CHP’nin yasaklarla sınavı

SİYASET 03.05.2021 - 21:08, Güncelleme: 03.05.2021 - 21:08
 

CHP’nin yasaklarla sınavı

21 ilde alkol satışı, İl Hıfzıssıhha Kurulu kararı ile ramazan sonuna kadar yasaklandı. Bu 21 ilin 9’unda yasağa imza atan belediye başkanları CHP’li. Peki kim bunlar? Antalya, Bolu, İzmir, Eskişehir, Çanakkale, Aydın, Kırklareli, Tekirdağ ve Bilecik belediye başkanları. İzmir, Aydın, Kırklareli ve Bolu imza atmadıklarını açıkladı. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise, “Yasağa karşıyım, ama onaylamak zorunda kaldım” dedi. Bu belediye başkanlarından hiçbiri halkın karşısına çıkıp ya da kendilerine ait mecralardan “imza atmadım” diye doğrudan bir açıklama yapmadı. Ya belediyenin sosyal medya hesabından ya da bir tepkinin altına yorum yazarak dolayla yanıt verdiler. CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Seyit Torun da ilk anda 2 belediye başkanının “rutin işlem” düşüncesiyle yasağı onayladığını, 6 belediye başkanının ise imzasının bulunmadığını söyledi. Yani ülkemizde yasak ‘rutin bir işlem’. CHP’li belediyeler açısından bile böyle… Bu kısa özetten sonra meselenin ayrıntılarına gelelim.

