Burak Küçükaydın
Köşe Yazarı
Burak Küçükaydın
 

40 Üzerine

Bazen bir şarkı bir söz alır götürür çok şey anlatır size, Sezen Aksu’nun ‘Tebdil-i Mekân ‘ şarkısı bu etkiyi yaptı üzerimde Sezen şöyle yakaladı ruhumu…  ‘Nereye gitsem yanımda götürüyorum çilelerimi, valizimde taşıyorum keşkelerimi, bilelerimi…’diyordu. Şarkı da yok dese de ben Tebdil-i mekânda ferahlık aradım düştüm yollara. Hayatınızda önemli bir karar almadan önce fikrini önemsediğinizin insanlar olur, içinizdeki huzursuzluğu, içinizdeki yangına çare olacak insanlardır onlar binalarda yangın anında kırın çekiçleri vardır ya onlar gibidir bu insanlar beni bir kır, içimi aç dediğiniz insanlardır. Benimde öyle bir büyüğüm var, çıktım soluğu yanında aldım anlattım ahvalimi önce dinledi, dur dedi, durdum… Başladı anlatmaya önemli bir karar almadan önce bak bakalım güneş kırk gün aynı doğacak mı, sakin ol 40 gün bekle dedi. Neden 40 dedim. Ben buna inanırım ve buna göre veririm kararlarımı, bu coğrafyada 40 önemlidir. Türk destanlarında 40 sayısı her zaman geçer 40 haramiler, 40 kızlar sonra masallar da düğünler 40 gün 40 gece sürer, bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır binlerce örnek verebilirim sana dedi aslında işaret fişeğini atmıştı zihnime doğru dedim, kendi iç dünyama çekildim beklemeliydim daha sonra ciddi kararlar almalıydım.40 rakamı aklımda derin biz iz bıraktı, gerçekten bu rakam böylesine farklı mıydı? Oturum araştırdım 40 rakamının şaşırtan konuları bana 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi diyebileceğim konularla karşılaştırdı. Daha olgun bir adam olmam için 40 fırın ekmek yemek gerekiyordu belki de haddinden fazla duygusal olmam, çabuk kırılmam fırın sayımı az sayıda tutuyordu 40 aslında benimle konuşuyordu. Hele bu pandemi sürecinde aklımıza kazınan karantina kelimesinin bile 40 ile bir bağlantısı varmış vay be diyorum. Venedik’te veba salgını sırasında limana giren gemilerin 40 gün orada beklemesinden yola çıkılarak, Latincede 40 anlamına gelen ‘quarantena ‘kelimesinden türemiş karantina ve günümüze kadar gelmiş. Doğumda da ölümde de kişinin 40’ının çıkmasının beklenmesi, Nuh Tufan’ının 40 gün durmadan yağan yağmur sonucu oluşması, Hz. Âdem’in çamurunun 40 günde yorulması, daha niceleri karşımıza çıkıyor. Din, sağlık, edebiyat, gastronomi, astronomi… Tüm bu konularda tamamına erdirme, olgunlaşma ve bütünleme adına bir ölçü birimi gibi 40 sayısı. Aslında hayat bir maraton ve 40 sayısı koşucuların maratonunda da farkını şu şekilde ortaya koyuyor; Koşucular 40’ıncı kilometrede yani maratonu tamamlamadan hemen önce ‘duvara toslama ‘etkisinden korkar. Sporcu beyindeki glikozu tamamen tüketince vücut kıpırdamaz. Öylece kalakalır hepimizin hayatında böyle dönemler mutlaka olmuştur. Bizim hayatımızda maratona fena halde benzemekte belki de 40 yaş bir duvara toslama yaşıdır. Ya tosladığınız duvar üstünüze yıkılır ya da o korku duvarları aşılır. Hayat’ın 40’tan sonra başladığını söyleyen çok insanla karşılaştım haklı olmalılar çünkü 40 yaşına kadar öyle bir dağılıyoruz ki paramparça oluyoruz ve kendimizi toplayabilirsek 40’tan sonra hayatımızın ustalık dönemi yaşıyoruz daha o yaşlara gelmesem de böyle hissediyorum. Ben kendime adıma 40 gün beklemeyi, günleri saymayı ilke söz haline getirdim. Düşünmek, sakin olmak, taşların yerine oturmasını beklemek, kendini dinlemek ve 40 gün sonra karar vermek her zaman işe yarayacaktır diye düşünüyorum. Umarım kendi hayatımızda da bu olgunlaşma, kendimiz olma fikrini daha fazla içselleştirerek doğru kararlara imza atarız. Verdiğimiz kararlar sonunda ’41 kere maşallah’ diyebilelim kendimize, sen neymişsin 40 diyorum son söz olarak umarım hakkını veririz.
Ekleme Tarihi: 01 Temmuz 2021 - Perşembe

