CHP'li Nuhut'tan federasyon seçimleri çıkışı

SİYASET 21.10.2021 - 14:48, Güncelleme: 21.10.2021 - 15:15
 

CHP'li Nuhut'tan federasyon seçimleri çıkışı

CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve Spor Kurulu Başkanı Nuhut, "Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın göstermiş olduğu aday, size karşı 30-0 önde başlıyor, bu da adaletli bir davranış değil" dedi.

haberimizvar.net-CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve Spor Kurulu Başkanı Kenan Nuhut, 8 Kasım'a kadar tamamlanması gereken spor federasyonları seçimlerinde, federasyon başkanlıklarına aday olacaklarda aranan yüzde 15'lik imza şartı ve adaylardan istenen ücrete ilişkin, "Danıştay üst kurulu bu konuda kesin bir karar aldı ve yüzde 15’lik imza şartı kaldırıldı. Buna mukabil Gençlik ve Spor Bakanlığı, bu karara rağmen hâlâ federasyonların bir bölümünde yüzde 15’lik imza şartını uyguluyor, bir bölümünde uygulamıyor. Dolayısıyla bu kanunsuz uygulama, maalesef insanımızı spordan uzaklaştırıyor" dedi. Kenan Nuhut, 2020 yılında yapılması gereken ancak pandemi nedeniyle ertelenen spor federasyonları seçimleriyle ilgili konuştu. Nuhut, federasyon başkanlığına aday olabilmek için yüzde 15 imza şartının ve adaylık ücretinin Danıştay tarafından kaldırıldığını, ancak bazı federasyonların yüzde 15 imza şartını uygulamaya devam ettiğini dile getirdi. Nuhut, federasyon seçimlerinde oy kullanan delegelerin yüzde 10'unun Gençlik ve Spor Bakanlığı kontenjanına ayrıldığını belirterek, "Bir federasyonun delege sayısını 300 kişi olarak düşünelim, orada yüzde 10 oy kullanma hakkı tamamen Gençlik ve Spor Bakanlığı’na verilmiş. Yani Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın göstermiş olduğu aday, size karşı 30-0 önde başlıyor, bu da adaletli bir davranış değil" dedi. Nuhut, federasyon seçimlerinde yaşananları şöyle anlattı: "Son 20 yıldan beri Adalet ve Kalkınma Partisi, maalesef spordaki kararları merkeziyetçi bir düşünceyle almak yönünde hareket ediyor. Bu, ‘benden olanlar spor federasyonu başkanı olsunlar, benden olmayanlar liyakat sahibi dahi olsalar onlar bu işin başına geçmesinler’ düşüncesiyle önce bakanlığın çıkardığı bir çerçeve yönetmelik, onun paralelinde de federasyonlarda çıkan bir ana statü var. Bu ana statülerin bir bölümünde, yüzde 15’lik imza şartı konuldu. Ama buna itiraz edenler olunca Danıştay üst kurulu da bu konuda kesin bir karar aldı ve yüzde 15’lik imza şartı kaldırıldı. Buna mukabil Gençlik ve Spor Bakanlığı, bu karara rağmen hâlâ federasyonların bir bölümünde yüzde 15’lik imza şartını uyguluyor, bir bölümünde uygulamıyor.  Sporda katılımı engellememek lazım. Eğer burada federasyon başkanı olmak isteyenler varsa bunu yüzde 15 imza ile de kısıtlamamak lazım. Daha önce Danıştay üst kurulundan çıkan bir karar var. Bu yüzde 15’lik imza şartının mutlaka kaldırılması lazım. Halbuki şu an yaklaşım, 55 federasyonun seçimleri başladı, bu federasyonların bir bölümünde yüzde 15 imza şartı var, bir bölümünde yok. Mesela benim de eski branşım olan Halter Federasyonu’nda bugün yüzde 15’lik baraj kaldırılmış vaziyette. Burada niye kalktı, ama Judo Federasyonu’nda niye devam ediyor veya Güreş Federasyonu’nda niye devam ediyor? Bunu anlamak da çok zor. Düşünebiliyor musunuz; bir ülkede yaşayacaksınız ve spor teşkilatı adına iş yapacaksınız, yarısında yüzde 15 imza şartı var, yarısında yok. Bir defa hukukun aldığı kararları uygulamak da hukukun bir gereğidir. Bu açıdan baktığınızda yüzde 15’lik imza şartıyla insanların önünü kesmek, bana göre adaletli bir davranış değil. Bu anlamda gönüllülük esasına dayanan sporda mutlaka herkesin seçime girmesini sağlamak gerekir diye düşünüyorum.  Yüzde 15’lik imza şartı kalkınca, onunla ilgili parasal bölüm de kaldırıldı. Yani adaylardan hiçbir parasal talebiniz olamaz. Maalesef devam ediyor. Ücret konusu memur katsayısıyla çarpılan bir rakam, ama yıllara göre değişiyor. Son durumda galiba 4-5 bin lira gibi bir mali yük getiriyor adaylara. Üstüne basarak söylüyorum; federasyon başkanlıkları gönüllülük esasına dayalı ve fahri yapılan bir görev. Bu anlamda oraya aday olanlardan bir de para istemenin bence bir manası yok. Ayrıca hukuken de bir karşılığı yok. "GENÇLİK SPOR BAKANLIĞI'NIN GÖSTERMİŞ OLDUĞU ADAY SİZE KARŞI 30-0 ÖNDE" 2004 Atina Olimpiyatları’ndan bu tarafa spordaki başarıda bir düşüş var. Hatta sporun genişlemesinde de çok büyük düşüşler