Eğitimde ‘okulları açacağız’ oyunu: Hiçbir hazırlık yapılmıyor

GÜNDEM 19.01.2021 - 11:54, Güncelleme: 19.01.2021 - 11:54
 

Eğitimde ‘okulları açacağız’ oyunu: Hiçbir hazırlık yapılmıyor

Pandeminin en büyük hasarı verdiği alanlardan birisi eğitim. Bakanlık, ikinci dönemde yüzyüze eğitime başlanacağı işaretleri veriyor ama somut bir hazırlık yok.

haberimizvar.net- 2020-2021 eğitim öğretim yılının ilk dönemi tamamlanırken Milli Eğitim Bakanlığının ne yapacağı hala net değil.  Bir televizyon programına konuk olan bakan Ziya Selçuk alışıldığı üzere muğlak açıklamalar yaptı. Okullar açılacak mı sorusuna yanıt veren Selçuk 15 Şubat’ta okulları açmakla ilgili ilke kararı aldıklarını söylerken, bir yandan da konunun Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun alacağı kararlarla bağlantılı olduğunu ekledi. Üsttelik “açılma” tarifi olarak ve yine olasılıklar halinde sıraladığı seçenekler tam olarak açılmaya denk düşmüyor. Bakan’ın pek açık olmayan açıklaması Ziya Selçuk’un son olarak bir televizyon programında söyledikleri şöyle: "Başlangıçta açılsın veya açılmasın gibi tartışmalar oldukça yoğundu ama şu anda açılsın noktasında ciddi bir beklenti var. Bizim asıl baktığımız yer Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kabinenin alacağı kararlarla bağlantılı. İlke olarak, okulun açılmasını çok önemsiyoruz. Bütün dünyadaki ülkelere baktığımızda başka ülkeler okulları ne kadar açık tuttu? Benzer salgın süreci olan ülkeler dahil. Biz ne kadar açık tuttuk? Bir karşılaştırma yaptığımızda biz aslında çok kontrollü gittik. Bizim okullarımızın açık olma süreci, çok daha az. 15 Şubat'ta okulları açmakla ilgili zaten bir ilke kararı aldık. Bunun ne şekilde olacağına dair de geçmişten gelen deneyimlerimiz de var. İki gün iki gün bölmek gibi ya da belli sınıf seviyelerinde kademeli olarak açmak gibi. Çok farklı senaryolarımız, uyguladıklarımız ve uygulamadıklarımız var." Bir dönem boyunca neler oldu? Geride bıraktığımız dönemde yaşanan karmaşaya bir baktığımızda, bakanın pek de açık olmayan sözlerinin yeni dönemde yeni bir karmaşanın işareti olduğunu düşünmek için çok neden var. Hatırlayalım... 15 Ağustos’ta okulların yüz yüze eğitime hazır olduğunu ilan eden Ziya Selçuk okulların açılacağını söyledi. ‘’Okulum Temiz’’ belgesini alan özel okullar bunun reklamını da yaparak kayıt almaya başladı. Devlet okullarında ise durum karışıktı. Çünkü bakanlık devlet okullarına en ufak bir bilgilendirme bile yapmamıştı. Görevini sadece denetleme üzerine kuran bakanlık okullara hijyen kurallarını bildirmekten öteye geçemedi.  Hizmet içi seminerler başladığında okullara giden öğretmenler ise tam bir bilinmezin içine düştüler. Çalışan personel sayısında eksilmeye gidilmesi, okulların bütçelerinde para olmaması, bakanlığın herhangi bir destek sunamaması okulları neye dayanarak açtıkları sorusunu akıllara getiriyordu. İdareciler bakanlıktan bir açıklama beklerken Bakan Ziya Selçuk okullara yazı gönderip, pandemi koşullarına uygun bir eğitim ortamı yaratmak yerine sosyal medyadan ileti yazıp TV programlarında açıklamalar yaparak adeta şov yapıyordu.  