Kılıçdaroğlu'ndan 'sansür yasası' açıklaması

SİYASET 21.06.2022 - 14:21, Güncelleme: 21.06.2022 - 14:21
 

Kılıçdaroğlu'ndan 'sansür yasası' açıklaması

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor. 'Sansür' yasasına ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, "Anayasa'da der ki basın hürdür sansür edilemez. Ama getirilen düzenleme sansür uygulaması. Bu teklif bu şekliyle yasalaşırsa parlamentoda da mücadele edeceğiz, parlamento dışına çıktığında da alacağız Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz" dedi.

haberimizvar.net-  Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: "Hiçbir ayrım yapmadan bütün vatandaşılarımı kucakladığımı iletmek isterim. Gazeteciler özgürce yazsın, demokrasi olsun istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsun istiyoruz. Her alın terinin değerli olduğunun kabul edilmesini istiyoruz. Herkes kazansın istiyoruz. Yargıya bakıyorsunuz adaleti dağıtmaktan uzak, yönetime bakıyorsunuz ne yaptığı belli değil. Saraya bakıyorsunuz ayrı havalarda. Saray'dan talimat alan parlamento istemiyoruz. Herkesin iş güç sahibi olduğu bir Türkiye'yi inşa eden bir yönetim gelecek. Söz veriyorum, bu görevi ya yapacağız, ya yapacağız! Yasama, yargı, yürütme kuvvetler ayrılığı. Şimdi kuvvetler birliği var. Her şey ona bağlı. SANSÜR YASASI'NA TEPKİ Bir sansür kanunu teklifi getirmişler. Vermişler milletvekilinin eline, Saray'da hazırlanmış. Atıyorlar altına imzayı. Nasıl bir felaket olduğunun farkında değiller. 'Efendim kimse sarayı eleştirmesin, AKP'yi, MHP'yi eleştirmesin. Herkesin ağzına bant çekelim dünyayı güllük gülistanlık gösterelim millete.' Sanıyorlar ki bu millet bunu yutacak. Diyorlar ki 'Bu teklif yasalaştığında basın özgürlüğü daha da güçlenecek' Bunu söylüyorlarsa tam aksini yapıyorlar demektir. Malum 'sistem değişiyor parlamento daha güçlü olacak' demişlerdi. Buyrun parlamentoya bakın, bakanlar bile gelmiyor. 'ADALETSİZLİĞİN TARİHİNİ YAZMAK İSTEYENLER ÖNCE SİLİVRİ'YE BAKACAKTIR' Adaletsizliğin tarihini yazmak isteyenler önce Silivri'ye bakacaktır. Bir ara Nazi'lerin toplama kampı gibiydi orası. Ya ülkenin genelkurmay başkanını bile terörist diye içeri aldılar. O zaman Silivri'ye gittiğimde 'Burası toplama kampı gibi' demiştim. Basın özgürlüğü, ülkeyi sağlıklı yöneten bir idarenin vazgeçilmez bir koşuludur aslında. Düşünün, biz ülkeyi yönettiğimizde mecra özgürlüğü olacak, herkes istediğini yazacak. Bizi arzu ettikleri gibi eleştirebilecekler. Biz eleştiriden ders almasını bilen bir gelenekten geliyoruz. Özgür medyanın olmadığı yerde demokrasi olmaz, düşünce özgürlüğü olmaz. Bunlara yasak getirmeye çalışıyorlar, beyler rahatsız oluyor. İstediğiniz kadar rahatsız olun biz inandığımız yolda yürüyeceğiz ve devam edeceğiz. Herkesin bunu bilmesini isterim. Diyorlar ki, 'Bu teklif yasalaştığında basın özgürlüğü daha da güçlenecek.' Bunu söylüyorlarsa tam aksini yapıyorlar demektir. Malum, 'sistem değişiyor' dediklerinde de 'parlamento daha güçlü olacak' demişlerdi. Buyrun parlamentoya bakın, bakanlar bile gelmiyor. Bir soru önergesine bile cevap vermiyorlar. Burası sadece 600 kişinin aylık aldığı, saraydan gelen kanun tekliflerine ise el kaldırıp indiren 19 Mayıs hareketlerinin yapıldığı, muhalefetin de inadına muhalefet ettiği yanlışı dile getirdiği bir kuruma dönüştü. Bir başkan var TBMM Başkanı var ama o da vesayet altında. Bilmeleri gereken bir şey var iyi niyetle ifade edeyim. En güçlü gazete fısıltı gazetesi. 'Yazmayın' dediğinizde fısıltı gazetesinden daha güçlüsü yoktur. 'DEZENFORMASYON YASASI BU HALİYLE GEÇERSE AYM'YE GÖTÜRECEĞİZ' Anayasa'da der ki basın hürdür sansür edilemez. Ama getirilen düzenleme sansür uygulaması .Bu teklif bu şekliyle yasalaşırsa parlamentoda da mücadele edeceğiz, parlamento dışına çıktığında da alacağız Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz, iyi bir gerekçeyle bunun demokrasiye aykırı olduğunu, düşünceyi ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu, yürütme organının denetlenmesine engel olduğunu, dolayısıyla yürütme organının yolsuzluklarının kamuoyu tarafından bilinmesi için basının özgür olması gerektiğini detaylarıyla ifade edeceğiz. PINAR GÜLTEKİN DAVASI Pınar Gültekin davasında yargıç haksız tahrik indirimi sağladı. Hangi vicdan hangi ahlak kabul eder? Kadın - erkek danışması içinde kadınlara yapılan tüm haksızlıkların karşısında birlikte olmak zorundayız. Bir devletin itibarı, saygınlığı vardır. Bunu koruyacak olan yönetimdir. KAŞIKÇI DAVASI VE PRENS SELMAN’IN TÜRKİYE ZİYARETİ Eğer İstanbul'da Suudi konsolosluğunda bir cinayet işleniyorsa o cinayetin bütün ayrıntılarını sorgulamak ve gerçeği halka paylaşmak artı gerekli cezayı vermek Türkiye Cumhuriyeti devletinin görevidir. Siz para uğruna Türkiye'yi kötü yönettiniz dilencilik yapıp birilerinden para istemeye gidiyorsunuz ve Türkiye'de görülmekte olan bir davayı ve işlenen bir cinayeti birilerinin talebi üzerine para uğruna Suudilere veriyorsunuz. Şimdi vicdan sahibi olan herkese sormak isterim. Türkiye Cumhuriyeti devletinin itibarını bu kadar ayaklar altına alan para uğruna bu ülkenin itibarını birilerine satan adama allah aşkına ne denir? Cinayet öncesi geliyorlar zaten üç tane tuğgeneral, 2 tane yarbay iki teğmen 8 istihbarat elemanı geliyor. Katlediyorlar konsoloslukta Türkiye Cumhuriyeti devletinin itibarını İstanbul'daki Suudi Konsolosluğu'nun bahçesine gömüyorlar. Bunlar ülkeye asla ve asla itibar kazandıracak olaylar değildir itibar kaybettiren olaylardır. Sandığa gideceğiz demokratik yollarla ben bunların tamamını emekli edeceğim." Ayrıntılar geliyor…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor. 'Sansür' yasasına ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, "Anayasa'da der ki basın hürdür sansür edilemez. Ama getirilen düzenleme sansür uygulaması. Bu teklif bu şekliyle yasalaşırsa parlamentoda da mücadele edeceğiz, parlamento dışına çıktığında da alacağız Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz" dedi.

