Hedef Antalya! Nükleer silah kadar tehlikeli
Hedef Antalya! Nükleer silah kadar tehlikeli
Türkiye'nin tarımsal güvenliği son aylarda Antalya Havalimanı'ndan ülkeye sokulmak istenen riskli tohumlarla gündeme geldi. Havalimanlarında dış kaynaklı genetiği değiştirilmiş organizmalara karşı ciddi önlemler uygulansa da; Antalya Havalimanı'nda ele geçirilen GDO'lu ve hastalıklı tohumlar; Türkiye'nin, 'gıda savaşlarında' hedef ülke olduğunu gösteriyor.
Türkiye'nin tarımsal güvenliği son aylarda Antalya Havalimanı'ndan ülkeye sokulmak istenen riskli tohumlarla gündeme geldi. Havalimanlarında dış kaynaklı genetiği değiştirilmiş organizmalara karşı ciddi önlemler uygulansa da; Antalya Havalimanı'nda ele geçirilen GDO'lu ve hastalıklı tohumlar; Türkiye'nin, 'gıda savaşlarında' hedef ülke olduğunu gösteriyor.
haberimizvar.net- Türkiye'nin tarımsal güvenliği son aylarda Antalya Havalimanı'ndan ülkeye sokulmak istenen riskli tohumlarla gündemde... Son hadise geçtiğimiz gün yaşanırken, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü'ne bağlı denetim ekipleri Antalya Havalimanı'nda; İspanya’dan gelen 24.2 kilogram mısır tohumunda GDO tespit ettiler. Türkiye'de kullanımı yasaklı olan tohumlar, İspanya'ya iade edilirken, son 3 ayda yaşananlar ise gözleri Antalya'daki tarım arazilerine çevirdi.
Uzmanlara göre Antalya, gıda savaşlarındaki hedef bölgeler arasında. Bunun en büyük nedeni ise "sebze-meyve ihracat hacminin 1.3 milyar doları aşması. Türkiye’deki toplam yaş meyve-sebze ihracatının yüzde 31’i Antalya'dan yurt dışına gönderilirken, yıllık ortalama 5,2 milyon ton sebze ve meyve üretim miktarının yaklaşık 3,6 milyon tonluk kısmı da seralarda gerçekleştiriliyor.
TARIMSAL ÜRETİME DARBE
Haber Global'ın haberine göre; Türkiye'de yılda 20 milyon ton domates üretilirken, domates üretiminde Antalya ilk sırada yer alıyor. Antalya, diğer yandan Türkiye'nin toplam seracılık faaliyetlerinin yaklaşık yüzde 42’sini karşılarken, bu üretim kapasitesinin arkasında 680 bin kişilik dev bir tarım istihdamı bulunuyor.
Gıda ve tohum savaşlarının odağındaki Antalya'ya hastalıklı domates tohumları sokulmak istenirken; uzmanlar ise Hindistan ve Uzakdoğu menşeili domates tohumlarının Aksu, Serik ve Kumluca'daki ekim alanlarında büyük tahribat yaşatacağına dikkat çekiyor. Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Nevzat Atık virüslü veya GDO'lu tohumlar üzerinden gıda strateji ve güvenliğinin önemine değinirken, "Türkiye'ye hastalıklı tohumları sokup, tarımsal üretime darbe vurmak isteyen güçler olduğunu biliyoruz. Antalya'dan sokulmak istenen hastalıklı ürünler tespit edilmeyip, ekilmiş olsa, tarlalarda ciddi tahribat olurdu" diyor.
İstanbul Topkapı Üniversitesi Gastronomi Bölümü öğreti üyesi Prof Dr Aziz Ekşi de virüslü tohumların ekilmesi durumunda ülkedeki üretimin olumsuz etkileneceğini dile getirirken, "Topraklarımızı virütik bulaşmadan korumamız, stratejik önceliklerden olmalı" uyarısında bulunuyor.
YABANCILARIN HEDEFİNDE
Gıda Bülteni Yayın Koordinatörü Araştırmacı Yazar Gürkan Akgüneş ise "Yerli tohum üretiminin yüzde 25 artmasına karşın, tohum ihracatının 200 milyon doları aştığına dikkat çekerek, şu bilgileri aktarıyor: "Antalya’daki lisanslı tohumculuk firmalarının sayısı 97'yi bulurken, bunların 23'ü doğrudan ihracat yapıyor. Bu yoğun trafik nedeniyle Antalya Havalimanı, hem tarımsal ihracat hem de ithalat için doğal bir geçiş noktası olarak kabul ediliyor. Ancak tarımsal üretimdeki devasa hacim bir yanda da yabancı tohum firmalarının iştahını kabartıyor."
5 FARKLI ÜLKEDEN
"Ülkeye sokulmaya çalışılan hastalıklı ve GDO’lu tohumlar, yalnızca ticari değil, jeoekonomik riskler de taşıyor. Öyle ki, 2024 yılında Türkiye’ye ithal edilmek istenen yasaklı ve riskli tohum miktarı 2,1 ton olarak kayıtlara geçti. Bu yılın ilk 6 ayında ise sadece Antalya Havalimanı'nda yapılan 17 ayrı denetimde 5 farklı ülke kaynaklı riskli sevkiyat durduruldu. Biyogüvenlik Kanunu’nun 15. maddesine göre GDO ve ürünlerinin izinsiz ithali, ticareti ve üretimi cezalandırılıyor. GDO’lu ürünlerin, bebek mamaları, devam sütleri ve küçük çocuk besinlerinde kullanılması kesinlikle yasak. Unutulmasın ki, GDO’lu veya hastalıklı tohumların yalnızca tarlaya değil, sofraya kadar uzanan zincirdeki her halkaya etkisi olur. Bu sadece çiftçinin değil, 85 milyonun meselesi."
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya: "GDO'lar artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak, daha fazla ürün elde etmek için 1970'lerden itibaren ABD'de kullanıma sokuldu. GDO'lu yem verilen dişi fareler meme, erkek farelerin ise prostat kanserine yakalanıyor."
GDO'LU YİYECEK YASAK
Türkiye’de genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) ve ürünleriyle ilgili düzenlemeler, 26 Eylül 2010 tarihinde yürürlüğe giren Biyogüvenlik Kanunu ve aynı tarihte kabul edilen “Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik” ile belirlendi. Türkiye'de gıda amaçlı ürünlerin yanı sıra bebek mamaları, ek gıdalar ve insan tüketimine yönelik ürünlerde de GDO’lu ürün kullanımına izin verilmiyor. İzinli kabul edilen ürünler ise yalnızca yem ve endüstriyel kullanım amaçlı sınırlı alanlara yönelik.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.