SENDİKATÖRLER

22.10.2019 - 11:29, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

SENDİKATÖRLER

"İşçi sınıfının zincirlerinden başka kaybedecekleri şeyleri yok, kazanacakları bir dünya var" der, Karl Marx. Sendikalarda işçilerin zincirlerinden kurtulması için en önemli araçtır. Günümüzde, hükümetin bilerek ya da bilmeyerek uyguladığı yanlış politikalar neticesinde pek bir önemi kalmamış gibi görünse de, sendika ve sendikacılık adına hala umudum var. Çünkü azınlıkta olsalar da işçi sınıfının yararına bir şeyler yapmaya çalışan sendikacılar hala var.  1980 öncesi Türkiye Cumhuriyeti nüfusu 44 milyon iken, Çalışma Bakanlığı verilerine göre 8 milyon işçinin 5.7 milyonu sendikalıydı. Tabii bu yüksek sendikalı oranında o tarihte yürürlükte olan 274 sayılı Sendikalar Kanunu'nun da payı vardı. Çünkü o kanuna göre bir işçi birden fazla sendikaya üye olabiliyordu! Bu sebeple sendikalı sayısı yüzde 60'larda görünüyordu, ama verilere göre reel sendikalı sayısı 1 buçuk milyonun biraz üzerindeydi.  Günümüzde ise 80 milyon nüfusun 15 milyonu işçi iken, yine sendikalı sayısı 1,7 milyon civarında! Sendikalı sayısında bu geri kalmışlığın birçok sebebi var. Ülkemizin ekonomik durumu, halkın muhtaçlığı, işsiz kalma korkusu, hükümetin sendikaları ve işçi sınıfını zorlayıcı stratejileri ve sınıf bilincinin azalması işçilerin sendikalara üye olmamalarının başlıca sebepleridir! Ülkemizin içinde bulunduğu bu süreçte, işini iyi yapan sendikalar var elbet, işçiyi savunan, işçi sınıfı için bir şeyler yapmaya çalışan yürekli insanlar var, onları ayırıyorum.  Ama bir de hükümetin bizzat desteklediği, işçiyi değil de kendi menfaatini düşünen iktidar yanlısı bir sendika var! Sarı değil, turuncu bile değil bildiğiniz renksiz bir sendika! Bu sendikanın adı HAK-İŞ ! 2018 yılında Türk-İş Konfederasyonu Başkanı asgari ücret 2 bin 200 lira olsun diye uğraşırken, Hak-iş'e bağlı Enerji-İş Başkanı, "hükümeti zor durumda bırakıyor" gerekçesiyle kendisine suç duyurusunda bulunmuştu! Şaka değil, evet hükümete yaranmak için işçinin alacağı üç kuruş paraya göz dikmişlerdi.  2014 yılında AKP'nin kazandığı Antalya Büyükşehir Belediyesi'nde 3 binin üzerinde işçi işten çıkarılırken, onlarca işçi sürgüne gönderilirken seslerini çıkarmayıp, 2019 yılında CHP'nin aldığı aynı Antalya Büyükşehir Belediyesi'nde "işçiler sendika değiştiriyor" diye grev yapanlar yine Hak İş sendikasıydı! Kendilerinin hükümet desteği ile üye yaptıkları işçileri unutup, 31 Mart seçimleri sonrası AKP'nin kaybettiği Büyükşehir belediyelerindeki işçilerin istibdattan kurtulup, özgürce istedikleri sendikalara üye olmalarının ardından, Samsun'dan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’ne yürüyüş yapanlar, yine Hak-İş Sendikasıydı!  Son olarak, geçtiğimiz günlerde basına yansıyan, "Audi yolda kalıyordu, BMW'yi sorduk, 1 milyon 800 bin lira dediler. Kampanya varmış, sendikamızın menfaatini düşünüp 1 milyon 300 bin liraya aldık" diyen ve "maaşım 30 ile 50 bin lira arasında" diye de ekleyen yine Hak-İş Başkan Yardımcısı Yunus Değirmenci idi! Bu insanlar kendilerinin de söylediği gibi, işçilerin değil, kendi menfaatlerinin peşindeler! Bu isimleri ve bu sendikayı işçilere havale ediyor, bir an önce bütün işçi sınıfının bu "SENDİKATÖRLER"den kurtulmalarını diliyorum. Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet..  

