Ayşe hemşirenin hukuk mücadelesi

GÜNDEM 21.11.2019 - 17:06, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

Ayşe hemşirenin hukuk mücadelesi

AÜ Tıp Fakültesi’nde hemşire olarak görev yapan Ayşe Özdemir, Başhekim Prof. Dr. Bülent Aydınlı’nın Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü’ne talebi üzerine hakkında uygunsuz kıyafet giydiği ve iş saatlerine özen göstermediği için soruşturma açıldı. İhale komisyonundaki görevinden de hiçbir açıklama yapmadan alınan Ayşe hemşire, hukuk mücadelesi başlattı.

haberimizvar.net-Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hemşire olarak görev yapan Ayşe Özdemir ile Başhekim Prof. Dr. Bülent Aydınlı arasında başlayan soruşturma süreci hukuk mücadelesine dönüştü. AÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nde ihale komisyonunda görev alan Ayşe hemşire, kendisinin yerine başkanının imza attığını tespit etmesi üzerine amirlerine hesap sorunca başına gelmeyen kalmadı. REKTÖRE TALİMAT AÜ Başhekimi Aydınlı, AÜ Rektörü Mustafa Ünal’a gönderdiği dilekçede hemşire Ayşe Özdemir hakkında soruşturma açılması için gönderdiği dilekçede kullandığı dilin emir kipi olması ve soruşturmada kimi görevlendirmesi gerektiğiyle ilgili isim vermesi dikkat çekti. Uygunsuz kıyafet giydiği, işine zamanında gidip gelmediği için hakkında soruşturma açılan, sorduğu sorular nedeniyle ihale komisyonu görevinden alınan Ayşe Özdemir, AÜ Rektörlüğü’ne gönderdiği dilekçede yaşadıklarını şöyle anlattı: DİLEKÇE İLE ANLATTI  “Ben Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde 1991 yılından, Psikiyatri Gündüz Hastanesi’nde başhekimin keyfi görevlendirmesi nedeniyle 01.11.2019 tarihinden beri hemşire olarak görev yapmaktayım. Prof. Dr. Bülent Aydınlı adlı şahıs hukuk kurallarını ve ast-üst ilişkilerini yerle bir ederek, bir nevi Rektörlük makamına emir vererek, hakkımda soruşturma açılmasını ve soruşturmacının da hangi fakülteden olacağına kadar belirttiği dilekçesinde ilgili şahısla ilgili, dilekçe sınırlarını aşan ifadelerim bulunduğu iddiasıyla (Hangi ifadelerde bulunmuşum ve bu ifadeler nelerdir belirtilmemiştir. Yine ilgili şahıs, üçüncü kişilerden nasıl bir yetki aldıysa ve ben bu üçüncü kişilerin haklarını nasıl ihlal etmişsem o da belirtilmemiştir. İlgili şahıs herhalde dilekçe sınırını aşan ifadeleri ve hak ihlallerini soruşturmacının bulmasını istemiş olsa gerek) daha önce de hakkımda asılsız ithamlarla şikâyette bulunan Başhekimlik makamı, üç ön incelemeci ve bir soruşturmacı ile ancak uyduruk nedenlerle tarafıma uyarı cezası verdirebilmiştir, herhalde bu da yeterli olmamış ki, Başhekim Prof. Dr. Bülent Aydınlı adlı şahıs bu sefer bizzat kendi emir ve direktifleriyle üniversite yönetimine bir nevi talimat vererek tarafıma ceza verdirmeye çalışmaktadır. Sunduğum şikayet dilekçesini Rektörlük makamının değerlendirmesi için göndermeyen Başhekim, kendini Rektörlük makamından daha üstün görse gerek ki, bana soruşturma açılması emrini vermiştir. DEVLETİ ZARARA UĞRATIYORLAR Rektörlük makamı acaba; Makamını baskı aracı olarak kullanan, görevini kişilere çıkar sağlamada kullanan ve Devleti zarar uğratan Başhekim ve ekibi hakkında şikayet etmemin neresini 'suç olarak görmüştür? Başhekime ve ekibine iddialarımla ilgili tek kelime etmez ve inceleme bile başlatmazken bana Başhekimin isteği doğrultusunda, istediği fakülteden, hastanenin de danışmanlığını yaptığı iddia edilen kişiyi soruşturmacı olarak atamıştır? Kaldı ki iddialarımın tamamı belgelidir. KEYFİ KARARLAR Başhekim o kadar keyfi davranmakta ve hukuku hiçe saymaktadır ki, örneğin: 21.08.2019 tarihinde kayıtlı şikâyet dilekçemi Başhekimliğe vermiştim. Başhekimlik şikayet dilekçemle ilgili bir işlem yapmadığı gibi bir de hastanede uygulanmayan faaliyetlere, yönetmeliklere sadece benim uymamı isteyip uyarı cezası verdirmiştir. (Örneğin, telefonla mesaiye gelip gelmediğimi kontrol etme gibi Ya da soyut kavramlarla “düşünmekteyim" gibi ifadelerle işlemediğim suçlarla ilgili hakkımda soruşturma açtırarak ceza almamı sağlamaya çalışmak gibi ifadelerle işlemediğim suçlarla ilgili hakkımda soruşturma açtırarak ceza almamı sağlamaya çalışmak gibi. Bunlar geçirdiğim soruşturma dosyasında vardır).  