Antalya yeni siyasetin laboratuvarı

06.07.2020 - 15:59, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:05
 

Antalya yeni siyasetin laboratuvarı

İdris Özyol- Artık kaleme sarılma vaktidir. Yazacak epeyce şey birikti. Gündem hızla deviniyor, birikiyor, değişiyor, insan da bu hareket içinde kendine has düşünceler, bakış açıları geliştiriyor. Olan bitenler düşünceyi biçimlendirirken, düşünce de olan bitenler karşısında daha bilinçli durmamızı sağlıyor. Yaşadıklarımıza, gördüklerimize, duyduklarımıza bu diyalektik içinde bakmak şu günlerde en çok ihtiyacımız olan şey olsa gerek… Bu girizgahtan sonra, siyasetin fazla göz önünde olmayan bir tercihine gelelim. Aslında çıkış noktamız da, varış noktamız da Antalya. Türkiye’nin dördüncü büyük kenti Antalya ülke için tarım ve turizmden öte bir önem taşıyor. Bu önem bizzat CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in her daim önünde duruyor. Söylediklerimizi daha iyi anlatabilmek için Millet İttifakı’nın biçimlendiği ilk günlere dönmek gerekiyor. O günlere ilişkin kimi ayrıntıları paylaşırsak zihnimizde bir fotoğraf oluşacaktır.   Meral Akşener’in Antalya talebi   Millet İttifakı’nın laboratuvarının Antalya olduğunu söylersek abartmış olmayız. Muhittin Böcek’in Büyükşehir adaylığında Akşener’in büyük bir etkisi oldu. Burada sağlanan mutabakat, daha doğrusu Kemal Kılıçdaroğlu’nun Antalya adayına ‘evet’ demesi İstanbul ve Ankara’da elini güçlendirdi. Sonuç Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş… Özellikle Mansur Yavaş hem CHP’lilerin, hem İyi Partililerin, bütün ittifakın yüzünü güldüren bir isim… Yani tamamen doğru bir tercih… İmamoğlu da İstanbul’u 25 yıl sonra AKP’nin elinden alarak doğru bir tercih olduğunu sahada gösterdi. İşte bütün bu stratejinin ilk uyarlaması Antalya’ydı. O nedenle Antalya her iki liderin gözünde özel bir önem taşıyor. Antalya’yı yakından izliyor, gelen her habere, yaşanan her gelişmeye kulak kesiliyorlar.   İyi Parti düğümü nasıl çözülecek?   Kurumsal yapısını tamamlamamış gibi görünen İyi Parti, seçimlere daha çiçeği burnundayken girdi. Belki de bu nedenle Antalya tercihlerinde önemli hatalar yaptı. Bunların en önemlisi Tuba Vural Çokal’dı. İyi Parti listesinin üçüncü sırasından milletvekili seçilen Çokal, aradığını bulamayınca AKP’ye zıpladı. Oysa İyi Parti’nin içindeyken teşkilatları şekillendirmeye, kendisine yakın isimlerin önünü açmaya, bir egemenlik oluşturmaya çalışıyordu. Genel Merkez buna geçit vermedi. Fakat Çokal’ın gidişinden sonra da parti teşkilatları sağlıklı bir şekilde yerine oturmuş değil. O nedenle İyi Parti il kongresi hayati bir önem taşıyor. Bazı CHP’liler ittifak ortakları İyi Parti’nin iç işlerine karışma yanlısı olmasalar da, il başkanı koltuğunda Mehmet Başaran’ı görmek istiyor. İyi Parti genel merkezinin gönlünden ise eski il başkanı Ahmet Aydın’ın geçtiği biliniyor. Düğümün nasıl çözüleceğine parti delegeleri karar verecek. Fakat Meral Akşener’in önümüzdeki seçimlerde AKP iktidarının biteceği yönündeki kesin kanaati parti teşkilatlarının şekillenmesine de yansıyacaktır.   Demokratik siyasette Antalya örneği   CHP’nin gündemi de ‘iktidar’. Genel merkez, hazırlıkları süren Büyük Kurultay’a ‘iktidar kongresi’ ismini verdi. Bu isim üzerinden atlanacak bir tanım değil. CHP içerisinde yeni isimlerin, yeni yüzlerin, daha genç ve dinamik kadroların sahneye çıkacağı bir kongre olarak algılamak lazım bunu… İktidarın harcını karacak, kadrolarını oluşturacak bu kongreye de baştan beri anlatageldiğimiz Antalya dinamiği bir şekilde yansıyacaktır. Hatta kongrenin, temelleri ilk önce Antalya’da atılan yeni ittifak ekseninde biçimleneceğini söylersek abartmış olmayız. Tabii bütün bunlara Antalya’da Alevi ve Kürt seçmenle kurulan sağlıklı, örnek, geliştirilebilir ilişkileri de eklemek lazım. Antalya’nın turizm kenti olması böyle bir perspektiften bakıldığında siyasi bir zenginliğe dönüşüyor. Çünkü turizm için barış, demokrasi ve hukuk ekmektir. Bunlar herkes için ekmektir, ama turizm için en az bir kat daha fazla önemlidir. Görünen o ki Millet İttifakı’nın liderleri Antalya’ya bu pencereden bakıyor.    

