Korona aşısı yapabilirdik!

GÜNDEM 19.03.2020 - 18:08, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:05
 

Korona aşısı yapabilirdik!

Mustafa Akaydın’ın rektörlüğü döneminde Akdeniz Üniversitesi’nde başlatılan ‘sağlık araştırma merkezi’ projesi hastane binasına çevrildi. Akaydın, “Eğer iptal edilmeseydi bugün ihtiyaç duyduğumuz aşılar orada geliştirilecek, üretilecek, ihraç edilecekti” dedi.

haberimizvar.net-CHP eski milletvekili, Antalya Büyükşehir Belediyesi eski başkanı ve Akdeniz Üniversitesi eski rektörü Mustafa Akaydın, kendi döneminde üniversitede başlattığı sağlık araştırma merkezi projesinin iptal edildiğini ve o proje iptal edilmeseydi belki de Korona virüsüne karşı etkin tedavilerin geliştirilebilecek olduğunu dile getirdi. Türkiye’de bir örneği olmayan projenin, Avrupa’nın en büyük ve prestijli üniversitelerinden olan İsveç’teki Karolinska Enstitüsü’yle birlikte geliştirildiğini aktaran Akaydın, “8 katlı bina uzun süre atıl durdu. Benden sonraki rektör İsrafil Kurtcephe, ‘Bize araştırma merkezi ne gerek, hastane yatağı lazım’ diyerek hastane bloğuna çevirdi. G Blok diye adlandırılan bina bu araştırma merkeziydi. Bu projenin içine ettiler. Çok ciddi bir acıdır. Antalya’da bilime karşı yapılmış en büyük ayıptır” dedi. ‘2 FETÖ’CÜ MÜFETTİŞ İFADEMİ ALDI’ Kendi döneminde geliştirilen araştırma merkezi projesinin 50 milyonluk bir proje olduğunu belirten Akaydın, “Bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz aşı ve kan ürünleri orada geliştirilecek, üretilecek, ihraç edilecekti. Türkiye bunu başarmış olsaydı ve Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü kapatılmasaydı, Korona virüsü salgınıyla yaşadığımız bu sorunları yaşamayacaktık. Bundan dolayı FETÖ’cü iki müfettiş tarafından ifadem alındı. O müfettişlerin FETÖ’cü olduğu için görevden alındığını duydum. Araştırma merkezinin mimari projesi için İhsan Doğramacı Vakfı’ndan 1.5 milyon liralık destek aldık. Bütçesini de Milli Eğitim Bakanlığı’ndan almıştım. Zaten Bakanlık’tan bütçe almasaydık yargılanacaktık” diye bilgi verdi. ‘TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜĞÜ OLACAKTIK’ 8 katlı binanın her katının 4 bin metrekare olduğunu belirten Mustafa Akaydın, “Bir katı steril ve genetik araştırmalar için çok önemli olan deney farelerine ayrılmış bir laboratuvar olacaktı. Projenin geliştirilme aşamasında İsveçli bilim adamlarından farelerin sismik sallantılardan etkilendiğini ve intihar ettiğini öğrendik. Bu nedenle sismik olaylardan etkilenmeyecek güçte temel atıldı ve maliyeti yükseldi. Diğer katlarda da laboratuvarlar vardı. Organ nakli, mikrobiyoloji gibi konularda araştırmaların yapılacağı bu merkez tıp doktorlarını 24 saat hastane bağlayacak bir projeydi. Mesaisi biten doktor gelip araştırmasını yapacaktı. Türkiye’nin tek üniversitesi olacaktı. Bu projenin biraz daha basitini 9 Eylül Üniversitesi yapmaya çalışıyordu. O ikinci olacaktı. Avrupa’nın en büyüklerinden biri olacaktık” diye konuştu. 
Mustafa Akaydın’ın rektörlüğü döneminde Akdeniz Üniversitesi’nde başlatılan ‘sağlık araştırma merkezi’ projesi hastane binasına çevrildi. Akaydın, “Eğer iptal edilmeseydi bugün ihtiyaç duyduğumuz aşılar orada geliştirilecek, üretilecek, ihraç edilecekti” dedi.

haberimizvar.net-CHP eski milletvekili, Antalya Büyükşehir Belediyesi eski başkanı ve Akdeniz Üniversitesi eski rektörü Mustafa Akaydın, kendi döneminde üniversitede başlattığı sağlık araştırma merkezi projesinin iptal edildiğini ve o proje iptal edilmeseydi belki de Korona virüsüne karşı etkin tedavilerin geliştirilebilecek olduğunu dile getirdi. Türkiye’de bir örneği olmayan projenin, Avrupa’nın en büyük ve prestijli üniversitelerinden olan İsveç’teki Karolinska Enstitüsü’yle birlikte geliştirildiğini aktaran Akaydın, “8 katlı bina uzun süre atıl durdu. Benden sonraki rektör İsrafil Kurtcephe, ‘Bize araştırma merkezi ne gerek, hastane yatağı lazım’ diyerek hastane bloğuna çevirdi. G Blok diye adlandırılan bina bu araştırma merkeziydi. Bu projenin içine ettiler. Çok ciddi bir acıdır. Antalya’da bilime karşı yapılmış en büyük ayıptır” dedi.

‘2 FETÖ’CÜ MÜFETTİŞ İFADEMİ ALDI’

Kendi döneminde geliştirilen araştırma merkezi projesinin 50 milyonluk bir proje olduğunu belirten Akaydın, “Bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz aşı ve kan ürünleri orada geliştirilecek, üretilecek, ihraç edilecekti. Türkiye bunu başarmış olsaydı ve Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü kapatılmasaydı, Korona virüsü salgınıyla yaşadığımız bu sorunları yaşamayacaktık. Bundan dolayı FETÖ’cü iki müfettiş tarafından ifadem alındı. O müfettişlerin FETÖ’cü olduğu için görevden alındığını duydum. Araştırma merkezinin mimari projesi için İhsan Doğramacı Vakfı’ndan 1.5 milyon liralık destek aldık. Bütçesini de Milli Eğitim Bakanlığı’ndan almıştım. Zaten Bakanlık’tan bütçe almasaydık yargılanacaktık” diye bilgi verdi.

‘TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜĞÜ OLACAKTIK’

8 katlı binanın her katının 4 bin metrekare olduğunu belirten Mustafa Akaydın, “Bir katı steril ve genetik araştırmalar için çok önemli olan deney farelerine ayrılmış bir laboratuvar olacaktı. Projenin geliştirilme aşamasında İsveçli bilim adamlarından farelerin sismik sallantılardan etkilendiğini ve intihar ettiğini öğrendik. Bu nedenle sismik olaylardan etkilenmeyecek güçte temel atıldı ve maliyeti yükseldi. Diğer katlarda da laboratuvarlar vardı. Organ nakli, mikrobiyoloji gibi konularda araştırmaların yapılacağı bu merkez tıp doktorlarını 24 saat hastane bağlayacak bir projeydi. Mesaisi biten doktor gelip araştırmasını yapacaktı. Türkiye’nin tek üniversitesi olacaktı. Bu projenin biraz daha basitini 9 Eylül Üniversitesi yapmaya çalışıyordu. O ikinci olacaktı. Avrupa’nın en büyüklerinden biri olacaktık” diye konuştu. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.