Deprem değil, ihmal öldürür!

GÜNDEM 01.03.2023 - 13:34, Güncelleme: 01.03.2023 - 13:34
 

Deprem değil, ihmal öldürür!

Tüm Emeklilerin Sendikası Antalya Şubesi, depremle ilgili hükümeti sert sözlerle eleştirdi

 Tüm Emeklilerin Sendikası Antalya Şubesi, depremle ilgili hükümeti sert sözlerle eleştirdi. Attalos Heykeli önünde buluşan sendika adına açıklamayı ı Şube Başkanı Bilge Torosoğlu okudu. Torosoğlu şunları söyledi: “Ne çok üzücüdür ki bir yıkım yaşıyoruz. 6 Şubat depremi maalesef on binlerce canımızı aldı. Yüzbinlerce yurttaşımız yaralandı. Milyonlar evinden, köyünden, şehrinden oldu. Ülkemiz tarihinden oldu. Şehirlerimiz kültüründen oldu. Bugün burada, yitirdiğimiz canlarımızı anmak, onların anılarını yaşatmak, yakınlarını yitirenlerin acısını paylaşmak için buradayız. Evet yüreğimiz yanıyor. İçimiz acıyor. On binlerce can. Dile kolay! Bunun kadar acı olan bir şey daha var. Şu anda enkaz altında olan kaç canımız var? Gerçek kaybımız ne kadar? Tabi ki sayı açısından bakmıyoruz. Bir can bile çok değerlidir. Ama kaybımızın ne olduğunu da belki hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Kayıplar var. Çocuk kayıplar var. Milyonlar acı içindeyiz. Bütün ülke acı içinde. Yitirdiğimiz canlarımızı saygıyla anıyoruz. Yaralılarımızın bir an önce iyileşmesi temennimizdir. Ayrıca buradan depremde dayanışmayı yaşatan, kendisi enkazdan çıkarak can kurtaran, hemen deprem sabahında deprem bölgesine ulaşarak elinden geleni yapan haklımıza da şükranlarımızı sunuyoruz. Evet çok büyük bir acı yaşıyoruz. Günler haftalar hatta yıllar da geçse acımız azalmayacak biliyoruz. Tesellimiz, umudumuzu yeniden yeşerten de halkımızın gösterdiği dayanışmadır. Halkımız bir kez daha dayanışmanın, güzel gönüllü olmanın en güzel örneğini bir kez daha yaşatmış, yaşatmaya devam etmektedir. Ancak biz biliyoruz ki ülkemiz deprem kuşağındadır. Ve dünyada çok büyük depremler farklı ülkelerde de yaşanmaktadır. Özellikle ülkemizde ilk defa yaşanan bir durum da değildir. Aslında depremler bir muamma da değildir. Konunun uzmanı bilim insanları neredeyse adres göstermekte ve şiddetini de belirtmektedir. Yani bilinmeyen bir şey değildir. Peki depremler için önlem almak mümkün müdür? Tabi ki mümkündür! Eğer bilimsel davranırsanız, bilim ile yaşarsanız, bütçenizde en yüksek payı halkın yaşamı için planlarsanız bu mümkün. Bilim ve teknolojinin ilerlediği böyle bir çağda böylesi ölümlerin ‘kader’ olarak nitelendirilmesi, bilimi reddetmek, halkı yanıltmak, yaptığınız yanlış tercihlerin üstünü örtmeye çalışmaktır. Deprem dayanıklı binalar yapılması mümkün iken, zemin etütleri yapılması gerekirken, yerleşim alanlarının uygun olarak seçilmesi durumunda böyle ölümler kader değil, olsa olsa ihmaldir! Doğayı tahrip ederseniz, dayanıksız binaları belirleyip halkın güvenle yaşayacağı binalar inşa etmezseniz bu ölümlere kader dersiniz işte! Ülkemizde çok sık büyük depremler yaşanmasına karşın, devlet kurumları sanki hiç deprem olmayacakmış gibi davranmaktadır. AFAD neden tek elden yönetilmektedir? Neden bütçeden pay çok düşük ayrılmaktadır? Yıllardır deprem vergilerini toplayan devlet, neden yurttaşa iban göndermektedir? Deprem vergilerimiz nerededir? Her yaşanan doğa felaketlerinde devlet neden talimatsız çalışamamaktadır?  Kızılay böylesi günlerde halkının hizmetinde olmak zorunda ve ivedilikle.çadırları afetzedelere ücretsiz dağıtmalıdır. Bugün burada canlarımızı anarken yaşadıklarımızın kader olmadığını da açıkça belirtiyoruz. Bu ecelsiz ölümler nasıl ki Japonya’da , Şili’de can almıyorsa bizde de almayabilir. Bizim kaderimiz hep enkaz altında kalmak olamaz! Ve biliyoruz ki ülkemizde yeni depremler olacak. İstanbul , İzmir ve başka yerler için bilim insanları bas bas bağırıyor. Böyle ecelsiz ölmek istemiyoruz dedik.”
Tüm Emeklilerin Sendikası Antalya Şubesi, depremle ilgili hükümeti sert sözlerle eleştirdi