haberimizvar.net-  Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Hiçbir ayrım yapmadan bütün vatandaşılarımı kucakladığımı iletmek isterim. Gazeteciler özgürce yazsın, demokrasi olsun istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsun istiyoruz. Her alın terinin değerli olduğunun kabul edilmesini istiyoruz. Herkes kazansın istiyoruz.

Yargıya bakıyorsunuz adaleti dağıtmaktan uzak, yönetime bakıyorsunuz ne yaptığı belli değil. Saraya bakıyorsunuz ayrı havalarda. Saray'dan talimat alan parlamento istemiyoruz.

Herkesin iş güç sahibi olduğu bir Türkiye'yi inşa eden bir yönetim gelecek. Söz veriyorum, bu görevi ya yapacağız, ya yapacağız! Yasama, yargı, yürütme kuvvetler ayrılığı. Şimdi kuvvetler birliği var. Her şey ona bağlı.

SANSÜR YASASI'NA TEPKİ

Bir sansür kanunu teklifi getirmişler. Vermişler milletvekilinin eline, Saray'da hazırlanmış. Atıyorlar altına imzayı. Nasıl bir felaket olduğunun farkında değiller. 'Efendim kimse sarayı eleştirmesin, AKP'yi, MHP'yi eleştirmesin. Herkesin ağzına bant çekelim dünyayı güllük gülistanlık gösterelim millete.' Sanıyorlar ki bu millet bunu yutacak.

Diyorlar ki 'Bu teklif yasalaştığında basın özgürlüğü daha da güçlenecek' Bunu söylüyorlarsa tam aksini yapıyorlar demektir. Malum 'sistem değişiyor parlamento daha güçlü olacak' demişlerdi. Buyrun parlamentoya bakın, bakanlar bile gelmiyor.

