Devlet dersinde öldürülen çocuklar

GÜNDEM 17.06.2022 - 11:14, Güncelleme: 17.06.2022 - 11:14
 

Devlet dersinde öldürülen çocuklar

Psikolog yerine ‘manevi danışmanların’ eline terk edilmiş, tarikatların insafına bırakılmış, yemekhanede yediği kuru fasulye, pilava bile zam üstüne zam yapılan, geleceği, hayalleri elinden alınmış gençlerin niye intihar ettiği soruluyor. Ece Ayhan’ın dediği gibi; “Devlet dersinde öldürülmüştür’.

haberimizvar.net- Akdeniz Üniversitesi öğrenci yurtlarında kalan Halil Gülcan 11 Mayıs’ta, Emre Kandemir 21 Mayıs’ta, Muhammed Kaya ise 10 Haziran’da canlarına kıydı. Bir ayda üç can… Tekrarlayalım bunu, bıkmadan usanmadan tekrarlayalım. Devletin yurtlarında kalan üç tane üniversite öğrencisi ardı ardına öldü. Yurdun penceresinde atlayarak öldüler üstelik. Hayatlarından, güvenliklerinden, eğitimlerinden, barınmalarından sorumlu olan devletin yurdunda yaşandı bütün bunlar. Peki devlet ne yaptı? Başkaları da atlamasın diye koridor pencerelerinin kulplarını çıkardı. Kimse atlamasın diye denizin önünü kapatmak, içerek canlarına kıymasınlar diye piyasadaki hapları toplamak gibi bir önlem… Sanki intiharları pencere kulpları teşvik ediyor. Yurt yöneticilerinin, devleti idare edenlerin, bir dudağı yerde, bir dudağı gökte bürokratların, hızır paşaların, iktidarın, ülkeyi teslim alan siyasetçilerin hiç kabahati yok. Bütün suç pencere kulplarında O kadar mantıksız, o kadar göstermelik, o kadar saçma… Üstelik oda pencerelerindeki kulplar duruyor.  Psikolog yerine ‘manevi danışman’ Bu intiharlarla birlikte gözler yurtlardaki ‘manevi danışman’ odalarına döndü. Binlerce öğrencinin kaldığı yurtlara bir tane bile psikolojik danışman, rehber koymayan, koymayı aklına getirmeyen AKP iktidarı, ‘manevi danışman’ diye bir koltuk icat etti. Kamu kaynaklarının en büyük kara deliklerinden biri olan, memleketin parasının büyük bir kısmını har vurup harman savuran, beş yıldızlı tatiller, son model arabalarla gündemden inmeyen Diyanet, öğrenci yurtlarına da ‘manevi danışman’ atamaya başladı. Bildiğiniz imam aslında bu. Her gün üç ayaklı bir tahtaya sabır, kanaat telkin eden, uysal olunmasını salık veren, kimsenin itiraz etmemesini, itiraz edenlerin cehennemde yanacağını iddia eden hadisler, sözler, Necip Fazıl’dan filan şiirler yazıp yurdun kapısına yerleştiriyor bu ‘manevi danışman’ lakaplı imamlar. Zannedersiniz ki KYK yurtları kafir yurdu. Bir tek sıkıntı da öğrencilerin iman eksikliği… O yüzden tebliğ, irşat, adına ne derseniz deyin, bu türden icraatın kalesi haline getirilecekler. İmanı zayıf Türk gençliği, devletin istediği gibi giyinmeyen, AKP’nin dediği gibi yürümeyen öğrenciler ya hizaya getirilecek, ya da ‘çekip gitsinler’. Hadi ülkeyi terk etme, yurtdışına gitme hayali kuranlara böyle dedin, peki canına kıyanlara ne diyeceksin? Muhtemelen ‘ahiretlerini yaktılar’ denilecektir. Hatta deniliyordur. Kafa bu çünkü… Psikolog gibi bilimsel çözümler, uygulamalar yerine, ‘manevi danışman’ adıyla imam kadrosu icat