Dünür

GÜNDEM 21.07.2022 - 12:21, Güncelleme: 21.07.2022 - 12:21
 

Dünür

Altı ay önce hayırlı bir iş için Hüsnü Şahin’in kapısını çalacağımızı kendisine bildirmiştik.

haberimizvar.net- Bu hayırlı iş için üç gün önce aile büyüğü olarak gördüğümüz Fahrettin Köken, Ahmet Dökdök ve Oğuz Özenci ağabeyimizden rica ettik. Sağ olsunlar kırmadılar bu isteğimizi. Çikolatamızı, meyve likörlerimizi aldık, oğlanı giydirdik, kuşandırdık dayandık Çağdaş Yaşam’ın kapısına. Çağdaş Yaşam’da bizi kız evi olarak TRT’ci Yüksel Abi, Hüsnü Şahin, Abdullah Kıldan, Nihat Toklu ve Zeki Günel karşıladı, sonradan Aydın Özer de geldi.  Ali Orhan da bu anı ölümsüzleştirmek adına fotoğraf makinesiyle hazır bekliyordu. Ali Orhan’ın kız evinden mi, oğlan evinden mi olduğu karışık; oğlana da, kıza da yakındır, çocukluklarını bilir. Bizi sağ olsunlar Hüsnü Şahin hariç diğerleri güler yüzle karşıladılar. Abdullah Kıldan bana: “Kusura bakma birader zor bir durum adam stresli alkol aldı idare edin. Ters bir şeyler söylerse de anlayışla karşılayın” dedi. Uzun bir masa hazırlamışlar, geçtik oturduk. Hal hatır sorma faslından sonra ben Fahrettin Abi ile Dökdök’e işaret ettim siz girin konuya dedim. Onlar ‘tamam hallederiz’ dediler. Küçük şakalaşmalar falan yapılıyor, herkes gülüyor. Hüsnü Abi Karadeniz’de gemileri batmış gibi asık bir surat somurtup duruyor. Bir ara ‘nasılsın abi işler nasıl falan’ diyecek oldum. Sert bir şekilde bana döndü, bir şeyler söyleyecekti. Oğuzhan Abi hemen araya girdi susturdu. Ben iyice bozuldum, gerginlik bende de başladı. Dövseydi bari nihayetinde, hayırlı bir iş için gelmiştik. İstemiyorsan vermezsin olur biter, gerginliğe ne gerek var değil mi?                                 *   Tabii siz okuyucular konuyu bilmiyorsunuz. Benim canım kadar sevdiğim bir oğlum var, Hüsnü Ağabeyin de çok güzel bir kızı. Benim oğlan işyerinden kaçıp kaçıp gidiyor, devamlı düşünceli, ‘bir sorunu var ama ne’ diye düşünüyorum. Bu iki, üç ay kadar sürdü. Personelime soruyorum: ‘Yahu bu çocuğun ne derdi var?’, bilmiyorlar. Elemanın birine dedim: “Bu buradan gittiğinde gizlice peşine düşeceksin nereye gidiyor takip et öğren”, dedim. Benim oğlanın işyerinden kaçtığı bir gün elaman peşine takılıyor bizimki dosdoğru Çağdaş Yaşam Lokali’nin olduğu yere gidiyor. Parktaki Anfi Tiyatro’ya oturuyor saatlerce lokal bölümüne bakıyor. Elaman geldi bunu anlattı, üzüldüm oğluma. Bir gün yine bahçeden kaçarken peşine ben düştüm koşa koşa gitti yine Anfi Tiyatro’ya oradan baktım Hüsnü Şahinin oturduğu yeri gözlüyor. Hüsnü Ağabeyin de kızı çok kıymetlidir, dizinin dibinden ayırmaz. Bizimki kıza aşık olmuş, ona gidiyormuş. Ben Hüsnü Şahin’in masasına gidip oturdum. Benim oğlan beni görünce o da yanıma geldi, benden cesaret aldı herhalde. Geldi de başladı kızla konuşmaya, sohbetleri iyice arttı. Acıdım yavruma. Hüsnü Abi’ye: “Parkta biraz dolaşsınlar olmaz mı?” dedim. “Olmaz” dedi. “Abi ne olacak, şurada gözümüzün önünde bırak biraz konuşsunlar”. Adamın suratı değişiveriyor hemen: “Olmaz dedik ya” dedi. Ben de bozuldum tabiî ki: “Peki Abi” dedim, kalktım. Sinirden öleceğim, ‘bir daha buraya gelenin de’ diyerek işyerime geldim. Ne yaptım ise oğlanı bu sevdadan vazgeçiremedim. Baktım ki gün geçtikçe oğlan eridi, yemeden içmeden kesildi. Mecbur kaldım hemen Fahrettin Abi ile, Ahmet Dökdök’e rica ettim. Sağ olsunlar, kırmadılar, araya girdiler ve bu kız isteme olayı gerçekleşti.                                 *   Çay servisi başladı. Bu kadar siyasi adamın olduğu yerde ne konuşulur; tabiî ki siyaset. Baktım konu uzuyor, Ahmet Dökdök’e işaret ettim. “Abi gözünü seveyim” diyorum, “Dur, bekle” diyor. Bana asırlar kadar uzun gelen bir sürenin sonunda Fahrettin Abi: “Arkadaşlar biz buraya bugün hayırlı bir iş için geldik. Konunun muhatapları zaten meseleyi biliyor. Bizler her iki tarafın yakınları olarak bu hayırlı işte yanınızda bulunmak istedik. Hem oğlan tarafı, hem de kız tarafı sevdiğimiz saydığımız insanlardır” diye bir başladı anlatmaya. Ben kendimi Büyükşehir Meclisinde sandım. Anlattıkça anlattı anlattıkça anlattı. Hüsnü Şahin dayanamadı: “Tamam Fahrettin Abi, verdim gitti” dedi. Hüsnü Abi ben verdim deyince Fahrettin Abi dur bakalım dedi. Ne oluyor diye meraklandık Fahrettin Abiye bakıyoruz ne diyecek diye. Kızı istedim ama ben yinede çekimser oy kullanıyorum demez mi başladık gülmeye. Ayağa kalktık, dünürümle sarıldık, öpüştük orada bulunan herkes ‘hayırlı olsun’ dedi. Bu arada Ali Orhan durmadan bu anları ölümsüzleştiriyor. Bir ara baktım Hüsnü Abi duygulanmış gözünden yaşlar sızıyor. Sarıldım: “Canım Abim hiç merak etme senin kızın benim kızım demektir ona çok iyi bakacağız” dedim. “Bak yarın bir gün dede olacaksın torunlarını seveceksin” dedim. “Defol artık seni gözüm görmesin bu insanlara dua et sen nah alırdın bu kızı” dedi. Uzatmayayım kızın tasmasını çözdük aldık bahçeye getirdik. Şimdi benim Dino ile Hüsnü Ağabey’in Cevriyesi çok mutlular. Bu iki köpek Bahçe Kafe’de mutlu mutlu yaşıyorlar. Gece bekçim söyledi bir adam geceleri yukarıdan bahçeyi saatlerce gözlüyormuş. Tarifinden Hüsnü Abi olduğunu anladım, üzüldüm. Şimdi her gün bir saat kadar ikisini de alıp Çağdaş Yaşam’a götürüyorum. Hüsnü Abi hasret gidersin diye. Dinoyla Cevriye erdi muradına bizde yıllar sonra dünür olduk Hüsnü ağabeyimle.
Altı ay önce hayırlı bir iş için Hüsnü Şahin’in kapısını çalacağımızı kendisine bildirmiştik.