İdris Özyol- Artık kaleme sarılma vaktidir. Yazacak epeyce şey birikti. Gündem hızla deviniyor, birikiyor, değişiyor, insan da bu hareket içinde kendine has düşünceler, bakış açıları geliştiriyor. Olan bitenler düşünceyi biçimlendirirken, düşünce de olan bitenler karşısında daha bilinçli durmamızı sağlıyor. Yaşadıklarımıza, gördüklerimize, duyduklarımıza bu diyalektik içinde bakmak şu günlerde en çok ihtiyacımız olan şey olsa gerek… Bu girizgahtan sonra, siyasetin fazla göz önünde olmayan bir tercihine gelelim. Aslında çıkış noktamız da, varış noktamız da Antalya. Türkiye’nin dördüncü büyük kenti Antalya ülke için tarım ve turizmden öte bir önem taşıyor. Bu önem bizzat CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in her daim önünde duruyor. Söylediklerimizi daha iyi anlatabilmek için Millet İttifakı’nın biçimlendiği ilk günlere dönmek gerekiyor. O günlere ilişkin kimi ayrıntıları paylaşırsak zihnimizde bir fotoğraf oluşacaktır.

 

Meral Akşener’in Antalya talebi

 

Millet İttifakı’nın laboratuvarının Antalya olduğunu söylersek abartmış olmayız. Muhittin Böcek’in Büyükşehir adaylığında Akşener’in büyük bir etkisi oldu. Burada sağlanan mutabakat, daha doğrusu Kemal Kılıçdaroğlu’nun Antalya adayına ‘evet’ demesi İstanbul ve Ankara’da elini güçlendirdi. Sonuç Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş… Özellikle Mansur Yavaş hem CHP’lilerin, hem İyi Partililerin, bütün ittifakın yüzünü güldüren bir isim… Yani tamamen doğru bir tercih… İmamoğlu da İstanbul’u 25 yıl sonra AKP’nin elinden alarak doğru bir tercih olduğunu sahada gösterdi. İşte bütün bu stratejinin ilk uyarlaması Antalya’ydı. O nedenle Antalya her iki liderin gözünde özel bir önem taşıyor. Antalya’yı yakından izliyor, gelen her habere, yaşanan her gelişmeye kulak kesiliyorlar.

 

İyi Parti düğümü nasıl çözülecek?

 

Kurumsal yapısını tamamlamamış gibi görünen İyi Parti, seçimlere daha çiçeği burnundayken girdi. Belki de bu nedenle Antalya tercihlerinde önemli hatalar yaptı. Bunların en önemlisi Tuba Vural Çokal’dı. İyi Parti listesinin üçüncü sırasından milletvekili seçilen Çokal, aradığını bulamayınca AKP’ye zıpladı. Oysa İyi Parti’nin içindeyken teşkilatları şekillendirmeye, kendisine yakın isimlerin önünü açmaya, bir egemenlik oluşturmaya çalışıyordu. Genel Merkez buna geçit vermedi. Fakat Çokal’ın gidişinden sonra da parti teşkilatları sağlıklı bir şekilde yerine oturmuş değil. O nedenle İyi Parti il kongresi hayati bir önem taşıyor. Bazı CHP’liler ittifak ortakları İyi Parti’nin iç işlerine karışma yanlısı olmasalar da, il başkanı koltuğunda Mehmet Başaran’ı görmek istiyor. İyi Parti genel merkezinin gönlünden ise eski il başkanı Ahmet Aydın’ın geçtiği biliniyor. Düğümün nasıl çözüleceğine parti delegeleri karar verecek. Fakat Meral Akşener’in önümüzdeki seçimlerde AKP iktidarının biteceği yönündeki kesin kanaati parti teşkilatlarının şekillenmesine de yansıyacaktır.

 

Demokratik siyasette Antalya örneği

 

CHP’nin gündemi de ‘iktidar’. Genel merkez, hazırlıkları süren Büyük Kurultay’a ‘iktidar kongresi’ ismini verdi. Bu isim üzerinden atlanacak bir tanım değil. CHP içerisinde yeni isimlerin, yeni yüzlerin, daha genç ve dinamik kadroların sahneye çıkacağı bir kongre olarak algılamak lazım bunu… İktidarın harcını karacak, kadrolarını oluşturacak bu kongreye de baştan beri anlatageldiğimiz Antalya dinamiği bir şekilde yansıyacaktır. Hatta kongrenin, temelleri ilk önce Antalya’da atılan yeni ittifak ekseninde biçimleneceğini söylersek abartmış olmayız. Tabii bütün bunlara Antalya’da Alevi ve Kürt seçmenle kurulan sağlıklı, örnek, geliştirilebilir ilişkileri de eklemek lazım. Antalya’nın turizm kenti olması böyle bir perspektiften bakıldığında siyasi bir zenginliğe dönüşüyor. Çünkü turizm için barış, demokrasi ve hukuk ekmektir. Bunlar herkes için ekmektir, ama turizm için en az bir kat daha fazla önemlidir. Görünen o ki Millet İttifakı’nın liderleri Antalya’ya bu pencereden bakıyor.

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.