"İşçi sınıfının zincirlerinden başka kaybedecekleri şeyleri yok, kazanacakları bir dünya var" der, Karl Marx. Sendikalarda işçilerin zincirlerinden kurtulması için en önemli araçtır. Günümüzde, hükümetin bilerek ya da bilmeyerek uyguladığı yanlış politikalar neticesinde pek bir önemi kalmamış gibi görünse de, sendika ve sendikacılık adına hala umudum var. Çünkü azınlıkta olsalar da işçi sınıfının yararına bir şeyler yapmaya çalışan sendikacılar hala var. 

1980 öncesi Türkiye Cumhuriyeti nüfusu 44 milyon iken, Çalışma Bakanlığı verilerine göre 8 milyon işçinin 5.7 milyonu sendikalıydı. Tabii bu yüksek sendikalı oranında o tarihte yürürlükte olan 274 sayılı Sendikalar Kanunu'nun da payı vardı. Çünkü o kanuna göre bir işçi birden fazla sendikaya üye olabiliyordu! Bu sebeple sendikalı sayısı yüzde 60'larda görünüyordu, ama verilere göre reel sendikalı sayısı 1 buçuk milyonun biraz üzerindeydi. 

Günümüzde ise 80 milyon nüfusun 15 milyonu işçi iken, yine sendikalı sayısı 1,7 milyon civarında! Sendikalı sayısında bu geri kalmışlığın birçok sebebi var. Ülkemizin ekonomik durumu, halkın muhtaçlığı, işsiz kalma korkusu, hükümetin sendikaları ve işçi sınıfını zorlayıcı stratejileri ve sınıf bilincinin azalması işçilerin sendikalara üye olmamalarının başlıca sebepleridir! Ülkemizin içinde bulunduğu bu süreçte, işini iyi yapan sendikalar var elbet, işçiyi savunan, işçi sınıfı için bir şeyler yapmaya çalışan yürekli insanlar var, onları ayırıyorum. 

Ama bir de hükümetin bizzat desteklediği, işçiyi değil de kendi menfaatini düşünen iktidar yanlısı bir sendika var! Sarı değil, turuncu bile değil bildiğiniz renksiz bir sendika! Bu sendikanın adı HAK-İŞ !

2018 yılında Türk-İş Konfederasyonu Başkanı asgari ücret 2 bin 200 lira olsun diye uğraşırken, Hak-iş'e bağlı Enerji-İş Başkanı, "hükümeti zor durumda bırakıyor" gerekçesiyle kendisine suç duyurusunda bulunmuştu! Şaka değil, evet hükümete yaranmak için işçinin alacağı üç kuruş paraya göz dikmişlerdi. 

2014 yılında AKP'nin kazandığı Antalya Büyükşehir Belediyesi'nde 3 binin üzerinde işçi işten çıkarılırken, onlarca işçi sürgüne gönderilirken seslerini çıkarmayıp, 2019 yılında CHP'nin aldığı aynı Antalya Büyükşehir Belediyesi'nde "işçiler sendika değiştiriyor" diye grev yapanlar yine Hak İş sendikasıydı!

Kendilerinin hükümet desteği ile üye yaptıkları işçileri unutup, 31 Mart seçimleri sonrası AKP'nin kaybettiği Büyükşehir belediyelerindeki işçilerin istibdattan kurtulup, özgürce istedikleri sendikalara üye olmalarının ardından, Samsun'dan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’ne yürüyüş yapanlar, yine Hak-İş Sendikasıydı! 

Son olarak, geçtiğimiz günlerde basına yansıyan, "Audi yolda kalıyordu, BMW'yi sorduk, 1 milyon 800 bin lira dediler. Kampanya varmış, sendikamızın menfaatini düşünüp 1 milyon 300 bin liraya aldık" diyen ve "maaşım 30 ile 50 bin lira arasında" diye de ekleyen yine Hak-İş Başkan Yardımcısı Yunus Değirmenci idi!

Bu insanlar kendilerinin de söylediği gibi, işçilerin değil, kendi menfaatlerinin peşindeler! Bu isimleri ve bu sendikayı işçilere havale ediyor, bir an önce bütün işçi sınıfının bu "SENDİKATÖRLER"den kurtulmalarını diliyorum.

Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet..

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.