O kadar ki Başhekimlik Makamı, bana verdiği cevabi yazısında, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık ve kıyafetine dair yönetmeliğin 5. Maddesini tarafıma tebliğ etmiştir:  (“Madde 5-2 nci maddede sözü edilen personelin kılık ve kıyafette uyacakları hususlar: YÖNETMELİK NE DİYOR? a. (Değişik: 10/12/2001-2001/3459 K.) Kadınlar; (Mülga birinci cümle: 4/10/20132013/5443 K.) (...)(1) Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile strech, kot ve benzeri pantolonlar  giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez. b. Erkekler; Elbiseler temiz, düzgün, ütülü ve sade; ayakkabılar kapalı, temiz ve boyalı giyilir. Sandalet veya atkılı ayakkabı giyilmez. Bina içinde ve görev mahallinde baş daima açık bulundurulur. Kulak ortasından aşağıda favori bırakılmaz. Saçlar, kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilir, temiz bakımlı ve taranmış olur. Her gün sakal tıraşı olunur ve sakal bırakılmaz. Bıyık tabii olarak bırakılır, uzunluğu üst dudak boyunu geçemez. Üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olur, alt uçları dudak hizasından kesilir. Kravat takılır, kravatı örtecek şekilde balıkçı yaka veya benzeri süveterler giyilmez. Hizmet gereğine uygun olarak verilmişse tek tip elbise giyilir.(4) (Değişik: 7/8/1991 91/2048 K.) Bina  içinde gömleksiz, kravatsız ve çorapsız dolaşılmaz.”) YÖNETMELİK HERKESE UYGULANSIN Bu yönetmeliğe uymayan, hastanede yüzlerce sakal salan, kot pantolon giyen, askılı tişört, askılı elbise, mini etek giyen vb şekilde çalışan varken ve Sayın Başhekim ve ekini bunlara hiçbir işlem yapmazken, benden bunlara uymamı istemeleri yapılan tacizin en büyük göstergelerinden biri değil midir? (Yönetmeliği uygulamamak suç değil mi ? Madem bir yönetmelik var herkese uygulanmalı.) HEMŞİRELER NASIL GİYENECEK? Yine başhekim, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’ndeki hemşirelerin nasıl giyineceği belirten maddeyi bana tebliğ ederken, aynı yönetmelikte “ Başhemşirenin ve yardımcılarının nasıl giyineceğini”  belirten maddeyi görmezde gelmesi, hatta söz konusu Başhemşire vekili daha önce Sayın Başhekimin kendi bölümünde hemşire olarak çalışırken bu kişinin sivil dolaşmasına ses çıkarmaması, daha doğrusu tebliğ ettiği hemşirelerin nasıl giyineceğini belirten yönetmeliğin ilgili maddesini o zaman hatırlamaması ise oldukça manidardır.  Yataklı tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğine göre; Madde 189- Kurumun kadrosunda bulunana tüm personeller, hizmet süresinde aşağıdaki hükümlere uygun giyinir. (2005 yılında madde 30- Aynı  Yönetmeliğin 189 uncu maddesinin 2,3,5 numaralı bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. ) KİMLERE İŞLEM YAPILDI? Başhemşire ve muavinleri; kıyafetleri lacivert renkli, alpaka ya da terilen kumaştan, tunik ve astarlı pantolon veya etek tarzındadır. Ayakkabıları; anatomik, terletmeyen ayakkabı veya terlik olmalıdır.” ) Yine Sayın Başhekim, benden kart okutmamamı isterken ve ceza almam için uğraşırken, şu ana kadar başta Başhemşire vekili ve yardımcıları olmak üzere kart okutmayan doktorlara, hemşirelere, memurlara ne bir işlem yapmıştır? PERSONELİN DURUMU Hastanedeki personellerden istemediği şeyleri  benden istemesi acaba Başhekimin benden mesleğim dışında beklentileri mi vardı sorusunu akıllara getirmektedir. (Bu beklentiler Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon Malzemeleri Mal Alımı ve Muayene Kabul Komisyonu’na görevlendirilmemem rağmen yaklaşık bir yıldır herhangi bir mal kabulü ile ilgili imzaya çağrılmayınca, sözel olarak Ayniyat birimine ve Malzeme Yönetimi Birimindeki görevlilere “yukarıda bahsedilen komisyondayım ve