var. Kanunsuz uygulamalar nedeniyle gerçek spor adamları maalesef sporun uzağında kalıyorlar. Şu anda müthiş bir aday kısıtlaması var. Neden yüzde 15’lik imza. Şu anda mevcut spor federasyonlarının başkanları avantajla işin içerisine giriyorlar. Kendileri belki üç ay önce, belki beş ay önce emri altındaki birtakım yerlerden imzaları toplamış vaziyetteler. Dolayısıyla bu işin içerisinden yetişen spor uzmanlarının aday olmak konusunda artık cesareti de kalmıyor. Bir de yine onların merkeziyetçi düşünceyle koydukları bir yüzde 10’luk baraj var. ‘Herhangi bir spor federasyonunda delege sayısı 150’den aşağı, 300’den yukarı olamaz’ der. Bir federasyonun delege sayısını 300 kişi olarak düşünelim, orada yüzde 10 oy kullanma hakkı tamamen Gençlik ve Spor Bakanlığı’na verilmiş. Yani Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın göstermiş olduğu aday, size karşı 30-0 önde başlıyor, bu da adaletli bir davranış değil.  Yıllardan beri söylemimiz şudur: Biz bu işi mutfağından seçelim, mutfağı kulüplerdir. ‘Spor kulüpleri bu işleri iyi biliyorlar, onlara seçtirelim’ diye bas bas bağırıyoruz. Dolayısıyla şu anda yapılmakta olan seçimlerde, Genel Başkan’ımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da devlet memurlarıyla ilgili ifade ettiği gibi, ‘Hukuksuz bulduğunuz, kanuna aykırı bulduğunuz konularda imza atmayınız’. Gençlik ve Spor Teşkilatı için biz de diyoruz ki ‘Devlet memurları, hukuksuz bu uygulama karşısında lütfen buna imza atmayın’. Bu gençliğimizin, sporun geleceğiyle ilgili bir mesele. Burada korkunç bir rakamla karşı karşıyayız. Türkiye’de spor yapanların sayısı, nüfusun yüzde 3’ü kadar. Yani hakikaten çok düşük bir rakam. Bunu Avrupa’yla, Amerika’yla kıyasladığınızda, sporda sınıfta kaldığımızın bir göstergesi. Bugün Amerika’da spor yapan sayısı yüzde 69’larda. Dolayısıyla bu kanunsuz uygulama, maalesef insanımızı spordan uzaklaştırıyor. Halbuki Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip olduğumuz herkes tarafından biliniyor. Artık Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, bu uygulamadan çok seri bir şekilde vazgeçmesi lazım. Türk gençliğinin spordan uzaklaşmasını düşünecek olursak bu sefer madde bağımlılıkları artacaktır. "2002'DEN SONRA SEÇİMLERE SİYASETİN GİRMESİ HEZİMET YAŞATTI" 1993’lü yıllarda ben Gençlik ve Spor Genel Müdür Yardımcısı iken dönemin Gençlik ve Spor Bakanı’na bu konuyu günlerce anlattım. O zaman atama usulüyle spor federasyonlarının başkanları geliyordu. Ancak bir olimpiyat döneminde dahi görevinde kalma garantisi yoktu. Ortaya koyduğu planlamalar, projeler maalesef yarım kalıyordu. O nedenle ben, bunu Sayın Bakan’a izah ettim. Mutlaka federasyon başkanlarının en azından olimpiyat döneminde seçimle gelmesinin faydalarından bahsettim. Dönemimizin bakanı da bunu kabul etti ve 1993 yılında ilk spor federasyonları başkanlık seçimleri yapıldı. Ben, o zaman ilk seçim kurulu başkanlığını üstlenmiştim. Sonuçta çok sağlıklı, sporun içerisinden gelen, spor kabiliyeti olan o federasyon başkanlarını bulduk, ama özellikle 2002’den sonra yapılan spor federasyonları seçimlerinde maalesef siyaset fikrinin bu olayın içerisine girmesi, bugün olimpiyatta da yaşadığımız hezimeti bize yaşatmıştır. O nedenle bu uygulamadan bir an önce vazgeçilmesi lazım. "CHP SPOR KURULU OLARAK SPOR POLİTİKALARIMIZ HAZIR BEKLİYORUZ" Biz CHP olarak, spora siyasetin karıştırılmasından yana değiliz. Bu konuda çok hassas davranıyoruz. Spor federasyonlarında yapılan seçimlerde, en azından Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 20 yılda yaptığı tahribatı düzeltmek adına bir çalışma yaptık. Ve bu konuda bizim belediyelerimizin spor kulüplerini uyardık. Mutlaka seçimlerinde liyakat sahibi, bu işi bilen ve Türk sporuna faydalı olabilecek adayların seçilmesi konusunda onlarla toplantılar düzenledik, bu konuda onları yönlendirdik. Biz CHP Spor Kurulu olarak, şimdiden spor politikalarımız hazır, bekliyoruz. Öyle ümit ediyorum ki yapılacak bir erken seçimde mutlaka iktidar CHP’nin, Millet İttifakı’nın olacaktır. O konuda spor açısından son derece hazırlıklıyız. Bu konuda kanun hazırlığımız da var, günü geldiğinde TBMM’ye de sunacağız."
CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve Spor Kurulu Başkanı Nuhut, "Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın göstermiş olduğu aday, size karşı 30-0 önde başlıyor, bu da adaletli bir davranış değil" dedi.