  Soylu’nun sözlü talimatıyla yasak   27 Nisan’da bütün il hıfzıssıhha kurullarının aldığı bir ‘tam kapanma’ kararı var. Bütün illerde metin aynı… Bu metinde alkol satış yasağıyla ilgili herhangi bir hüküm yok. İçişleri Bakanlığı’nın genelgesinde de böyle bir hüküm bulunmuyor. Alkol satışına ilişkin tartışmalar ‘yasaktı, serbestti, yasaktı’ seyrinde devam etti malumunuz. Türkiye Tekel Bayileri Platformu Başkanı Özgür Aybaş’ın “Tamam yasak kalktı” diye nokta koyması üzerine herkes evine çekildi, ortalık sakinleşti. İşte tam bu noktada bir genelgeyle yasağı resmileştiremeyen İçişleri Bakanlığı sözlü talimatla topu valilere attı. Bazı valiler de il hıfzıssıhha kurullarını toplayarak işin vebalini paylaştı. Yani ortada güya hükümetin koyduğu bir yasak yok, tamamen yerel dinamiklerin, kent yöneticilerinin vatandaşı düşünerek aldıkları bir karar var. Üstelik bütün kentlerde de yok böyle bir karar. Mesela İstanbul, Ankara, Adana, Mersin gibi illerde valilikler tarafından yayınlanmış karar metinleri bulunmuyor. Varsa bile valiliğin resmi sitesinden yayınlanmamış.   Meselenin püf noktası ‘şerh düşmek’   Peki bu kararlar nasıl alınmış? Whatsapp üzerinden… Valiler il hıfzıssıhha kurulu üyelerine whatsapp üzerinden metni gönderip onaylamalarını istemiş. Antalya’da Tabipler Odası ve Eczacılar Odası’nın şerhi var. Bu yüzden kararın ‘oybirliğiyle’ değil, ‘oy çokluğuyla’ alındığı duyuruldu. Diğer kentlerdeki kararlarda ise ‘oybirliğiyle’ alındığı yazıyor. Mesele ortaya çıkınca da belediye başkanları ‘imzamız yok’ diye bir mazeretin arkasına sığınıyor. Zaten hiçbir kararda ıslak imza yok. Bu tür toplantılar pandemi yüzünden ya online şekilde yapılıyor, ya da bu son olaydaki gibi Whatsapp’tan mesaj çekilerek ‘atın bakalım imzalarınızı’ deniyor. Burada dikkat edilmesi gereken ince nokta ‘şerh’. Bu metne imza atan CHP’li belediye başkanlarının “ben o yazışmada şöyle bir şerh düştüm ve yasağa karşı çıktım” diye açıklama yapması lazım. Herhangi bir şerh açıklaması yok. Herkes metinde ıslak imzalarının olmadığı detayının arkasına sığınıyor.   Seyit Torun için yasak ‘rutin işlem’   İşte zurnanın zırt dediği yer de burası. Eğer bu belediye başkanları gerçekten itiraz etmişler, şerh düşmüşler ve imza atmamışlarsa ortada bir skandal var. Bu skandalı açığa çıkartmak, sergilenen yalanı sahiplerinin yüzüne vurmak CHP’li belediyelere düşer. Çıksınlar o zaman bangır bangır konuşsunlar. Ben olsam konuşurum, kimse tutamaz. Eğer gerçekten onay vermemişlerse bu en hafifinden ‘resmi evrakta sahteciliğe’ girer. Devletin valisi, kentin belediye başkanının itirazına rağmen onun yasağa onay verdiği yönünde bir evrak düzenlemiş demektir ki, bu tuz bile çürüdü demektir. Fakat durum Çanakkale Belediye Başkanı’nın söylediği gibiyse, yani “yasağa karşıyım, ama onaylamak zorunda kaldım” kafasındaysalar, o zaman da halkın oylarıyla seçilen CHP’li belediyelerin samimiyeti, sahiciliği, özgürlükçülüğü, kafa yapıları tartışılır. Hatta yerden yere vurulur. Bir belediye başkanı valinin emrindeki kurum müdürü mü? Ne demek ‘imzalamak zorunda kaldım’? Hele ki Seyit Torun’un ‘yasağın rutin işlem sanılarak onaylanması’ açıklaması evlere şenlik… Hangi yasak ‘rutin işlem’ olabilir ki? Haktan, hukuktan, adaletten dem vuran bir CHP’li bunu nasıl söyleyebilir? Üstelik o yasak, kelimenin tam anlamıyla yaşam tarzına yönelmişse, bu tür sözler ‘şecaat arz ederken sirkatin söylemekten’ başka anlama gelmiyor.
21 ilde alkol satışı, İl Hıfzıssıhha Kurulu kararı ile ramazan sonuna kadar yasaklandı. Bu 21 ilin 9’unda yasağa imza atan belediye başkanları CHP’li. Peki kim bunlar? Antalya, Bolu, İzmir, Eskişehir, Çanakkale, Aydın, Kırklareli, Tekirdağ ve Bilecik belediye başkanları. İzmir, Aydın, Kırklareli ve Bolu imza atmadıklarını açıkladı. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise, “Yasağa karşıyım, ama onaylamak zorunda kaldım” dedi. Bu belediye başkanlarından hiçbiri halkın karşısına çıkıp ya da kendilerine ait mecralardan “imza atmadım” diye doğrudan bir açıklama yapmadı. Ya belediyenin sosyal medya hesabından ya da bir tepkinin altına yorum yazarak dolayla yanıt verdiler. CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Seyit Torun da ilk anda 2 belediye başkanının “rutin işlem” düşüncesiyle yasağı onayladığını, 6 belediye başkanının ise imzasının bulunmadığını söyledi. Yani ülkemizde yasak ‘rutin bir işlem’. CHP’li belediyeler açısından bile böyle… Bu kısa özetten sonra meselenin ayrıntılarına gelelim.

 

Soylu’nun sözlü talimatıyla yasak

 

