Ehil ellerde yapılmayan saç ekimi ciddi sorunlara yol açıyor

SAĞLIK 19.07.2023 - 22:23, Güncelleme: 19.07.2023 - 22:23
 

Ehil ellerde yapılmayan saç ekimi ciddi sorunlara yol açıyor

Yaşlanma ya da genetik nedenlerle özellikle erkeklerde yaygın görülen kellik, günümüzde çeşitli medikal yöntemlerle artık kabus olmaktan çıktı. Bu yöntemlerden en yaygın olanı saç ekimi. Ancak saç ekiminin mutlaka doğru merkezlerde, uzmanlarca yapılması gerekiyor

haberimizvar.net- Genetik yapıları sebebiyle kadınlardan bir nebze olsun daha şanslı olsalar da yaşlanma süreci hemen hemen her iki cinste de aynı ilerliyor. Cildin en önemli gençlik kaynağı kolajen doku yıpranmaya başlıyor ve yenilenme hızında düşme oluyor. Estetik cerrahi ya da medikal uygulamalara kadınlar daha çok rağbet gösteriyor gibi görünse de günümüzde artık erkekler de bu konuda son derece bilinçli ve istekli. Son yıllarda yaşlanmanın önüne geçmek ve hâlihazırdaki görünümünü daha da iyileştirmek amacıyla, organik saç ekimi, karın kası estetiği ve jinekomasti uygulamalarını tercih eden erkeklerin sayısı hızla artıyor. ERKEKLERİN BİRİNCİ ÖNCELİĞİ Özellikle saç ekimi, görünümüne önem veren erkeklerin önceliklerinde ilk sırada yer alıyor. Peki, son yıllarda bir hayli yaygınlaşan saç ekimi hakkında ne biliyoruz? Nerelerde, nasıl yapılıyor, nasıl sonuç alınıyor? Ülkemizin sağlık turizmindeki en önemli argümanlarından biri haline gelen bu medikal uygulamanın riskleri var mı? Başarı oranı ne? Antalya Konyaaltı Caddesi’nde faaliyet gösteren Palm Clinic Medikal Estetik Merkezi sahibi Dr. Mustafa Reşat Oktay, bu soruları yanıtlarken, özellikle saç ekimi konusunda önemli tüyolar da verdi. DONÖR KİŞİNİN KENDİSİ Saç dökülmesinin, erkek ve kadın tipi diye ikiye ayrıldığını belirten ve saç ekimi uygulamasının nasıl yapıldığını anlatan Dr. Oktay, “Androjenik yetmezliğe dayalı erkek tipi saç ekiminde, önce kellik tipleri tespit ediliyor. Donör yine kişinin kendisi oluyor.  Özellikle kulak arkasındaki saçlı deriden (ki, insanın saç dökülmeyen yeri iki kulağının arası yani ense bölümüdür) verici greftleri toplanıyor. Bir insanın her bir folikülünde 2.3 oranında saç teli oluyor. Bir seansta 3 bin folikül alınır ve ekilir. Bu 2.3 ile çarpıldığında ortalama 6-7 bin saç teli aktarması olur. Ancak saç folikülleri alınırken yetenekli ellerle alınmazsa yüzde 30’a varan kayıp olur. Bu da o anda anlaşılamadığı için saç ekim alanına da ‘ölü foliküller’ aktarılmış olur. Sonuçta 3 bin folikül alır ve ekersiniz ama o 3 bin folikülün yüzde 30’u yani 900’ü ölüdür. Bunun dışında kendiliğinden de bir kayıp vardır. Yani iyi foliküller ekersiniz ancak yine bir yüzde 15’lik kayıp sözkonusu olur. Özetlemek gerekirse, 3 bin folikülden ancak yüzde 65’lik bir verim alınabilir” diye konuştu. KULLANILAN YÖNTEMLER Alınan foliküllerin aktarımı sırasında en önemli konunun, aktarılacak alandaki kanalların açılması olduğuna dikkat çeken Oktay şöyle devam etti: “Kanal açılımı şuanda Fue dediğimiz teknikle, Safir kalemlerle yapılıyor. Bu çok garantili bir tekniktir. Bunun dışında da DHI tekniği dediğimiz aynı anda kanal açıp folikülü koyma yöntemi vardır. Bu iki yöntem ortak kullanılır. Biz de kliniğimizde bu iki tekniği aynı anda kullanıyoruz.  Fue tekniği ile kanal açılarak foliküller tek tek yerleştirilirken, geri plandaki alanlara, sıklaştırma dediğimiz bölgelere de foliküller DHI dediğimiz teknikle kanal açılarak ekiliyor. Hasta geliyor, anestezi yapılıyor ve uygulama yapılıyor. O akşam hasta başı sarılı halde evine gönderiliyor. Ertesi gün saç yıkamaya çağırılıyor. Saç yıkanıp pansumanı yapılıyor ve evine gönderiliyor.  Sonuç bekleniyor ve 4 ay sonra netice alınmaya başlanıyor.” SAĞLIK TURİZMİNİN LOKOMOTİFİ Saç ekiminin dünyada çok az yerde uygulanan bir yöntem olduğunu kaydeden Dr. M. Reşat Oktay, ülkemizde ise dişle birlikte sağlık turizminin lokomotifi olan bir uygulama olduğunu söyledi. Saç ekiminin usta ellerde yapılması gereken, bir mücevher işler gibi uygulanması gereken çok teknik bir konu olduğunu ifade eden Dr. Oktay, “Bunlar o kadar basit ve ucuz işlemler değil. Yurtdışında 4/5 bin avrolara yapılıyor ve sosyal güvenlik kapsamında da değil.  