AYM, Ahmet Altan’ı haksız buldu

GÜNDEM 02.12.2020 - 13:52, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:06
 

AYM, Ahmet Altan’ı haksız buldu

Anayasa Mahkemesi, “FETÖ'ye yardım” suçundan hapis cezası verilen ve tahliye edildikten sonra tekrar tutuklanan gazeteci-yazar Ahmet Altan'ın, ikinci kez tutuklanması nedeniyle yaptığı bireysel başvuruda ihlal tespit etmedi. Yüksek Mahkeme’nin kararında, ‘yargı organlarınca verilecek mahkûmiyet kararları kapsamında hapis cezasının veya güvenlik tedbirlerinin infaz edilmesinin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını ihlal etmeyeceği’ savunuldu.

haberimizvar.net- Anayasa Mahkemesi Ahmet Altan'ın bireysel başvurusunu kabul edilemez buldu. Fetullahçı yapının (FETÖ) medya yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Ahmet Altan, 23 Eylül 2016'da, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından tutuklandı. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinde tutuklu yargılanan Altan, mahkemenin 16 Şubat 2018'deki kararıyla "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Temyiz üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 5 Temmuz 2019'da, darbeye teşebbüs suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını bozarak Altan'a, "silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan ceza verilmesine hükmetti. Bozmaya uyan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Kasım 2019'da bu kez "terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezası verdiği Altan'ın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 6 Kasım 2019'da tahliye kararına itiraz etmesi üzerine Ahmet Altan, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinin kararıyla 13 Kasım 2019'da tekrar tutuklanarak cezaevine gönderildi. İTİRAZLARDAN SONUÇ ALAMAYINCA AYM’YE GİTTİ Tutuklama kararına yaptığı itirazlardan sonuç alamayan Ahmet Altan, 21 Kasım 2019'da Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu. "Hapis cezasına mahkûm edildiğini, adli kontrol kararıyla tahliye olduğunu ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının tahliye kararına yaptığı itirazın kabulü üzerine, tutuklama için gereken şartlar bulunmamasına rağmen tekrar tutuklandığını" belirten Altan, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ifade ve basın hürriyetlerinin ihlal edildiğini ifade etti. Bireysel başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü, Altan'ın başvurusunu kabul edilemez buldu. KARARIN GEREKÇESİ AÇIKLANDI Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, Anayasa'nın kişilerin fiziksel hürriyetlerini güvence altına alan 19. maddesinin kişi hürriyetinin kısıtlanmasına imkan tanıdığı durumlardan birinin de “mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi” olarak belirlendiği kaydedildi. Bu nedenle ‘yargı organlarınca verilecek mahkûmiyet kararları kapsamında hapis cezasının veya güvenlik tedbirlerinin infaz edilmesinin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını ihlal etmeyeceği’ belirtilen gerekçede, ancak Anayasa'nın 19. maddesinin amacının kişileri keyfi bir şekilde hürriyetten yoksun bırakılmaya karşı korumak olduğu, kişi hürriyetine getirilecek sınırlamaların da maddenin amacına uygun olması gerektiği ifade edildi.
Anayasa Mahkemesi, “FETÖ'ye yardım” suçundan hapis cezası verilen ve tahliye edildikten sonra tekrar tutuklanan gazeteci-yazar Ahmet Altan'ın, ikinci kez tutuklanması nedeniyle yaptığı bireysel başvuruda ihlal tespit etmedi. Yüksek Mahkeme’nin kararında, ‘yargı organlarınca verilecek mahkûmiyet kararları kapsamında hapis cezasının veya güvenlik tedbirlerinin infaz edilmesinin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını ihlal etmeyeceği’ savunuldu.

haberimizvar.net- Anayasa Mahkemesi Ahmet Altan'ın bireysel başvurusunu kabul edilemez buldu.

Fetullahçı yapının (FETÖ) medya yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Ahmet Altan, 23 Eylül 2016'da, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından tutuklandı.

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinde tutuklu yargılanan Altan, mahkemenin 16 Şubat 2018'deki kararıyla "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Temyiz üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 5 Temmuz 2019'da, darbeye teşebbüs suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını bozarak Altan'a, "silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan ceza verilmesine hükmetti.

Bozmaya uyan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Kasım 2019'da bu kez "terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezası verdiği Altan'ın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 6 Kasım 2019'da tahliye kararına itiraz etmesi üzerine Ahmet Altan, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinin kararıyla 13 Kasım 2019'da tekrar tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İTİRAZLARDAN SONUÇ ALAMAYINCA AYM’YE GİTTİ

Tutuklama kararına yaptığı itirazlardan sonuç alamayan Ahmet Altan, 21 Kasım 2019'da Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

"Hapis cezasına mahkûm edildiğini, adli kontrol kararıyla tahliye olduğunu ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının tahliye kararına yaptığı itirazın kabulü üzerine, tutuklama için gereken şartlar bulunmamasına rağmen tekrar tutuklandığını" belirten Altan, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ifade ve basın hürriyetlerinin ihlal edildiğini ifade etti.

Bireysel başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü, Altan'ın başvurusunu kabul edilemez buldu.

KARARIN GEREKÇESİ AÇIKLANDI

Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, Anayasa'nın kişilerin fiziksel hürriyetlerini güvence altına alan 19. maddesinin kişi hürriyetinin kısıtlanmasına imkan tanıdığı durumlardan birinin de “mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi” olarak belirlendiği kaydedildi.

Bu nedenle ‘yargı organlarınca verilecek mahkûmiyet kararları kapsamında hapis cezasının veya güvenlik tedbirlerinin infaz edilmesinin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını ihlal etmeyeceği’ belirtilen gerekçede, ancak Anayasa'nın 19. maddesinin amacının kişileri keyfi bir şekilde hürriyetten yoksun bırakılmaya karşı korumak olduğu, kişi hürriyetine getirilecek sınırlamaların da maddenin amacına uygun olması gerektiği ifade edildi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.