eden kafadan başka bir cümle çıkamaz. Yurtları ele geçiren tarikatlar Peki ne oldu bu manevi danışmanlar? Akdeniz Üniversitesi yurtlarında gördüğümüze göre tası tarağı toplayıp gittiler. Odalarındaki ‘manevi danışman’ tabelası söküldü. Madem doğruydu, madem öğrencilerin en acil ihtiyacıydı niye kaçtılar o zaman? Çünkü o üç öğrencinin kanı, yurt kapısına yerleştirilen Necip Fazıl dizelerinde, o tahtaya sabır cümleleri yazan imam efendidedir. Geçim sıkıntısı içinde debelenen dar gelirli aile çocuklarını, halkın umudu delikanlıları dinlemek, anlamak, sorunlarını çözmek yerine, manevi alemden kelamlar pompalayıp ‘ya sabır’ çektiren kafalardır bu üç genci katili. Sağır devlete, kör iktidara sosyal medyadan canhıraş feryatlarla seslerini duyurmaya çalışan gençler, çok daha ötesini söylüyor. KYK yurtlarının temizlik işlerinin Menzil tarikatına verildiğini, tarikatçı temizlik şefinin yurt müdüründen daha forslu olduğunu, müdürü parmağında oynattığını söylüyor gençler. Bazı temizlikçilerin öğrencileri taciz ettiği, laf attığı, yaşam tarzlarını, giyim kuşamlarını aşağıladığı ileri sürülüyor. Bununla ilgili bir dolu not var. Yani iddialara göre yurtlar tarikatlarla teslim edilmiş. Sözlerine, iddialarına inanmamız için daha ne yapsınlar? Üç tane ölüm yetmez mi?   AKP iktidarının yazboz tahtası  Ölümleriyle sarsıldığımız, içimizi yakan bu gençler hayatlarında Erdoğan’dan başka siyasetçi, AKP’den başka iktidar görmediler. Doğduklarında Erdoğan vardı, ilkokul yıllarında Erdoğan vardı, liseyi Erdoğan’la bitirdiler, şimdi üniversitedeler, yine Erdoğan var. Leylekten başka kuş, Erdoğan’dan başka yokuş tanımadılar. Bu gençlerin ruh sağlığından, zihinlerinden, eğitimlerinden, görgülerinden, geleceklerinden öncelikle Erdoğan iktidarı sorumlu… Erdoğan’ın şekillendirdiği okullarda okuyup, Erdoğan’ın yerleştirdiği adamlarla muhatap olarak büyüdüler. Yani baştan sona bir AKP icraatı, ürünü, eseri bu gençler… AKP tarafından hayalsiz, geleceksiz, umutsuz bırakıldılar. Ülkelerine olan güvenleri, iş bulma ümitleri, yarın tasarımları bu iktidar tarafından ellerinden alındı. Ceplerindeki üç kuruş para pula dönüştü. Yurttaki yemeğe, üniversitedeki karavanaya, kuru fasulyeye, pilava zam geldi. Zamma itiraz edene polis dayağı, gıkını çıkarana soruşturma, ileri gidene hapis… Müdüre itiraz eden yurttan atıldı, kapıdaki özel güvenliğe ses edene disiplin cezası verildi. Bu gençler niye intihar ediyor diye sormaya gerek var mı? Hala da soruyorsanız, söyleyelim: “Devlet dersinde öldürülmüştür”. Şöyle başlar o şiir: “Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında / Bir teneffüs daha yaşasaydı / Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür”.
Psikolog yerine ‘manevi danışmanların’ eline terk edilmiş, tarikatların insafına bırakılmış, yemekhanede yediği kuru fasulye, pilava bile zam üstüne zam yapılan, geleceği, hayalleri elinden alınmış gençlerin niye intihar ettiği soruluyor. Ece Ayhan’ın dediği gibi; “Devlet dersinde öldürülmüştür’.

