Diş eti ve burun kanaması lösemi belirtisi olabilir

SAĞLIK 14.11.2019 - 15:54, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

Diş eti ve burun kanaması lösemi belirtisi olabilir

Prof. Dr. Volkan Hazar, genellikle çocuklarda görülen akut lösemilerde en sık diş eti ve burun kanamaları, deride küçük kırmızı döküntüler, ateş ve kansızlık oluştuğunu belirterek, "Akut lösemi ani başlıyor ve tedavi edilmezse kısa sürede hayat kaybına yol açıyor" dedi

haberimizvar.net Kan kanseri olarak da bilinen lösemi, kemik iliğinin anormal hücreler ile dolması ve bu hücrelerin kana ve tüm dokulara yayılması sonucu ortaya çıkıyor. Genellikle çocuklarda görülen akut lösemilerde en sık diş eti ve burun kanamaları, deride küçük kırmızı döküntüler, ateş ve kansızlık oluşuyor. Akut lösemi ani başlıyor ve tedavi edilmezse kısa sürede hayat kaybına yol açıyor. Medstar Antalya Hastanesi Çocuk Onkolojisi Bölümü'nden Prof. Dr. Volkan Hazar çocukluk çağı lösemileri ve tedavisi hakkında bilgi verdi. DİŞ ETİ VE BURUN KANAMALARINA DİKKAT! Prof. Dr. Volkan Hazar, trombosit düşüklüğünün hastalarda çürüklere ya da toplu iğne başı büyüklüğünde kırmızı-mor döküntülere, deri ve burun kanamalarına yol açtığını, lökosit düşüklüğünün ise yüksek ateş ve enfeksiyona neden olduğunu söyledi. Kırmızı kan hücresi eksikliği anemiye ve buna bağlı olarak, halsizliğe, nefes darlığına, kolay yorulmaya neden olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hazar, "Bunun dışında kilo kaybı, vücutta çeşitli bölgelerde bezeler, dişetlerinde şişkinlik ve eklem ağrıları görülebilir" dedi. ALL ÇOCUKLUKTA, AML İSE ERİŞKİNLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR ALL çocukluk dönemi lösemilerinin yüzde 80'inden sorumlu olduğunu anlatan Prof. Dr. Volkan Hazar "3-7 yaşları arasında sıktır. Erişkinlerde de görülebilir ve tüm erişkin lösemilerinin yüzde 20'sini oluşturur. Akut lenfoblastik lösemide lenfoblastların olgunlaşma ve farklılaşma fonksiyonu kaybolmuştur. Bu hücreler hızla çoğalıp normal hücrelerin yerini aldıkça kemik iliğinde eritrosit, trombosit ve lökositlerin yapımı bozulur ve bu normal hücrelerin oluşturduğu fonksiyonlar kaybolur. Bunun sayesinde hastalık gelişir. Lenfosit dışında kalan lökositleri oluşturan hücrelerin öncüllerinin aşırı ve kontrolsüz çoğalmasıyla (myeloblastlar), akut miyeloid lösemi meydana gelir. Aynı ALL'de lenfoblastların yaptığı gibi, kemik iliğinde çoğalır ve buradan kana ve beyin-omurilik gibi diğer organlara geçerler. AML çocukluk dönemi lösemilerinin yüzde 15-20'sinden sorumludur, erişkinlerde daha sık görülür" diye konuştu. DİŞ ETİ VE BURUN KANAMALARINA DİKKAT! Her iki akut lösemide de benzer şikayetler görüldüğüne işaret eden Prof. Dr. Volkan Hazar, şunları kaydetti: "Halsizlik, çabuk yorulma, hareketle artan nefes darlığı ve solukluk meydana gelir. Trombositlerin sayısında yetersizliğe bağlı olarak, ciltte morluk oluşması, toplu iğne başı büyüklüğünde kırmızı yaygın döküntüler, burun ve diş eti kanamaları görülür. Artan blastlar bağışıklık sistemindeki hücrelerin yapımını bozduğu için yüksek ateş, bademcik iltihabı ve zatürre görülebilir. Blastların lenf bezleri, dalak ve karaciğerde birikmesine bağlı olarak bu organlarda büyüme saptanabilir. Blastlardaki artış, kemik-eklem ağrılarına, göğüs kemiğinde hassasiyete, solukluk, baş ağrısı, iştahsızlık, bulantı, kusma ve kilo kaybına neden olur. Kan sayımında kansızlık ve trombosit sayısında düşüklük sıklıkla saptanır."   HASTALIĞIN NEDENİ TAM OLARAK BİLİNMİYOR Belirtiler görülen hastalarda kesin tanı için kemik iliği aspirasyonu ve biyopsisi yapılması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Hazar, "Aspirasyon örneği özel boyalarla boyanır ve akım sitometrisi ile incelenir. Kromozom anormalliklerinin tayini için genetik inceleme yapılır. Tedavi, saptanan genetik bozukluğa, yaşa, lökosit sayısına, blastların tipine göre de değişir. ALL tedavisi, AML tedavisine göre daha uzun, göreceli olarak daha az yoğundur. Genel olarak ALL tedavisi yaklaşık 2 yıl sürerken, AML tedavisi protokole göre değişmekle birlikte 5 ay ile 18 ay arasında değişebilir." ALL TEDAVİSİ 4 AŞAMADAN OLUŞUYOR Prof. Dr. Volkan Hazar, ALL tedavisi'nin remisyon sağlanması, pekiştirme tedavisi, sinir sistemini koruyucu tedavi ve idame tedavisi olmak üzere 4 aşamadan oluştuğunu söyledi. AML'nin, ALL tedavisine göre daha yoğun kemoterapi uygulamalarını içerdiğini belirten Prof. Dr. Hazar, "Önce 2-3 kürlük iyileşme sağlanmasına yönelik tedavi uygulandıktan sonra pekiştirme tedavisine geçilir. İdame tedavisi hastanın durumuna göre belirlenir. Nüks olan hastalar, başlangıçta beklenen sürede iyileşme sağlanamayanlar ya da bazı yüksek riskli genetik bozuklukları içeren hastalarda allojenik kemik iliği nakli uygulanır. Her iki lösemi tedavisi esnasında hasta ziyaretlerinin sınırlandırılması ve hastalara hastane dışından yiyecek ve içecek getirilmemesine özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir. Grip / nezle gibi bulaşıcı hastalıkların yaygın olduğu dönemlerde hasta olan hiç kimse hastaneye gitmemelidir. Oda ziyaretine izin verilen hastaların odasına ziyaretçiler sıra ile girmeli ve bir kişiden fazla ziyaretçi aynı anda odada bulunmamalıdır" diye konuştu.
Prof. Dr. Volkan Hazar, genellikle çocuklarda görülen akut lösemilerde en sık diş eti ve burun kanamaları, deride küçük kırmızı döküntüler, ateş ve kansızlık oluştuğunu belirterek, "Akut lösemi ani başlıyor ve tedavi edilmezse kısa sürede hayat kaybına yol açıyor" dedi