yaklaşık bir yıldır imza atmaya çağrılmıyorum “ diye sözel olarak sorduğumda, apar topar Tıp fakültesi dekanı ve Başhekim tarafından ihale yönetmeliğine aykırı olmasına rağmen, 03.09.2018 tarihinde hiçbir resmi yazışma kuralına uymayan şekilde, sanki bir mesaj verircesine vekil edenin adının ve mesleğinin üzeri çizilerek komisyondaki görevime son verilmiştir ve komisyona benim yerime, Hastane ile hiç ilişkisi bulunmayan Tıp Fakültesi Dekanlığı Fakülte Sekreteri Hüseyin Bedir’i görevlendirilişine ses çıkarmamam beklentisi miydi? )  Ya da yönetmeliklere uymamı isteyen Başhekim acaba hukuka aykırılığı Danıştay tarafından onaylanmasına rağmen yüz tanıma sistemi ile Hastaneyi ne kadar zarara uğrattığını bu yüz tanıma sisteminde kullanılan kişisel verilerin nerede saklandığını sormamam mı beklentisiydi? MESAİ KAÇ SAAT? Biz hemşireler ve diğer sağlık çalışanları “Sıfır performans”  alırken Başhemşire vekili hangi özelliğinden dolayı “ Hastane Başmüdür Yardımcılığı, Sağlık Hizmetleri Müdürlüğü, HUAM Müdür Yardımcılığı” yapmaktadır ve bunlardan bilmediğim komisyonlardan ne kadar ücret almaktadır diye sorgulamamam mı beklentisiydi? Bu Başhemşire vekili bu görevleri aynı anda nasıl yerine getiriyor acaba? Yoksa mesaisi 8 saat değil de 24 saat mi? ŞİKAYETÇİ OLDU AMA… Sonuç olarak; Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Bülent Aydınlı adlı şahıs Başhekim olduktan sonra sürekli benimle uğraşması yetmiyormuş gibi, durduk yerde görev yerimi değiştirmesi, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde Kılık-Kıyafet Yönetmeliği'ne kimse uymazken bana ceza verdirmeye çalışması ve en son hukuk kurallarını hiçe sayarak Rektörlük Makamına bir nevi emir vererek (Başhekim Rektörlük Makamına nasıl emir veriyorsa) hakkımda soruşturma açılmasını istemesi ve daha da ileri giderek soruşturmacının bile hangi fakülteden olacağını yazısında belirtmesi ve kendisini ilgilendirmediği halde üçüncü kişilerin adına da kendini yetkili kılarak şikayetçi olması ve ayrıca makamını kullanarak bana baskı yapmaya, tacizde bulunmaya devam etmekte olması nedeniyle Prof. Dr. Bülent Aydınlı adlı şahıs hakkında ve bu şahsın istediğini anında yerine getirerek hakkımda soruşturma açılmasını emrini veren ama ”Makamını baskı aracı olarak kullanan, görevini kişilere çıkar sağlamada kullanan, Devleti zarar uğratan Başhekim ve ekibi" hakkında şikayet etmeme rağmen Başhekime ve ekibine iddialarımla ilgili tek kelime etmeyen ve inceleme bile başlatmazken bana Başhekimin isteği doğrultusunda, istediği fakülteden, Hastanenin de danışmanlığını yaptığı iddia edilen kişiyi soruşturmacı olarak atayan Akdeniz Üniversitesi Rektörlük yetkilileri hakkında adli ve idari olarak şikâyetçiyim. İncelemecinin veya soruşturmacının Başhekimden emir almayacak biri olmasını saygılarımla arz ederim.” DİLEKÇENİZ YANLI İDDİASI Hastane Başhekimliğine verdiği dilekçe eksik ve yanlı olduğu gerekçesiyle kabul edilmeyen Ayşe hemşire bu kez rektörlüğe de aynı dilekçeyi sundu. Ancak kendisine savunma hakkı verilmediğini iddia eden Ayşe hemşire, suç işlediğine dair hakkında karar alınınca sosyal medya hesabından şu paylaşımda bulundu: SOSYAL MEDYADAN SESLENDİ “Başhekimlik Makamının şikayeti üzerine, Üç ön incelemeci ve bir soruşturmacı 28 yılımı araştırmaları sonucu, tarafıma, kılık-kıyafet yönetmeliğine uymadığım, kart okutmadığım gibi iddialarla uyarı cezası teklif etmişlerdi (Tarafıma hiçbir şekilde işlediğimi iddia ettikleri suçlarla ilgili sözel ya da yazılı bir uyarı yapılmamıştı). Rektörlük Makamı ve Üniversite Disiplin Kurulu da oybirliği ile uyarı cezası verilmesini kabul etmiş. Sağlık olsun. Sağlık olsun da... Ben de Başhekimlik aracılığı ile Rektörlük Makamına hem sordum hem de şikayetçi oldum. İyi ben bunları yapmışım diye ceza vermişsiniz de; 1-Hastanede Kılık kıyafet yönetmeliğine uymayan, yüzlerce sakal salan, kot pantolon giyen, askılı tişört, askılı elbise, mini etek giyen vb. şekilde çalışan varken, Sayın Başhekim ve ekibi bu kişiler hakkında bir işlem yapıp ceza verdirmişler midir? 