Bahriye Üçok Antalya'da anıldı

GÜNDEM 06.10.2023 - 16:31, Güncelleme: 06.10.2023 - 16:57
 

Bahriye Üçok Antalya'da anıldı

6 Kasım 1990 günü hain bir pusu ile öldürülen Demokrasi Şehidi Bahriye Üçok, ölüm yıldönümünde Antalya'da anıldı. Burhanettin Onat Caddesi'ndeki Demokrasi Şahitleri Parkı'nda düzenlenen anma etkinliğinde konuşan CHP Antalya İl Kadın Kolları Başkanı Nilüfer Deveci, "Çağdaş ilahiyatçı Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu olan ülkemizin aydınlık kalemlerinden Bahriye Üçok'u anarken bizler, bugün onu anmak kadar anlamakta da sorumlu olanlar olarak söylemlerini içselleştiriyoruz ve yaşatmaya söz veriyoruz" dedi...

haberimizvar.net- CHP Antalya İl Kadın Kolları Başkanı Nilüfer Deveci, Bahriye Üçok'u anma törenindeki konuşmasında şunları söyledi: 1919 yılında Trabzon’da doğan Bahriye Üçok Ankara Üniversitesi Dil – Tarih ve Coğrafya fakültesinde Ortaçağ Türk İslam Tarihi Bölümünde okurken aynı zamanda Devlet Konservatuarı Opera ve Bale bölümünde devam etti. 1953 yılında Ankara üniversitesi ilahiyat fakültesinde ilk Kadın öğretim üyesi olarak göreve başladı. 1964 yılında “İslam devletlerinde kadın hükümdarlar” adlı çalışmasıyla Doçent oldu. Çok iyi Arapça ve Farsça biliyordu. Kuran-ı Kerim’e bağlı kalarak İslam dinini hoşgörü kapsamında çağdaş bir şekilde yorumladı ve o yıllardan itibaren tehdit almaya başladı. 1970 li yıllarda Cumhuriyet senatosunda ve sonrasında Sosyal Demokrat Halkçı Partide milletvekilliği ve parti meclisi üyeliği görevlerinde bulundu. Laiklik mücadelesinin ilk kadın kahramanlarından olan Bahriye Üçok’u evine gönderilen bombalı paketle katledenler; Onun belenenini yok ederek düşüncelerini, örnek yaşamını, yol göstericiliğini de yok edeceklerini sandılar, bunu hayal ettiler. Görülüyor ki bu hayalleri asla gerçekleştiremeyecekler buna izin vermeyeceğiz.   Laikliğin ne anlama geldiğini; Diyanet eleştirisi nedeniyle karartılan televizyon ekranlarından, kadın cinayetlerinden, madenci ölümlerinin kaderci yaklaşımlarından, tarikat – cemaat yurtlarında olanlardan başı gerektiği gibi örtülü olmadığı için öldürülen İranlı Masha Amini’lerdern ve daha birçok olgudan anlıyoruz. Kadınların mücadelesinin aynı zamanda “laiklik mücadelesi” olması gerektiğini, gericiliğin irticanın önce kadınları hedef aldığını, bunu önlemek için kadınlar olarak birlik olmamız gerektiğini tekrar hatırlıyoruz. Laiklik demokrasi için ekmek ve su kadar önemli ve gereklidir. Laiklikten dönüşü düzeltmek ekonomiyi düzeltmek kadar asla kolay değildir. “Laikliği birinci planda tutmak inanıyorum ki hem kadın hakları hem de Türkiye’nin bütünlüğünü sağlamakta tek çıkar yoldur” diyen aydınlanma öykümüzün kadın önder Bahriye Üçok ve eğitimde sanatta, siyasette toplumun temel sorunlarında bilimin ışığında mücadele eden; Abdi İpekçi, Çetin emeç, Turan Dursun, Onat Kutlar, Türkan Saylan, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu gibi mücadelesine yılmadan yorulmadan yapanları öldürenler Türkiye’nin aydınlanma mücadelesine karşı çıkan karanlık güçlerdir.  Ancak ne yaparlarsa yapsınlar Kubilay’dan bugüne, katledilen yakılan aydınların devrimcilerin, yurtseverlerin aydınlığını ülkemizden silemediler, silemeyecekler. Bir gittik bin geldik. Unutmadık demek yetmiyor. Dinmeyen acımız, öfkemiz, özlemimiz, sevgimizle tüm demokrasi şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyoruz. Işıkları ile yolumuzu aydınlatmaya devam edecekler. Tüm katılımcılarımız yol arkadaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
6 Kasım 1990 günü hain bir pusu ile öldürülen Demokrasi Şehidi Bahriye Üçok, ölüm yıldönümünde Antalya'da anıldı. Burhanettin Onat Caddesi'ndeki Demokrasi Şahitleri Parkı'nda düzenlenen anma etkinliğinde konuşan CHP Antalya İl Kadın Kolları Başkanı Nilüfer Deveci, "Çağdaş ilahiyatçı Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu olan ülkemizin aydınlık kalemlerinden Bahriye Üçok'u anarken bizler, bugün onu anmak kadar anlamakta da sorumlu olanlar olarak söylemlerini içselleştiriyoruz ve yaşatmaya söz veriyoruz" dedi...

