

Tasarruf tedbirleri duvarlarına çarpa çarpa gelecek kaygısı taşıyan toplum, tepedekilerin yaptıklarının taklidini Antalya'da izliyor.

İnsanoğlu da tek cümle düşüyor; "Ne tasarrufmuş be kardeşim!"