haberimizvar.net- Bu hayırlı iş için üç gün önce aile büyüğü olarak gördüğümüz Fahrettin Köken, Ahmet Dökdök ve Oğuz Özenci ağabeyimizden rica ettik.

Sağ olsunlar kırmadılar bu isteğimizi.

Çikolatamızı, meyve likörlerimizi aldık, oğlanı giydirdik, kuşandırdık dayandık Çağdaş Yaşam’ın kapısına.

Çağdaş Yaşam’da bizi kız evi olarak TRT’ci Yüksel Abi, Hüsnü Şahin, Abdullah Kıldan, Nihat Toklu ve Zeki Günel karşıladı, sonradan Aydın Özer de geldi.

 Ali Orhan da bu anı ölümsüzleştirmek adına fotoğraf makinesiyle hazır bekliyordu.

Ali Orhan’ın kız evinden mi, oğlan evinden mi olduğu karışık; oğlana da, kıza da yakındır, çocukluklarını bilir.

Bizi sağ olsunlar Hüsnü Şahin hariç diğerleri güler yüzle karşıladılar.

Abdullah Kıldan bana: “Kusura bakma birader zor bir durum adam stresli alkol aldı idare edin. Ters bir şeyler söylerse de anlayışla karşılayın” dedi.

Uzun bir masa hazırlamışlar, geçtik oturduk.

Hal hatır sorma faslından sonra ben Fahrettin Abi ile Dökdök’e işaret ettim siz girin konuya dedim.

Onlar ‘tamam hallederiz’ dediler.

Küçük şakalaşmalar falan yapılıyor, herkes gülüyor.

Hüsnü Abi Karadeniz’de gemileri batmış gibi asık bir surat somurtup duruyor.

Bir ara ‘nasılsın abi işler nasıl falan’ diyecek oldum.

Sert bir şekilde bana döndü, bir şeyler söyleyecekti.

Oğuzhan Abi hemen araya girdi susturdu.

Ben iyice bozuldum, gerginlik bende de başladı.

Dövseydi bari nihayetinde, hayırlı bir iş için gelmiştik.

İstemiyorsan vermezsin olur biter, gerginliğe ne gerek var değil mi?

 

                              *

 

Tabii siz okuyucular konuyu bilmiyorsunuz.

Benim canım kadar sevdiğim bir oğlum var, Hüsnü Ağabeyin de çok güzel bir kızı.

