Büyükşehir’e kayyum taşları döşeniyor

Menderes Türel döneminde arıtmadan çıkan atıkların bertaraf edilmesi özel sektöre ihale ediliyordu. Bu ihaleleri alan da sadece iki firma vardı. Aslında basit bir işlem, öyle yüksek teknolojiye, büyük bir yatırıma ihtiyaç yok. Bunu ASAT’ın kendisi de yapabilir, ama şimdiye kadar yapmayıp birilerini zengin ettiler. İki firmanın dışında şirket de barındırılmadı o sektörde. Neyse belediye başkanlığına Muhittin Böcek seçildi ve farklı bir süreç başladı. ASAT seçimlerden önce ilan ettiği katı atık bertaraf ihalesini Böcek döneminde yaptı. Ama sonra bu ihale iptal edildi. Birileri dediler ki, “Özel firmaya yaptırmamıza gerek yok. Zaten zarardayız. Lisansımız olmasa da biz bunu ASAT olarak yapabiliriz. Lisans da arkadan gelir.” Emin misiniz? “Eminiz. Ankara’da bağlantılarımız var. Bizi birkaç ay idare ederler. O arada da lisansımız çıkar.” Ankara istese zaten lisans bir ayda çıkar, ama malum belediye CHP’de…   Müfettişlere suçüstü yaptırılmış   Neyse efendim, Manavgat’ta bir yer ayarlandı. Birinci derece su kaynaklarının üstü… Hurma’dan çıkan atıklar kamyonlarla oraya taşınıp dökülmeye başlandı. Tekrar söylüyorum: Birinci derece su kaynaklarının üstüne… Tabii birileri şikayet ediyor ve ne hikmetse ASAT’ın bütün kamyonları oradayken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın müfettişleri araziyi basıyor. Ve yine ne hikmetse bütün kamyonlarda atıkların Hurma’dan alındığına dair ASAT logolu evraklar, belgeler var. Her şey hazırlanmış yani. Müfettişler eli boş dönmesin diye bütün malzeme oraya yığılmış, bütün kanıtlar gözlerinin önüne getirilmiş. Drone kamerayla çekimler yapılıyor. Atıkların suya karıştığı, su kaynaklarını kirlettiği tespit ediliyor. Tam bir skandal…   Büyükşehir’e milyonluk ceza   Peki, ne olacak? Bürokrat cevap veriyor: “Efendim bir şey olmaz, 20-30 bin lira ceza yazarlar. Ama biz milyonlarca liralık tasarruf etmiş oluruz.” Öyle mi? “Öyle efendim.” Fakat bunun sadece para değil, aynı zamanda hapis cezası bile var. Görevi kötüyü kullanmaktan hapis cezasını takmasınlar bize… “Olur mu efendim öyle şey, daha neler… Ankara’da bağlantılarımız var, hiçbir şey olmaz…” Öyle mi? “Öyle efendim…” Küt diye ceza gelir. Öyle 20-30 bin liralık değil, söylendiğine göre birkaç milyonluk bir ceza. “Buradaki bütün atıkları topla ve araziyi eski haline getir” diye 30 gün süre verilir Büyükşehir Belediyesi’ne. Hani şu tankerlerden petrol sızdığında uygulanan ve maliyeti çok yüksek olan deniz temizleme çalışmaları var ya, işte onun aynısı yapılacak. Toprak iyice temizlenecek, örnekler alınacak, uzmanlar ‘oldu’ denilinceye kadar sürecek bu operasyon. Yani milyonlar harcanacak. Böcek’i ‘tasarruf edelim’ diye yola çıkaranlar milyonlarca liralık bir zararı sırtına yüklemiş durumda…   Havuz medyası işaret bekliyor   Bununla bitiyor mu? Bitmiyor. Müfettişlerin suçüstü yaptığı, daha doğrusu yaptırıldığı olayın savcılığa yansıyacağı da konuşuluyor. Birileri yansıtacak yani… Hatta drone kamerayla filan alınan görüntülerin şimdiden havuz medyasına servis edildiği ve uygun zaman kollandığı da iddialar arasında. Doğru mudur? Doğrudur… Yaparlar mı? Daha önce sayısız kez yaptıklarına göre, şimdi de yaparlar. Yani amaç Muhittin Böcek’i yargılatıp belediye başkanlığından almak ve yerine kayyum atamak. Başkan Böcek’i de terör örgütüne destek vermekten filan alacak değiller ya, böyle bir mevzudan götürebilirler ancak. Peki bütün bunları kim yaptırıyor, bu tezgahı kim kuruyor? Onu da anlatalım… Türel’in A takımı aslında 4 kişiden oluşuyordu. Bahadır Yantaç ve Caner Şahinkara memur olmadıkları için Türel’le birlikte gittiler. İki kişi kaldı ve şu an belediyenin iki kilit noktasını tutuyorlar. Muhittin Böcek de Cansel Çevikol Tuncer’i genel sekreter yapma derdinden sağına, soluna bakmıyor. Baksa görür mü? Bilemem… Çünkü cinayeti katile soruyor ve katilin gösterdiği yanlış adreste dolanıp duruyor. Bizden söylemesi… Biliyordunuz da sustunuz demesinler. Gazetecinin görevi bildiğini söylemek, yazmak ve aydınlatmak… Gerisi yönetenlere kalmış, gereğini onlar yapacak ya da yapmayacak.