Antalya Kent Konseyi’nden taş ocağı uyarısı

YEREL 09.05.2023 - 14:19, Güncelleme: 09.05.2023 - 14:19
 

Antalya Kent Konseyi’nden taş ocağı uyarısı

Antalya Kent Konseyi Afet ve Kriz Çalışma Grubu ile Çevre Çalışma Grubu ilimiz Konyaaltı İlçesi Hisarçandır’da faaliyet gösteren bir taş ocağı özelinde taş ocakları kaynaklı tehlikelere dikkat çekmek için ortak rapor hazırladı.

haberimizvar.net- Hazırlanan raporda şu bilgilere yer verildi: “Kentleşme açısından gerekli olan taş ocaklarının, kırsal bölgelerde ve tarımsal alanlarla çevrili alanlarda gerçekleştirildiği için çeşitli çevresel, ekonomik ve sosyal zararlara sebebiyet verdiğine değinilmiştir. Taş ocakları kaynaklı olası diğer zararların toprak erozyonu, hava kirliliği, gürültü kirliliği, su kirliliği, habitat kaybı olabileceği değerlendirmiştir. Raporda iklim değişikliği nedeniyle artan sıcaklıklar ve yağışların değişiminin taş ocaklarının çevreye olan etkilerini artırabileceğine değinilmiştir. Raporda köyden kente göçün ve tarımsal ve kırsal kalkınma politikalarının küresel bir problem olarak önce çıktığına ve bu problemin maden sahalarıyla arttığına vurgu yapılmış ve Avrupa Komisyonunun 2023-2027 yılları arasındaki ortak tarım politikasına vurgu yapılmıştır. Hisarçandır’ın hayvancılık ve tarım konusunda, özellikle çandır fasulyesi açısından, verimli bir yerleşim noktası olduğu, günümüzde tarihi Likya Yolunun başlangıç noktası olarak kabul edildiği ve başta sedir ve şakayık olmak üzere endemik pek çok bitkiye ev sahipliği yaptığı belirtilmiştir. Deprem ve heyelan açısından risk taşıyan bir bölgede yer alan Hisarçandır’da geçtiğimiz aylarda yeniden faaliyete geçen taş ocağının bu riskleri arttırabileceğine değinen raporda taş ocağının İşyeri Açma ve Çalıştırma (GSM) ruhsatlarında pek çok eksiklik olduğunun ve 2008 yılında verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararının 5 yıl içerisinde mücbir sebep bulunmaksızın yatırma başlanmaması durumunda “ÇED Gerekli Değildir” kararının geçersiz sayılacağı hükmünün bu tesis için uygulanıp uygulanamayacağına dair araştırılması gereken husus olduğu Antalya Valiliğine bağlı birimler tarafından yapılan denetim ile belirlendiği ifade edilmiştir. Raporda valiliğin bulgularına ek olarak aşağıdaki hususlarında incelenmesinin gerekli olduğu belirtilmiştir: Bölgedeki tarımsal alanların (özellikle zeytinlik alanların) ve meraların taş ocağı faaliyetlerinden olumsuz yönde (özellikle yeratlı suyu ve toz yönünden) etkilenip etkilenmediğinin incelenmesi, Bölgenin hem deprem hem de heyelan riski taşıyan bir bölge olması dolayısıyla, toprak hareketlerini engelleyen ve yağış anında yağış hızını düşüren ağaçların ortamdan alınması sonucu oluşabilecek heyelan riskinin ve/veya deprem sonucu tetiklenecek bir heyelan riskinin incelenmesi, Söz konusu alanın dar bir vadi olması ve Hisarçandır’da ve civarda yaşayanların taş ocağı faaliyetlerinden sağlık yönünde etkilenip etkilenmediğinin yönetmeliklerce belirlenen hava kalitesi modelleri kullanılarak belirlenmesi, Alternatif turizm güzergâhlarından olan Likya Yolu’nun başlangıç noktası olması sebebiyle turizmin taş ocağı faaliyetlerinden olumsuz bir şekilde etkilenip etkilenmediğinin belirlenmesi, Bölgedeki tarihi eserler dikkate alındığında, taş ocağı olarak işletilen ve ancak sınırları bilinmeyen sahanın içerisinde tarihi kalıntıların bulunup bulunmadığının belirlenmesi, Bölgedeki endemik flora ve faunanın taş ocağı faaliyetlerinden nasıl etkilenip etkilenmediğinin belirlenmesi, İklim değişikliği kaynaklı yağış rejimindeki değişikliklerin (kısa süreli kuvvetli yağışlar) heyelanlara etkisinin olup olmadığının belirlenmesi Raporun sonuç bölümünde tarımsal üretimin ve kırsal kalkınmanın önünü kesecek tüm uygulamalardan vazgeçilmesinin önemline değinilmiş ve biyoçeşitliliğin parayla satın alınabilecek bir şey olmadığına vurgu yapılmıştır. "  
Antalya Kent Konseyi Afet ve Kriz Çalışma Grubu ile Çevre Çalışma Grubu ilimiz Konyaaltı İlçesi Hisarçandır’da faaliyet gösteren bir taş ocağı özelinde taş ocakları kaynaklı tehlikelere dikkat çekmek için ortak rapor hazırladı.