En son teknoloji cihazlar eşliğinde uzman kadrolarla yapılan bu işlem için ülkemizde ise 1000 avro civarında ücret talep ediliyor. Bu yüzden Türkiye yoğun bir şekilde tercih ediliyor. KÖK HÜCRE UYGULAMASI Dr. Oktay, seç ekiminde son dönemlerde ‘devrim’ niteliğinde bir uygulamanın öne çıktığını da belirterek şunları söyledi: “Kök hücre, modern ve yeni bir uygulama. Sadece saçta değil vücudun tüm alanlarında yenileme, gençleştirme ya da sıkılaştırma konusunda kullanılan bir yöntem. Saç ekimi konusunda biz kliniğimizde tek saça yönelik, saç hücresine yönelik kök hücre uygulaması yapıyoruz. Bunun için saçlı deriden 4 veya 5 adet punch biyobsi alıyoruz ve özel bir cihazla kök hücreleri ayrıştırıp saça uyguluyoruz. Bir nevi saç ekim alanını zenginleştirmek, fibrobilastik yönden yani tamir hücreleri yönünden aktif hale getirmek istiyoruz. Ancak kök hücre uygulaması saç ekiminden 21 gün önce yapılmalı. Veya saç ekimi yapıldıktan asgari bir ay sonra kök hücre uygulaması yapılmalıdır. Bu uygulama, biraz önce bahsettiğimiz aktarılan foliküllerin yeni yerlerine, yuvalarına tam anlamında, sağlıklı, kalıcı bir şekilde oturmalarını ve oraya adapte olmalarını sağlar. Kök hücre uygulaması ayrıca o bölgede yatık vaziyette duran, yani hiç çıkmayan foliküller var (bebek foliküller diyoruz) bunları da uyarmak suretiyle yeni saç gibi çıkmasını sağlıyor. Özetlemek gerekirse saç ekiminde devrim niteliğinde bir olaydır kök hücre uygulaması. Biz bazı hastalarımızda, kök hücre uygulaması yapıp 6 ay bekliyoruz. Çünkü hakikaten bebek foliküller harekete geçiyor ve bazen saç ekimine dahi gerek kalmayabiliyor” MERDİVEN ALTI İŞLETMELER Dr. Oktay’ın dikkat çektiği önemli bir başka detay ise son yıllarda sayıları hızla artan merdiven altı diye tabir edilen işletmeler. Yükselen bir trend olması sebebiyle özellikle saç ekimi ve bazı estetik uygulamaların sözkonusu işletmelerde yapıldığını belirten Oktay, bununla ilgili de şunları dile getirdi: “Maalesef özellikle saç ekim merkezleri hekim kliniklerinde olması gerekirken son zamanlarda merdiven altı her yerde, herkes saç ekimi yapmaya başladı. Devletin bu konuda kesinlikle önlem alması gerekiyor. Saç ekimi tıbbi bir işlemdir ve mutlaka, anestezinin, hekimin bulunduğu medikal alanlarda yapılmalıdır. Ne yazık ki bu ülkemizde çok kontrolsüz bir hale gelmeye başladı. Bu yüzden de ciddi bir rekabetçi fiyat ortamı oluşmaya başladı. Biraz önce bahsettim yurtdışında 4/5 bin avrolara yapılan işlem ülkemizde 1000 avro civarında yapılırken, merdiven altı dediğimiz bu yerlerde 500-600 dolara yapmaya çalışanlar olduğunu görüyor, duyuyoruz, biliyoruz.  Bu konuda çok sıkı denetimlerin yapılması lazım. Halkın bilinçlendirilmesi lazım. Yapanlar suçlu ama yaptıranların da bu konuda bilinçli olması gerekiyor.” ‘BAKANLIK CİDDİ TEDBİR ALMALI’ “Sağlık Bakanlığı ciddi anlamda denetim sistemine girmeli. Sağlık Bakanlığı sadece kayıtlı sağlık kuruluşlarını denetliyor. Tamam denetlesin bunlarda zaten sorun yok ancak asıl merdiven altı dediğimiz işletmeler bertaraf edilmeli. Medikal olmayan, güzellik salonu, güzellik merkezi adı altında açılan işletmeler denetlenmeli. Hatta bazılar klinik adını dahi kullanabiliyor, ‘Burada sorumlu bir hekim vardır’ ibaresi kullanılıyor.  Bu tür yerlerde mutlaka tamgün görev yapan bir hekimin olması, uygulamaları o hekimin yapması lazım.  Milli Eğitim Bakanlığı’ndan sertifika almış insanlar botoks yapıyor, dolgu yapıyor, enjektörle her türlü mezoterapi uygulamalarını yapıyorlar, lazer kullanıyorlar. Bu son derece yanlış. Dolayısıyla Sağlık Bakanlığı’nın bu anlamda ciddi tedbirler alması lazım. Sağlık turizmi ülkemiz için henüz doğan bir çocuk. Çocuğu doğmadan öldürmemek için özellikle güzellik salonu, güzellik merkezi mevhumlarının ortadan kaldırılması lazım.”    
Yaşlanma ya da genetik nedenlerle özellikle erkeklerde yaygın görülen kellik, günümüzde çeşitli medikal yöntemlerle artık kabus olmaktan çıktı. Bu yöntemlerden en yaygın olanı saç ekimi. Ancak saç ekiminin mutlaka doğru merkezlerde, uzmanlarca yapılması gerekiyor

