Erkek evde kılını kıpırdatmıyor

YAŞAM 02.04.2022 - 10:28, Güncelleme: 02.04.2022 - 10:28
 

Erkek evde kılını kıpırdatmıyor

Resmi verilere göre evde erkeklerin çoğu kılını kıpırdatmıyor; yemekten bulaşığa, temizlikten çocuk bakımına kadar her işi kadınlar yapıyor. Araştırma ayrıca, her 4 kadından birinin çocuk yaşta evlendiğini ortaya koyuyor.

haberimizvar.net- Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçen yıl üç büyük ilde gerçekleştirdiği Aile Yapısı Araştırması, erkeklerin çoğunun evde hiçbir iş yapmadığını, ev işleri ve çocuk bakımı yükünün tümüyle kadınların omuzlarına yıkıldığını bir kez daha gözler önüne serdi. Araştırmaya göre erkekler evde yalnızca badana-boya ve bakım-onarım işlerini üstlendi, bir de gıda alışverişi yapıp faturaları ödedi. Yemek yapmaktan çay servisine, sofranın kurulup kaldırılmasından ev temizliğine, bulaşıktan ütüye kadar kalan tüm işleri ise kadınlar yaptı.  Kadınların en fazla üstlendiği iş ise yüzde 94,4 ile çocuk bakımı oldu. Erkeklerin yalnızca yüzde 2,3’ünün çocuk bakımıyla ilgilendiği görüldü. Hane ilgili konularda kararları kimin verdiğine ilişkin veriler de eşitsizliğin başka bir yönüne işaret ediyor. Hane içi işlerin neredeyse tamamını bedelsiz şekilde üstlenen kadınlar, evdeki harcamaların önceliklendirilmesinde erkekler kadar söz sahibi olamadı. Kadınların erkeklere göre tek başına daha fazla oranla karar verdiği konular, evde ne pişirileceği/yeneceği, günlük alışveriş konuları ve çocukların kılık kıyafet gibi ihtiyaçlarıyla sınırlı kaldı. HER 4 KADINDAN BİRİ ÇOCUK YAŞTA EVLENDİ Araştırmaya göre ilk evliliklerin çoğu 20-24 yaş arasında gerçekleşirken kadınların erkeklere göre daha erken yaşlarda evlendiği görüldü. Evliliğini 18 yaşından önce yapan erkeklerin oranı yüzde 4,4 iken kadınların oranı yüzde 24,2 oldu. Buna göre, neredeyse her 4 kadından biri çocuk yaşta evlendi. İlk evliliğini 18-19 yaş aralığında yapan kadınların oranı da erkeklerin 2,5 katı. Araştırmadaki bir diğer çarpıcı bulgu ise evliliklerin nasıl gerçekleştiğine ilişkin. Evliliklerin yarısından fazlası (yüzde 56,8) görücü usulü ile gerçekleşti. Bireylerin öğrenim durumu yükseldikçe kendi kararı ile evlenenlerin oranının arttığı, görücü usulü ile evlenenlerin oranının ise azaldığı görüldü. Bir okul bitirmeyenlerin içinde kendi kararı ve ailesinin rızası ile evlenen bireylerin oranı yalnızca yüzde 10,3 iken yüksekokul, fakülte, üniversite, yüksek lisans/doktora mezunu bireylerin içinde bu oran yüzde 71,7 oldu. Diğer yandan evlilik sözleşmesi yapanların oranının yalnızca yüzde 1,4 olması dikkat çekti. EN ÇOK SORUN MALİ KONULARDA Eşi ile sorun yaşadığını belirten evli bireylere neden sorun yaşadıkları da soruldu. Buna göre en çok sorun harcamalar konusunda yaşandı. Bunu ailece birlikte vakit geçirmeme, gelirinin yeterli olmaması, ev ile ilgili sorumluluklar ve sigara alışkanlığı izledi. Hem erkekler hem de kadınlar için en önemli boşanma nedeni sorumsuz ve ilgisiz davranma. Erkeklerde bunu aile büyüklerinin aile içi ilişkilere karışması ve evin geçimini sağlayamama izliyor. Kadınlara göre ise sorumsuz ve ilgisiz davranmadan sonra en önemli boşanma nedenleri aldatma ve dayak/kötü muamele. HER 10 KADINDAN BİRİ EĞİTİMİ BIRAKTI Devam etmek istemesine rağmen eğitimini yarıda bırakanların oranı erkeklerde yüzde 12,7, kadınlarda ise yüzde 10,6. Erkekler çoğunlukla ekonomik nedenler ve eğitimde başarısızlık nedeniyle okulu bırakıyor. Kadınlarda ise ekonomik nedenler, ailenin izin vermemesi, eğitimde başarısızlık ve evlenme/nişanlanma nedenleri öne çıkıyor. Kadınların yüzde 7’si evlendiği/nişanlandığı için eğitimini yarıda bıraktı. Erkeklerde ise bu oran yüzde 1 bile değil. Aileden birilerine bakmak zorunda olduğu için okulu bırakan kadınların oranı da erkeklerin iki katından fazla. YARISI ‘ZORUNLU DEĞİLSE ÇALIŞMASIN’ DİYOR Kadınların çalışması ve sosyal hayata katkı sağlamasının değerli olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 82,6 olsa da, kadının asli görevinin çocuk bakımı ve ev işleri olduğunu düşünenlerin oranı da az değil: Yüzde 35,8. Her 4 kişiden 3’ü “Kadınların çalışması için iş ortamı mahremiyete uygun olmalı” diyor. Araştırmaya katılanların yarısı, aile geçimi için zorunlu değilse kadının çalışmaması gerektiğini iddia ediyor. Çalışma ortamının kadınlar için yeterince güvenli olmadığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 39,5.
Resmi verilere göre evde erkeklerin çoğu kılını kıpırdatmıyor; yemekten bulaşığa, temizlikten çocuk bakımına kadar her işi kadınlar yapıyor. Araştırma ayrıca, her 4 kadından birinin çocuk yaşta evlendiğini ortaya koyuyor.

haberimizvar.net- Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçen yıl üç büyük ilde gerçekleştirdiği Aile Yapısı Araştırması, erkeklerin çoğunun evde hiçbir iş yapmadığını, ev işleri ve çocuk bakımı yükünün tümüyle kadınların omuzlarına yıkıldığını bir kez daha gözler önüne serdi.

