CHP Delegasyonu statükoyu oylayacak

Bu adil süreç, mevcut belediye başkanlarının ‘yeniden aday gösterilebilir miyim’ kaygısıyla ilçe seçimlerini tamamlayana kadar müdahil olmamasıyla ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun mevcut il başkanı Nuri Cengiz’e ‘Parti içi demokrasi işleyecek. Antalya İl Örgütü’nün başında ol ama ilçe seçimlerinde müdahil olma’ talimatıyla mümkün oldu. Ama… İşte ama var… Huylu huyundan vazgeçmez misali… Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek elini taşın altına koymadı ve risk almaktan kaçtı, herkese mavi boncuk dağıttı. Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ‘genel merkez ne derse o il başkanımdır’ politikası yürüttü, Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen Devrim Kök için lobi çalışmalarını sürdürdü. Taa ki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mevcut il başkanı Nuri Cengiz’i ortak aday olarak çıkarma olgusu güçlenene kadar… Önce Antalya Milletvekili Mustafa Erdem’i Kılıçdaroğlu’nun makamına gönderdiler. Randevu talebinde bulunan Erdem, Kılıçdaroğlu’na “Bana izin verirseniz hepsini birleştiririm, tek il başkan adayıyla size gelirim” cümlelerini sarf etti. Kılıçdaroğlu, ‘bir rapor hazırlayayım’ teklifini kabul etti ama Milletvekili Erdem kendini ‘Antalya Koordinatörü’ olarak ilan ederek, Ankara’dan Antalya yolunu tuttu. Sonra da malumunuz patron ilan ettiği belediye başkanlarını dinleyerek Kılıçdaroğlu’na ‘Nail Kamacı ortak aday’ diyerek raporunu sundu. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise, bu yaşananlara çanak tutarak Nuri Cengiz’in il başkanlığını destekliyor gibi görünüp, Kılıçdaroğlu’na ‘Nuri Cengiz olmazsa Nail Kamacı’ya hayır demem’ diyerek, her yerde olduğu gibi bu konuda da dik duramadığını bir kez daha ortaya koydu. Statükocu belediye başkanları o mülayim hallerinden çıkıp önce 19 ilçe başkanıyla Kılıçdaroğlu’na gidecek olan mevcut il başkanı Cengiz’in yanındaki ilçe başkanlarına müdahale ettiler. Ne baskısı yaptıklarını, hangi konuda tehdit ettiklerini, ne vaat ettiklerini bilemem ama 9 ilçe başkanı bu baskıya boyun eğmeyerek partilerinin genel başkanlarının davetine icabet etti. Müdahale ettikleri konu, partilerinin genel başkanlarının randevusuna ilçe başkanlarının göndermesini engelleyerek CHP’nin dolayısıyla Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun itibarıyla oynamaktan başka bir şey değildi! Aynı gün, Nusret Bayar’ı il başkanı yapıp sonra da görevden alınırken kişisel siyasi ikbali için sahip çıkmayan Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Devrim Kök için taraf olup sonra 180 derece dönüş yapan Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, tabanda partililerini ‘Ümitçisin’, ‘Semihçisin’ diye suçlayacak kadar ikiye bölmüşken, birden el ele tutuşup genel merkez yolunu tuttu. Neden? Statükoları devam etsin diye… Yönetebilecekleri il başkanı o koltukta otursun diye… Kişisel siyasi çıkarları nasıl bir güç ki! Aynı fotoğraf karesinde olmaktan bile kaçan Uysal ve Esen, ilk kez bir araya gelip, Kılıçdaroğlu’nun odasına el ele girip, Nail Kamacı’nın ortak adayları olduğunu söyleme çaresizliği içinde oldular. Çaresizliği diyorum çünkü, Kamacı’nın Kumluca, Elmalı, Aksu ve Muratpaşa ilçe kongrelerinde parmak sallayarak ‘değişim’ naraları atmalarını görmezden geldiler. Bu duruma Kılıçdaroğlu’na ihanet yorumu yapınca da birilerine ağır geldi. İhaneti yapanlar alkışlandı, bu gerçeği ortaya çıkarak hakarete uğradı. CHP gibi bir partide