haberimizvar.net- Genetik yapıları sebebiyle kadınlardan bir nebze olsun daha şanslı olsalar da yaşlanma süreci hemen hemen her iki cinste de aynı ilerliyor. Cildin en önemli gençlik kaynağı kolajen doku yıpranmaya başlıyor ve yenilenme hızında düşme oluyor. Estetik cerrahi ya da medikal uygulamalara kadınlar daha çok rağbet gösteriyor gibi görünse de günümüzde artık erkekler de bu konuda son derece bilinçli ve istekli. Son yıllarda yaşlanmanın önüne geçmek ve hâlihazırdaki görünümünü daha da iyileştirmek amacıyla, organik saç ekimi, karın kası estetiği ve jinekomasti uygulamalarını tercih eden erkeklerin sayısı hızla artıyor.

ERKEKLERİN BİRİNCİ ÖNCELİĞİ

Özellikle saç ekimi, görünümüne önem veren erkeklerin önceliklerinde ilk sırada yer alıyor. Peki, son yıllarda bir hayli yaygınlaşan saç ekimi hakkında ne biliyoruz? Nerelerde, nasıl yapılıyor, nasıl sonuç alınıyor? Ülkemizin sağlık turizmindeki en önemli argümanlarından biri haline gelen bu medikal uygulamanın riskleri var mı? Başarı oranı ne? Antalya Konyaaltı Caddesi’nde faaliyet gösteren Palm Clinic Medikal Estetik Merkezi sahibi Dr. Mustafa Reşat Oktay, bu soruları yanıtlarken, özellikle saç ekimi konusunda önemli tüyolar da verdi.

