ASAT’ın çamurunda neler var?

27.08.2019 - 14:49, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

ASAT’ın çamurunda neler var?

‘Talihsiz bir durum’… Bir ASAT yöneticisi olan biteni bu cümleyle özetledi. Yani Hurma ve Lara arıtma tesislerinden çıkan atık çamurun Manavgat’a depolanması olayını… Bu konuda ilk başta flu olan bilgiler giderek netleşmeye başladı. Yapılan açıklamalar üzerinden olayı daha belirgin bir şekilde anlatalım. Önce ihale sürecinden başlayalım. Antalya’da katı atık bertaraf işini yapan, yani lisans sahibi sadece iki firma var. Bunların dışında kimse ihaleye katılamıyor. Bir kamu kurumu olan, bırakın Antalya’yı, Türkiye’nin bile en hacimli şirketlerinden ASAT’ın ise lisansı yok. Özel sektöre lisans veren bakanlık, ASAT’a halen lisans vermedi. Tabii bu lisans başvurusunun 5 yıllık Menderes Türel döneminde niye yapılmadığı ayrı bir soru işareti. Atık çamurunda ihale tezgahları Muhittin Böcek’in göreve seçildiğinin ilk günlerinde yapılan katı atık ihalesine bu iki firma da katılmıyor. Fiyatı artırmak için ikinci ihaleyi bekliyorlar. Onu da söyleyelim: Maliyeti ton başına yaklaşık 60 lira olan atığı 260 liradan bertaraf etmeyi teklif ediyorlar. Yani ton başına 200 lira. Bir kamyonun taşıyabileceği tonu hesaplayın ve bunu 150’yle çarpın. Çünkü her gün en az 150 kamyon atık çamuru taşınıyor. Devasa bir para… Bu iki şirket, kamu kurumu ASAT’ı, bütün Antalyalıların şirketini, vatandaşın kaynağını cendereye sokmak, boğazını sıkarak daha fazla para kazanmak için ihale oyunu çeviriyorlar. Maksat ASAT’ı elini kolunu bağlayarak çaresiz hale getirmek ve istedikleri parayı almak. Vali Karaloğlu’nun da bilgisi var İşte tam bu noktada ASAT yöneticileri, Antalya Valisi Münir Karaloğlu’yla da görüşerek, önümüzdeki süreçte epeyce tartışılacak bir karar alıyorlar. ASAT’ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yaptığı lisans başvurusu henüz sonuçlanmadığı halde, atık çamurunu kendileri depolamaya karar veriyorlar. Yani ASAT ya bu iki şirkete teslim olacak ya da Antalya dev atık çamuru yığınlarıyla karşı karşıya kalacakken, “Teslim de olmayız, Antalya’yı da teslim” etmeyiz noktasında verilen bir kararla Manavgat’ta bir alan tespit ediliyor ve atık çamuru buraya depolanmaya başlıyor. O çamur en az 3 yıl Manavgat’ta kalacak. Çünkü ASAT’ın lisans alması ve sonrasında atıkları yakacak bir bertaraf tesisi kurması en az 3 yıl sürecek. Korkuteli’nde 160 bin tonluk skandal Bu arada Antalya’da atıkların yakılabildiği bir tesis yok. Bu atık çamurunu ‘bertaraf edeceğim’ diye alıp Korkuteli’ne götüren güreş ağasının yol açtığı bir çevre skandalını da bu vesileyle duyurmuş olalım. Bu atık çamurunu daha önce Korkuteli’nin İmecik Köyü çevresindeki tarlalara döken Hamdi Sarıcı, daha sonra küçük bir araziyi adres göstererek atık işini sürdürdü. Bu arazinin çevresindeki kamu arazilerini de beton duvarla çevirerek içini atık çamuruyla doldurdu. Uzmanlar 160 bin tondan bahsediyorlar. Korkuteli’nde İmecik Köyü yakınlarında içi 160 bin ton atık çamuruyla dolu devasa bir pislik havuzu var. Üstelik bu ihale ‘bertaraf’ ihalesi… Yani Hamdi Sarıca’nın bu çamuru yakarak yok etmesi gerekiyor. Bunu yapmadığı gibi, “niye yapmıyorsun?” diye soran bir kamu iradesi de yok. Devletin ilgili kurumları bu şahsa lisans veriyor, kamu kurumlarından, belediyelerden ihale alıyor, denetlemesi gereken kurumlar da sahnede yok. Antalya Valiliği bunu bildiği halde seyirci kalıyor. Devasa boyutlu bir çevre katliamı hemen yanımızda duruyor ve bir gazetecinin gidip fotoğraflamasını bekliyor. Peki, bu atık ne olacak? O şekilde kalacak. Niye? Bunun cevabını da bir yetkili verdi: “Çünkü Hamdi Sarıca o ihaleden aldığı paraları çoktan yedi.” Bir yakma tesisi kuracak ve 160 bin tonluk bu atık çamurunu yakacak parası yok. Peki devlet? Susuyor, susturuyor, üstünü kapatıyor. En başta Antalya Valisi Münir Karaloğlu olmak üzere, ilgili bütün kurumlar görevini yerine getirmediği için suçlu. Hesap soran da yok. Devlet yasayla, yönetmelikle, lisansla değil, “Sen yap, yazı arkadan gelir, hallederiz” mantığıyla yönetiliyor. En tepeden en alta kadar…