haberimizvar.net-CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve Spor Kurulu Başkanı Kenan Nuhut, 8 Kasım'a kadar tamamlanması gereken spor federasyonları seçimlerinde, federasyon başkanlıklarına aday olacaklarda aranan yüzde 15'lik imza şartı ve adaylardan istenen ücrete ilişkin, "Danıştay üst kurulu bu konuda kesin bir karar aldı ve yüzde 15’lik imza şartı kaldırıldı. Buna mukabil Gençlik ve Spor Bakanlığı, bu karara rağmen hâlâ federasyonların bir bölümünde yüzde 15’lik imza şartını uyguluyor, bir bölümünde uygulamıyor. Dolayısıyla bu kanunsuz uygulama, maalesef insanımızı spordan uzaklaştırıyor" dedi.

Kenan Nuhut, 2020 yılında yapılması gereken ancak pandemi nedeniyle ertelenen spor federasyonları seçimleriyle ilgili konuştu. Nuhut, federasyon başkanlığına aday olabilmek için yüzde 15 imza şartının ve adaylık ücretinin Danıştay tarafından kaldırıldığını, ancak bazı federasyonların yüzde 15 imza şartını uygulamaya devam ettiğini dile getirdi. Nuhut, federasyon seçimlerinde oy kullanan delegelerin yüzde 10'unun Gençlik ve Spor Bakanlığı kontenjanına ayrıldığını belirterek, "Bir federasyonun delege sayısını 300 kişi olarak düşünelim, orada yüzde 10 oy kullanma hakkı tamamen Gençlik ve Spor Bakanlığı’na verilmiş. Yani Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın göstermiş olduğu aday, size karşı 30-0 önde başlıyor, bu da adaletli bir davranış değil" dedi. Nuhut, federasyon seçimlerinde yaşananları şöyle anlattı:

"Son 20 yıldan beri Adalet ve Kalkınma Partisi, maalesef spordaki kararları merkeziyetçi bir düşünceyle almak yönünde hareket ediyor. Bu, ‘benden olanlar spor federasyonu başkanı olsunlar, benden olmayanlar liyakat sahibi dahi olsalar onlar bu işin başına geçmesinler’ düşüncesiyle önce bakanlığın çıkardığı bir çerçeve yönetmelik, onun paralelinde de federasyonlarda çıkan bir ana statü var. Bu ana statülerin bir bölümünde, yüzde 15’lik imza şartı konuldu. Ama buna itiraz edenler olunca Danıştay üst kurulu da bu konuda kesin bir karar aldı ve yüzde 15’lik imza şartı kaldırıldı. Buna mukabil Gençlik ve Spor Bakanlığı, bu karara rağmen hâlâ federasyonların bir bölümünde yüzde 15’lik imza şartını uyguluyor, bir bölümünde uygulamıyor. 

Sporda katılımı engellememek lazım. Eğer burada federasyon başkanı olmak isteyenler varsa bunu yüzde 15 imza ile de kısıtlamamak lazım. Daha önce Danıştay üst kurulundan çıkan bir karar var. Bu yüzde 15’lik imza şartının mutlaka kaldırılması lazım. Halbuki şu an yaklaşım, 55 federasyonun seçimleri başladı, bu federasyonların bir bölümünde yüzde 15 imza şartı var, bir bölümünde yok. Mesela benim de eski branşım olan Halter Federasyonu’nda bugün yüzde 15’lik baraj kaldırılmış vaziyette. Burada niye kalktı, ama Judo Federasyonu’nda niye devam ediyor veya Güreş Federasyonu’nda niye devam ediyor? Bunu anlamak da çok zor. Düşünebiliyor musunuz; bir ülkede yaşayacaksınız ve spor teşkilatı adına iş yapacaksınız, yarısında yüzde 15 imza şartı var, yarısında yok. Bir defa hukukun aldığı kararları uygulamak da hukukun bir gereğidir. Bu açıdan baktığınızda yüzde 15’lik imza şartıyla insanların önünü kesmek, bana göre adaletli bir davranış değil. Bu anlamda gönüllülük esasına dayanan sporda mutlaka herkesin seçime girmesini sağlamak gerekir diye düşünüyorum. 

Yüzde 15’lik imza şartı kalkınca, onunla ilgili parasal bölüm de kaldırıldı. Yani adaylardan hiçbir parasal talebiniz olamaz. Maalesef devam ediyor. Ücret konusu memur katsayısıyla çarpılan bir rakam, ama yıllara göre değişiyor. Son durumda galiba 4-5 bin lira gibi bir mali yük getiriyor adaylara. Üstüne basarak söylüyorum; federasyon başkanlıkları gönüllülük esasına dayalı ve fahri yapılan bir görev. Bu anlamda oraya aday olanlardan bir de para istemenin bence bir manası yok. Ayrıca hukuken de bir karşılığı yok.

"GENÇLİK SPOR BAKANLIĞI'NIN GÖSTERMİŞ OLDUĞU ADAY SİZE KARŞI 30-0 ÖNDE"

2004 Atina Olimpiyatları’ndan bu tarafa spordaki başarıda bir düşüş var. Hatta sporun genişlemesinde de çok büyük düşüşler var. Kanunsuz uygulamalar nedeniyle gerçek spor adamları maalesef sporun uzağında kalıyorlar. Şu anda müthiş bir aday kısıtlaması var. Neden yüzde 15’lik imza. Şu anda mevcut spor federasyonlarının başkanları avantajla işin içerisine giriyorlar. Kendileri belki üç ay önce, belki beş ay önce emri altındaki birtakım yerlerden imzaları toplamış vaziyetteler. Dolayısıyla bu işin içerisinden yetişen spor uzmanlarının aday olmak konusunda artık cesareti de kalmıyor. Bir de yine onların merkeziyetçi düşünceyle koydukları bir yüzde 10’luk baraj var. ‘Herhangi bir spor federasyonunda delege sayısı 150’den aşağı, 300’den yukarı olamaz’ der. Bir federasyonun delege sayısını 300 kişi olarak düşünelim, orada yüzde 10 oy kullanma hakkı tamamen Gençlik ve Spor Bakanlığı’na verilmiş. Yani Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın göstermiş olduğu aday, size karşı 30-0 önde başlıyor, bu da adaletli bir davranış değil. 

