ANSAN için birkaç söz

29.08.2019 - 18:25, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

ANSAN için birkaç söz

Bu kentte geçmişin sanat birikimine özlem duymanın, ayakları çoğu zaman yere basmayan, o kuru nostalji hissiyatıyla ilgisi yoktur. Anımsama, duygusal olduğu kadar gerçektir; ayakları yere basar, dün ile bugün arasındaki kıyaslamalara örnek teşkil edecek kadar da anlamlıdır. Üstelik söz konusu olan yalnızca Antalya merkezli bir kavrayış değildir; ülkenin son kırk yılına dair ipuçları taşır. Hatırlayışlar Gözü 12 Eylül karanlığında etrafı seçemeyenler için uykudan uyanma vakti 80’lerin son çeyreğinde gelmiştir. Günümüzün, yüzeyleri birazcık kazınsa birer “sansür kralı / kraliçesi” oldukları anlaşılacak “festival savaşçılarını” bir kenara bırakalım. Orhan Taylan’ın, Kuzgun Acar ve Mehmet Aksoy’un üretimlerini hunharca yok etmeye çalışan darbe yönetimlerine direnen isimlerdir gerçek kahraman olanlar. Sahi, neden hiç adı anılmaz, bu kentte Altın Portakal’dan halen söz edebiliyorsak eğer, bunu borçlu olduğumuz Akın Önen’in? Büyük birer heyecanla yola çıkan edebiyat dergileri, Karaoğlan Parkı’ndaki belediye binasında açılan Kitap Fuarı ve elbette Akdeniz Kitapevi, Cahit Kerse. (Dönemin en çok okunan dergisi Nokta’da, o haftaya dair kitap seçkisi için Akdeniz’in de görüşü alınırdı; nasıl mutlu olurduk…)  Çoğu zaman, o dönemde Orduevi yanında bulunan Basın Merkezi’nde buluşmalar, Yat Limanı’nda açılan kitap sergileri, yeni yeni canlanmaya başlayan Antalya Galerisi. Ne tuhaf, sergi salonu demeye dilimizin varmayacağı mekânlara indirgendi Devlet Güzel Sanatlar Galerisi; pek çok güzel şey gibi o da sökün edildi mekânından. Kentler ve sanatçılar Son dönemde sıklıkla söyledik; ülkelerin ya da kentlerin gelişmişliğini ekonomiye indirgeyen bakış açısı tarih sahnesinde çoktan yenilmiştir. Bugün kurumsallaşmış tüm modern şehirlerde kültür ve sanat adamlarının damgasını vurduğu izler bulunmaktadır. Paris’i Montmarte ve Montparnasse’dan, Monet ya da Renoir’dan ayrı düşünemezsiniz. Bir dönemde dünya sanatının merkezi konumunda bulunan New York’ta Andy Warhol’dan ya da bütün o yeraltı kültürünü yaratan onlarca yazar ve çizerden izler vardır. Nazi coğrafyasında, sözgelimi Berlin’de, Viyana’da dahi antifaşist karşı kültürü yaratan sanatçıları düşünelim sonra. Darbelerden, acı reçetelerden, kültür ve sanata reva görülen muamelelerden dolayı birebir kıyaslamanın gerçekdışı olması bir yana, benzer bir durumu ANSAN (Antalya Sanatçılar Derneği) için de öne süremez miyiz? Yıllar içinde düzenlediği onlarca etkinlikle; sergiler, imza günleri, panel ve söyleşilerle derneğin kent kültürüne sağladığı katkıyı küçümseyebilir miyiz? Antalya, biraz da ANSAN’dır Antalya, bir yanıyla Beydağları’ndan Che’ye ses veren Metin Demirtaş’ın dizeleri olmuştur benim için; Nuri Erkal’ın Kırkmerdiveni’nin mutfağında şiiri tanımak… “Kalekapısı” ya da Modern Zamanlar” dergilerinin doğum sancılarında, Şükrü Erbaş ve diğer dostlarla bahçesinde soluklandığımız, hayatı tartıştığımız ANSAN olmuştur. 30’lu yaşların başında dünyaya hala tozpembe bakan genç bir adamın açtığı kişisel sergiye ev sahipliği de yapan bu güzelim derneğin hangi koşullarda boşaltıldığını hatırlarsınız. Sanat ve zor ilişkisi üzerine yapılacak incelemenin, 2000’li yıllardaki önemli duraklarındandır ANSAN’ın başına gelenler. Muratpaşa Belediyesi’nin sanatçı başkanı Ümit Uysal olmasa, bu yolculuğun çok daha karanlık bir çıkmaz sokakta son bulacağını hatırlatalım. Uygulamalar çok başka şeylere işaret etse de, yeni bir ufka doğru yelken açıldığını işittiğimiz, daha güzel bir geleceğin vaat edildiği bir dönemde, Antalya’nın yeni yerel yönetiminin, aydınlık bir kentin simgelerinden olan ANSAN’ı eski mekânına taşımak için neyi beklediğini sorabilirsiniz. Bildiğiniz gibi bu güzel ülkede, yanıtını pek de aramamak koşuluyla, soru sormanın önünde engel bulunmamaktadır; ama cevapları er ya da geç tarihin yazacağını bilmek koşuluyla...

