dini chat
deneme bonusu deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler
kuşadası escort antalya travesti çorlu escort çerkezköy escort çeşme escort kayseri escort konya escort gaziantep escort fethiye escort bodrum escort
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler

Birey, kent ilişkisi ve belediyeler

YEREL 19.11.2025 - 15:24, Güncelleme: 19.11.2025 - 15:24
 

Birey, kent ilişkisi ve belediyeler

17 Kasım Pazartesi günü yoldaşım, abim Hüsnü Şahin ile buluşup Konyaaltı Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğüne atanan yoldaşımız, kardeşimiz Ramazan Gökoğlu’na hayırlı olsun ziyaretinde bulunduk. Cem Kotan başkanımı liyakate dayalı bu tercihinden dolayı da kutluyorum.

Sevgili Gökoğlu ile son derece anlamlı bir görüşme oldu. Görüşmemiz benim kent bakış açımı biraz daha makro bir perspektife taşıdı ve burada yazdıklarımın hepsini kendisiyle konuştuk. Kentin bireyle ilişkisini bugüne kadar hep belediyenin görevleri açısından bakarak dile getirmiştim. Ama bireylerin de kente karşı sorumluluklarını da bu yazımda sevgili müdürümün odasında konuştuklarımızı özetleyerek aktaracağım. Kentine sahip çıkmayan bireylerin yaşadığı bir kenti güzel kılmanın; kaynakları kıt olan, hatta son yıllarda kasıtlı olarak bütçesine el konulan belediyeler için hiç de kolay olmayacağını söylemem gerek. Nasıl ki belediyelerin o beldede yaşayanlara karşı görevleri varsa, o beldede yaşayanların da aynen ailelerine karşı sorumluluklarının olması gibi, o beldeye karşı görevleri ve sorumlulukları vardır. Her iki taraf da kendisine düşen sorumlulukları aksaksız yerine getirdiğinde, insan onuruna yakışan yaşamanın inşa edilmesi mümkündür. Belediyeler en küçük kentsel birimlerdir ve yerel yönetimin (kendi kendini yönetmenin) bireylerle yerel yöneticiler arasındaki aitlik bilincinin yaşandığı en anlamlı yapıdır. Yerel yönetim ile birey arasındaki karşılıklı hizmet ilişkisine dayalı en güzel akitlerden biridir. Kent, insan ve mekân ilişkilerinden doğan, kimliği olan ve yaşayan değerler toplamıdır. O kent, o kentte geçmişte yaşamış ve mevcut halde yaşayan bireylerin kentte oluşturdukları anılarının toplamıdır ve her bireyin bu yapıya karşı sorumlulukları vardır. Bu sorumluluk, bireyle ailesi arasındaki ilişkilerdeki karşılıklı sorumluluklarla aynıdır. Sorumluluğunu yerine getirmeyen bireylerin, o kenti yöneten yerel yöneticilerin tek taraflı sorumluluğunu yerine getirmesini bekleme hakkı yoktur. Bireyin kente karşı sorumluluklarının ilki çevreye saygı duyma ve korumadır. Kamusal alanları, parkları, sokakları, sokak hayvanlarını ve kenti birlikte paylaştığımız kentteki yabanıl hayatı korumak, kamusal mekân ve araçları korumak, toplu taşıma araçlarını temiz tutmak, çöpleri uygun şekilde ayırmak ve belirlenen yerlere atmaktır. Bu işleri görev olarak yapan veya gönüllülükle bu işlerin bir kısmını yerine getirenlere destek olmaktır. Buna ilave olarak bireylerin, su ve enerjiyi tasarruflu kullanmak, şehrin yeşil alanlarına ve doğal yaşamına zarar vermekten kaçınmak, zarar verenleri uyarmak hatta kamusal otoriteye bildirmek bireyin sorumluluğundadır. İkinci sorumluluk başlığı bireylerin toplumsal yaşama katılım ve uyum sağlamasıdır. Bu başlık altında bireylerin sorumlulukları; trafik kurallarına uyması, gürültü düzenlemeleri ve diğer yönetmeliklere riayet etmesi, farklı