 Tüm Emeklilerin Sendikası Antalya Şubesi, depremle ilgili hükümeti sert sözlerle eleştirdi. Attalos Heykeli önünde buluşan sendika adına açıklamayı ı Şube Başkanı Bilge Torosoğlu okudu. Torosoğlu şunları söyledi: “Ne çok üzücüdür ki bir yıkım yaşıyoruz. 6 Şubat depremi maalesef on binlerce canımızı aldı. Yüzbinlerce yurttaşımız yaralandı. Milyonlar evinden, köyünden, şehrinden oldu. Ülkemiz tarihinden oldu. Şehirlerimiz kültüründen oldu. Bugün burada, yitirdiğimiz canlarımızı anmak, onların anılarını yaşatmak, yakınlarını yitirenlerin acısını paylaşmak için buradayız. Evet yüreğimiz yanıyor. İçimiz acıyor. On binlerce can. Dile kolay! Bunun kadar acı olan bir şey daha var. Şu anda enkaz altında olan kaç canımız var? Gerçek kaybımız ne kadar? Tabi ki sayı açısından bakmıyoruz. Bir can bile çok değerlidir. Ama kaybımızın ne olduğunu da belki hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.

Kayıplar var. Çocuk kayıplar var. Milyonlar acı içindeyiz. Bütün ülke acı içinde. Yitirdiğimiz canlarımızı saygıyla anıyoruz. Yaralılarımızın bir an önce iyileşmesi temennimizdir. Ayrıca buradan depremde dayanışmayı yaşatan, kendisi enkazdan çıkarak can kurtaran, hemen deprem sabahında deprem bölgesine ulaşarak elinden geleni yapan haklımıza da şükranlarımızı sunuyoruz. Evet çok büyük bir acı yaşıyoruz. Günler haftalar hatta yıllar da geçse acımız azalmayacak biliyoruz. Tesellimiz, umudumuzu yeniden yeşerten de halkımızın gösterdiği dayanışmadır. Halkımız bir kez daha dayanışmanın, güzel gönüllü olmanın en güzel örneğini bir kez daha yaşatmış, yaşatmaya devam etmektedir. Ancak biz biliyoruz ki ülkemiz deprem kuşağındadır. Ve dünyada çok büyük depremler farklı ülkelerde de yaşanmaktadır.
Özellikle ülkemizde ilk defa yaşanan bir durum da değildir. Aslında depremler bir muamma da değildir. Konunun uzmanı bilim insanları neredeyse adres göstermekte ve şiddetini de belirtmektedir. Yani bilinmeyen bir şey değildir. Peki depremler için önlem almak mümkün müdür? Tabi ki mümkündür! Eğer bilimsel davranırsanız, bilim ile yaşarsanız, bütçenizde en yüksek payı halkın yaşamı için planlarsanız bu mümkün. Bilim ve teknolojinin ilerlediği böyle bir çağda böylesi ölümlerin ‘kader’ olarak nitelendirilmesi, bilimi reddetmek, halkı yanıltmak, yaptığınız yanlış tercihlerin üstünü örtmeye çalışmaktır.
Deprem dayanıklı binalar yapılması mümkün iken, zemin etütleri yapılması gerekirken, yerleşim alanlarının uygun olarak seçilmesi durumunda böyle ölümler kader değil, olsa olsa ihmaldir! Doğayı tahrip ederseniz, dayanıksız binaları belirleyip halkın güvenle yaşayacağı binalar inşa etmezseniz bu ölümlere kader dersiniz işte!
Ülkemizde çok sık büyük depremler yaşanmasına karşın, devlet kurumları sanki hiç deprem olmayacakmış gibi davranmaktadır. AFAD neden tek elden yönetilmektedir? Neden bütçeden pay çok düşük ayrılmaktadır? Yıllardır deprem vergilerini toplayan devlet, neden yurttaşa iban göndermektedir? Deprem vergilerimiz nerededir? Her yaşanan doğa felaketlerinde devlet neden talimatsız çalışamamaktadır?  Kızılay böylesi günlerde halkının hizmetinde olmak zorunda ve ivedilikle.çadırları afetzedelere ücretsiz dağıtmalıdır.
Bugün burada canlarımızı anarken yaşadıklarımızın kader olmadığını da açıkça belirtiyoruz. Bu ecelsiz ölümler nasıl ki Japonya’da , Şili’de can almıyorsa bizde de almayabilir. Bizim kaderimiz hep enkaz altında kalmak olamaz! Ve biliyoruz ki ülkemizde yeni depremler olacak. İstanbul , İzmir ve başka yerler için bilim insanları bas bas bağırıyor. Böyle ecelsiz ölmek istemiyoruz dedik.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.