40 Üzerine

Bazen bir şarkı bir söz alır götürür çok şey anlatır size, Sezen Aksu’nun ‘Tebdil-i Mekân ‘ şarkısı bu etkiyi yaptı üzerimde Sezen şöyle yakaladı ruhumu…
 ‘Nereye gitsem yanımda götürüyorum çilelerimi, valizimde taşıyorum keşkelerimi, bilelerimi…’diyordu. Şarkı da yok dese de ben Tebdil-i mekânda ferahlık aradım düştüm yollara. Hayatınızda önemli bir karar almadan önce fikrini önemsediğinizin insanlar olur, içinizdeki huzursuzluğu, içinizdeki yangına çare olacak insanlardır onlar binalarda yangın anında kırın çekiçleri vardır ya onlar gibidir bu insanlar beni bir kır, içimi aç dediğiniz insanlardır. Benimde öyle bir büyüğüm var, çıktım soluğu yanında aldım anlattım ahvalimi önce dinledi, dur dedi, durdum…

Başladı anlatmaya önemli bir karar almadan önce bak bakalım güneş kırk gün aynı doğacak mı, sakin ol 40 gün bekle dedi. Neden 40 dedim. Ben buna inanırım ve buna göre veririm kararlarımı, bu coğrafyada 40 önemlidir. Türk destanlarında 40 sayısı her zaman geçer 40 haramiler, 40 kızlar sonra masallar da düğünler 40 gün 40 gece sürer, bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır binlerce örnek verebilirim sana dedi aslında işaret fişeğini atmıştı zihnime doğru dedim, kendi iç dünyama çekildim beklemeliydim daha sonra ciddi kararlar almalıydım.40 rakamı aklımda derin biz iz bıraktı, gerçekten bu rakam böylesine farklı mıydı?

Oturum araştırdım 40 rakamının şaşırtan konuları bana 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi diyebileceğim konularla karşılaştırdı. Daha olgun bir adam olmam için 40 fırın ekmek yemek gerekiyordu belki de haddinden fazla duygusal olmam, çabuk kırılmam fırın sayımı az sayıda tutuyordu 40 aslında benimle konuşuyordu.

Hele bu pandemi sürecinde aklımıza kazınan karantina kelimesinin bile 40 ile bir bağlantısı varmış vay be diyorum. Venedik’te veba salgını sırasında limana giren gemilerin 40 gün orada beklemesinden yola çıkılarak, Latincede 40 anlamına gelen ‘quarantena ‘kelimesinden türemiş karantina ve günümüze kadar gelmiş.

Doğumda da ölümde de kişinin 40’ının çıkmasının beklenmesi, Nuh Tufan’ının 40 gün durmadan yağan yağmur sonucu oluşması, Hz. Âdem’in çamurunun 40 günde yorulması, daha niceleri karşımıza çıkıyor.

Din, sağlık, edebiyat, gastronomi, astronomi… Tüm bu konularda tamamına erdirme, olgunlaşma ve bütünleme adına bir ölçü birimi gibi 40 sayısı.

Aslında hayat bir maraton ve 40 sayısı koşucuların maratonunda da farkını şu şekilde ortaya koyuyor; Koşucular 40’ıncı kilometrede yani maratonu tamamlamadan hemen önce ‘duvara toslama ‘etkisinden korkar. Sporcu beyindeki glikozu tamamen tüketince vücut kıpırdamaz. Öylece kalakalır hepimizin hayatında böyle dönemler mutlaka olmuştur. Bizim hayatımızda maratona fena halde benzemekte belki de 40 yaş bir duvara toslama yaşıdır. Ya tosladığınız duvar üstünüze yıkılır ya da o korku duvarları aşılır. Hayat’ın 40’tan sonra başladığını söyleyen çok insanla karşılaştım haklı olmalılar çünkü 40 yaşına kadar öyle bir dağılıyoruz ki paramparça oluyoruz ve kendimizi toplayabilirsek 40’tan sonra hayatımızın ustalık dönemi yaşıyoruz daha o yaşlara gelmesem de böyle hissediyorum.

Ben kendime adıma 40 gün beklemeyi, günleri saymayı ilke söz haline getirdim. Düşünmek, sakin olmak, taşların yerine oturmasını beklemek, kendini dinlemek ve 40 gün sonra karar vermek her zaman işe yarayacaktır diye düşünüyorum. Umarım kendi hayatımızda da bu olgunlaşma, kendimiz olma fikrini daha fazla içselleştirerek doğru kararlara imza atarız. Verdiğimiz kararlar sonunda ’41 kere maşallah’ diyebilelim kendimize, sen neymişsin 40 diyorum son söz olarak umarım hakkını veririz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.