haberimizvar.net- Hazırlanan raporda şu bilgilere yer verildi: “Kentleşme açısından gerekli olan taş ocaklarının, kırsal bölgelerde ve tarımsal alanlarla çevrili alanlarda gerçekleştirildiği için çeşitli çevresel, ekonomik ve sosyal zararlara sebebiyet verdiğine değinilmiştir. Taş ocakları kaynaklı olası diğer zararların toprak erozyonu, hava kirliliği, gürültü kirliliği, su kirliliği, habitat kaybı olabileceği değerlendirmiştir. Raporda iklim değişikliği nedeniyle artan sıcaklıklar ve yağışların değişiminin taş ocaklarının çevreye olan etkilerini artırabileceğine değinilmiştir.

Raporda köyden kente göçün ve tarımsal ve kırsal kalkınma politikalarının küresel bir problem olarak önce çıktığına ve bu problemin maden sahalarıyla arttığına vurgu yapılmış ve Avrupa Komisyonunun 2023-2027 yılları arasındaki ortak tarım politikasına vurgu yapılmıştır.

Hisarçandır’ın hayvancılık ve tarım konusunda, özellikle çandır fasulyesi açısından, verimli bir yerleşim noktası olduğu, günümüzde tarihi Likya Yolunun başlangıç noktası olarak kabul edildiği ve başta sedir ve şakayık olmak üzere endemik pek çok bitkiye ev sahipliği yaptığı belirtilmiştir.

Deprem ve heyelan açısından risk taşıyan bir bölgede yer alan Hisarçandır’da geçtiğimiz aylarda yeniden faaliyete geçen taş ocağının bu riskleri arttırabileceğine değinen raporda taş ocağının İşyeri Açma ve Çalıştırma (GSM) ruhsatlarında pek çok eksiklik olduğunun ve 2008 yılında verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararının 5 yıl içerisinde mücbir sebep bulunmaksızın yatırma başlanmaması durumunda “ÇED Gerekli Değildir” kararının geçersiz sayılacağı hükmünün bu tesis için uygulanıp uygulanamayacağına dair araştırılması gereken husus olduğu Antalya Valiliğine bağlı birimler tarafından yapılan denetim ile belirlendiği ifade edilmiştir.

Raporda valiliğin bulgularına ek olarak aşağıdaki hususlarında incelenmesinin gerekli olduğu belirtilmiştir:

  • Bölgedeki tarımsal alanların (özellikle zeytinlik alanların) ve meraların taş ocağı faaliyetlerinden olumsuz yönde (özellikle yeratlı suyu ve toz yönünden) etkilenip etkilenmediğinin incelenmesi,
  • Bölgenin hem deprem hem de heyelan riski taşıyan bir bölge olması dolayısıyla, toprak hareketlerini engelleyen ve yağış anında yağış hızını düşüren ağaçların ortamdan alınması sonucu oluşabilecek heyelan riskinin ve/veya deprem sonucu tetiklenecek bir heyelan riskinin incelenmesi,
  • Söz konusu alanın dar bir vadi olması ve Hisarçandır’da ve civarda yaşayanların taş ocağı faaliyetlerinden sağlık yönünde etkilenip etkilenmediğinin yönetmeliklerce belirlenen hava kalitesi modelleri kullanılarak belirlenmesi,
  • Alternatif turizm güzergâhlarından olan Likya Yolu’nun başlangıç noktası olması sebebiyle turizmin taş ocağı faaliyetlerinden olumsuz bir şekilde etkilenip etkilenmediğinin belirlenmesi,
  • Bölgedeki tarihi eserler dikkate alındığında, taş ocağı olarak işletilen ve ancak sınırları bilinmeyen sahanın içerisinde tarihi kalıntıların bulunup bulunmadığının belirlenmesi,
  • Bölgedeki endemik flora ve faunanın taş ocağı faaliyetlerinden nasıl etkilenip etkilenmediğinin belirlenmesi,
  • İklim değişikliği kaynaklı yağış rejimindeki değişikliklerin (kısa süreli kuvvetli yağışlar) heyelanlara etkisinin olup olmadığının belirlenmesi

Raporun sonuç bölümünde tarımsal üretimin ve kırsal kalkınmanın önünü kesecek tüm uygulamalardan vazgeçilmesinin önemline değinilmiş ve biyoçeşitliliğin parayla satın alınabilecek bir şey olmadığına vurgu yapılmıştır. "

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.