Devlet okulları bu süreçte kaderleriyle baş başa bırakıldı. Öğretmenlerden, öğrencilerden para toplayarak ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken bakanlık seyreltilmiş sınıflarda kademeli şekilde eğitimin başlayacağını duyurdu. İsteyen veli okula göndermeyebilir denilerek, öğrencilerin eğitimi, velilerin inisiyatifine bırakıldı. Veliler çocuklarının sağlığından endişeliydi. Özel okullardan devlet okullarına geçiş apar topar yasaklandı Öğrencilerin büyük bir kısmı için eğitim online dersten ibaret kaldı. Bu esnada EBA çöktü, çocukların telefonları, tabletleri hatta televizyonlarının olmadığı haberleri çıkmaya başladı. Ziya Selçuk ise bu gelişmeleri ‘’ Bu aslında bir taraftan bizim için olumlu bir haber, çünkü inanılmaz bir talep var.’’ ‘’ EBA kullanımında dünyada birinciyiz’’ şeklinde gayri ciddi açıklamalar yaparak geçiştirmeye çalıştı. Çocukların kimisi okullara gelirken kimisi evden derslerine devam etmeye çalıştı. Bakanlık 8 ve 12. sınıflara yüz yüze derslerin yanında Destekleme ve Yetiştirme Kurslarının da olacağını söyledi. Ardından seyreltilmiş sınıflara gelen öğrenci sayısını az bularak önce onları kapattı. Özel okullar kayıtları almış, nakil işlemleri kapatılmışken 19 Kasım tarihinde Bakanlıktan gelen yazıyla 4 Ocak’a kadar okulların uzaktan eğitime geçildiği duyuruldu. Ve bir dönem bu şekilde bitti.  Şimdi okullarda durum ne? İkinci dönem için ise bakanlıktan bugüne kadar yarıyıl tatil süresinin öğrenciler için üç hafta olduğundan başka net bir açıklama gelmedi. Öğretmenler ise bu tatil içinde seminer haftası olup olmadığını henüz öğrenebilmiş değiller. Milyonlarca öğrenci, veli ve öğretmen bir açıklama beklerken bir Eğitim Bakanı olarak  Ziya Selçuk “ilke olarak, okulun açılmasını çok önemsediklerini” söyleyebildi. Bunun için ise okullarda herhangi bir hazırlığın yapılması ya da planlama yapılıp okulları bu koşullara hazırlamak yerine Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu ve Cumhurbaşkanını beklediklerini belirtti. Çocuklarımızın ve eğitimcilerin bir dönemi daha oyalamalarla, plansızlık ve boşvermişlikle heba edilebilir. Uzaktan eğitim bir felakete dönüşmüş durumda ve yüz yüze eğitimi başlatmak konusunda yapılan açıklamalar güven vermiyor. Okullara dezenfektan bile yollamayan bakanlık medyada şov yapmakla yetiniyor. Yeni dönem hazırlığı: Özel okullarla teşvik görüşmeleri! Mart 2019’dan beri okulların akıbeti üzerine çalışmak yerine özel okulların kayıt dönemlerine göre kararlar alan Milli Eğitim Bakanı Şubat 2020’ye geldiğimizde hala net bir yol çizmediklerini, çeşitli senaryoların olduğunu söylemekten çekinmiyor. Aynı günlerde Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz ise kısıtlamaların ancak Şubat ayından sonra gevşetilmeye başlanabileceğini ve  önceliğin okulların açılmasına verilmesi gerektiğini belirtiyor. Fakat Bakanlık okulları açabilmek için devlet okullarına ödenek sağlamak yerine özel okul patronları ile teşvik görüşmeleri yapıyor. Yeterli derslikleri bulunmayan okullarda 40 kişilik mevcutları olan sınıflarda derslerin nasıl yapılacağına dair ellerinde bir çözüm önerisi dahi bulunmuyor. Okullara dezenfektan bile göndermekten aciz olan bakanlık temizlik personeli sayısının artırılması gereken yerde azaltılmasına müdahalede bulunmuyor. Eğitimin bu karmaşası içinde bir yıl biterken duruma bakılınca Bakan Ziya Selçuk’un okullarından, imkansızlıkları sebebiyle derslerinden uzak kalan koca bir yılı heba olmuş çocukları ise reklam yapmadığı zamanlar yok saydığını görülüyor .
Pandeminin en büyük hasarı verdiği alanlardan birisi eğitim. Bakanlık, ikinci dönemde yüzyüze eğitime başlanacağı işaretleri veriyor ama somut bir hazırlık yok.

