Delikli peynir

SPOR 30.12.2020 - 19:43, Güncelleme: 30.12.2020 - 19:43
 

Delikli peynir

Bir takım için kırılma noktası niteliğinde maçlar vardır. Antalyaspor-Hatayspor maçı da Antalyaspor için böyle bir maç oldu. Geçen sezonki Gençlerbirliği maçı ile aynı skorla kendi sahasında 6 fark yedi takım. Tepkiler tam da olması gerektiği gibi ve çok büyük. Nasıl olmasın? Lige yeni çıkmış ve süper lig tecrübesi en az olan takımdan 6 gol mü yenir?

İlk şoku atlatıp, yenilen golleri inceleyerek bu ağır yenilgiyi anlamaya çalışalım. Maçı anlamak ya da analiz etmek yersiz çünkü maç sadece bu gollerden ibaret. Golleri konuşmadan önce peşinen söyleyeyim, bu maçı Ersun Yanal’ın tercih hataları ya da taktiğiyle, rakibin gücüyle, ucuz ama iş yapan transfer politikasıyla falan açıklayamaz kimse. 4 gol birden atan Boupendza isimli Hatayspor futbolcusu lig sonuna kadar muhtemelen en çok bir 4 gol daha atar. Bu maça gelene kadar sadece 2 maçta yedekten gelip rakibin kendi sahasında kaybettiği toplarla bomboş pozisyonlarda gol atmış. Gelelim buradaki gollere: İlk golde aldığı pasla sıkışan Boffin topu uzaklaştırmak yerine rakibe teslim ediyor. Antalyaspor, özellikle bundan önceki iki maçta daha bariz uygulamaya başladığı kaleden itibaren pasla çıkma anlayışında ve bu gol bu taktiğin uygulanmasındaki bir hatanın ürünü. Uygulamadaki bir hata taktiğin yanlışlığını göstermez sadece geliştirilmesi gerektiğini gösterir. Kaptırılan toplara hızlı reaksiyon göstermek de bu oyun anlayışının tamamlayıcı unsurudur ki esas sıkıntı burada. Topun kaybedildiği bölgedeki tüm Antalyasporlular sadece dondu ve izledi. Naldo şut pozisyonu alan Boupendza karşısında buz dansını andırır bir hareketle neyi amaçladı acaba? İkinci golde ise rakip kendi sol bek mevkiinden çıkardığı topta iki pasla pozisyona girdi ve Boupendza direkten farksız şekilde önünde duran Naldo’yu geçerek düzgün bir vuruşla sonuca gitti. Normalde sadece futbolcu lisansı sahibi ve yaşı itibariyle reşit, rastgele 3 kişiyi oraya koysan böyle gol yenmez, ama yendi. Adamlar dubaların arasından geçip gider gibi gol attı. Boffin de çömlerek topun kaleye girişini izledi. Ama bazı yorumları görüyoruz, sanki Ersun Yanal topa üfledi de top kaleye girdi. Gelelim üçüncü gole. Hataysporlu oyuncu sağ taratan duran top kullanır gibi hayatının en rahat ortasını yapıyor ve 9 numaralı oyuncu (Boupendza) penaltı noktasının 2 metre yanında antrenmanda isabet çalışır gibi sıçramaya dahi ihtiyaç duymadan (zira karşısında üzerine çıkıp vuracağı bir stoper yok) isabetsiz bir vuruş yapıp topu yumuşak bir şekilde Boffin’e nişanlıyor. Bu Boffin’de en ufak bir utanma duygusu varsa yediği bu golden dolayı yıllık ücretinin yarısından feragat eder çünkü bu gol kaza falan değil. Kan testi yapılması dahi gerekliydi maçtan sonra. Poziyonun başında top sağ kanattaki Hataysporlu’ya nasıl geldi derseniz o da şöyle oldu: Antalyaspor orta saha ve hucüm hattı resmen ortadan topla sokulan Hataysporlu’ya ‘bak bilader sağ kanatta adamın müsait oraya at dedi’. Dördüncü golün teferruatına girmeyeceğim. Eren Albayrak kardeş, golün özetini izle ve 6. Saniyede neden durduğunu önce kendine açıkla sonra bizlere. Bu golde ve sonraki gollerde (hatta ofsayt nedeniyle iptal olan da dahil)  defansın acizliğinin ve hamlesizliğinin, kalecinin hastalıklı görüntüsünün detayları ile zaman harcamak istemiyorum. Taktik disiplinden ve mücadeleden uzaklaşan oyuncu grubunu da ilave edersek, bu maç başka bir maçtı ve ahlaki ve yönetim acizliği yönleriyle aklımıza kazındı. Beşinci golü anlatırsam işin rengi iyice değişecek diye burada kesiyorum. Evet kadro mühendisliğinde sorun var, takımın yaşlı-genç, atlet-teknik oyuncu dengesi kötü. Zamansız hoca değişiklikleri ve uzun vadeli plan ve teknik uyumsuzluklar, çelişkiler büyük sorun, mevcut hoca belki elindeki malzemeyi iyice tartmadan, erken girdi oyun yapısındaki bu radikal değişime (ki uzun vadede hocanın tam destekçisiyim), ama bu sonuçta bir anormallik var. Olmaması gereken ne varsa oldu bu maçta ve sadece futbolla ilgili bir konu değil bu. En son fatura kesilecek adam da Ersun Yanal. Tuttukları İstanbul takımlarını işe bulaştırıp da hocaların mazisine göre tepki yaratmaya çalışanları da ilginç bulduğumu ifade ederek camiayı teknik direktör Ersun Yanal’a sahip çıkmaya, Ali Şafak Öztürk ve yönetimini de ciddiyete, ilkeli davranmaya, liyakatlı olmaya ve disipline davet ediyorum. Tabi bir kısım futbolcuyu da ahlaklı olmaya.   -Kaynak:Aran Mehmet Yanar 
Bir takım için kırılma noktası niteliğinde maçlar vardır. Antalyaspor-Hatayspor maçı da Antalyaspor için böyle bir maç oldu. Geçen sezonki Gençlerbirliği maçı ile aynı skorla kendi sahasında 6 fark yedi takım. Tepkiler tam da olması gerektiği gibi ve çok büyük. Nasıl olmasın? Lige yeni çıkmış ve süper lig tecrübesi en az olan takımdan 6 gol mü yenir?