haberimizvar.net Kan kanseri olarak da bilinen lösemi, kemik iliğinin anormal hücreler ile dolması ve bu hücrelerin kana ve tüm dokulara yayılması sonucu ortaya çıkıyor. Genellikle çocuklarda görülen akut lösemilerde en sık diş eti ve burun kanamaları, deride küçük kırmızı döküntüler, ateş ve kansızlık oluşuyor. Akut lösemi ani başlıyor ve tedavi edilmezse kısa sürede hayat kaybına yol açıyor. Medstar Antalya Hastanesi Çocuk Onkolojisi Bölümü'nden Prof. Dr. Volkan Hazar çocukluk çağı lösemileri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

DİŞ ETİ VE BURUN KANAMALARINA DİKKAT!

Prof. Dr. Volkan Hazar, trombosit düşüklüğünün hastalarda çürüklere ya da toplu iğne başı büyüklüğünde kırmızı-mor döküntülere, deri ve burun kanamalarına yol açtığını, lökosit düşüklüğünün ise yüksek ateş ve enfeksiyona neden olduğunu söyledi. Kırmızı kan hücresi eksikliği anemiye ve buna bağlı olarak, halsizliğe, nefes darlığına, kolay yorulmaya neden olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hazar, "Bunun dışında kilo kaybı, vücutta çeşitli bölgelerde bezeler, dişetlerinde şişkinlik ve eklem ağrıları görülebilir" dedi.