2-Yine Başhekimlik Makamı, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’ndeki hemşirelerin nasıl giyineceğini belirten maddeyi bana tebliğ ederken, aynı yönetmelikte “Başhemşirenin ve yardımcılarının nasıl giyineceğini” belirten maddeyi görmezden gelmesi, hatta söz konusu Başhemşire vekili daha önce Sayın Başhekimin kendi bölümünde hemşire olarak çalışırken bu kişinin sivil dolaşmasına ses çıkarmaması, daha doğrusu bana tebliğ ettiği hemşirelerin nasıl giyineceğini belirten yönetmeliğin ilgili maddesini o zaman uygulamaması,   3-Yine Yönetmeliklere uymamı isteyen Sayın Başhekim, acaba Danıştay’ın ve yerel mahkemelerin kararlarına rağmen Hastaneye yüz tanıma sistemi kurdurup, sonra da Mahkeme kararıyla iptal edilen bu yüz tanıma sistemi ile hastaneyi ne kadar zarara uğratmıştır? Ve bu yüz tanıma sisteminde kullanılan kişisel veriler nerede saklanmaktadır? 4-Yine Sayın Başhekim, benden kart okutmamla ilgili hassasiyet göstermemi isterken, şu ana kadar başta Başhemşire vekili ve yardımcıları olmak üzere kart okutmayan doktorlara ve diğer personellere ne gibi bir işlem yapmıştır? 5-Biz hemşireler ve diğer sağlık çalışanları (doktorlar hariç) “Sıfır performans” alırken, Başhemşire vekili hangi özelliğinden dolayı “Başhemşire vekilliği, Hastane Başmüdür Yardımcılığı, Sağlık Hizmetleri Müdürlüğü, HUAM Müdür Yardımcılığı” yapmaktadır ve bunlardan ve bilmediğim diğer komisyonlardan ne kadar ücret almaktadır? 8 saate bu görevlerin tamamını nasıl sığdırmaktadır? Yoksa bu kişi bizim gibi 8 saat değil de acaba 24 saat mi çalışmaktadır? diye sorunca ve şikayetçi olunca, Başhekim, ekteki yazıda göreceğiniz gibi, bir nevi Rektörlük Makamına talimat verircesine “Ayşe Özdemir’e soruşturma açılacak, soruşturmacı Hukuk Fakültesi’nden olacak” diye arz da bulunmuştur. Benim 1 yıldır şikayetlerimi görmezden gelen Rektörlük Makamı da bu arzı gerçekleştirmiş, hakkımda hem soruşturma açmış ve Hukuk Fakültesi’nden, hem de Tıp Fakültesi’nin danışmanlığını yapan kişiyi soruşturmacı olarak görevlendirilmiştir . Sayın Başhekim “dilekçe sınırlarını aşan ifadelerim bulunduğu iddiasıyla ve üçüncü kişilerin haklarını ihlal ettiğim için şikayetçi olmuş. (Hangi ifadelerimle dilekçe sınırını aşmışım, bu ifadeler nelerdir belirtmemiş, yine Başhekim, üçüncü kişilerden nasıl bir yetki aldıysa ve ben bu üçüncü kişilerin haklarını nasıl ihlal etmişsem onları da belirtmemiş. Sayın Başhekim herhalde dilekçe sınırını aşan ifadeleri ve hak ihlallerini soruşturmacının bulmasını istemiş olsa gerek) İşte üniversitemizin geldiği durum bu! Başhekim istedi diye yerim değişiyor, Başhekim istedi diye Komisyondan çıkarılıyorum, Başhekim istedi diye biz hemşireler saat 11.30 ile 14.00 arası Asistan Cafe’ye giremiyor, Başhekim istedi diye isteyen istediği kılık-kıyafeti giyiyor, Başhekim istedi diye hakkımda soruşturma açılıyor,  Başhekim istedi diye Başhekimin istediği fakülteden soruşturmacı atanıyor, Başhekim istediği kişi cezalandırılıyor, istediği kişi terfi alıyor. Yönetmelik mi?  İdare Hakiminin dediği gibi “Yönetmelik değil, Akdeniz Üniversitesi'nde uygulama önemliymiş!” Madem Ülkemiz de, Üniversitemiz de şeffaf, ben yaptıklarımın hesabını kamuoyunda veriyorum ve vereceğim. Aynı şeyi Anayasanın Eşitlik İlkesinden dolayı Sayın Başhekimden de kamuoyuna sorduğum sorularla ilgili açıklama yapmasını bekliyorum.” Ayşe hemşire şimdi de hukuk karşısında hakkını aramak mücadele başlattı.   
AÜ Tıp Fakültesi’nde hemşire olarak görev yapan Ayşe Özdemir, Başhekim Prof. Dr. Bülent Aydınlı’nın Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü’ne talebi üzerine hakkında uygunsuz kıyafet giydiği ve iş saatlerine özen göstermediği için soruşturma açıldı. İhale komisyonundaki görevinden de hiçbir açıklama yapmadan alınan Ayşe hemşire, hukuk mücadelesi başlattı.