haberimizvar.net- Akdeniz Üniversitesi öğrenci yurtlarında kalan Halil Gülcan 11 Mayıs’ta, Emre Kandemir 21 Mayıs’ta, Muhammed Kaya ise 10 Haziran’da canlarına kıydı. Bir ayda üç can… Tekrarlayalım bunu, bıkmadan usanmadan tekrarlayalım. Devletin yurtlarında kalan üç tane üniversite öğrencisi ardı ardına öldü. Yurdun penceresinde atlayarak öldüler üstelik. Hayatlarından, güvenliklerinden, eğitimlerinden, barınmalarından sorumlu olan devletin yurdunda yaşandı bütün bunlar. Peki devlet ne yaptı? Başkaları da atlamasın diye koridor pencerelerinin kulplarını çıkardı. Kimse atlamasın diye denizin önünü kapatmak, içerek canlarına kıymasınlar diye piyasadaki hapları toplamak gibi bir önlem… Sanki intiharları pencere kulpları teşvik ediyor. Yurt yöneticilerinin, devleti idare edenlerin, bir dudağı yerde, bir dudağı gökte bürokratların, hızır paşaların, iktidarın, ülkeyi teslim alan siyasetçilerin hiç kabahati yok. Bütün suç pencere kulplarında O kadar mantıksız, o kadar göstermelik, o kadar saçma… Üstelik oda pencerelerindeki kulplar duruyor. 

Psikolog yerine ‘manevi danışman’

Bu intiharlarla birlikte gözler yurtlardaki ‘manevi danışman’ odalarına döndü. Binlerce öğrencinin kaldığı yurtlara bir tane bile psikolojik danışman, rehber koymayan, koymayı aklına getirmeyen AKP iktidarı, ‘manevi danışman’ diye bir koltuk icat etti. Kamu kaynaklarının en büyük kara deliklerinden biri olan, memleketin parasının büyük bir kısmını har vurup harman savuran, beş yıldızlı tatiller, son model arabalarla gündemden inmeyen Diyanet, öğrenci yurtlarına da ‘manevi danışman’ atamaya başladı. Bildiğiniz imam aslında bu. Her gün üç ayaklı bir tahtaya sabır, kanaat telkin eden, uysal olunmasını salık veren, kimsenin itiraz etmemesini, itiraz edenlerin cehennemde yanacağını iddia eden hadisler, sözler, Necip Fazıl’dan filan şiirler yazıp yurdun kapısına yerleştiriyor bu ‘manevi danışman’ lakaplı imamlar. Zannedersiniz ki KYK yurtları kafir yurdu. Bir tek sıkıntı da öğrencilerin iman eksikliği… O yüzden tebliğ, irşat, adına ne derseniz deyin, bu türden icraatın kalesi haline getirilecekler. İmanı zayıf Türk gençliği, devletin istediği gibi giyinmeyen, AKP’nin dediği gibi yürümeyen öğrenciler ya hizaya getirilecek, ya da ‘çekip gitsinler’. Hadi ülkeyi terk etme, yurtdışına gitme hayali kuranlara böyle dedin, peki canına kıyanlara ne diyeceksin? Muhtemelen ‘ahiretlerini yaktılar’ denilecektir. Hatta deniliyordur. Kafa bu çünkü… Psikolog gibi bilimsel çözümler, uygulamalar yerine, ‘manevi danışman’ adıyla imam kadrosu icat eden kafadan başka bir cümle çıkamaz.

