Gizli elektrik zammı uyarısı
Gizli elektrik zammı uyarısı
Elektrik Mühendisleri Odası, EPDK’nin 1 Ocak 2026’dan itibaren konut aboneleri için yıllık elektrik tüketim limitini 5.000’den 4.000 kWh’a düşürmesine tepki gösterdi. EMO, bu kararın “otomatik zam mekanizması” yaratacağını belirtti.
Elektrik Mühendisleri Odası, EPDK’nin 1 Ocak 2026’dan itibaren konut aboneleri için yıllık elektrik tüketim limitini 5.000’den 4.000 kWh’a düşürmesine tepki gösterdi. EMO, bu kararın “otomatik zam mekanizması” yaratacağını belirtti.
haberimizvar.net- Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) 1 Ocak 2026 itibarıyla konut aboneleri için yıllık elektrik tüketim limitini 5.000 kWh’ten 4.000 kWh’a düşürmesine ilişkin 1 Kasım 2025 tarihinde bir basın açıklaması yayımladı.
EMO basın açıklamasında, bu değişiklikle milyonlarca hanenin ulusal tarife kapsamından çıkarılarak dalgalı serbest piyasa fiyatlarına tabi tutulacağını vurguladı.
Son kaynak tedarik tarifesine giren abonelerin aylık faturalarda yüzde 75–99 arasında artışla karşılaşabileceği belirtilirken, bu limitin temel yaşamsal tüketimde dahi “otomatik zam mekanizması” yarattığı ifade edildi.
Enerji piyasasının adım adım serbestleştirilmesiyle ulusal tarifenin fiilen ortadan kaldırıldığını belirterek, enerji şirketlerinin kârını artıran düzenlemelere son verilmesi çağrısında bulunulan açıklamada kamusal yatırımların güçlendirilmesi, dikey entegre bir kamu tekelinin kurulması ve EPDK`nın kapatılarak yerine Kamulaştırma İdaresi Başkanlığı`nın kurulması çağrısı yapıldı.
MİLYONLARCA HANEYE GİZLİ ZAM
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
''Son Kaynak Tedarik Tarifesi Limiti 4 bin kWh‘a Düşürüldü
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Son Kaynak Tedarik Tarifesinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ kapsamında limit değişikliğine gitti. Yapılan düzenlemeyle, konut aboneleri için yıllık elektrik tüketim limiti 5.000 kilovatsaatten (kWh) 4.000 kWh`a düşürüldü.
Bu değişiklikle birlikte, yıllık toplam tüketimi 4.000 kWh`ı, yani aylık ortalama 333 kWh düzeyini bulan konut aboneleri, 2026 yılı itibarıyla Son Kaynak Tedarik Tarifesi kapsamına alınacak. Daha net bir örnekle ifade etmek gerekirse; 30 günlük fatura okuma döneminde ortalama 333 kWh elektrik tüketen ve aylık 993 TL`yi aşan elektrik faturası ödeyen konut aboneleri, yeni düzenleme sonrasında 2026`da Son Kaynak Tedarik Tarifesi kapsamında değerlendirilecek.
Bu değişiklik, milyonlarca hanenin daha "son kaynak tedariki" kapsamına girmesine neden olacaktır. Yani milyonlarca konut, ulusal fiyat tarifesinden çıkarak enerji borsasındaki dalgalanmalara bağlı serbest piyasa fiyatlarına tabi olacaktır. Geçtiğimiz yıl aylık fatura ortalaması bin TL fatura ödeyen konut aboneleri, piyasa şartları geçtiğimiz yıldaki gibi şekillenirse, önümüzdeki yıl aylık değişmekle birlikte ortalama olarak yüzde 75 ile 99 arasında zamlı ödeme yapacaktır. Belirlenen yıllık 4.000 kWh sınırını aşan konut abonelerinin faturaları artık anlık olarak dalgalanan piyasa şartlarına göre belirlenecektir."