Yıllardan beri söylemimiz şudur: Biz bu işi mutfağından seçelim, mutfağı kulüplerdir. ‘Spor kulüpleri bu işleri iyi biliyorlar, onlara seçtirelim’ diye bas bas bağırıyoruz. Dolayısıyla şu anda yapılmakta olan seçimlerde, Genel Başkan’ımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da devlet memurlarıyla ilgili ifade ettiği gibi, ‘Hukuksuz bulduğunuz, kanuna aykırı bulduğunuz konularda imza atmayınız’. Gençlik ve Spor Teşkilatı için biz de diyoruz ki ‘Devlet memurları, hukuksuz bu uygulama karşısında lütfen buna imza atmayın’. Bu gençliğimizin, sporun geleceğiyle ilgili bir mesele. Burada korkunç bir rakamla karşı karşıyayız. Türkiye’de spor yapanların sayısı, nüfusun yüzde 3’ü kadar. Yani hakikaten çok düşük bir rakam. Bunu Avrupa’yla, Amerika’yla kıyasladığınızda, sporda sınıfta kaldığımızın bir göstergesi. Bugün Amerika’da spor yapan sayısı yüzde 69’larda. Dolayısıyla bu kanunsuz uygulama, maalesef insanımızı spordan uzaklaştırıyor. Halbuki Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip olduğumuz herkes tarafından biliniyor. Artık Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, bu uygulamadan çok seri bir şekilde vazgeçmesi lazım. Türk gençliğinin spordan uzaklaşmasını düşünecek olursak bu sefer madde bağımlılıkları artacaktır.

"2002'DEN SONRA SEÇİMLERE SİYASETİN GİRMESİ HEZİMET YAŞATTI"

1993’lü yıllarda ben Gençlik ve Spor Genel Müdür Yardımcısı iken dönemin Gençlik ve Spor Bakanı’na bu konuyu günlerce anlattım. O zaman atama usulüyle spor federasyonlarının başkanları geliyordu. Ancak bir olimpiyat döneminde dahi görevinde kalma garantisi yoktu. Ortaya koyduğu planlamalar, projeler maalesef yarım kalıyordu. O nedenle ben, bunu Sayın Bakan’a izah ettim. Mutlaka federasyon başkanlarının en azından olimpiyat döneminde seçimle gelmesinin faydalarından bahsettim. Dönemimizin bakanı da bunu kabul etti ve 1993 yılında ilk spor federasyonları başkanlık seçimleri yapıldı. Ben, o zaman ilk seçim kurulu başkanlığını üstlenmiştim. Sonuçta çok sağlıklı, sporun içerisinden gelen, spor kabiliyeti olan o federasyon başkanlarını bulduk, ama özellikle 2002’den sonra yapılan spor federasyonları seçimlerinde maalesef siyaset fikrinin bu olayın içerisine girmesi, bugün olimpiyatta da yaşadığımız hezimeti bize yaşatmıştır. O nedenle bu uygulamadan bir an önce vazgeçilmesi lazım.

"CHP SPOR KURULU OLARAK SPOR POLİTİKALARIMIZ HAZIR BEKLİYORUZ"

Biz CHP olarak, spora siyasetin karıştırılmasından yana değiliz. Bu konuda çok hassas davranıyoruz. Spor federasyonlarında yapılan seçimlerde, en azından Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 20 yılda yaptığı tahribatı düzeltmek adına bir çalışma yaptık. Ve bu konuda bizim belediyelerimizin spor kulüplerini uyardık. Mutlaka seçimlerinde liyakat sahibi, bu işi bilen ve Türk sporuna faydalı olabilecek adayların seçilmesi konusunda onlarla toplantılar düzenledik, bu konuda onları yönlendirdik. Biz CHP Spor Kurulu olarak, şimdiden spor politikalarımız hazır, bekliyoruz. Öyle ümit ediyorum ki yapılacak bir erken seçimde mutlaka iktidar CHP’nin, Millet İttifakı’nın olacaktır. O konuda spor açısından son derece hazırlıklıyız. Bu konuda kanun hazırlığımız da var, günü geldiğinde TBMM’ye de sunacağız."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.