kültürel, etnik ve sosyal gruplardan komşularla ve diğer kent sakinleriyle barış içinde yaşamak, her türlü şiddet, ayrımcılık, yoksulluk gibi konularda duyarlı olmak ve bireysel ve kolektif çözümlere katkıda bulunmasını gerektirir. Bunun en güzel örneği, 2000’li yıllarda Antalya Emniyet Müdürlüğünün kentin güvenli bir yer olması için bu kentte yaşayanlarla birlikte oluşturduğu “Komşu Kollama Projesi”dir. Üçüncü sorumluluk başlığı kentin gelişimine karşı katkıda bulunma sorumluluğudur. Burada biz kentli bireylere düşen görevler; yerel yönetimlerin sunduğu hizmetlerin sürdürülebilirliği için gereken vergi ve harçları zamanında ve düzenli olarak ödemek, yerel seçimlerde oy kullanmak, mahalle meclisleri gibi karar alma süreçlerine katılmak veya görüş bildirmek, şehrin sosyal, kültürel veya çevresel projelerinde gönüllü olarak yer almaktır. Diğer bir deyişle, karanlığa küfretmek yerine bireyin bir mum da kendisinin yakmasıdır. Almanya’da her hane sahibi kar yağdığında evinin önünü süpürür. Bu bireyin kente karşı ödevinin karşılığıdır. Bizde maalesef “aslan yatağından belli olur” diye bir ata sözü vardır ama mahallelerimiz böyleyse biz kesin olarak aslan değiliz. Bireyin kente karşı sorumluluğunun dördüncüsü kültürel ve tarihi mirası koruma sorumluluğudur. Burada kentin geçmişinden günümüze intikal etmiş her türlü tarihi yapılarına, anıtlarına ve kültürel alanlarına zarar vermemek, onların korunmasına destek olmak, hatta o kentin kültürel değerlerini öğrenmek ve bu değerlerin gelecek nesillere aktarılmasına yardımcı olmak biz bireylerin sorumluluğundadır. Bireyin kente karşı sorumluluğunun beşincisi yerel ekonomiyi destekleme sorumluluğudur. Burada bireylere düşen sorumluluk, mümkün olduğunca yerel esnaftan ve üreticilerden alışveriş yaparak şehrin ekonomisine destek olmaktır. Elbette sevgili Gökoğlu ile sohbetimizde onun söylediği bir cümlenin altını çizmek istiyorum. Hocam dedi, “kentli olmak, kentlilik bilincine sahip bireylerin kente karşı sorumluluklarını bir görev olarak yerine getirdiği iş ve eylemlerin toplamıdır. Herkes yaşadığı kenti evi gibi görürse, evinin dışını, sokakları, mahalleyi ve tüm kamusal alanları evini, evladını, ailesini, sevdiklerini korur gibi sahiplenir, korur ve temiz tutar ise bizim işimiz gerçekten kolaylaşacak. Konyaaltı’nda kışın yaklaşık 200.000, yazın tatilcilerin gelmesiyle yaklaşık 1,5 milyon nüfusa ulaşan bu güzel beldeyi ancak burada yaşayan bireylerle iş birliği yaparak güzelleştireceğiz. Biz, kenti temizlemek için sabahın 06.00'sında mesaiye başlıyoruz” dedi. Sonra bana iki fotoğraf gönderdi. Bu yazı ekinde göreceğiniz bu fotoğrafta, bireylerin çöp konteynerlerini çöp atmak için nasıl ve neden kullanmadıklarını anlayamadığını belirtti ve “Bunun için neler yapabiliriz Hocam?” diye bana sordu. Ben de kendisine onu ikinci bir ziyarette anlatayım dedim ve sarılıp kucaklaştık, ayrıldık. Şimdi herkes kendi karnesini kendisi doldursun. Yukarıda bahsettiğim bireyin kentsel sorumluluklar başlığında özetlediğim beş ana başlıkta, neleri eksik yapıyoruz?
17 Kasım Pazartesi günü yoldaşım, abim Hüsnü Şahin ile buluşup Konyaaltı Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğüne atanan yoldaşımız, kardeşimiz Ramazan Gökoğlu’na hayırlı olsun ziyaretinde bulunduk. Cem Kotan başkanımı liyakate dayalı bu tercihinden dolayı da kutluyorum.