DONÖR KİŞİNİN KENDİSİ

Saç dökülmesinin, erkek ve kadın tipi diye ikiye ayrıldığını belirten ve saç ekimi uygulamasının nasıl yapıldığını anlatan Dr. Oktay, “Androjenik yetmezliğe dayalı erkek tipi saç ekiminde, önce kellik tipleri tespit ediliyor. Donör yine kişinin kendisi oluyor.  Özellikle kulak arkasındaki saçlı deriden (ki, insanın saç dökülmeyen yeri iki kulağının arası yani ense bölümüdür) verici greftleri toplanıyor. Bir insanın her bir folikülünde 2.3 oranında saç teli oluyor. Bir seansta 3 bin folikül alınır ve ekilir. Bu 2.3 ile çarpıldığında ortalama 6-7 bin saç teli aktarması olur. Ancak saç folikülleri alınırken yetenekli ellerle alınmazsa yüzde 30’a varan kayıp olur. Bu da o anda anlaşılamadığı için saç ekim alanına da ‘ölü foliküller’ aktarılmış olur. Sonuçta 3 bin folikül alır ve ekersiniz ama o 3 bin folikülün yüzde 30’u yani 900’ü ölüdür. Bunun dışında kendiliğinden de bir kayıp vardır. Yani iyi foliküller ekersiniz ancak yine bir yüzde 15’lik kayıp sözkonusu olur. Özetlemek gerekirse, 3 bin folikülden ancak yüzde 65’lik bir verim alınabilir” diye konuştu.

KULLANILAN YÖNTEMLER

Alınan foliküllerin aktarımı sırasında en önemli konunun, aktarılacak alandaki kanalların açılması olduğuna dikkat çeken Oktay şöyle devam etti: “Kanal açılımı şuanda Fue dediğimiz teknikle, Safir kalemlerle yapılıyor. Bu çok garantili bir tekniktir. Bunun dışında da DHI tekniği dediğimiz aynı anda kanal açıp folikülü koyma yöntemi vardır. Bu iki yöntem ortak kullanılır. Biz de kliniğimizde bu iki tekniği aynı anda kullanıyoruz.  Fue tekniği ile kanal açılarak foliküller tek tek yerleştirilirken, geri plandaki alanlara, sıklaştırma dediğimiz bölgelere de foliküller DHI dediğimiz teknikle kanal açılarak ekiliyor. Hasta geliyor, anestezi yapılıyor ve uygulama yapılıyor. O akşam hasta başı sarılı halde evine gönderiliyor. Ertesi gün saç yıkamaya çağırılıyor. Saç yıkanıp pansumanı yapılıyor ve evine gönderiliyor.  Sonuç bekleniyor ve 4 ay sonra netice alınmaya başlanıyor.”

SAĞLIK TURİZMİNİN LOKOMOTİFİ

Saç ekiminin dünyada çok az yerde uygulanan bir yöntem olduğunu kaydeden Dr. M. Reşat Oktay, ülkemizde ise dişle birlikte sağlık turizminin lokomotifi olan bir uygulama olduğunu söyledi. Saç ekiminin usta ellerde yapılması gereken, bir mücevher işler gibi uygulanması gereken çok teknik bir konu olduğunu ifade eden Dr. Oktay, “Bunlar o kadar basit ve ucuz işlemler değil. Yurtdışında 4/5 bin avrolara yapılıyor ve sosyal güvenlik kapsamında da değil.  En son teknoloji cihazlar eşliğinde uzman kadrolarla yapılan bu işlem için ülkemizde ise 1000 avro civarında ücret talep ediliyor. Bu yüzden Türkiye yoğun bir şekilde tercih ediliyor.

