ESNAF HAKKI

YEREL 02.04.2021 - 10:28, Güncelleme: 02.04.2021 - 10:28
 

ESNAF HAKKI

Ülkemizde ilk koronavirüs vakasının görüldüğü tarihten bugüne bir yılı geride bıraktık. 1 yıldır pandemi hayatı yaşıyoruz. Kısıtlamalar, sokağa çıkma yasakları, işyerlerinin kapatılması gibi olağanüstü durumlarla karşı karşıyayız.

Recep Mutaf- Ülkemizde ilk koronavirüs vakasının görüldüğü tarihten bugüne bir yılı geride bıraktık. 1 yıldır pandemi hayatı yaşıyoruz. Kısıtlamalar, sokağa çıkma yasakları, işyerlerinin kapatılması gibi olağanüstü durumlarla karşı karşıyayız.  Millet olarak bütün bu hallere biraz alıştık fakat içimizde bu durumlara alışamayanlar hatta acı çekenler çoğunlukta! İş yerleri kapananlar, iflas edenler, işsiz kalanlar kısacası evine ekmek götüremeyenler kan ağlıyor! Dünyanın gelişmiş ülkelerinde pandemi sebebiyle dükkânı kapanan esnafa aylık gideri ve kazancı toplamında yardım edilirken ülkemizde durum tam tersi maalesef! 20 yıldır ülkeyi günden güne bataklığa sürükleyenler bu dönemde de sınıfta kaldı. Esnafımız 1 yıldır kendi kaderine terk edilmiş durumda! Dükkanları kapanmış iş yapamıyorlar ama kirası, stopajı, personel gideri, vergisi, algısı derken her geçen gün yükleri artıyor, dayanabilen dayanıyor dayanamayan iflas ediyor! TÜİK verilerine göre sadece son 1 yılda 40 bin şirket 100 bin esnaf kapanmış!  Esnaflar ve işyerleri virüs yayıyor gerekçesiyle kapalıyken, iktidar partisi bu süreçte kongrelerine devam etti. Ülkenin yüzde sekseni turuncuya dönmüş, yavaş yavaş normalleşmeye başlıyoruz derken önce Karadeniz'de kongreler yapıp orayı kırmızıya boyadılar. Sonra sırasıyla Bursa, İstanbul, Ankara ve ülkenin her yerinde kongreler yapıp virüsü tüm ülkeye yayıp, her yanımızı kırmızıya çevirdiler! 20 metrekarede 5 kişinin oturduğu kahvehane virüs yayılacağı gerekçesi ile kapalıyken, salonlarda 10 bin kişiyle dudak dudağa hoplayarak kongre yapıp, utanmadan bir de "buralarda virüs yok" diye halkla dalga geçtiler! Sonunda yine kongrelerin cezasını halka ödettiler, yine yasaklar ve kapanmalar başladı! Geçtiğimiz günlerde AKP'nin grup başkan vekili Cahit Özkan "İş yerlerinin açılması ile vaka sayılarının arttığına tanık olduk" diyerek suçu iflasa mahkum ettikleri esnafların üzerine attı! Evet, utanmadan sıkılmadan bu sözleri sarf etti! Oysaki suçu esnafa atarak ne virüsten nede gerçeklerden kaçamayacağını bilmiyordu! Eskiden AKP'nin çok savunanı vardı fakat artık resim değişti. Halk geç de olsa gerçekleri görmeye başladı. Fakir halkın peşinden gittiği insanlar para içinde yüzüp, uyuşturucu partileri verip, şatafatlı bir hayat yaşarken, onları o mevkiye getirenler yiyecek ekmeğe muhtaç oldular!  Geçen hafta ziyaret ettiğim bir çay ocağı sahibi abimiz "18 yıldır AKP'ye oy verdim. Benim dükkanım 1 yıldır kapalıyken onlar kongreler yapıyorlar, bir daha oy verirsem ellerim kırılsın" diyerek durumu çok güzel özetliyordu!  20 yıldır arkasına saklandıkları dinimizde "kul hakkı" yemek en büyük günahtır derler! Esnaf hakkı da kul hakkı gibidir, bir kere yemeğe başladın mı bir daha iflah olmazsın!  İktidar halkını görmezden gelip kongreler yaparken, 1 yıldır iş yeri kapalı olduğu için girdiği dar boğazdan çıkamayıp geçen hafta canına kıyan kahvehane sahibi Nuri Çengeloğlu başta olmak üzere binlerce esnafın hakkı var, iktidarın üzerinde!  Yolun sonu göründüğünde en büyük darbeyi ekmeğini ve hayatını elinden aldıkları esnaflardan yiyecekler.  Esnaf hakkını eninde sonunda iktidardan alacak, bugün değilse yarın, yarın değilse öbür gün, Sonunda hakkını söke söke alacak!  Bu yazımda burada dursun…
Ülkemizde ilk koronavirüs vakasının görüldüğü tarihten bugüne bir yılı geride bıraktık. 1 yıldır pandemi hayatı yaşıyoruz. Kısıtlamalar, sokağa çıkma yasakları, işyerlerinin kapatılması gibi olağanüstü durumlarla karşı karşıyayız.