Yurtları ele geçiren tarikatlar

Peki ne oldu bu manevi danışmanlar? Akdeniz Üniversitesi yurtlarında gördüğümüze göre tası tarağı toplayıp gittiler. Odalarındaki ‘manevi danışman’ tabelası söküldü. Madem doğruydu, madem öğrencilerin en acil ihtiyacıydı niye kaçtılar o zaman? Çünkü o üç öğrencinin kanı, yurt kapısına yerleştirilen Necip Fazıl dizelerinde, o tahtaya sabır cümleleri yazan imam efendidedir. Geçim sıkıntısı içinde debelenen dar gelirli aile çocuklarını, halkın umudu delikanlıları dinlemek, anlamak, sorunlarını çözmek yerine, manevi alemden kelamlar pompalayıp ‘ya sabır’ çektiren kafalardır bu üç genci katili. Sağır devlete, kör iktidara sosyal medyadan canhıraş feryatlarla seslerini duyurmaya çalışan gençler, çok daha ötesini söylüyor. KYK yurtlarının temizlik işlerinin Menzil tarikatına verildiğini, tarikatçı temizlik şefinin yurt müdüründen daha forslu olduğunu, müdürü parmağında oynattığını söylüyor gençler. Bazı temizlikçilerin öğrencileri taciz ettiği, laf attığı, yaşam tarzlarını, giyim kuşamlarını aşağıladığı ileri sürülüyor. Bununla ilgili bir dolu not var. Yani iddialara göre yurtlar tarikatlarla teslim edilmiş. Sözlerine, iddialarına inanmamız için daha ne yapsınlar? Üç tane ölüm yetmez mi?  

AKP iktidarının yazboz tahtası 

Ölümleriyle sarsıldığımız, içimizi yakan bu gençler hayatlarında Erdoğan’dan başka siyasetçi, AKP’den başka iktidar görmediler. Doğduklarında Erdoğan vardı, ilkokul yıllarında Erdoğan vardı, liseyi Erdoğan’la bitirdiler, şimdi üniversitedeler, yine Erdoğan var. Leylekten başka kuş, Erdoğan’dan başka yokuş tanımadılar. Bu gençlerin ruh sağlığından, zihinlerinden, eğitimlerinden, görgülerinden, geleceklerinden öncelikle Erdoğan iktidarı sorumlu… Erdoğan’ın şekillendirdiği okullarda okuyup, Erdoğan’ın yerleştirdiği adamlarla muhatap olarak büyüdüler. Yani baştan sona bir AKP icraatı, ürünü, eseri bu gençler… AKP tarafından hayalsiz, geleceksiz, umutsuz bırakıldılar. Ülkelerine olan güvenleri, iş bulma ümitleri, yarın tasarımları bu iktidar tarafından ellerinden alındı. Ceplerindeki üç kuruş para pula dönüştü. Yurttaki yemeğe, üniversitedeki karavanaya, kuru fasulyeye, pilava zam geldi. Zamma itiraz edene polis dayağı, gıkını çıkarana soruşturma, ileri gidene hapis… Müdüre itiraz eden yurttan atıldı, kapıdaki özel güvenliğe ses edene disiplin cezası verildi. Bu gençler niye intihar ediyor diye sormaya gerek var mı? Hala da soruyorsanız, söyleyelim: “Devlet dersinde öldürülmüştür”. Şöyle başlar o şiir: “Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında / Bir teneffüs daha yaşasaydı / Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür”.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (2 )

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Dak
(21.06.2022 15:11 - #72417)
Kalemine yüreğine sağlık maalesef böyle kötü bir dönemden geçiyor ülkemiz ne yazık ki olan bu zihniyete teslim edilmiş bu halkın çocuklarına çocuklarımıza oluyor olan fakir gariban ailelerin bunlara teslim etmek zorunda kaldığı için meydanı boş olanlar at koşturuyor ortalıkta
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Dak
(21.06.2022 15:11 - #72418)
Kalemine yüreğine sağlık maalesef böyle kötü bir dönemden geçiyor ülkemiz ne yazık ki olan bu zihniyete teslim edilmiş bu halkın çocuklarına çocuklarımıza oluyor olan fakir gariban ailelerin bunlara teslim etmek zorunda kaldığı için meydanı boş olanlar at koşturuyor ortalıkta
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.