'ADALETSİZLİĞİN TARİHİNİ YAZMAK İSTEYENLER ÖNCE SİLİVRİ'YE BAKACAKTIR'

Adaletsizliğin tarihini yazmak isteyenler önce Silivri'ye bakacaktır. Bir ara Nazi'lerin toplama kampı gibiydi orası. Ya ülkenin genelkurmay başkanını bile terörist diye içeri aldılar. O zaman Silivri'ye gittiğimde 'Burası toplama kampı gibi' demiştim.

Basın özgürlüğü, ülkeyi sağlıklı yöneten bir idarenin vazgeçilmez bir koşuludur aslında. Düşünün, biz ülkeyi yönettiğimizde mecra özgürlüğü olacak, herkes istediğini yazacak. Bizi arzu ettikleri gibi eleştirebilecekler. Biz eleştiriden ders almasını bilen bir gelenekten geliyoruz.

Özgür medyanın olmadığı yerde demokrasi olmaz, düşünce özgürlüğü olmaz. Bunlara yasak getirmeye çalışıyorlar, beyler rahatsız oluyor. İstediğiniz kadar rahatsız olun biz inandığımız yolda yürüyeceğiz ve devam edeceğiz. Herkesin bunu bilmesini isterim. Diyorlar ki, 'Bu teklif yasalaştığında basın özgürlüğü daha da güçlenecek.' Bunu söylüyorlarsa tam aksini yapıyorlar demektir. Malum, 'sistem değişiyor' dediklerinde de 'parlamento daha güçlü olacak' demişlerdi. Buyrun parlamentoya bakın, bakanlar bile gelmiyor. Bir soru önergesine bile cevap vermiyorlar. Burası sadece 600 kişinin aylık aldığı, saraydan gelen kanun tekliflerine ise el kaldırıp indiren 19 Mayıs hareketlerinin yapıldığı, muhalefetin de inadına muhalefet ettiği yanlışı dile getirdiği bir kuruma dönüştü. Bir başkan var TBMM Başkanı var ama o da vesayet altında. Bilmeleri gereken bir şey var iyi niyetle ifade edeyim. En güçlü gazete fısıltı gazetesi. 'Yazmayın' dediğinizde fısıltı gazetesinden daha güçlüsü yoktur.

'DEZENFORMASYON YASASI BU HALİYLE GEÇERSE AYM'YE GÖTÜRECEĞİZ'

Anayasa'da der ki basın hürdür sansür edilemez. Ama getirilen düzenleme sansür uygulaması .Bu teklif bu şekliyle yasalaşırsa parlamentoda da mücadele edeceğiz, parlamento dışına çıktığında da alacağız Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz, iyi bir gerekçeyle bunun demokrasiye aykırı olduğunu, düşünceyi ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu, yürütme organının denetlenmesine engel olduğunu, dolayısıyla yürütme organının yolsuzluklarının kamuoyu tarafından bilinmesi için basının özgür olması gerektiğini detaylarıyla ifade edeceğiz.

PINAR GÜLTEKİN DAVASI

Pınar Gültekin davasında yargıç haksız tahrik indirimi sağladı. Hangi vicdan hangi ahlak kabul eder? Kadın - erkek danışması içinde kadınlara yapılan tüm haksızlıkların karşısında birlikte olmak zorundayız. Bir devletin itibarı, saygınlığı vardır. Bunu koruyacak olan yönetimdir.

KAŞIKÇI DAVASI VE PRENS SELMAN’IN TÜRKİYE ZİYARETİ

Eğer İstanbul'da Suudi konsolosluğunda bir cinayet işleniyorsa o cinayetin bütün ayrıntılarını sorgulamak ve gerçeği halka paylaşmak artı gerekli cezayı vermek Türkiye Cumhuriyeti devletinin görevidir. Siz para uğruna Türkiye'yi kötü yönettiniz dilencilik yapıp birilerinden para istemeye gidiyorsunuz ve Türkiye'de görülmekte olan bir davayı ve işlenen bir cinayeti birilerinin talebi üzerine para uğruna Suudilere veriyorsunuz. Şimdi vicdan sahibi olan herkese sormak isterim. Türkiye Cumhuriyeti devletinin itibarını bu kadar ayaklar altına alan para uğruna bu ülkenin itibarını birilerine satan adama allah aşkına ne denir? Cinayet öncesi geliyorlar zaten üç tane tuğgeneral, 2 tane yarbay iki teğmen 8 istihbarat elemanı geliyor. Katlediyorlar konsoloslukta Türkiye Cumhuriyeti devletinin itibarını İstanbul'daki Suudi Konsolosluğu'nun bahçesine gömüyorlar. Bunlar ülkeye asla ve asla itibar kazandıracak olaylar değildir itibar kaybettiren olaylardır. Sandığa gideceğiz demokratik yollarla ben bunların tamamını emekli edeceğim."

Ayrıntılar geliyor…

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.