Araştırmaya göre erkekler evde yalnızca badana-boya ve bakım-onarım işlerini üstlendi, bir de gıda alışverişi yapıp faturaları ödedi. Yemek yapmaktan çay servisine, sofranın kurulup kaldırılmasından ev temizliğine, bulaşıktan ütüye kadar kalan tüm işleri ise kadınlar yaptı.

 Kadınların en fazla üstlendiği iş ise yüzde 94,4 ile çocuk bakımı oldu. Erkeklerin yalnızca yüzde 2,3’ünün çocuk bakımıyla ilgilendiği görüldü.

Hane ilgili konularda kararları kimin verdiğine ilişkin veriler de eşitsizliğin başka bir yönüne işaret ediyor. Hane içi işlerin neredeyse tamamını bedelsiz şekilde üstlenen kadınlar, evdeki harcamaların önceliklendirilmesinde erkekler kadar söz sahibi olamadı. Kadınların erkeklere göre tek başına daha fazla oranla karar verdiği konular, evde ne pişirileceği/yeneceği, günlük alışveriş konuları ve çocukların kılık kıyafet gibi ihtiyaçlarıyla sınırlı kaldı.

erkek-evde-kilini-kipirdatmiyor-998362-1.

HER 4 KADINDAN BİRİ ÇOCUK YAŞTA EVLENDİ

Araştırmaya göre ilk evliliklerin çoğu 20-24 yaş arasında gerçekleşirken kadınların erkeklere göre daha erken yaşlarda evlendiği görüldü. Evliliğini 18 yaşından önce yapan erkeklerin oranı yüzde 4,4 iken kadınların oranı yüzde 24,2 oldu. Buna göre, neredeyse her 4 kadından biri çocuk yaşta evlendi. İlk evliliğini 18-19 yaş aralığında yapan kadınların oranı da erkeklerin 2,5 katı.

Araştırmadaki bir diğer çarpıcı bulgu ise evliliklerin nasıl gerçekleştiğine ilişkin. Evliliklerin yarısından fazlası (yüzde 56,8) görücü usulü ile gerçekleşti. Bireylerin öğrenim durumu yükseldikçe kendi kararı ile evlenenlerin oranının arttığı, görücü usulü ile evlenenlerin oranının ise azaldığı görüldü. Bir okul bitirmeyenlerin içinde kendi kararı ve ailesinin rızası ile evlenen bireylerin oranı yalnızca yüzde 10,3 iken yüksekokul, fakülte, üniversite, yüksek lisans/doktora mezunu bireylerin içinde bu oran yüzde 71,7 oldu. Diğer yandan evlilik sözleşmesi yapanların oranının yalnızca yüzde 1,4 olması dikkat çekti.

EN ÇOK SORUN MALİ KONULARDA

Eşi ile sorun yaşadığını belirten evli bireylere neden sorun yaşadıkları da soruldu. Buna göre en çok sorun harcamalar konusunda yaşandı. Bunu ailece birlikte vakit geçirmeme, gelirinin yeterli olmaması, ev ile ilgili sorumluluklar ve sigara alışkanlığı izledi.

Hem erkekler hem de kadınlar için en önemli boşanma nedeni sorumsuz ve ilgisiz davranma. Erkeklerde bunu aile büyüklerinin aile içi ilişkilere karışması ve evin geçimini sağlayamama izliyor. Kadınlara göre ise sorumsuz ve ilgisiz davranmadan sonra en önemli boşanma nedenleri aldatma ve dayak/kötü muamele.

HER 10 KADINDAN BİRİ EĞİTİMİ BIRAKTI

Devam etmek istemesine rağmen eğitimini yarıda bırakanların oranı erkeklerde yüzde 12,7, kadınlarda ise yüzde 10,6. Erkekler çoğunlukla ekonomik nedenler ve eğitimde başarısızlık nedeniyle okulu bırakıyor. Kadınlarda ise ekonomik nedenler, ailenin izin vermemesi, eğitimde başarısızlık ve evlenme/nişanlanma nedenleri öne çıkıyor. Kadınların yüzde 7’si evlendiği/nişanlandığı için eğitimini yarıda bıraktı. Erkeklerde ise bu oran yüzde 1 bile değil. Aileden birilerine bakmak zorunda olduğu için okulu bırakan kadınların oranı da erkeklerin iki katından fazla.

YARISI ‘ZORUNLU DEĞİLSE ÇALIŞMASIN’ DİYOR

Kadınların çalışması ve sosyal hayata katkı sağlamasının değerli olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 82,6 olsa da, kadının asli görevinin çocuk bakımı ve ev işleri olduğunu düşünenlerin oranı da az değil: Yüzde 35,8. Her 4 kişiden 3’ü “Kadınların çalışması için iş ortamı mahremiyete uygun olmalı” diyor. Araştırmaya katılanların yarısı, aile geçimi için zorunlu değilse kadının çalışmaması gerektiğini iddia ediyor. Çalışma ortamının kadınlar için yeterince güvenli olmadığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 39,5.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.