haberimizvar.net-  CHP Antalya İl Kadın Kolları Başkanı Nilüfer Deveci, Bahriye Üçok'u anma törenindeki konuşmasında şunları söyledi:

1919 yılında Trabzon’da doğan Bahriye Üçok Ankara Üniversitesi Dil – Tarih ve Coğrafya fakültesinde Ortaçağ Türk İslam Tarihi Bölümünde okurken aynı zamanda Devlet Konservatuarı Opera ve Bale bölümünde devam etti.

1953 yılında Ankara üniversitesi ilahiyat fakültesinde ilk Kadın öğretim üyesi olarak göreve başladı.

1964 yılında “İslam devletlerinde kadın hükümdarlar” adlı çalışmasıyla Doçent oldu. Çok iyi Arapça ve Farsça biliyordu.

Kuran-ı Kerim’e bağlı kalarak İslam dinini hoşgörü kapsamında çağdaş bir şekilde yorumladı ve o yıllardan itibaren tehdit almaya başladı.

1970 li yıllarda Cumhuriyet senatosunda ve sonrasında Sosyal Demokrat Halkçı Partide milletvekilliği ve parti meclisi üyeliği görevlerinde bulundu.

Laiklik mücadelesinin ilk kadın kahramanlarından olan Bahriye Üçok’u evine gönderilen bombalı paketle katledenler;

Onun belenenini yok ederek düşüncelerini, örnek yaşamını, yol göstericiliğini de yok edeceklerini sandılar, bunu hayal ettiler. Görülüyor ki bu hayalleri asla gerçekleştiremeyecekler buna izin vermeyeceğiz.  

Laikliğin ne anlama geldiğini; Diyanet eleştirisi nedeniyle karartılan televizyon ekranlarından, kadın cinayetlerinden, madenci ölümlerinin kaderci yaklaşımlarından, tarikat – cemaat yurtlarında olanlardan başı gerektiği gibi örtülü olmadığı için öldürülen İranlı Masha Amini’lerdern ve daha birçok olgudan anlıyoruz.

Kadınların mücadelesinin aynı zamanda “laiklik mücadelesi” olması gerektiğini, gericiliğin irticanın önce kadınları hedef aldığını, bunu önlemek için kadınlar olarak birlik olmamız gerektiğini tekrar hatırlıyoruz.

Laiklik demokrasi için ekmek ve su kadar önemli ve gereklidir.

Laiklikten dönüşü düzeltmek ekonomiyi düzeltmek kadar asla kolay değildir. “Laikliği birinci planda tutmak inanıyorum ki hem kadın hakları hem de Türkiye’nin bütünlüğünü sağlamakta tek çıkar yoldur” diyen aydınlanma öykümüzün kadın önder Bahriye Üçok ve eğitimde sanatta, siyasette toplumun temel sorunlarında bilimin ışığında mücadele eden;

Abdi İpekçi, Çetin emeç, Turan Dursun, Onat Kutlar, Türkan Saylan, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu gibi mücadelesine yılmadan yorulmadan yapanları öldürenler Türkiye’nin aydınlanma mücadelesine karşı çıkan karanlık güçlerdir. 

Ancak ne yaparlarsa yapsınlar Kubilay’dan bugüne, katledilen yakılan aydınların devrimcilerin, yurtseverlerin aydınlığını ülkemizden silemediler, silemeyecekler. Bir gittik bin geldik. Unutmadık demek yetmiyor. Dinmeyen acımız, öfkemiz, özlemimiz, sevgimizle tüm demokrasi şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyoruz.

Işıkları ile yolumuzu aydınlatmaya devam edecekler.

Tüm katılımcılarımız yol arkadaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.