‘Yeni bir tek adam partisine ihtiyaç yok’

SİYASET 26.12.2019 - 15:50, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

‘Yeni bir tek adam partisine ihtiyaç yok’

Yeni partinin Ocak ayında kurulacağını açıklayan eski başbakan yardımcısı Ali Babacan, “İstesek başka bir şey yapardık. Ama memlekete bakınca içim kan ağlıyor, yeni bir tek adam partisine ihtiyaç yok” dedi.

haberimizvar.net-AKP’den istifa eden eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan, yeni partinin ocak ayında kurulacağını açıkladı. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ayda 2 kez görüştüğünü ifade eden Babacan,  aktif siyasete neden döndüğünü ve Türkiye’yi nasıl gördüğünü anlatırken “İstesek başka bir şey yapardık. Ama memlekete bakınca içim kan ağlıyor, yeni bir tek adam partisine ihtiyaç yok” dedi.  Ali Babacan parti çalışmalarını yürüttüğü Ankara-Balgat’taki ofisinde Şirin Payzın’ın sorularını yanıtladı. Babacan, 80 dakika süren T24 söyleşisinde yeni parti çalışmalarının beklediğimizden uzun sürdüğünü vurgulayarak, “2020’ye sarkacak, ama bu haftalarla ifade edilecek bir sarkma değil. Partinin adını milletimiz koyacak” açıklamasında bulundu. ‘İHTİYAÇ ÇOĞULCU DEMOKRASİ’ Yeni kuracakları partinin lider partisi değil, ana akım partisi olacağının altını çizen Babacan, “Kadro partisi olacağız. Türkiye’nin bir başka tek adam partisine ihtiyacı yok. Yüzde birlik bir kesimin bile haklarını koruyacağız. Türkiye’nin ihtiyacı katılımcı ve çoğulcu demokrasi” dedi. Şehir Üniversitesi tartışmalarına da değinen Ali Babacan, “Eğer siyasi hesaplaşmanız varsa siyaset zemininde yapılmalı. Binlerce öğrenciyi neden mağdur ediyorsunuz?” diye sordu. ‘SİYASİ REVİZYON GEREKİYOR’ Halkbank’ın dolandırıldığı iddiasına da yanıt veren Babacan, “Cumhurbaşkanımız beni çok iyi tanır. Kızgınlıkla söylenmiş belli… Aksi halde beni 6 ay önce birlikte çalışmaya neden davet etsin. Bana ileride daha ağır şeyler de söylenebilir, biz her şeyi göze aldık. Kararımız tam. Bizi kimse bu yoldan çeviremez. Her şeyin hesabını vermeye hazırız. İftiralar olabilir çamur atanlar olabilir. Çamur atanların da eli pislenir o çamurdan da kolay kolay kurtulamazlar” dedi. Babacan, neden siyasete döndüğü ve durumu nasıl gördüğü sorusuna da, “Memlekete baktıkça içim kan ağlıyor. Bu ülkeye yazık, biz bunu hak etmiyoruz. Bu ülkede topyekun bir siyasi revizyon gerekiyor. ‘50+1 benim vatandaşım, sadece onları sahiplenirim’; böyle bir yönetim olamaz” şeklinde yanıt verdi. ‘GEZİ’DEN MAĞDURİYETİM YOK’ Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın tutuksuz yargılanmaları gerektiğini savunan Babacan, “Demirtaş’ın temsil ettiği siyasi çizginin önü ne kadar açık olursa, siyaset  içinde olursa Türkiye için o kadar faydalıdır. Kavala herkesin tanıdığı bir isim, ne yaptığı belli. Ben şahsen tutuksuz yargılamadan yanayım” dedi. Ali Babacan, Gezi olayları hakkında da, “Samimi eleştirilere bile tahammül edememek çok yazık. Gezi davasında mağdur olarak yer almam benim talep ettiğim bir durum değil. Şahsi olarak Gezi ile alakalı hiçbir mağduriyetim yok” açıklaması yaptı. ‘HER DÜŞÜNCE DÜŞMAN DEĞİL’ İfade özgürlüğü konusuna da değinen Babacan, “Her gösteri, her düşünce, her sesini çıkaran düşman değil. İfade ve gösteri özgürlüğüne tehdit var. İnsanlar her bir araya geldiğinde ‘devleti yıkmak istiyor’ denemez. Her farklı düşünene ‘sen hainsin, sen beni devirmeye çalışıyorsun’; böyle bir şey yok. Baskı rejiminde grinin tonları var. Allah korusun bunun daha koyu tonları da var. Siyah noktası var, daha orada değiliz, ama beyaza dönmek zorundayız” uyarısı yaptı. Başkanlık sisteminin içte de, dışta da barış getirmediğini belirten Babacan, “Bu sistem Türkiye için çalışmıyor, çözüm üretmiyor. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunuyoruz” dedi. ‘İNŞAATLA SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ’ Ekonomi, yargı ve kurumlarla ilgili çok uyarı yaptıklarını da belirten Babacan, “Ülke kayıp gidecek dedik; dediğimiz oldu. Genç işsizliğin yüzde 26  olması tarihi bir oran... Üniversite mezunlarının yüzde 50’si işsiz, tablo çok çok kötü. İnşaatla sorunlar çözülmez. Pazar günü seçimi kazansak 30 günde ekonomiyi ve kurumları toparlarız. Yargıya deriz ki asla size telefonlar gelmeyecek” diye konuştu. Kanal İstanbul tartışmalarını da değinen Babacan, “Bir kutuplaştırma projesi. Gündemi değiştirmeye ihtiyaç var. Çünkü gündemde işsizlik var. Katılımcı demokrasi ile bu proje tartışılmalı. Montrö çok önemli, faydasını çok gördük. Bizim kanal projesine değil sanayi ve teknolojiye yatırıma ihtiyacımız var” dedi. 
Yeni partinin Ocak ayında kurulacağını açıklayan eski başbakan yardımcısı Ali Babacan, “İstesek başka bir şey yapardık. Ama memlekete bakınca içim kan ağlıyor, yeni bir tek adam partisine ihtiyaç yok” dedi.