İlk şoku atlatıp, yenilen golleri inceleyerek bu ağır yenilgiyi anlamaya çalışalım. Maçı anlamak ya da analiz etmek yersiz çünkü maç sadece bu gollerden ibaret. Golleri konuşmadan önce peşinen söyleyeyim, bu maçı Ersun Yanal’ın tercih hataları ya da taktiğiyle, rakibin gücüyle, ucuz ama iş yapan transfer politikasıyla falan açıklayamaz kimse. 4 gol birden atan Boupendza isimli Hatay spor futbolcusu lig sonuna kadar muhtemelen en çok bir 4 gol daha atar. Bu maça gelene kadar sadece 2 maçta yedekten gelip rakibin kendi sahasında kaybettiği toplarla bomboş pozisyonlarda gol atmış. Gelelim buradaki gollere:

İlk golde aldığı pasla sıkışan Boffin topu uzaklaştırmak yerine rakibe teslim ediyor. Antalyaspor, özellikle bundan önceki iki maçta daha bariz uygulamaya başladığı kaleden itibaren pasla çıkma anlayışında ve bu gol bu taktiğin uygulanmasındaki bir hatanın ürünü. Uygulamadaki bir hata taktiğin yanlışlığını göstermez sadece geliştirilmesi gerektiğini gösterir. Kaptırılan toplara hızlı reaksiyon göstermek de bu oyun anlayışının tamamlayıcı unsurudur ki esas sıkıntı burada. Topun kaybedildiği bölgedeki tüm Antalyasporlular sadece dondu ve izledi. Naldo şut pozisyonu alan Boupendza karşısında buz dansını andırır bir hareketle neyi amaçladı acaba?