ALL ÇOCUKLUKTA, AML İSE ERİŞKİNLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

ALL çocukluk dönemi lösemilerinin yüzde 80'inden sorumlu olduğunu anlatan Prof. Dr. Volkan Hazar "3-7 yaşları arasında sıktır. Erişkinlerde de görülebilir ve tüm erişkin lösemilerinin yüzde 20'sini oluşturur. Akut lenfoblastik lösemide lenfoblastların olgunlaşma ve farklılaşma fonksiyonu kaybolmuştur. Bu hücreler hızla çoğalıp normal hücrelerin yerini aldıkça kemik iliğinde eritrosit, trombosit ve lökositlerin yapımı bozulur ve bu normal hücrelerin oluşturduğu fonksiyonlar kaybolur. Bunun sayesinde hastalık gelişir. Lenfosit dışında kalan lökositleri oluşturan hücrelerin öncüllerinin aşırı ve kontrolsüz çoğalmasıyla (myeloblastlar), akut miyeloid lösemi meydana gelir. Aynı ALL'de lenfoblastların yaptığı gibi, kemik iliğinde çoğalır ve buradan kana ve beyin-omurilik gibi diğer organlara geçerler. AML çocukluk dönemi lösemilerinin yüzde 15-20'sinden sorumludur, erişkinlerde daha sık görülür" diye konuştu.

DİŞ ETİ VE BURUN KANAMALARINA DİKKAT!

Her iki akut lösemide de benzer şikayetler görüldüğüne işaret eden Prof. Dr. Volkan Hazar, şunları kaydetti: "Halsizlik, çabuk yorulma, hareketle artan nefes darlığı ve solukluk meydana gelir. Trombositlerin sayısında yetersizliğe bağlı olarak, ciltte morluk oluşması, toplu iğne başı büyüklüğünde kırmızı yaygın döküntüler, burun ve diş eti kanamaları görülür. Artan blastlar bağışıklık sistemindeki hücrelerin yapımını bozduğu için yüksek ateş, bademcik iltihabı ve zatürre görülebilir. Blastların lenf bezleri, dalak ve karaciğerde birikmesine bağlı olarak bu organlarda büyüme saptanabilir. Blastlardaki artış, kemik-eklem ağrılarına, göğüs kemiğinde hassasiyete, solukluk, baş ağrısı, iştahsızlık, bulantı, kusma ve kilo kaybına neden olur. Kan sayımında kansızlık ve trombosit sayısında düşüklük sıklıkla saptanır."

 

HASTALIĞIN NEDENİ TAM OLARAK BİLİNMİYOR

Belirtiler görülen hastalarda kesin tanı için kemik iliği aspirasyonu ve biyopsisi yapılması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Hazar, "Aspirasyon örneği özel boyalarla boyanır ve akım sitometrisi ile incelenir. Kromozom anormalliklerinin tayini için genetik inceleme yapılır. Tedavi, saptanan genetik bozukluğa, yaşa, lökosit sayısına, blastların tipine göre de değişir. ALL tedavisi, AML tedavisine göre daha uzun, göreceli olarak daha az yoğundur. Genel olarak ALL tedavisi yaklaşık 2 yıl sürerken, AML tedavisi protokole göre değişmekle birlikte 5 ay ile 18 ay arasında değişebilir."

ALL TEDAVİSİ 4 AŞAMADAN OLUŞUYOR

Prof. Dr. Volkan Hazar, ALL tedavisi'nin remisyon sağlanması, pekiştirme tedavisi, sinir sistemini koruyucu tedavi ve idame tedavisi olmak üzere 4 aşamadan oluştuğunu söyledi. AML'nin, ALL tedavisine göre daha yoğun kemoterapi uygulamalarını içerdiğini belirten Prof. Dr. Hazar, "Önce 2-3 kürlük iyileşme sağlanmasına yönelik tedavi uygulandıktan sonra pekiştirme tedavisine geçilir. İdame tedavisi hastanın durumuna göre belirlenir. Nüks olan hastalar, başlangıçta beklenen sürede iyileşme sağlanamayanlar ya da bazı yüksek riskli genetik bozuklukları içeren hastalarda allojenik kemik iliği nakli uygulanır. Her iki lösemi tedavisi esnasında hasta ziyaretlerinin sınırlandırılması ve hastalara hastane dışından yiyecek ve içecek getirilmemesine özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir. Grip / nezle gibi bulaşıcı hastalıkların yaygın olduğu dönemlerde hasta olan hiç kimse hastaneye gitmemelidir. Oda ziyaretine izin verilen hastaların odasına ziyaretçiler sıra ile girmeli ve bir kişiden fazla ziyaretçi aynı anda odada bulunmamalıdır" diye konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.