haberimizvar.net-AKP’den istifa eden eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan, yeni partinin ocak ayında kurulacağını açıkladı. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ayda 2 kez görüştüğünü ifade eden Babacan,  aktif siyasete neden döndüğünü ve Türkiye’yi nasıl gördüğünü anlatırken “İstesek başka bir şey yapardık. Ama memlekete bakınca içim kan ağlıyor, yeni bir tek adam partisine ihtiyaç yok” dedi.  Ali Babacan parti çalışmalarını yürüttüğü Ankara-Balgat’taki ofisinde Şirin Payzın’ın sorularını yanıtladı. Babacan, 80 dakika süren T24 söyleşisinde yeni parti çalışmalarının beklediğimizden uzun sürdüğünü vurgulayarak, “2020’ye sarkacak, ama bu haftalarla ifade edilecek bir sarkma değil. Partinin adını milletimiz koyacak” açıklamasında bulundu.

‘İHTİYAÇ ÇOĞULCU DEMOKRASİ’

Yeni kuracakları partinin lider partisi değil, ana akım partisi olacağının altını çizen Babacan, “Kadro partisi olacağız. Türkiye’nin bir başka tek adam partisine ihtiyacı yok. Yüzde birlik bir kesimin bile haklarını koruyacağız. Türkiye’nin ihtiyacı katılımcı ve çoğulcu demokrasi” dedi. Şehir Üniversitesi tartışmalarına da değinen Ali Babacan, “Eğer siyasi hesaplaşmanız varsa siyaset zemininde yapılmalı. Binlerce öğrenciyi neden mağdur ediyorsunuz?” diye sordu.

‘SİYASİ REVİZYON GEREKİYOR’

Halkbank’ın dolandırıldığı iddiasına da yanıt veren Babacan, “Cumhurbaşkanımız beni çok iyi tanır. Kızgınlıkla söylenmiş belli… Aksi halde beni 6 ay önce birlikte çalışmaya neden davet etsin. Bana ileride daha ağır şeyler de söylenebilir, biz her şeyi göze aldık. Kararımız tam. Bizi kimse bu yoldan çeviremez. Her şeyin hesabını vermeye hazırız. İftiralar olabilir çamur atanlar olabilir. Çamur atanların da eli pislenir o çamurdan da kolay kolay kurtulamazlar” dedi. Babacan, neden siyasete döndüğü ve durumu nasıl gördüğü sorusuna da, “Memlekete baktıkça içim kan ağlıyor. Bu ülkeye yazık, biz bunu hak etmiyoruz. Bu ülkede topyekun bir siyasi revizyon gerekiyor. ‘50+1 benim vatandaşım, sadece onları sahiplenirim’; böyle bir yönetim olamaz” şeklinde yanıt verdi.

‘GEZİ’DEN MAĞDURİYETİM YOK’

Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın tutuksuz yargılanmaları gerektiğini savunan Babacan, “Demirtaş’ın temsil ettiği siyasi çizginin önü ne kadar açık olursa, siyaset  içinde olursa Türkiye için o kadar faydalıdır. Kavala herkesin tanıdığı bir isim, ne yaptığı belli. Ben şahsen tutuksuz yargılamadan yanayım” dedi. Ali Babacan, Gezi olayları hakkında da, “Samimi eleştirilere bile tahammül edememek çok yazık. Gezi davasında mağdur olarak yer almam benim talep ettiğim bir durum değil. Şahsi olarak Gezi ile alakalı hiçbir mağduriyetim yok” açıklaması yaptı.

‘HER DÜŞÜNCE DÜŞMAN DEĞİL’

İfade özgürlüğü konusuna da değinen Babacan, “Her gösteri, her düşünce, her sesini çıkaran düşman değil. İfade ve gösteri özgürlüğüne tehdit var. İnsanlar her bir araya geldiğinde ‘devleti yıkmak istiyor’ denemez. Her farklı düşünene ‘sen hainsin, sen beni devirmeye çalışıyorsun’; böyle bir şey yok. Baskı rejiminde grinin tonları var. Allah korusun bunun daha koyu tonları da var. Siyah noktası var, daha orada değiliz, ama beyaza dönmek zorundayız” uyarısı yaptı. Başkanlık sisteminin içte de, dışta da barış getirmediğini belirten Babacan, “Bu sistem Türkiye için çalışmıyor, çözüm üretmiyor. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunuyoruz” dedi.

‘İNŞAATLA SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ’

Ekonomi, yargı ve kurumlarla ilgili çok uyarı yaptıklarını da belirten Babacan, “Ülke kayıp gidecek dedik; dediğimiz oldu. Genç işsizliğin yüzde 26  olması tarihi bir oran... Üniversite mezunlarının yüzde 50’si işsiz, tablo çok çok kötü. İnşaatla sorunlar çözülmez. Pazar günü seçimi kazansak 30 günde ekonomiyi ve kurumları toparlarız. Yargıya deriz ki asla size telefonlar gelmeyecek” diye konuştu. Kanal İstanbul tartışmalarını da değinen Babacan, “Bir kutuplaştırma projesi. Gündemi değiştirmeye ihtiyaç var. Çünkü gündemde işsizlik var. Katılımcı demokrasi ile bu proje tartışılmalı. Montrö çok önemli, faydasını çok gördük. Bizim kanal projesine değil sanayi ve teknolojiye yatırıma ihtiyacımız var” dedi. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.