İkinci golde ise rakip kendi sol bek mevkiinden çıkardığı topta iki pasla pozisyona girdi ve Boupendza direkten farksız şekilde önünde duran Naldo’yu geçerek düzgün bir vuruşla sonuca gitti. Normalde sadece futbolcu lisansı sahibi ve yaşı itibariyle reşit, rastgele 3 kişiyi oraya koysan böyle gol yenmez, ama yendi. Adamlar dubaların arasından geçip gider gibi gol attı. Boffin de çömlerek topun kaleye girişini izledi. Ama bazı yorumları görüyoruz, sanki Ersun Yanal topa üfledi de top kaleye girdi.

Gelelim üçüncü gole. Hataysporlu oyuncu sağ taratan duran top kullanır gibi hayatının en rahat ortasını yapıyor ve 9 numaralı oyuncu (Boupendza) penaltı noktasının 2 metre yanında antrenmanda isabet çalışır gibi sıçramaya dahi ihtiyaç duymadan (zira karşısında üzerine çıkıp vuracağı bir stoper yok) isabetsiz bir vuruş yapıp topu yumuşak bir şekilde Boffin’e nişanlıyor. Bu Boffin’de en ufak bir utanma duygusu varsa yediği bu golden dolayı yıllık ücretinin yarısından feragat eder çünkü bu gol kaza falan değil. Kan testi yapılması dahi gerekliydi maçtan sonra. Poziyonun başında top sağ kanattaki Hataysporlu’ya nasıl geldi derseniz o da şöyle oldu: Antalya spor orta saha ve hucüm hattı resmen ortadan topla sokulan Hataysporlu’ya ‘bak bilader sağ kanatta adamın müsait oraya at dedi’.

Dördüncü golün teferruatına girmeyeceğim. Eren Albayrak kardeş, golün özetini izle ve 6. Saniyede neden durduğunu önce kendine açıkla sonra bizlere. Bu golde ve sonraki gollerde (hatta ofsayt nedeniyle iptal olan da dahil)  defansın acizliğinin ve hamlesizliğinin, kalecinin hastalıklı görüntüsünün detayları ile zaman harcamak istemiyorum. Taktik disiplinden ve mücadeleden uzaklaşan oyuncu grubunu da ilave edersek, bu maç başka bir maçtı ve ahlaki ve yönetim acizliği yönleriyle aklımıza kazındı. Beşinci golü anlatırsam işin rengi iyice değişecek diye burada kesiyorum.

Evet kadro mühendisliğinde sorun var, takımın yaşlı-genç, atlet-teknik oyuncu dengesi kötü. Zamansız hoca değişiklikleri ve uzun vadeli plan ve teknik uyumsuzluklar, çelişkiler büyük sorun, mevcut hoca belki elindeki malzemeyi iyice tartmadan, erken girdi oyun yapısındaki bu radikal değişime (ki uzun vadede hocanın tam destekçisiyim), ama bu sonuçta bir anormallik var. Olmaması gereken ne varsa oldu bu maçta ve sadece futbolla ilgili bir konu değil bu. En son fatura kesilecek adam da Ersun Yanal. Tuttukları İstanbul takımlarını işe bulaştırıp da hocaların mazisine göre tepki yaratmaya çalışanları da ilginç bulduğumu ifade ederek camiayı teknik direktör Ersun Yanal’a sahip çıkmaya, Ali Şafak Öztürk ve yönetimini de ciddiyete, ilkeli davranmaya, liyakatlı olmaya ve disipline davet ediyorum. Tabi bir kısım futbolcuyu da ahlaklı olmaya.

 

-Kaynak:Aran Mehmet Yanar 

Antalya HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.