"GERÇEK BİR TEHLİKE HALİNE GELDİ"
"EPDK`nın son olarak açıkladığı 2024 yılı istatistiklerine göre, meskenlerde toplam 75 milyar 91 milyon kWh enerji tüketimi gerçekleşmiştir. TÜİK verilerine göre ise, 2024 yılında 26 milyon 599 bin 261 aile bulunmaktadır. Bir başka ifadeyle, meskenlerdeki 75 milyar 91 milyon kWh`lık enerji tüketimi bu 26 milyon 599 bin 261 aile tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu durumda, 2024 yılı itibarıyla aile başına ortalama yıllık elektrik tüketimi yaklaşık 2 bin 824 kWh düzeyinde şekillenmiştir. Limit değişikliğinin son iki yılda radikal biçimde düşürülmesi geniş halk kesimlerinin etkilenme ihtimalini gerçek bir tehlike haline getirmiştir.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) olarak yaptığımız hesaplamalara göre, dört kişilik bir ailenin asgari yaşam standartlarını sürdürebilmesi için aylık en az 230 kWh elektrik tüketmesi gerekmektedir. Bu miktar, yalnızca aydınlatma, buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makineleri ile televizyon gibi temel ev aletlerinin kullanımına karşılık gelmektedir.
Bu hesaba elektrikle ısınma veya soğutma dâhil değildir. Dolayısıyla, yazın klima ya da kışın elektrikli ısıtıcı kullanan haneler zaten mevcut 5.000 kWh sınırını aşmaktaydı. Yeni düzenlemeyle birlikte, yalnızca "yüksek tüketimli" villa tipi konutlar değil, asgari yaşam standardının biraz üzerinde enerji harcayan sıradan aileler de "Son Kaynak Tedarik Tarifesi" kapsamına alınacaktır.
Bu karar, varlıklı kesimlerin değil; temel yaşam gereksinimlerini karşılamaya çalışan milyonlarca ailenin serbest piyasa koşullarına terk edilmesi anlamına gelmektedir. Başka bir ifadeyle, bu değişiklik toplumsal refahı korumayı değil, enerji şirketlerinin kârını maksimize eden otomatik bir zam mekanizması kurmayı hedeflemektedir."
HALK PİYASA İLE BAŞ BAŞA BIRAKILIYOR
"Son Kaynak Tedarik Tarifesi", ilk olarak 2018 yılında yalnızca çok büyük sanayi tesislerini kapsamak üzere yürürlüğe girmişti. Ancak bu sınır, her yeni düzenlemeyle birlikte adım adım aşağı çekilerek bugün konut abonelerinin büyük kısmını kapsayacak şekilde genişletildi.
2018`de 50 milyon kWh olan tüketim sınırı, 2020`de 7 milyon kWh`ye, 2023`te 1 milyon kWh`ye, 2024 sonunda ise trajik biçimde 5.000 kWh`ye indirildi. Son olarak, 2026 başı itibarıyla bu sınır 4.000 kWh`ye düşürüldü. Bu süreç, ulusal tarifenin kademeli biçimde ortadan kaldırılması ve temel bir kamu hizmeti ve insan hakkı olan elektrik alanının tamamen piyasa mekanizmasına devredilmesi anlamına gelmektedir."
ZAM OTOMATİKLEŞTİ
"Elektrik enerjisinin sıradan bir piyasa metaı olmadığını, kamusal bir hizmet olduğunu bir kez daha vurgulayarak, yurttaşların taşınamayacak kadar büyük bir yükü sırtlamak zorunda kaldığına dikkat çekiyoruz.
Spekülatif piyasa dalgalarının otomatik olarak faturaya yansıdığı ve faturanın her ay büyüdüğü bir ortamda, hükümet sözcülerine "elektriğe zam yok" ifadelerini kullanma olanağı bile yaratan bu uygulamaya derhal son verilmelidir.
Ödeme güçlüğü çeken, fatura korkusundan karanlıkta oturan hanelerin sayısının çığ gibi arttığı; sosyal yardım almadan yaşayamayan yurttaşların sayısının katlandığı bu dönemde, enerji politikalarının sosyal tarife ilkeleriyle yeniden düzenlenmesi zorunludur. Piyasalaştırma politikalarının oluşturduğu maliyetleri düşürmek için kamunun bir an önce doğrudan yatırım yapması gerekir. Ekonomik krize karşı kalkınma perspektifiyle hazırlanan toplumcu bir enerji programına geçiş yapılmalıdır.
Pahalı enerjinin enflasyon ve ekonomi üzerindeki yükünü düşürmek için üretimden dağıtıma kadar tüm süreçleri yönetecek dikey entegre bir kamu tekeli yeniden kurulmalıdır. Kamu kaynaklarının sonu belirsiz bir biçimde özel sektöre transfer edilmesinin aracı haline dönüşen EPDK kapatılarak, yerine kamulaştırma işlemlerini yürütecek bir Kamulaştırma İdaresi Başkanlığı kurulmalıdır."
(Cumhuriyet)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