Bu kentte geçmişin sanat birikimine özlem duymanın, ayakları çoğu zaman yere basmayan, o kuru nostalji hissiyatıyla ilgisi yoktur. Anımsama, duygusal olduğu kadar gerçektir; ayakları yere basar, dün ile bugün arasındaki kıyaslamalara örnek teşkil edecek kadar da anlamlıdır. Üstelik söz konusu olan yalnızca Antalya merkezli bir kavrayış değildir; ülkenin son kırk yılına dair ipuçları taşır.

Hatırlayışlar

Gözü 12 Eylül karanlığında etrafı seçemeyenler için uykudan uyanma vakti 80’lerin son çeyreğinde gelmiştir. Günümüzün, yüzeyleri birazcık kazınsa birer “sansür kralı / kraliçesi” oldukları anlaşılacak “festival savaşçılarını” bir kenara bırakalım. Orhan Taylan’ın, Kuzgun Acar ve Mehmet Aksoy’un üretimlerini hunharca yok etmeye çalışan darbe yönetimlerine direnen isimlerdir gerçek kahraman olanlar. Sahi, neden hiç adı anılmaz, bu kentte Altın Portakal’dan halen söz edebiliyorsak eğer, bunu borçlu olduğumuz Akın Önen’in?

Büyük birer heyecanla yola çıkan edebiyat dergileri, Karaoğlan Parkı’ndaki belediye binasında açılan Kitap Fuarı ve elbette Akdeniz Kitapevi, Cahit Kerse. (Dönemin en çok okunan dergisi Nokta’da, o haftaya dair kitap seçkisi için Akdeniz’in de görüşü alınırdı; nasıl mutlu olurduk…) 

Çoğu zaman, o dönemde Orduevi yanında bulunan Basın Merkezi’nde buluşmalar, Yat Limanı’nda açılan kitap sergileri, yeni yeni canlanmaya başlayan Antalya Galerisi. Ne tuhaf, sergi salonu demeye dilimizin varmayacağı mekânlara indirgendi Devlet Güzel Sanatlar Galerisi; pek çok güzel şey gibi o da sökün edildi mekânından.

Kentler ve sanatçılar

Son dönemde sıklıkla söyledik; ülkelerin ya da kentlerin gelişmişliğini ekonomiye indirgeyen bakış açısı tarih sahnesinde çoktan yenilmiştir. Bugün kurumsallaşmış tüm modern şehirlerde kültür ve sanat adamlarının damgasını vurduğu izler bulunmaktadır. Paris’i Montmarte ve Montparnasse’dan, Monet ya da Renoir’dan ayrı düşünemezsiniz. Bir dönemde dünya sanatının merkezi konumunda bulunan New York’ta Andy Warhol’dan ya da bütün o yeraltı kültürünü yaratan onlarca yazar ve çizerden izler vardır. Nazi coğrafyasında, sözgelimi Berlin’de, Viyana’da dahi antifaşist karşı kültürü yaratan sanatçıları düşünelim sonra.

Darbelerden, acı reçetelerden, kültür ve sanata reva görülen muamelelerden dolayı birebir kıyaslamanın gerçekdışı olması bir yana, benzer bir durumu ANSAN (Antalya Sanatçılar Derneği) için de öne süremez miyiz? Yıllar içinde düzenlediği onlarca etkinlikle; sergiler, imza günleri, panel ve söyleşilerle derneğin kent kültürüne sağladığı katkıyı küçümseyebilir miyiz?

Antalya, biraz da ANSAN’dır

Antalya, bir yanıyla Beydağları’ndan Che’ye ses veren Metin Demirtaş’ın dizeleri olmuştur benim için; Nuri Erkal’ın Kırkmerdiveni’nin mutfağında şiiri tanımak… “Kalekapısı” ya da Modern Zamanlar” dergilerinin doğum sancılarında, Şükrü Erbaş ve diğer dostlarla bahçesinde soluklandığımız, hayatı tartıştığımız ANSAN olmuştur.

30’lu yaşların başında dünyaya hala tozpembe bakan genç bir adamın açtığı kişisel sergiye ev sahipliği de yapan bu güzelim derneğin hangi koşullarda boşaltıldığını hatırlarsınız. Sanat ve zor ilişkisi üzerine yapılacak incelemenin, 2000’li yıllardaki önemli duraklarındandır ANSAN’ın başına gelenler. Muratpaşa Belediyesi’nin sanatçı başkanı Ümit Uysal olmasa, bu yolculuğun çok daha karanlık bir çıkmaz sokakta son bulacağını hatırlatalım.

Uygulamalar çok başka şeylere işaret etse de, yeni bir ufka doğru yelken açıldığını işittiğimiz, daha güzel bir geleceğin vaat edildiği bir dönemde, Antalya’nın yeni yerel yönetiminin, aydınlık bir kentin simgelerinden olan ANSAN’ı eski mekânına taşımak için neyi beklediğini sorabilirsiniz. Bildiğiniz gibi bu güzel ülkede, yanıtını pek de aramamak koşuluyla, soru sormanın önünde engel bulunmamaktadır; ama cevapları er ya da geç tarihin yazacağını bilmek koşuluyla...

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.