İYİ Parti’yi niye yazıyorum?

  Antalya siyasetinin son günlerdeki en renkli alanı İYİ Parti… Ardı arkasına yeni isimler ortaya atılıyor, il başkan adayları sahneye sürülüyor. Bunları yazdıkça da, mevcut il başkanı ve onun etrafından öbeklenmiş bir kesim siyasi olgunluktan uzak tepkiler veriyor. Gerçi biz bunlara şerbetliyiz, daha ileri ve agresif tepkileri de gördük. Mesele de bu değil zaten. Mesele aşırı ve şuursuz tepki gösteren bu kesimin ortadaki iyi fotoğrafı görmemesi. Nedir o iyi fotoğraf? Bir kere bu kadar çok il başkan adayının olması İYİ Parti’nin Antalya’da ciddi bir çekim merkezi olduğunu gösteriyor. Eğer İYİ Parti çöken, eriyen, dağılan, etkisiz hale gelen bir hareket olsaydı bu kadar insan ortaya çıkmazdı. Ortaya çıktığına göre, buna iyi anlamlar yüklemek, rahatsız olmak bir yana, eğer gerçekten partiye gönül verilmişse heyecan duymak lazım.   AKP’nin Antalya il başkanı kim?   Bundan duyulan rahatsızlığı ise başka türlü okumak gerekiyor. Antalya siyaseti son zamanlarda ciddi bir ağırlık sorunu yaşıyor. Ahmet Aydın’a fatura çıkartanların da bu genel fotoğrafı görmesinde fayda var. Mesela AKP İl Başkanı İbrahim Ethem Taş’ın iktidar partisinin il başkanı olduğunu söylemek için bin tane şahit lazım. Hatta daha öteye gidip, “AKP’nin Antalya’daki il başkanı Vali Münir Karaloğlu mu, yoksa İbrahim Ethem Taş mı?” diye bile sorulabilir. Vali Karaloğlu AKP iktidarı için Taş’tan daha fazla enerji harcıyor, daha fazla koşturuyor, daha fazla çabalıyor. Taş ise AKP’nin muktedir il başkanlarından olan merhum babası Hamza Taş’tan hiç ders almamış, rahle-i tedrisinden geçmemiş gibi. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in Ukrayna gezisini ‘karı-kız muhabbetine’ çevirecek kadar da çapsız. Üstelik bu konudaki bütün tepkilere rağmen düzeysiz siyaseti sürdürmekte kararlı görülüyor.   Görüntüden ibaret siyaset tarzı   Gelelim MHP’nin İl Başkanı Mustafa Aksoy’a… Devlet Bahçeli’nin Antalya’ya atadığı Aksoy’a zaten parti içinde bir muhalefet olması mümkün değil. Aksoy da MHP’yi bir parti gibi değil, ona, buna saldıran, şehir eşkıyalığı yapan unsurları korur ve kollar bir fotoğrafla yönetiyor. Geçmişin güçlü, karizmatik, etkili, edep-erkan bilen ‘reisleri’ nerede, Aksoy nerede? Antalya siyasetindeki ağırlık sorunun en canlı örneklerinden olan Aksoy’u bir kenara koyup CHP’ye geçelim. CHP İl Başkanı Ahmet Kumbul da Ahmet Aydın, İbrahim Ethem Taş ve Mustafa Aksoy’la aşağı yukarı yaşıt. Yani aynı kuşağın çocukları… Büyükşehir adaylığı sürecinde izlediği yolla seçimlerden sonra karşısına çıkan fotoğraf arasında bocalayan Kumbul, son günlerde kendini toparlamış gibi duruyor. Etrafında dağılan ilişkileri toparlayıp, örgütün gücünü gösterme anlamında henüz küçük de olsa, birtakım adımlar atmaya başladığı görülüyor. Kumbul, diğer partilerde yaşanan ağırlık sorununu algılayıp, en azından bu noktada gerekli hamleleri yapıyor, öne geçmeye çalışıyor.   Belediye başkanları için sinyal   Antalya’daki siyasetin son 20 yılını bilenler bu manzarayı daha iyi analiz edecektir. İl başkanlarının ve örgütlerin çok güçlü, ağırlıklı, etkili olduğu bir siyasal ortamdan, neredeyse örgütsüzlüğün daha değerli olduğu bir atmosfere geldik. Bir belediyeyi kazanan partilerin yönetici kadroları, örgütleri kapıda beklerken, arka odalarda bambaşka güçlerin, iktidar odaklarının, her devrin aktörlerinin etkili olması siyaseti de zedeliyor. Bunun panzehiri ise örgütleri diri tutmak, partileri güçlendirmek. Belediye başkanları ve yönetimlerinin de kendi bildiklerini okumak yerine, seçildikleri partinin ya da ittifakın örgütsel yapısına saygı göstermesi, onları dinlemesi ve danışması bu kirliliği, bu kafa karışıklığını, bu kötü gidişatı bir miktar düzeltecektir. Ağırlığını yitirmiş il başkanları, ağırlığı kalmamış siyaset belediye başkanlarının da gereksiz ve geçersiz hale gelmesine yol açar. Yarın arkalarına baktıklarında kimseyi göremezler.