haberimizvar.net-Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hemşire olarak görev yapan Ayşe Özdemir ile Başhekim Prof. Dr. Bülent Aydınlı arasında başlayan soruşturma süreci hukuk mücadelesine dönüştü. AÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nde ihale komisyonunda görev alan Ayşe hemşire, kendisinin yerine başkanının imza attığını tespit etmesi üzerine amirlerine hesap sorunca başına gelmeyen kalmadı.

REKTÖRE TALİMAT

AÜ Başhekimi Aydınlı, AÜ Rektörü Mustafa Ünal’a gönderdiği dilekçede hemşire Ayşe Özdemir hakkında soruşturma açılması için gönderdiği dilekçede kullandığı dilin emir kipi olması ve soruşturmada kimi görevlendirmesi gerektiğiyle ilgili isim vermesi dikkat çekti. Uygunsuz kıyafet giydiği, işine zamanında gidip gelmediği için hakkında soruşturma açılan, sorduğu sorular nedeniyle ihale komisyonu görevinden alınan Ayşe Özdemir, AÜ Rektörlüğü’ne gönderdiği dilekçede yaşadıklarını şöyle anlattı:

DİLEKÇE İLE ANLATTI

 “Ben Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde 1991 yılından, Psikiyatri Gündüz Hastanesi’nde başhekimin keyfi görevlendirmesi nedeniyle 01.11.2019 tarihinden beri hemşire olarak görev yapmaktayım.

Prof. Dr. Bülent Aydınlı adlı şahıs hukuk kurallarını ve ast-üst ilişkilerini yerle bir ederek, bir nevi Rektörlük makamına emir vererek, hakkımda soruşturma açılmasını ve soruşturmacının da hangi fakülteden olacağına kadar belirttiği dilekçesinde ilgili şahısla ilgili, dilekçe sınırlarını aşan ifadelerim bulunduğu iddiasıyla (Hangi ifadelerde bulunmuşum ve bu ifadeler nelerdir belirtilmemiştir. Yine ilgili şahıs, üçüncü kişilerden nasıl bir yetki aldıysa ve ben bu üçüncü kişilerin haklarını nasıl ihlal etmişsem o da belirtilmemiştir. İlgili şahıs herhalde dilekçe sınırını aşan ifadeleri ve hak ihlallerini soruşturmacının bulmasını istemiş olsa gerek) daha önce de hakkımda asılsız ithamlarla şikâyette bulunan Başhekimlik makamı, üç ön incelemeci ve bir soruşturmacı ile ancak uyduruk nedenlerle tarafıma uyarı cezası verdirebilmiştir, herhalde bu da yeterli olmamış ki, Başhekim Prof. Dr. Bülent Aydınlı adlı şahıs bu sefer bizzat kendi emir ve direktifleriyle üniversite yönetimine bir nevi talimat vererek tarafıma ceza verdirmeye çalışmaktadır. Sunduğum şikayet dilekçesini Rektörlük makamının değerlendirmesi için göndermeyen Başhekim, kendini Rektörlük makamından daha üstün görse gerek ki, bana soruşturma açılması emrini vermiştir.

DEVLETİ ZARARA UĞRATIYORLAR

Rektörlük makamı acaba; Makamını baskı aracı olarak kullanan, görevini kişilere çıkar sağlamada kullanan ve Devleti zarar uğratan Başhekim ve ekibi hakkında şikayet etmemin neresini 'suç olarak görmüştür? Başhekime ve ekibine iddialarımla ilgili tek kelime etmez ve inceleme bile başlatmazken bana Başhekimin isteği doğrultusunda, istediği fakülteden, hastanenin de danışmanlığını yaptığı iddia edilen kişiyi soruşturmacı olarak atamıştır? Kaldı ki iddialarımın tamamı belgelidir.

