Antalya'da kıraathane cinayeti davasında tutukluluk kararı
haberimizvar.net- 28 Kasım 2024 tarihinde Kepez ilçesi Yeni Mahalle'de meydana gelen olayda Uğur A. (37), kuzeninin sigorta işlemleri ve alacak meselesi için kuzeni Ahmet A. ve kardeşi Mehmet A. ile birlikte iş yeri sahibiyle konuşmaya gitti. Burada iş yeri sahibinin yeğeni Furkan Dere ile tartışmaya başlayan Uğur A., kıraathane dışına taşan kavgada tabancayla vuruldu. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Uğur A., tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Sanık Furkan Dere ise kısa sürede yakalanarak tutuklandı.
Dere hakkında hazırlanan iddianamede 'kasten öldürme', 'ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma ya da bulundurma' ve 'silahla tehdit' suçlarından dava açıldı. Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk celsede, olay günü kaydedilen güvenlik kamerası görüntüleri izlendi. Mahkeme heyeti, sanık Furkan Dere'nin tutukluluğunun devamına, ayrıca akıl sağlığının tespiti için rapor hazırlanmasına karar verdi. Tutuksuz yargılanan sanıklar hakkında ise adli kontrol uygulanmasına karar verildi.
AKIL SAĞLIĞI RAPORU TARTIŞILDI
Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ikinci duruşmada, sanık Furkan Dere hakkında hazırlanan rapor okundu. Rapora göre sanığın suç işleme bilincinin yerinde olduğu belirtildi. Sanık Dere, "Sadece 3-4 dakika muayene ettiler" diyerek rapora itiraz etti.
Sanık avukatı da raporun bilimsel olmadığını öne sürerek, "Tıbbi muayene yok, müşahede yok. 7-8 dakika bir sürede ifade aldılar, sonuç suç işleme bilinci yerinde deniliyor. Daha önce sunduğumuz şizofreni raporu hiç dikkate alınmadı. Dosyanın Adli Tıp Üst Kurulu'na sevk edilmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
TANIK BEYANI GERGİNLİĞE NEDEN OLDU
Sanık tarafının tanığı Murat Kocabaş, maktulün tartışmayı başlatan taraf olduğunu ileri sürerek, "Uğur A., Furkan'a saldırdı, küfretti. Benim elimi çekti, bana da küfretti" dedi. Kocabaş, olay sırasında ortalığı yatıştırmaya çalıştığını söyledi.
Maktulün kuzeni Ahmet A. ise tanığın sözlerine sert tepki göstererek, "Orada bir kavga, küfür yoktu, ispat etsin" dedi. Mahkeme salonunda bir başka gerginlik de maktulün ağabeyi Mehmet A. ile sanıklar arasında yaşandı. Mehmet A.'nın sözleri üzerine taraflar arasında "Biz oraya baskına mı geldik" tartışması çıktı.
"EN ÖNEMLİ TANIĞIMIZ, SANIĞIN GÖNDERDİĞİ DİLEKÇE"
Müşteki avukatı da tanığın ilk ifadesinde saldırıdan bahsetmediğini vurgulayarak, "Tanık tamamen gerçeğe aykırı beyanda bulunmuştur. İlk verdiği ifadede maktulün kendilerine saldırdığından bahsetmedi. Bu durum kamera kayıtlarıyla da sabittir, açıkça yalancı tanıklık yapmıştır" ifadelerini kullandı.
Avukat ayrıca sanığın cezaevinden gönderdiği dilekçeye dikkat çekerek, "En önemli kanıtımız tutuklu olan sanığın cezaevinden gönderdiği dilekçedir. Çok açık olarak orada beyanda bulunmuştur. Bundan kısa bir süre sonra savcılık ve avukatının bulunduğu bir ortamda olayı olduğu gibi anlatmıştır. Gerek maktulün gerek Ahmet'in kendisine küfür etmediğini, husumeti gerektirecek aralarında bir problem olmadığını da dile getirmiştir. Tutuklu sanık, ‘Beni çağırdılar, bunun için mi çağırdınız dedim. Beni dövdüler, yönlendirdiler, yapacaksın dediler' diyor.
Daha sonra ifadeleri incelediğimizde gördüğümüz en önemli husus, haksız tahrik vardı, saldırı vardı gibi ifadeler. O da nereden çürüdü, gelen kamera kayıtlarındaki bilirkişi raporlarıyla çürüdü. Ahmet ve maktul dışarı çıktıktan yaklaşık 5 buçuk, 6 dakika sonra tutuklu sanık dışarı çıkıp vuruyor. Sıcağı sıcağına bir temas yok. Bunun ispatı cezaevinden gönderdiği, daha sonra savcılık huzurunda verdiği ifadeler birebir o görüntülerle aynı. Tutuklu sanığın Ahmet'le ya da maktulle hiçbir husumeti yok.
Ne diye gelip vursun, ancak birileri bir şey yaptırırsa vurur. A.D. olay günü sabahında Ahmet'in evinin önüne geliyor, Ahmet'le arabanın içinde konuşuyorlar. Bakıyorlar ki olay çözülmüyor, tekrar Ahmet'i oraya çağırıyorlar. Sıkıntıyı oluşturan Ahmet'in oraya tek geleceğini düşünmelerinden kaynaklandı ve Ahmet oraya tek gelmediği için cinayet olayını gerçekleştiriyorlar. Hatta 'Silaha kurşunu doldur' diye diğer sanıklar bizzat söylemiştir. Her üç sanığın tasarlayarak adam öldürmeden cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.
SANIK SAVUNMALARI
Tutuksuz sanık Adem D., olay günü maktulün kuzeni Ahmet A. ile yaptığı görüşmeyi anlatarak, "Telefonla aradım, ‘Ahmet neredesin' dedim, 'Evdeyim' dedi. Evinin altına gittim konuştuk. '20 bin TL param var' dedim, 'Tazminat olarak düşün' dedim. Kabul etmedi. 'Bana iki gün müsaade ver, sigorta paranı hesaplattırayım, helalleşelim' dedim. İki güne tamam dedi. Akşamüstü geldiler, kafaları güzeldi, bir tek ayık Mehmet A. vardı. Beraber dışarı çıktık, 'Şunları al götür, rezil olduk' dedim. 'Yarın gel konuşalım' dedim, benim yeğenim koştu geldi, olay oldu. Yeğenim, yüzde 70 görme engelli bir adam, eline nasıl silah vereyim" şeklinde konuştu.
Tutuksuz yargılanan diğer sanık Akseven A. ise, olayda yönlendirme yaptığı iddialarını reddederek, "Ahmet ve Mehmet A. ile konuştuk. Dışarı çıktıklarında tartışma başladı. Ben çıktığımda Furkan'ın yakasından tutmuşlardı. ‘Koskoca adamlarsınız yakışıyor mu?' dedim. Benim Furkan'a yönlendirme yaptığım doğru değil."
Mahkeme heyeti, sanık Furkan Dere'nin tutukluluğunun devamına, tutuksuz yargılanan Adem D. ve Akseven A. hakkındaki adli kontrol kararının sürmesine hükmetti. Ayrıca müşteki Ahmet A., Mehmet A. ile tutuksuz sanıkların HTS kayıtlarının incelenmesine karar verilerek, dava 23 Ekim tarihine ertelendi.