haberimizvar.net- 2020-2021 eğitim öğretim yılının ilk dönemi tamamlanırken Milli Eğitim Bakanlığının ne yapacağı hala net değil.  Bir televizyon programına konuk olan bakan Ziya Selçuk alışıldığı üzere muğlak açıklamalar yaptı. Okullar açılacak mı sorusuna yanıt veren Selçuk 15 Şubat’ta okulları açmakla ilgili ilke kararı aldıklarını söylerken, bir yandan da konunun Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun alacağı kararlarla bağlantılı olduğunu ekledi. Üsttelik “açılma” tarifi olarak ve yine olasılıklar halinde sıraladığı seçenekler tam olarak açılmaya denk düşmüyor.

Bakan’ın pek açık olmayan açıklaması

Ziya Selçuk’un son olarak bir televizyon programında söyledikleri şöyle:

"Başlangıçta açılsın veya açılmasın gibi tartışmalar oldukça yoğundu ama şu anda açılsın noktasında ciddi bir beklenti var. Bizim asıl baktığımız yer Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kabinenin alacağı kararlarla bağlantılı. İlke olarak, okulun açılmasını çok önemsiyoruz. Bütün dünyadaki ülkelere baktığımızda başka ülkeler okulları ne kadar açık tuttu? Benzer salgın süreci olan ülkeler dahil. Biz ne kadar açık tuttuk? Bir karşılaştırma yaptığımızda biz aslında çok kontrollü gittik. Bizim okullarımızın açık olma süreci, çok daha az. 15 Şubat'ta okulları açmakla ilgili zaten bir ilke kararı aldık. Bunun ne şekilde olacağına dair de geçmişten gelen deneyimlerimiz de var. İki gün iki gün bölmek gibi ya da belli sınıf seviyelerinde kademeli olarak açmak gibi. Çok farklı senaryolarımız, uyguladıklarımız ve uygulamadıklarımız var."

Bir dönem boyunca neler oldu?
Geride bıraktığımız dönemde yaşanan karmaşaya bir baktığımızda, bakanın pek de açık olmayan sözlerinin yeni dönemde yeni bir karmaşanın işareti olduğunu düşünmek için çok neden var. Hatırlayalım...

15 Ağustos’ta okulların yüz yüze eğitime hazır olduğunu ilan eden Ziya Selçuk okulların açılacağını söyledi. ‘’Okulum Temiz’’ belgesini alan özel okullar bunun reklamını da yaparak kayıt almaya başladı. Devlet okullarında ise durum karışıktı. Çünkü bakanlık devlet okullarına en ufak bir bilgilendirme bile yapmamıştı. Görevini sadece denetleme üzerine kuran bakanlık okullara hijyen kurallarını bildirmekten öteye geçemedi. 

Hizmet içi seminerler başladığında okullara giden öğretmenler ise tam bir bilinmezin içine düştüler. Çalışan personel sayısında eksilmeye gidilmesi, okulların bütçelerinde para olmaması, bakanlığın herhangi bir destek sunamaması okulları neye dayanarak açtıkları sorusunu akıllara getiriyordu. İdareciler bakanlıktan bir açıklama beklerken Bakan Ziya Selçuk okullara yazı gönderip, pandemi koşullarına uygun bir eğitim ortamı yaratmak yerine sosyal medyadan ileti yazıp TV programlarında açıklamalar yaparak adeta şov yapıyordu. 

Devlet okulları bu süreçte kaderleriyle baş başa bırakıldı. Öğretmenlerden, öğrencilerden para toplayarak ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken bakanlık seyreltilmiş sınıflarda kademeli şekilde eğitimin başlayacağını duyurdu. İsteyen veli okula göndermeyebilir denilerek, öğrencilerin eğitimi, velilerin inisiyatifine bırakıldı. Veliler çocuklarının sağlığından endişeliydi.