tabi ki değişim istemek, özgürce düşüncelerini ifade etmek demokrasinin olmazsa olmazıdır. Ancak, değişim isteyen birini ortak aday gösterip, değiştirmek istediği kişinin arkasında siyaset yapacak referansı vermek, işte bu ihanettir… İster bunu Kılıçdaroğlu’na yapın, ister genel başkan adayı Özgür Özel’e… Yoksa herkes değişim ister ama değişim isterken Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na bağlılıklarını bildirmek nedir? Sorarım size… Hele hele bu istediğini Kumluca İlçe Kongresi’nde şu cümlelerle sarf etmek; “Aynı şeyleri tekrar ederek, farklı sonuç beklemek ahmaklıktır! Tepeden tırnağa değişim şart! Değişim önce Antalya’dan başlasın. Listeler yapılırken Antalya İl Başkanı genel merkezde masaya vursun…” Yoruma açık mı sizce? (NAİL KAMACI’NIN ELMALI KONUŞMA VİDEOSU ALTTA) Bitmedi! Yüzlerce şahit olmasına karşın bu konuşmaları Ümit Uysal, Semih Esen, Muratpaşa, Konyaaltı ve Kepez ilçe başkanları çok iyi bilmelerine karşın sessiz kalmaları? Kongrelerde Kamacı’nın değişim naraları attığı Elmalı ve Kumluca ilçe kongrelerinin videosunun çekimi yapılmış. Elmalı konuşasını bulup, yayınlamak zorunda kaldım çünkü Kamacı şahsımın ‘karalama kampanyası yaptığını, kesinlikle değişimle ilgili hiç konuşmadığını, yazdıklarımı tekzip edeceğini’ dile getirmesi üzerine ne kadar kolay yalan söyleyebildiğini ortaya koydum. Kumluca İlçe Kongresi’ndeki daha da sert konuşmasını sadece Kumluca Belediyesi Basın Müdürlüğü videoya çektiğini öğrenmeme karşın, Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu söz konusu videonun ‘Nail Kamacı konuşmasını’ keserek teslim etmesi Kılıçdaroğlu’na ihanet edenler içinde çift taş oynayan Başkan Böcek’in, statükocular Ümit Uysal’ın, Semih Esen’in dışında Mustafa Köleoğlu’nun da olduğunu gördüm. Hatta o kadar ileri gittiler ki, bugün bir gazetecinin köşe yazısında yer alacak kadar Kılıçdaroğlu’nun ağzından yalanı ortaya attılar. Kılıçdaroğlu’nun Nail Kamacı’yı telefonla aradığı ve ‘adayımızsın’ dediğini duyurarak, partilerinin genel başkanlarını itibarsızlaştırma çabalarına bir yenisini eklediler. Neden? Şartlar ve çıkarlar… Kişisel siyasi ikballeri için her şeyi mübah gören ve parti kültürlerinden uzaklaşarak koskoca camiayı yalanla yönetmeye çalışmak ve 647 delege adına konuşmak doğrusu tıp biliminin işi olduğunu düşünüyorum. Bir de devreye belediye başkanı olmak için her yolu deneyen ama her geçen gün çamura bulanan Kepez İlçe eski Başkanı Önder Kurnaz’ın 65 delegem var diyerek girdiği pazarlıkları dinleseniz şaşarsınız. Değişim isteyen Nail Kamacı’yı başkan yapmak adına, değiştirmek istediği CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’ndan yarın Kepez Belediye Başkan Adaylığı isteyecek olan Önder Kurnaz’ın CHP siyasetini Kıbrıs’ta oynanan rulet masalarına çevirmesi siyasi ahlakla bağdaşmaz. Her günün bir sabahı olduğunu hepimiz biliyoruz, Antalya tarihi gibi CHP tarihi de kimleri gördü, nerelere tanıklık etti. Partililerinin son kullanma tarihlerini belirleyen bu zihniyete karşı CHP delegasyonunun rağmenlere, amalara karşın 8 Ekim sabahı hür iradelerini ve vicdanlarını yanına alarak oy kullanacağına inancım sonsuz… Statükocuların ‘parti moralsiz’ algılarına karşı, CHP’nin sandıkta ‘haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır’ sözünü hatırlatırcasına yalanlar yerine sandıktan demokrasiyi, umudu çıkaracağından da eminim. Bu gerçekler doğrultusunda CHP delegasyonu pazar sabahı il başkanını seçmekten öte statükoyu oylayacak…