Recep Mutaf- Ülkemizde ilk koronavirüs vakasının görüldüğü tarihten bugüne bir yılı geride bıraktık. 1 yıldır pandemi hayatı yaşıyoruz. Kısıtlamalar, sokağa çıkma yasakları, işyerlerinin kapatılması gibi olağanüstü durumlarla karşı karşıyayız. 

Millet olarak bütün bu hallere biraz alıştık fakat içimizde bu durumlara alışamayanlar hatta acı çekenler çoğunlukta! İş yerleri kapananlar, iflas edenler, işsiz kalanlar kısacası evine ekmek götüremeyenler kan ağlıyor!

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde pandemi sebebiyle dükkânı kapanan esnafa aylık gideri ve kazancı toplamında yardım edilirken ülkemizde durum tam tersi maalesef! 20 yıldır ülkeyi günden güne bataklığa sürükleyenler bu dönemde de sınıfta kaldı. Esnafımız 1 yıldır kendi kaderine terk edilmiş durumda! Dükkanları kapanmış iş yapamıyorlar ama kirası, stopajı, personel gideri, vergisi, algısı derken her geçen gün yükleri artıyor, dayanabilen dayanıyor dayanamayan iflas ediyor!

TÜİK verilerine göre sadece son 1 yılda 40 bin şirket 100 bin esnaf kapanmış! 

Esnaflar ve işyerleri virüs yayıyor gerekçesiyle kapalıyken, iktidar partisi bu süreçte kongrelerine devam etti. Ülkenin yüzde sekseni turuncuya dönmüş, yavaş yavaş normalleşmeye başlıyoruz derken önce Karadeniz'de kongreler yapıp orayı kırmızıya boyadılar. Sonra sırasıyla Bursa, İstanbul, Ankara ve ülkenin her yerinde kongreler yapıp virüsü tüm ülkeye yayıp, her yanımızı kırmızıya çevirdiler!

20 metrekarede 5 kişinin oturduğu kahvehane virüs yayılacağı gerekçesi ile kapalıyken, salonlarda 10 bin kişiyle dudak dudağa hoplayarak kongre yapıp, utanmadan bir de "buralarda virüs yok" diye halkla dalga geçtiler! Sonunda yine kongrelerin cezasını halka ödettiler, yine yasaklar ve kapanmalar başladı!

Geçtiğimiz günlerde AKP'nin grup başkan vekili Cahit Özkan "İş yerlerinin açılması ile vaka sayılarının arttığına tanık olduk" diyerek suçu iflasa mahkum ettikleri esnafların üzerine attı! Evet, utanmadan sıkılmadan bu sözleri sarf etti! Oysaki suçu esnafa atarak ne virüsten nede gerçeklerden kaçamayacağını bilmiyordu!

Eskiden AKP'nin çok savunanı vardı fakat artık resim değişti. Halk geç de olsa gerçekleri görmeye başladı. Fakir halkın peşinden gittiği insanlar para içinde yüzüp, uyuşturucu partileri verip, şatafatlı bir hayat yaşarken, onları o mevkiye getirenler yiyecek ekmeğe muhtaç oldular! 

Geçen hafta ziyaret ettiğim bir çay ocağı sahibi abimiz "18 yıldır AKP'ye oy verdim. Benim dükkanım 1 yıldır kapalıyken onlar kongreler yapıyorlar, bir daha oy verirsem ellerim kırılsın" diyerek durumu çok güzel özetliyordu! 

20 yıldır arkasına saklandıkları dinimizde "kul hakkı" yemek en büyük günahtır derler! Esnaf hakkı da kul hakkı gibidir, bir kere yemeğe başladın mı bir daha iflah olmazsın! 

İktidar halkını görmezden gelip kongreler yaparken, 1 yıldır iş yeri kapalı olduğu için girdiği dar boğazdan çıkamayıp geçen hafta canına kıyan kahvehane sahibi Nuri Çengeloğlu başta olmak üzere binlerce esnafın hakkı var, iktidarın üzerinde! 

Yolun sonu göründüğünde en büyük darbeyi ekmeğini ve hayatını elinden aldıkları esnaflardan yiyecekler. 

Esnaf hakkını eninde sonunda iktidardan alacak, bugün değilse yarın, yarın değilse öbür gün,

Sonunda hakkını söke söke alacak! 

Bu yazımda burada dursun…

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.