SİYASETİN RÖNTGENİ : KARANLIKTAN AYDINLIĞA

Ülkemiz çok partili döneme geçtiğinden beridir 70 yıldır sağ partiler tarafından yönetiliyor. Sol partiler bu süreçte hiç tek başına iktidar olamadı fakat 70 yıldır günden güne ülkeyi bataklığa sürükleyen sağ partiler, her başları sıkıştıklarında suçu sol partilere atma alışkanlığından bir türlü vazgeçmediler.  Günümüzde de 18 yıllık AKP iktidarının son günlerini yaşadığımız bu dönemde yönetemedikleri ve iflasa sürükledikleri ülkenin tek suçlusu olarak CHP'yi gösteriyorlar! 18 yıldır tek başlarına iktidardalar. Yargısı, polisi, askeri, medyası, devletin tüm kurumları ellerinde ama ülkenin bu hale gelmesinin sebebi CHP! Artık bu yalana kendi maaşlı trollerinden başka kimse inanmıyor ve tarihin tozlu sayfalarında yerlerini alacakları güne biraz daha yaklaşıyorlar.  AKP iktidara geldiği 2002 yılından bugüne birkaç kişi hariç kişi başına düşen milli gelir düştü, Türk lirasının değeri düştü, Asgari ücret düştü, halkın refah seviyesi diye bir şey kalmadı, halk pazardan artıkları toplar, çöpten ekmek arar hale geldi!  AKP iktidarında artan şeylerde oldu tabii. Asgari ücret düşerken enflasyon fırladı! İşsizlik arttı, Cumhuriyet tarihinin en üst seviyesine geldi! Kadına şiddet olayları rekor seviyede arttı! Yolsuzluk arttı! Ülkenin yabancı sermayeye satılan demirbaşları arttı, hatta Cumhuriyet'in ilk yıllarında kurulan hiçbir şey kalmadı! Ne varsa sattılar. Yol yapıyoruz diyerek yolsuzluk yaptılar!  18 yılda hak, hukuk, adalet ve liyakat kavramlarını yok ettiler. Düne kadar her istediğini verdikleri fetönün karar verdiği davalara, yollar ayrıldıktan sonra tek adam karar verir hale geldi! Tecavüzcü, katil gücü varsa ceza almazken, kendilerine laf söyleyenler, iki kelime bir şey yazanlar anında içeri alınıyor. Yıllarca sınav sorularını kendi yandaşlarına verip milletin hakkını yediler. Liyakatsiz bir sistem yarattılar. Devletin hiç bir kurumunda ihtisası olanlar oturmuyor! Liyakatliye değil itaat edene görev veriliyor. Liyakat bir yana dursun, şoförünü Milletvekili, damadını Bakan, akrabalarını danışman yaptılar. Halk kırk kanaat geçinmeye çalışırken, tüm yakınları zengin birer iş insanı oldular! Dünyada kadına şiddet olaylarında, basın özgürlüğünde ve adalete güvenme, hak arama gibi bir ülkeyi ayakta tutacak konularda son sıralara geldik.  Üstünden uçak geçerken yaklaşmasın diye uçağa mızrak atan ülkelerle yarışıyoruz! AKP'nin yıllar süren kötü yönetiminden bıkan, tek adamın yaptığı yanlış politikalardan ve ülkenin saltanat haline gelen yönetim şeklinden sıkılan halkımız son yerel seçimlerde hemen hemen bütün büyükşehir belediyelerini CHP'nin yönetmesini istedi. İktidar'a "Siz yönetemiyorsunuz" dedi! Bu seferde devlet gücüyle CHP'li belediyelerin halka hizmet etmemesi için uğraşmaya başladılar. Belediyelerin gelirlerini kestiler, yardımlarını tıkadılar. Halkın belediyelere bağış yapmasına bile izin vermeyip hesaplarına bloke koydular! İktidar hırsı halkın ihtiyaçlarından önemliydi çünkü! AKP'de hal böyleyken, çöküş başlamışken ortağı MHP'de durumlar nasıl diye baktığımız zaman, siyaset üretemeyen, genel başkanlarının koltuk sevdasına hükümetin her dediğine "emredersiniz" diyen bir MHP yarattılar! Teşkilatlarının hiçbiri Bahçeli'ye güvenmediği için donanımlı kadrolarının hepsi İYİ Parti'ye katıldı. Şu anda hala MHP çatısı altında duranlarda boşalan koltuklarda oturabilmek için orada duruyorlar. Çoğu MHP'ye oy bile vermiyor, Bahçeli'nin gideceği günü bekliyorlar!  Muhalefet ise halkını arkasını alıp tüm gücüyle mücadele edip yaptıkları hizmetlerle ülkeyi yönetmeye hazır duruma geldiğini gösteriyor. Son yerel seçimlerde Millet İttifakı, başta İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Antalya olmak üzere hemen hemen bütün büyükşehirleri aldıktan sonra yaptıkları çalışmalarla halkın güvenini boşa çıkarmadılar. AKP döneminde yağmalanan, gırtlağına kadar yolsuzluğa bulaşan belediyeleri kısa zamanda halka açıp düzlüğe çıkardılar. Yiyecek ekmeğe muhtaç edilen halka yapılan yardımlarla övünenlere ders verip, "yardımlarınızı kesecekler" diyenlere karşılık yardımları iki katına çıkardılar. İhaleleri yandaşlara değil canlı yayında hak edene verdiler. İşçiye, ev hanımına, sokakta kalanlara, kısacası derdi olan herkesin yardımına koştular. Salgın hastalık başladı. Hükümet 3 maske dağıtamazken, CHP'li belediyeler maskesinden dezenfektanına, gıda yardımından nakit yardımına hatta hastane kurulumuna kadar olaya anında müdahale ettiler.  En önemlisi şehirlerimizi birilerine peşkeş çekmediler, parsel parsel satmadılar! Yetimin hakkını, karanlık vakıflara, saçma sapan tarikatlara yedirmediler! Millet ittifakının bir diğer ayağı İYİ Parti ise MHP'nin alternatifi olarak başladığı siyasi hayatına duruşuyla ve başarılı çalışmalarıyla, kendisinde koltuk bulamayanlara alternatif haline getirdi MHP'yi!  HDP cephesine gelecek olursak, İktidar'ın sadece seçim dönemlerinde hatırladığı Kürt vatandaşlarımızdan da alabileceği bir şey kalmadı artık! Hatırlarsınız, son yerel seçimlerde Kürt oylarını alabilmek için Abdullah Öcalan'a mektup yazdırıp, kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan'ı devlet televizyonuna çıkarmaları bile yetmemişti! Kürt vatandaşlarımız da bu ülkenin düşünebilen her ferdi gibi hak istiyor, hukuk istiyor, adalet istiyor çünkü! Bugüne kadar AKP'nin bütün yanlışlarına ortak olup sonradan yolları ayrılan Ali Babacan'ın DEVA'sı ve Ahmet Davutoğlu'nun Gelecek Partisi'de aynı tabandan oy devşirerek AKP'nin yıkılışına yardım edecektir! Türkiye Cumhuriyeti Devleti Tek adamdan büyüktür!  İster erken seçimle, ister olağan genel seçimle halk kendine yakışan yönetim şekline karar verip, kendine layık insanları göreve getirecektir. Milletin ittifakı göreve hazırdır. 1920'lerde Mustafa Kemal ile başlayan aydınlık rüzgarı günümüzde de Atatürkçü evlatları ile karanlığı yıkacaktır.  Akın var akın güneşe Akın, Güneşi zaptedecegiz, Kurtuluş yakın..