KEYFİ KARARLAR

Başhekim o kadar keyfi davranmakta ve hukuku hiçe saymaktadır ki, örneğin: 21.08.2019 tarihinde kayıtlı şikâyet dilekçemi Başhekimliğe vermiştim. Başhekimlik şikayet dilekçemle ilgili bir işlem yapmadığı gibi bir de hastanede uygulanmayan faaliyetlere, yönetmeliklere sadece benim uymamı isteyip uyarı cezası verdirmiştir. (Örneğin, telefonla mesaiye gelip gelmediğimi kontrol etme gibi Ya da soyut kavramlarla “düşünmekteyim" gibi ifadelerle işlemediğim suçlarla ilgili hakkımda soruşturma açtırarak ceza almamı sağlamaya çalışmak gibi ifadelerle işlemediğim suçlarla ilgili hakkımda soruşturma açtırarak ceza almamı sağlamaya çalışmak gibi. Bunlar geçirdiğim soruşturma dosyasında vardır).  O kadar ki Başhekimlik Makamı, bana verdiği cevabi yazısında, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık ve kıyafetine dair yönetmeliğin 5. Maddesini tarafıma tebliğ etmiştir:  (“Madde 5-2 nci maddede sözü edilen personelin kılık ve kıyafette uyacakları hususlar:
YÖNETMELİK NE DİYOR?

a. (Değişik: 10/12/2001-2001/3459 K.) Kadınlar; (Mülga birinci cümle: 4/10/20132013/5443 K.) (...)(1) Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile strech, kot ve benzeri pantolonlar  giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez.

b. Erkekler; Elbiseler temiz, düzgün, ütülü ve sade; ayakkabılar kapalı, temiz ve boyalı giyilir. Sandalet veya atkılı ayakkabı giyilmez. Bina içinde ve görev mahallinde baş daima açık bulundurulur. Kulak ortasından aşağıda favori bırakılmaz. Saçlar, kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilir, temiz bakımlı ve taranmış olur. Her gün sakal tıraşı olunur ve sakal bırakılmaz. Bıyık tabii olarak bırakılır, uzunluğu üst dudak boyunu geçemez. Üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olur, alt uçları dudak hizasından kesilir. Kravat takılır, kravatı örtecek şekilde balıkçı yaka veya benzeri süveterler giyilmez. Hizmet gereğine uygun olarak verilmişse tek tip elbise giyilir.(4) (Değişik: 7/8/1991 91/2048 K.) Bina  içinde gömleksiz, kravatsız ve çorapsız dolaşılmaz.”)

YÖNETMELİK HERKESE UYGULANSIN

Bu yönetmeliğe uymayan, hastanede yüzlerce sakal salan, kot pantolon giyen, askılı tişört, askılı elbise, mini etek giyen vb şekilde çalışan varken ve Sayın Başhekim ve ekini bunlara hiçbir işlem yapmazken, benden bunlara uymamı istemeleri yapılan tacizin en büyük göstergelerinden biri değil midir? (Yönetmeliği uygulamamak suç değil mi ? Madem bir yönetmelik var herkese uygulanmalı.)

HEMŞİRELER NASIL GİYENECEK?

Yine başhekim, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’ndeki hemşirelerin nasıl giyineceği belirten maddeyi bana tebliğ ederken, aynı yönetmelikte “ Başhemşirenin ve yardımcılarının nasıl giyineceğini”  belirten maddeyi görmezde gelmesi, hatta söz konusu Başhemşire vekili daha önce Sayın Başhekimin kendi bölümünde hemşire olarak çalışırken bu kişinin sivil dolaşmasına ses çıkarmaması, daha doğrusu tebliğ ettiği hemşirelerin nasıl giyineceğini belirten yönetmeliğin ilgili maddesini o zaman hatırlamaması ise oldukça manidardır.  Yataklı tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğine göre; Madde 189- Kurumun kadrosunda bulunana tüm personeller, hizmet süresinde aşağıdaki hükümlere uygun giyinir. (2005 yılında madde 30- Aynı  Yönetmeliğin 189 uncu maddesinin 2,3,5 numaralı bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. )

KİMLERE İŞLEM YAPILDI?

Başhemşire ve muavinleri; kıyafetleri lacivert renkli, alpaka ya da terilen kumaştan, tunik ve astarlı pantolon veya etek tarzındadır. Ayakkabıları; anatomik, terletmeyen ayakkabı veya terlik olmalıdır.” ) Yine Sayın Başhekim, benden kart okutmamamı isterken ve ceza almam için uğraşırken, şu ana kadar başta Başhemşire vekili ve yardımcıları olmak üzere kart okutmayan doktorlara, hemşirelere, memurlara ne bir işlem yapmıştır?