Sevgili Gökoğlu ile son derece anlamlı bir görüşme oldu. Görüşmemiz benim kent bakış açımı biraz daha makro bir perspektife taşıdı ve burada yazdıklarımın hepsini kendisiyle konuştuk. Kentin bireyle ilişkisini bugüne kadar hep belediyenin görevleri açısından bakarak dile getirmiştim. Ama bireylerin de kente karşı sorumluluklarını da bu yazımda sevgili müdürümün odasında konuştuklarımızı özetleyerek aktaracağım.

Kentine sahip çıkmayan bireylerin yaşadığı bir kenti güzel kılmanın; kaynakları kıt olan, hatta son yıllarda kasıtlı olarak bütçesine el konulan belediyeler için hiç de kolay olmayacağını söylemem gerek.

Nasıl ki belediyelerin o beldede yaşayanlara karşı görevleri varsa, o beldede yaşayanların da aynen ailelerine karşı sorumluluklarının olması gibi, o beldeye karşı görevleri ve sorumlulukları vardır. Her iki taraf da kendisine düşen sorumlulukları aksaksız yerine getirdiğinde, insan onuruna yakışan yaşamanın inşa edilmesi mümkündür.

Belediyeler en küçük kentsel birimlerdir ve yerel yönetimin (kendi kendini yönetmenin) bireylerle yerel yöneticiler arasındaki aitlik bilincinin yaşandığı en anlamlı yapıdır. Yerel yönetim ile birey arasındaki karşılıklı hizmet ilişkisine dayalı en güzel akitlerden biridir.
Kent, insan ve mekân ilişkilerinden doğan, kimliği olan ve yaşayan değerler toplamıdır. O kent, o kentte geçmişte yaşamış ve mevcut halde yaşayan bireylerin kentte oluşturdukları anılarının toplamıdır ve her bireyin bu yapıya karşı sorumlulukları vardır. Bu sorumluluk, bireyle ailesi arasındaki ilişkilerdeki karşılıklı sorumluluklarla aynıdır. Sorumluluğunu yerine getirmeyen bireylerin, o kenti yöneten yerel yöneticilerin tek taraflı sorumluluğunu yerine getirmesini bekleme hakkı yoktur.

Bireyin kente karşı sorumluluklarının ilki çevreye saygı duyma ve korumadır. Kamusal alanları, parkları, sokakları, sokak hayvanlarını ve kenti birlikte paylaştığımız kentteki yabanıl hayatı korumak, kamusal mekân ve araçları korumak, toplu taşıma araçlarını temiz tutmak, çöpleri uygun şekilde ayırmak ve belirlenen yerlere atmaktır. Bu işleri görev olarak yapan veya gönüllülükle bu işlerin bir kısmını yerine getirenlere destek olmaktır. Buna ilave olarak bireylerin, su ve enerjiyi tasarruflu kullanmak, şehrin yeşil alanlarına ve doğal yaşamına zarar vermekten kaçınmak, zarar verenleri uyarmak hatta kamusal otoriteye bildirmek bireyin sorumluluğundadır.