Benim oğlan işyerinden kaçıp kaçıp gidiyor, devamlı düşünceli, ‘bir sorunu var ama ne’ diye düşünüyorum.

Bu iki, üç ay kadar sürdü.

Personelime soruyorum: ‘Yahu bu çocuğun ne derdi var?’, bilmiyorlar.

Elemanın birine dedim: “Bu buradan gittiğinde gizlice peşine düşeceksin nereye gidiyor takip et öğren”, dedim.

Benim oğlanın işyerinden kaçtığı bir gün elaman peşine takılıyor bizimki dosdoğru Çağdaş Yaşam Lokali’nin olduğu yere gidiyor.

Parktaki Anfi Tiyatro’ya oturuyor saatlerce lokal bölümüne bakıyor.

Elaman geldi bunu anlattı, üzüldüm oğluma.

Bir gün yine bahçeden kaçarken peşine ben düştüm koşa koşa gitti yine Anfi Tiyatro’ya oradan baktım Hüsnü Şahinin oturduğu yeri gözlüyor.

Hüsnü Ağabeyin de kızı çok kıymetlidir, dizinin dibinden ayırmaz.

Bizimki kıza aşık olmuş, ona gidiyormuş.

Ben Hüsnü Şahin’in masasına gidip oturdum.

Benim oğlan beni görünce o da yanıma geldi, benden cesaret aldı herhalde.

Geldi de başladı kızla konuşmaya, sohbetleri iyice arttı.

Acıdım yavruma. Hüsnü Abi’ye: “Parkta biraz dolaşsınlar olmaz mı?” dedim.

“Olmaz” dedi.

“Abi ne olacak, şurada gözümüzün önünde bırak biraz konuşsunlar”.

Adamın suratı değişiveriyor hemen: “Olmaz dedik ya” dedi.

Ben de bozuldum tabiî ki: “Peki Abi” dedim, kalktım.

Sinirden öleceğim, ‘bir daha buraya gelenin de’ diyerek işyerime geldim.

Ne yaptım ise oğlanı bu sevdadan vazgeçiremedim.

Baktım ki gün geçtikçe oğlan eridi, yemeden içmeden kesildi.

Mecbur kaldım hemen Fahrettin Abi ile, Ahmet Dökdök’e rica ettim.

Sağ olsunlar, kırmadılar, araya girdiler ve bu kız isteme olayı gerçekleşti.

 

                              *

 

Çay servisi başladı. Bu kadar siyasi adamın olduğu yerde ne konuşulur; tabiî ki siyaset.

Baktım konu uzuyor, Ahmet Dökdök’e işaret ettim.

“Abi gözünü seveyim” diyorum, “Dur, bekle” diyor.

Bana asırlar kadar uzun gelen bir sürenin sonunda Fahrettin Abi: “Arkadaşlar biz buraya bugün hayırlı bir iş için geldik.

Konunun muhatapları zaten meseleyi biliyor.

Bizler her iki tarafın yakınları olarak bu hayırlı işte yanınızda bulunmak istedik.

Hem oğlan tarafı, hem de kız tarafı sevdiğimiz saydığımız insanlardır” diye bir başladı anlatmaya.

Ben kendimi Büyükşehir Meclisinde sandım.

Anlattıkça anlattı anlattıkça anlattı.

Hüsnü Şahin dayanamadı: “Tamam Fahrettin Abi, verdim gitti” dedi.

Hüsnü Abi ben verdim deyince Fahrettin Abi dur bakalım dedi.

Ne oluyor diye meraklandık Fahrettin Abiye bakıyoruz ne diyecek diye.

Kızı istedim ama ben yinede çekimser oy kullanıyorum demez mi başladık gülmeye.

Ayağa kalktık, dünürümle sarıldık, öpüştük orada bulunan herkes ‘hayırlı olsun’ dedi.

Bu arada Ali Orhan durmadan bu anları ölümsüzleştiriyor.

Bir ara baktım Hüsnü Abi duygulanmış gözünden yaşlar sızıyor.

Sarıldım: “Canım Abim hiç merak etme senin kızın benim kızım demektir ona çok iyi bakacağız” dedim.

“Bak yarın bir gün dede olacaksın torunlarını seveceksin” dedim.

“Defol artık seni gözüm görmesin bu insanlara dua et sen nah alırdın bu kızı” dedi.

Uzatmayayım kızın tasmasını çözdük aldık bahçeye getirdik.

Şimdi benim Dino ile Hüsnü Ağabey’in Cevriyesi çok mutlular.

Bu iki köpek Bahçe Kafe’de mutlu mutlu yaşıyorlar.

Gece bekçim söyledi bir adam geceleri yukarıdan bahçeyi saatlerce gözlüyormuş.

Tarifinden Hüsnü Abi olduğunu anladım, üzüldüm.

Şimdi her gün bir saat kadar ikisini de alıp Çağdaş Yaşam’a götürüyorum.

Hüsnü Abi hasret gidersin diye.

Dinoyla Cevriye erdi muradına bizde yıllar sonra dünür olduk Hüsnü ağabeyimle.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.