PERSONELİN DURUMU

Hastanedeki personellerden istemediği şeyleri  benden istemesi acaba Başhekimin benden mesleğim dışında beklentileri mi vardı sorusunu akıllara getirmektedir. (Bu beklentiler Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon Malzemeleri Mal Alımı ve Muayene Kabul Komisyonu’na görevlendirilmemem rağmen yaklaşık bir yıldır herhangi bir mal kabulü ile ilgili imzaya çağrılmayınca, sözel olarak Ayniyat birimine ve Malzeme Yönetimi Birimindeki görevlilere “yukarıda bahsedilen komisyondayım ve yaklaşık bir yıldır imza atmaya çağrılmıyorum “ diye sözel olarak sorduğumda, apar topar Tıp fakültesi dekanı ve Başhekim tarafından ihale yönetmeliğine aykırı olmasına rağmen, 03.09.2018 tarihinde hiçbir resmi yazışma kuralına uymayan şekilde, sanki bir mesaj verircesine vekil edenin adının ve mesleğinin üzeri çizilerek komisyondaki görevime son verilmiştir ve komisyona benim yerime, Hastane ile hiç ilişkisi bulunmayan Tıp Fakültesi Dekanlığı Fakülte Sekreteri Hüseyin Bedir’i görevlendirilişine ses çıkarmamam beklentisi miydi? )  Ya da yönetmeliklere uymamı isteyen Başhekim acaba hukuka aykırılığı Danıştay tarafından onaylanmasına rağmen yüz tanıma sistemi ile Hastaneyi ne kadar zarara uğrattığını bu yüz tanıma sisteminde kullanılan kişisel verilerin nerede saklandığını sormamam mı beklentisiydi?

MESAİ KAÇ SAAT?

Biz hemşireler ve diğer sağlık çalışanları “Sıfır performans”  alırken Başhemşire vekili hangi özelliğinden dolayı “ Hastane Başmüdür Yardımcılığı, Sağlık Hizmetleri Müdürlüğü, HUAM Müdür Yardımcılığı” yapmaktadır ve bunlardan bilmediğim komisyonlardan ne kadar ücret almaktadır diye sorgulamamam mı beklentisiydi? Bu Başhemşire vekili bu görevleri aynı anda nasıl yerine getiriyor acaba? Yoksa mesaisi 8 saat değil de 24 saat mi?

ŞİKAYETÇİ OLDU AMA…

Sonuç olarak; Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Bülent Aydınlı adlı şahıs Başhekim olduktan sonra sürekli benimle uğraşması yetmiyormuş gibi, durduk yerde görev yerimi değiştirmesi, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde Kılık-Kıyafet Yönetmeliği'ne kimse uymazken bana ceza verdirmeye çalışması ve en son hukuk kurallarını hiçe sayarak Rektörlük Makamına bir nevi emir vererek (Başhekim Rektörlük Makamına nasıl emir veriyorsa) hakkımda soruşturma açılmasını istemesi ve daha da ileri giderek soruşturmacının bile hangi fakülteden olacağını yazısında belirtmesi ve kendisini ilgilendirmediği halde üçüncü kişilerin adına da kendini yetkili kılarak şikayetçi olması ve ayrıca makamını kullanarak bana baskı yapmaya, tacizde bulunmaya devam etmekte olması nedeniyle Prof. Dr. Bülent Aydınlı adlı şahıs hakkında ve bu şahsın istediğini anında yerine getirerek hakkımda soruşturma açılmasını emrini veren ama ”Makamını baskı aracı olarak kullanan, görevini kişilere çıkar sağlamada kullanan, Devleti zarar uğratan Başhekim ve ekibi" hakkında şikayet etmeme rağmen Başhekime ve ekibine iddialarımla ilgili tek kelime etmeyen ve inceleme bile başlatmazken bana Başhekimin isteği doğrultusunda, istediği fakülteden, Hastanenin de danışmanlığını yaptığı iddia edilen kişiyi soruşturmacı olarak atayan Akdeniz Üniversitesi Rektörlük yetkilileri hakkında adli ve idari olarak şikâyetçiyim. İncelemecinin veya soruşturmacının Başhekimden emir almayacak biri olmasını saygılarımla arz ederim.”

DİLEKÇENİZ YANLI İDDİASI

Hastane Başhekimliğine verdiği dilekçe eksik ve yanlı olduğu gerekçesiyle kabul edilmeyen Ayşe hemşire bu kez rektörlüğe de aynı dilekçeyi sundu. Ancak kendisine savunma hakkı verilmediğini iddia eden Ayşe hemşire, suç işlediğine dair hakkında karar alınınca sosyal medya hesabından şu paylaşımda bulundu:

SOSYAL MEDYADAN SESLENDİ

“Başhekimlik Makamının şikayeti üzerine, Üç ön incelemeci ve bir soruşturmacı 28 yılımı araştırmaları sonucu, tarafıma, kılık-kıyafet yönetmeliğine uymadığım, kart okutmadığım gibi iddialarla uyarı cezası teklif etmişlerdi (Tarafıma hiçbir şekilde işlediğimi iddia ettikleri suçlarla ilgili sözel ya da yazılı bir uyarı yapılmamıştı). Rektörlük Makamı ve Üniversite Disiplin Kurulu da oybirliği ile uyarı cezası verilmesini kabul etmiş. Sağlık olsun. Sağlık olsun da... Ben de Başhekimlik aracılığı ile Rektörlük Makamına hem sordum hem de şikayetçi oldum. İyi ben bunları yapmışım diye ceza vermişsiniz de;

1-Hastanede Kılık kıyafet yönetmeliğine uymayan, yüzlerce sakal salan, kot pantolon giyen, askılı tişört, askılı elbise, mini etek giyen vb. şekilde çalışan varken, Sayın Başhekim ve ekibi bu kişiler hakkında bir işlem yapıp ceza verdirmişler midir?