‘Talihsiz bir durum’… Bir ASAT yöneticisi olan biteni bu cümleyle özetledi. Yani Hurma ve Lara arıtma tesislerinden çıkan atık çamurun Manavgat’a depolanması olayını… Bu konuda ilk başta flu olan bilgiler giderek netleşmeye başladı. Yapılan açıklamalar üzerinden olayı daha belirgin bir şekilde anlatalım. Önce ihale sürecinden başlayalım. Antalya’da katı atık bertaraf işini yapan, yani lisans sahibi sadece iki firma var. Bunların dışında kimse ihaleye katılamıyor. Bir kamu kurumu olan, bırakın Antalya’yı, Türkiye’nin bile en hacimli şirketlerinden ASAT’ın ise lisansı yok. Özel sektöre lisans veren bakanlık, ASAT’a halen lisans vermedi. Tabii bu lisans başvurusunun 5 yıllık Menderes Türel döneminde niye yapılmadığı ayrı bir soru işareti.

Atık çamurunda ihale tezgahları

Muhittin Böcek’in göreve seçildiğinin ilk günlerinde yapılan katı atık ihalesine bu iki firma da katılmıyor. Fiyatı artırmak için ikinci ihaleyi bekliyorlar. Onu da söyleyelim: Maliyeti ton başına yaklaşık 60 lira olan atığı 260 liradan bertaraf etmeyi teklif ediyorlar. Yani ton başına 200 lira. Bir kamyonun taşıyabileceği tonu hesaplayın ve bunu 150’yle çarpın. Çünkü her gün en az 150 kamyon atık çamuru taşınıyor. Devasa bir para… Bu iki şirket, kamu kurumu ASAT’ı, bütün Antalyalıların şirketini, vatandaşın kaynağını cendereye sokmak, boğazını sıkarak daha fazla para kazanmak için ihale oyunu çeviriyorlar. Maksat ASAT’ı elini kolunu bağlayarak çaresiz hale getirmek ve istedikleri parayı almak.

Vali Karaloğlu’nun da bilgisi var

İşte tam bu noktada ASAT yöneticileri, Antalya Valisi Münir Karaloğlu’yla da görüşerek, önümüzdeki süreçte epeyce tartışılacak bir karar alıyorlar. ASAT’ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yaptığı lisans başvurusu henüz sonuçlanmadığı halde, atık çamurunu kendileri depolamaya karar veriyorlar. Yani ASAT ya bu iki şirkete teslim olacak ya da Antalya dev atık çamuru yığınlarıyla karşı karşıya kalacakken, “Teslim de olmayız, Antalya’yı da teslim” etmeyiz noktasında verilen bir kararla Manavgat’ta bir alan tespit ediliyor ve atık çamuru buraya depolanmaya başlıyor. O çamur en az 3 yıl Manavgat’ta kalacak. Çünkü ASAT’ın lisans alması ve sonrasında atıkları yakacak bir bertaraf tesisi kurması en az 3 yıl sürecek.

Korkuteli’nde 160 bin tonluk skandal

Bu arada Antalya’da atıkların yakılabildiği bir tesis yok. Bu atık çamurunu ‘bertaraf edeceğim’ diye alıp Korkuteli’ne götüren güreş ağasının yol açtığı bir çevre skandalını da bu vesileyle duyurmuş olalım. Bu atık çamurunu daha önce Korkuteli’nin İmecik Köyü çevresindeki tarlalara döken Hamdi Sarıcı, daha sonra küçük bir araziyi adres göstererek atık işini sürdürdü. Bu arazinin çevresindeki kamu arazilerini de beton duvarla çevirerek içini atık çamuruyla doldurdu. Uzmanlar 160 bin tondan bahsediyorlar. Korkuteli’nde İmecik Köyü yakınlarında içi 160 bin ton atık çamuruyla dolu devasa bir pislik havuzu var. Üstelik bu ihale ‘bertaraf’ ihalesi… Yani Hamdi Sarıca’nın bu çamuru yakarak yok etmesi gerekiyor. Bunu yapmadığı gibi, “niye yapmıyorsun?” diye soran bir kamu iradesi de yok. Devletin ilgili kurumları bu şahsa lisans veriyor, kamu kurumlarından, belediyelerden ihale alıyor, denetlemesi gereken kurumlar da sahnede yok. Antalya Valiliği bunu bildiği halde seyirci kalıyor. Devasa boyutlu bir çevre katliamı hemen yanımızda duruyor ve bir gazetecinin gidip fotoğraflamasını bekliyor. Peki, bu atık ne olacak? O şekilde kalacak. Niye? Bunun cevabını da bir yetkili verdi: “Çünkü Hamdi Sarıca o ihaleden aldığı paraları çoktan yedi.” Bir yakma tesisi kuracak ve 160 bin tonluk bu atık çamurunu yakacak parası yok. Peki devlet? Susuyor, susturuyor, üstünü kapatıyor. En başta Antalya Valisi Münir Karaloğlu olmak üzere, ilgili bütün kurumlar görevini yerine getirmediği için suçlu. Hesap soran da yok. Devlet yasayla, yönetmelikle, lisansla değil, “Sen yap, yazı arkadan gelir, hallederiz” mantığıyla yönetiliyor. En tepeden en alta kadar…

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.