KÖK HÜCRE UYGULAMASI

Dr. Oktay, seç ekiminde son dönemlerde ‘devrim’ niteliğinde bir uygulamanın öne çıktığını da belirterek şunları söyledi: “Kök hücre, modern ve yeni bir uygulama. Sadece saçta değil vücudun tüm alanlarında yenileme, gençleştirme ya da sıkılaştırma konusunda kullanılan bir yöntem. Saç ekimi konusunda biz kliniğimizde tek saça yönelik, saç hücresine yönelik kök hücre uygulaması yapıyoruz. Bunun için saçlı deriden 4 veya 5 adet punch biyobsi alıyoruz ve özel bir cihazla kök hücreleri ayrıştırıp saça uyguluyoruz. Bir nevi saç ekim alanını zenginleştirmek, fibrobilastik yönden yani tamir hücreleri yönünden aktif hale getirmek istiyoruz. Ancak kök hücre uygulaması saç ekiminden 21 gün önce yapılmalı. Veya saç ekimi yapıldıktan asgari bir ay sonra kök hücre uygulaması yapılmalıdır. Bu uygulama, biraz önce bahsettiğimiz aktarılan foliküllerin yeni yerlerine, yuvalarına tam anlamında, sağlıklı, kalıcı bir şekilde oturmalarını ve oraya adapte olmalarını sağlar. Kök hücre uygulaması ayrıca o bölgede yatık vaziyette duran, yani hiç çıkmayan foliküller var (bebek foliküller diyoruz) bunları da uyarmak suretiyle yeni saç gibi çıkmasını sağlıyor. Özetlemek gerekirse saç ekiminde devrim niteliğinde bir olaydır kök hücre uygulaması. Biz bazı hastalarımızda, kök hücre uygulaması yapıp 6 ay bekliyoruz. Çünkü hakikaten bebek foliküller harekete geçiyor ve bazen saç ekimine dahi gerek kalmayabiliyor”

MERDİVEN ALTI İŞLETMELER

Dr. Oktay’ın dikkat çektiği önemli bir başka detay ise son yıllarda sayıları hızla artan merdiven altı diye tabir edilen işletmeler. Yükselen bir trend olması sebebiyle özellikle saç ekimi ve bazı estetik uygulamaların sözkonusu işletmelerde yapıldığını belirten Oktay, bununla ilgili de şunları dile getirdi: “Maalesef özellikle saç ekim merkezleri hekim kliniklerinde olması gerekirken son zamanlarda merdiven altı her yerde, herkes saç ekimi yapmaya başladı. Devletin bu konuda kesinlikle önlem alması gerekiyor. Saç ekimi tıbbi bir işlemdir ve mutlaka, anestezinin, hekimin bulunduğu medikal alanlarda yapılmalıdır. Ne yazık ki bu ülkemizde çok kontrolsüz bir hale gelmeye başladı. Bu yüzden de ciddi bir rekabetçi fiyat ortamı oluşmaya başladı. Biraz önce bahsettim yurtdışında 4/5 bin avrolara yapılan işlem ülkemizde 1000 avro civarında yapılırken, merdiven altı dediğimiz bu yerlerde 500-600 dolara yapmaya çalışanlar olduğunu görüyor, duyuyoruz, biliyoruz.  Bu konuda çok sıkı denetimlerin yapılması lazım. Halkın bilinçlendirilmesi lazım. Yapanlar suçlu ama yaptıranların da bu konuda bilinçli olması gerekiyor.”

‘BAKANLIK CİDDİ TEDBİR ALMALI’

“Sağlık Bakanlığı ciddi anlamda denetim sistemine girmeli. Sağlık Bakanlığı sadece kayıtlı sağlık kuruluşlarını denetliyor. Tamam denetlesin bunlarda zaten sorun yok ancak asıl merdiven altı dediğimiz işletmeler bertaraf edilmeli. Medikal olmayan, güzellik salonu, güzellik merkezi adı altında açılan işletmeler denetlenmeli. Hatta bazılar klinik adını dahi kullanabiliyor, ‘Burada sorumlu bir hekim vardır’ ibaresi kullanılıyor.  Bu tür yerlerde mutlaka tamgün görev yapan bir hekimin olması, uygulamaları o hekimin yapması lazım.  Milli Eğitim Bakanlığı’ndan sertifika almış insanlar botoks yapıyor, dolgu yapıyor, enjektörle her türlü mezoterapi uygulamalarını yapıyorlar, lazer kullanıyorlar. Bu son derece yanlış. Dolayısıyla Sağlık Bakanlığı’nın bu anlamda ciddi tedbirler alması lazım. Sağlık turizmi ülkemiz için henüz doğan bir çocuk. Çocuğu doğmadan öldürmemek için özellikle güzellik salonu, güzellik merkezi mevhumlarının ortadan kaldırılması lazım.”

   

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.