27 Nisan’da bütün il hıfzıssıhha kurullarının aldığı bir ‘tam kapanma’ kararı var. Bütün illerde metin aynı… Bu metinde alkol satış yasağıyla ilgili herhangi bir hüküm yok. İçişleri Bakanlığı’nın genelgesinde de böyle bir hüküm bulunmuyor. Alkol satışına ilişkin tartışmalar ‘yasaktı, serbestti, yasaktı’ seyrinde devam etti malumunuz. Türkiye Tekel Bayileri Platformu Başkanı Özgür Aybaş’ın “Tamam yasak kalktı” diye nokta koyması üzerine herkes evine çekildi, ortalık sakinleşti. İşte tam bu noktada bir genelgeyle yasağı resmileştiremeyen İçişleri Bakanlığı sözlü talimatla topu valilere attı. Bazı valiler de il hıfzıssıhha kurullarını toplayarak işin vebalini paylaştı. Yani ortada güya hükümetin koyduğu bir yasak yok, tamamen yerel dinamiklerin, kent yöneticilerinin vatandaşı düşünerek aldıkları bir karar var. Üstelik bütün kentlerde de yok böyle bir karar. Mesela İstanbul, Ankara, Adana, Mersin gibi illerde valilikler tarafından yayınlanmış karar metinleri bulunmuyor. Varsa bile valiliğin resmi sitesinden yayınlanmamış.

 

Meselenin püf noktası ‘şerh düşmek’

 

Peki bu kararlar nasıl alınmış? Whatsapp üzerinden… Valiler il hıfzıssıhha kurulu üyelerine whatsapp üzerinden metni gönderip onaylamalarını istemiş. Antalya’da Tabipler Odası ve Eczacılar Odası’nın şerhi var. Bu yüzden kararın ‘oybirliğiyle’ değil, ‘oy çokluğuyla’ alındığı duyuruldu. Diğer kentlerdeki kararlarda ise ‘oybirliğiyle’ alındığı yazıyor. Mesele ortaya çıkınca da belediye başkanları ‘imzamız yok’ diye bir mazeretin arkasına sığınıyor. Zaten hiçbir kararda ıslak imza yok. Bu tür toplantılar pandemi yüzünden ya online şekilde yapılıyor, ya da bu son olaydaki gibi Whatsapp’tan mesaj çekilerek ‘atın bakalım imzalarınızı’ deniyor. Burada dikkat edilmesi gereken ince nokta ‘şerh’. Bu metne imza atan CHP’li belediye başkanlarının “ben o yazışmada şöyle bir şerh düştüm ve yasağa karşı çıktım” diye açıklama yapması lazım. Herhangi bir şerh açıklaması yok. Herkes metinde ıslak imzalarının olmadığı detayının arkasına sığınıyor.

 

Seyit Torun için yasak ‘rutin işlem’

 

İşte zurnanın zırt dediği yer de burası. Eğer bu belediye başkanları gerçekten itiraz etmişler, şerh düşmüşler ve imza atmamışlarsa ortada bir skandal var. Bu skandalı açığa çıkartmak, sergilenen yalanı sahiplerinin yüzüne vurmak CHP’li belediyelere düşer. Çıksınlar o zaman bangır bangır konuşsunlar. Ben olsam konuşurum, kimse tutamaz. Eğer gerçekten onay vermemişlerse bu en hafifinden ‘resmi evrakta sahteciliğe’ girer. Devletin valisi, kentin belediye başkanının itirazına rağmen onun yasağa onay verdiği yönünde bir evrak düzenlemiş demektir ki, bu tuz bile çürüdü demektir. Fakat durum Çanakkale Belediye Başkanı’nın söylediği gibiyse, yani “yasağa karşıyım, ama onaylamak zorunda kaldım” kafasındaysalar, o zaman da halkın oylarıyla seçilen CHP’li belediyelerin samimiyeti, sahiciliği, özgürlükçülüğü, kafa yapıları tartışılır. Hatta yerden yere vurulur. Bir belediye başkanı valinin emrindeki kurum müdürü mü? Ne demek ‘imzalamak zorunda kaldım’? Hele ki Seyit Torun’un ‘yasağın rutin işlem sanılarak onaylanması’ açıklaması evlere şenlik… Hangi yasak ‘rutin işlem’ olabilir ki? Haktan, hukuktan, adaletten dem vuran bir CHP’li bunu nasıl söyleyebilir? Üstelik o yasak, kelimenin tam anlamıyla yaşam tarzına yönelmişse, bu tür sözler ‘şecaat arz ederken sirkatin söylemekten’ başka anlama gelmiyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.