2-Yine Başhekimlik Makamı, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’ndeki hemşirelerin nasıl giyineceğini belirten maddeyi bana tebliğ ederken, aynı yönetmelikte “Başhemşirenin ve yardımcılarının nasıl giyineceğini” belirten maddeyi görmezden gelmesi, hatta söz konusu Başhemşire vekili daha önce Sayın Başhekimin kendi bölümünde hemşire olarak çalışırken bu kişinin sivil dolaşmasına ses çıkarmaması, daha doğrusu bana tebliğ ettiği hemşirelerin nasıl giyineceğini belirten yönetmeliğin ilgili maddesini o zaman uygulamaması,

 

3-Yine Yönetmeliklere uymamı isteyen Sayın Başhekim, acaba Danıştay’ın ve yerel mahkemelerin kararlarına rağmen Hastaneye yüz tanıma sistemi kurdurup, sonra da Mahkeme kararıyla iptal edilen bu yüz tanıma sistemi ile hastaneyi ne kadar zarara uğratmıştır? Ve bu yüz tanıma sisteminde kullanılan kişisel veriler nerede saklanmaktadır?

4-Yine Sayın Başhekim, benden kart okutmamla ilgili hassasiyet göstermemi isterken, şu ana kadar başta Başhemşire vekili ve yardımcıları olmak üzere kart okutmayan doktorlara ve diğer personellere ne gibi bir işlem yapmıştır?

5-Biz hemşireler ve diğer sağlık çalışanları (doktorlar hariç) “Sıfır performans” alırken, Başhemşire vekili hangi özelliğinden dolayı “Başhemşire vekilliği, Hastane Başmüdür Yardımcılığı, Sağlık Hizmetleri Müdürlüğü, HUAM Müdür Yardımcılığı” yapmaktadır ve bunlardan ve bilmediğim diğer komisyonlardan ne kadar ücret almaktadır? 8 saate bu görevlerin tamamını nasıl sığdırmaktadır? Yoksa bu kişi bizim gibi 8 saat değil de acaba 24 saat mi çalışmaktadır? diye sorunca ve şikayetçi olunca, Başhekim, ekteki yazıda göreceğiniz gibi, bir nevi Rektörlük Makamına talimat verircesine “Ayşe Özdemir’e soruşturma açılacak, soruşturmacı Hukuk Fakültesi’nden olacak” diye arz da bulunmuştur. Benim 1 yıldır şikayetlerimi görmezden gelen Rektörlük Makamı da bu arzı gerçekleştirmiş, hakkımda hem soruşturma açmış ve Hukuk Fakültesi’nden, hem de Tıp Fakültesi’nin danışmanlığını yapan kişiyi soruşturmacı olarak görevlendirilmiştir . Sayın Başhekim “dilekçe sınırlarını aşan ifadelerim bulunduğu iddiasıyla ve üçüncü kişilerin haklarını ihlal ettiğim için şikayetçi olmuş. (Hangi ifadelerimle dilekçe sınırını aşmışım, bu ifadeler nelerdir belirtmemiş, yine Başhekim, üçüncü kişilerden nasıl bir yetki aldıysa ve ben bu üçüncü kişilerin haklarını nasıl ihlal etmişsem onları da belirtmemiş. Sayın Başhekim herhalde dilekçe sınırını aşan ifadeleri ve hak ihlallerini soruşturmacının bulmasını istemiş olsa gerek) İşte üniversitemizin geldiği durum bu! Başhekim istedi diye yerim değişiyor, Başhekim istedi diye Komisyondan çıkarılıyorum, Başhekim istedi diye biz hemşireler saat 11.30 ile 14.00 arası Asistan Cafe’ye giremiyor, Başhekim istedi diye isteyen istediği kılık-kıyafeti giyiyor, Başhekim istedi diye hakkımda soruşturma açılıyor,  Başhekim istedi diye Başhekimin istediği fakülteden soruşturmacı atanıyor, Başhekim istediği kişi cezalandırılıyor, istediği kişi terfi alıyor. Yönetmelik mi?  İdare Hakiminin dediği gibi “Yönetmelik değil, Akdeniz Üniversitesi'nde uygulama önemliymiş!” Madem Ülkemiz de, Üniversitemiz de şeffaf, ben yaptıklarımın hesabını kamuoyunda veriyorum ve vereceğim. Aynı şeyi Anayasanın Eşitlik İlkesinden dolayı Sayın Başhekimden de kamuoyuna sorduğum sorularla ilgili açıklama yapmasını bekliyorum.” Ayşe hemşire şimdi de hukuk karşısında hakkını aramak mücadele başlattı. 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.