İkinci sorumluluk başlığı bireylerin toplumsal yaşama katılım ve uyum sağlamasıdır. Bu başlık altında bireylerin sorumlulukları; trafik kurallarına uyması, gürültü düzenlemeleri ve diğer yönetmeliklere riayet etmesi, farklı kültürel, etnik ve sosyal gruplardan komşularla ve diğer kent sakinleriyle barış içinde yaşamak, her türlü şiddet, ayrımcılık, yoksulluk gibi konularda duyarlı olmak ve bireysel ve kolektif çözümlere katkıda bulunmasını gerektirir. Bunun en güzel örneği, 2000’li yıllarda Antalya Emniyet Müdürlüğünün kentin güvenli bir yer olması için bu kentte yaşayanlarla birlikte oluşturduğu “Komşu Kollama Projesi”dir.

Üçüncü sorumluluk başlığı kentin gelişimine karşı katkıda bulunma sorumluluğudur. Burada biz kentli bireylere düşen görevler; yerel yönetimlerin sunduğu hizmetlerin sürdürülebilirliği için gereken vergi ve harçları zamanında ve düzenli olarak ödemek, yerel seçimlerde oy kullanmak, mahalle meclisleri gibi karar alma süreçlerine katılmak veya görüş bildirmek, şehrin sosyal, kültürel veya çevresel projelerinde gönüllü olarak yer almaktır. Diğer bir deyişle, karanlığa küfretmek yerine bireyin bir mum da kendisinin yakmasıdır. Almanya’da her hane sahibi kar yağdığında evinin önünü süpürür. Bu bireyin kente karşı ödevinin karşılığıdır. Bizde maalesef “aslan yatağından belli olur” diye bir ata sözü vardır ama mahallelerimiz böyleyse biz kesin olarak aslan değiliz.

Bireyin kente karşı sorumluluğunun dördüncüsü kültürel ve tarihi mirası koruma sorumluluğudur. Burada kentin geçmişinden günümüze intikal etmiş her türlü tarihi yapılarına, anıtlarına ve kültürel alanlarına zarar vermemek, onların korunmasına destek olmak, hatta o kentin kültürel değerlerini öğrenmek ve bu değerlerin gelecek nesillere aktarılmasına yardımcı olmak biz bireylerin sorumluluğundadır.

Bireyin kente karşı sorumluluğunun beşincisi yerel ekonomiyi destekleme sorumluluğudur. Burada bireylere düşen sorumluluk, mümkün olduğunca yerel esnaftan ve üreticilerden alışveriş yaparak şehrin ekonomisine destek olmaktır.

Elbette sevgili Gökoğlu ile sohbetimizde onun söylediği bir cümlenin altını çizmek istiyorum. Hocam dedi, “kentli olmak, kentlilik bilincine sahip bireylerin kente karşı sorumluluklarını bir görev olarak yerine getirdiği iş ve eylemlerin toplamıdır. Herkes yaşadığı kenti evi gibi görürse, evinin dışını, sokakları, mahalleyi ve tüm kamusal alanları evini, evladını, ailesini, sevdiklerini korur gibi sahiplenir, korur ve temiz tutar ise bizim işimiz gerçekten kolaylaşacak. Konyaaltı’nda kışın yaklaşık 200.000, yazın tatilcilerin gelmesiyle yaklaşık 1,5 milyon nüfusa ulaşan bu güzel beldeyi ancak burada yaşayan bireylerle iş birliği yaparak güzelleştireceğiz. Biz, kenti temizlemek için sabahın 06.00'sında mesaiye başlıyoruz” dedi. Sonra bana iki fotoğraf gönderdi.

Bu yazı ekinde göreceğiniz bu fotoğrafta, bireylerin çöp konteynerlerini çöp atmak için nasıl ve neden kullanmadıklarını anlayamadığını belirtti ve “Bunun için neler yapabiliriz Hocam?” diye bana sordu. Ben de kendisine onu ikinci bir ziyarette anlatayım dedim ve sarılıp kucaklaştık, ayrıldık.

Şimdi herkes kendi karnesini kendisi doldursun. Yukarıda bahsettiğim bireyin kentsel sorumluluklar başlığında özetlediğim beş ana başlıkta, neleri eksik yapıyoruz?

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.