Özel okullardan devlet okullarına geçiş apar topar yasaklandı


Öğrencilerin büyük bir kısmı için eğitim online dersten ibaret kaldı. Bu esnada EBA çöktü, çocukların telefonları, tabletleri hatta televizyonlarının olmadığı haberleri çıkmaya başladı. Ziya Selçuk ise bu gelişmeleri ‘’ Bu aslında bir taraftan bizim için olumlu bir haber, çünkü inanılmaz bir talep var.’’ ‘’ EBA kullanımında dünyada birinciyiz’’ şeklinde gayri ciddi açıklamalar yaparak geçiştirmeye çalıştı. Çocukların kimisi okullara gelirken kimisi evden derslerine devam etmeye çalıştı. Bakanlık 8 ve 12. sınıflara yüz yüze derslerin yanında Destekleme ve Yetiştirme Kurslarının da olacağını söyledi. Ardından seyreltilmiş sınıflara gelen öğrenci sayısını az bularak önce onları kapattı. Özel okullar kayıtları almış, nakil işlemleri kapatılmışken 19 Kasım tarihinde Bakanlıktan gelen yazıyla 4 Ocak’a kadar okulların uzaktan eğitime geçildiği duyuruldu. Ve bir dönem bu şekilde bitti. 

Şimdi okullarda durum ne?
İkinci dönem için ise bakanlıktan bugüne kadar yarıyıl tatil süresinin öğrenciler için üç hafta olduğundan başka net bir açıklama gelmedi. Öğretmenler ise bu tatil içinde seminer haftası olup olmadığını henüz öğrenebilmiş değiller. Milyonlarca öğrenci, veli ve öğretmen bir açıklama beklerken bir Eğitim Bakanı olarak  Ziya Selçuk “ilke olarak, okulun açılmasını çok önemsediklerini” söyleyebildi. Bunun için ise okullarda herhangi bir hazırlığın yapılması ya da planlama yapılıp okulları bu koşullara hazırlamak yerine Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu ve Cumhurbaşkanını beklediklerini belirtti.

Çocuklarımızın ve eğitimcilerin bir dönemi daha oyalamalarla, plansızlık ve boşvermişlikle heba edilebilir. Uzaktan eğitim bir felakete dönüşmüş durumda ve yüz yüze eğitimi başlatmak konusunda yapılan açıklamalar güven vermiyor. Okullara dezenfektan bile yollamayan bakanlık medyada şov yapmakla yetiniyor.

Yeni dönem hazırlığı: Özel okullarla teşvik görüşmeleri!
Mart 2019’dan beri okulların akıbeti üzerine çalışmak yerine özel okulların kayıt dönemlerine göre kararlar alan Milli Eğitim Bakanı Şubat 2020’ye geldiğimizde hala net bir yol çizmediklerini, çeşitli senaryoların olduğunu söylemekten çekinmiyor. Aynı günlerde Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz ise kısıtlamaların ancak Şubat ayından sonra gevşetilmeye başlanabileceğini ve  önceliğin okulların açılmasına verilmesi gerektiğini belirtiyor. Fakat Bakanlık okulları açabilmek için devlet okullarına ödenek sağlamak yerine özel okul patronları ile teşvik görüşmeleri yapıyor.

Yeterli derslikleri bulunmayan okullarda 40 kişilik mevcutları olan sınıflarda derslerin nasıl yapılacağına dair ellerinde bir çözüm önerisi dahi bulunmuyor. Okullara dezenfektan bile göndermekten aciz olan bakanlık temizlik personeli sayısının artırılması gereken yerde azaltılmasına müdahalede bulunmuyor. Eğitimin bu karmaşası içinde bir yıl biterken duruma bakılınca Bakan Ziya Selçuk’un okullarından, imkansızlıkları sebebiyle derslerinden uzak kalan koca bir yılı heba olmuş çocukları ise reklam yapmadığı zamanlar yok saydığını görülüyor .

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.