mekan bizim almanya chat sohbet cinsel sohbet sohbet mobil sohbet türk sohbet sohbet islami chat dini chat

Kadınlar Antalya’da meydanlardaydı

YEREL 25.11.2025 - 21:33, Güncelleme: 25.11.2025 - 21:44
 

Kadınlar Antalya’da meydanlardaydı

Antalya Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde yürüyüş düzenledi. “Haklarımız ve birbirimiz için sokaklardayız” sözleri ile yürüyen Platform, “Ülkemizde kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayetleri; İktidar, diyanet, yargı eliyle her yıl katlanarak artıyor” dedi.

haberimizvar.net- Antalya Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla yürüyüş düzenledi. Kapalı Yol Halk Bankası önünden Attalos Meydanı’na kadar yürüyen platform, basın açıklaması yaptı. Kadınların özgürlük, eşitlik ve yaşam hakları için sokaklarda olduklarını vurgulayan platform, “Bugün dünyanın dört bir yanında eşitsizliğe, yoksulluğa, savaşa, nefrete, erkek devlet şiddetine karşı tüm renklerimizle, isyanımızla sokakları, meydanları dolduruyor mücadeleyi birlikte örüyoruz. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sözlerine yer verdi. “HAKLARIMIZ VE BİRBİRİMİZ İÇİN SOKAKLARDAYIZ” Antalya Kadın Platformu adına basın açıklamasını okuyan Gülcan Şahin şu ifadelere yer verdi: “Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü. 25 Kasım 1960'da Dominik Cumhuriyeti’nde faşist diktatör Trujillo’ya karşı mücadelenin öncüsü olan üç kız kardeş; Maria Mirabel, Minerva Mirabel ve Patria Mirabel diktatörün askerleri tarafından katledildi. Kod isimleri Kelebekler olan Mirabel Kardeşler 65 yıldır dünyanın dört bir yanında erkek-devlet şiddetine karşı direnen kadınların özgürlük mücadelesinde yaşıyor. Her 25 Kasım’da Kelebekler’in kanat çırpışını direngenliğimizle, inadımızla, isyanımızla sokaklara taşıyoruz. Bu 25 Kasım’da da hayatlarımız, haklarımız ve birbirimiz için sokaklardayız. “SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ” Bugün dünyanın dört bir yanında eşitsizliğe, yoksulluğa, savaşa, nefrete, erkek devlet şiddetine karşı tüm renklerimizle, isyanımızla sokakları, meydanları dolduruyor mücadeleyi birlikte örüyoruz. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz. “KUTSALLAŞTIRDIĞINIZ AİLE ŞİDDETİN ÜSTÜNÜ ÖRTMÜYOR” İktidar tarafından 2025 yılı aile yılı ilan edildi. Bu iktidara yıl yetmedi bir de aile 10 yılı ilan ettiler. Peki bu kutsal aile içinde neler var; yoksulluk var, erkek şiddeti var, görünmeyen emeğimiz var. Kutsallaştırdığınız aile şiddetin üstünü örtmüyor. Kadınlar en çok en yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor. “HAYATLARIMIZDAN ELİNİZİ ÇEKİN” Ülkemizde kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayetleri; İktidar, diyanet, yargı eliyle her yıl katlanarak artıyor. Diyanet Fetvalarıyla ne giyeceğimizi, ne söyleyeceğimizi, nasıl yaşayacağımızı, erkeğe biat ve itaat etmemizi dayatarak, cemaat ve vakıf gibi gerici odakların erk düşüncelerini besliyor. Türkiye'de diyanetle meşrulaştırılan kadın düşmanlığı bizlere gösteriyor ki faşizmin kadın düşmanlığı dinci gericilikten beslenmeye devam ediyor. Kadınların hayatları, hakları, bedenleri üzerinde bulunan tahakküme karşı laiklik bayrağını yükseltiyor, dinci gericilikle hayatlarımızı kuşatanları uyarıyoruz: Hayatlarımızdan elinizi çekin! “DEVLETİN BÜTÇESİNİ DİYANET ELİYLE TARİKAT VE CEMAATLERE PEŞKEŞ ÇEKİYOR” 2025 yılında diyanete ayrılan bütçe 130 milyar liradır. Ve sadece il 9 aylık süreçte yaklaşık 98 milyar liralık kısmı diyanet tarafından harcanmıştır. Yani her gün 359 milyon 800 bin lira bu da saatte 15 milyon harcama yapılıyor anlamına gelmektedir. 2025 yılında kadınlara ayrılan bütçe ise günlük 38 kuruştur. Okullarda çocuklara bir öğün yemeği çok görenler, devletin bütçesini diyanet eliyle tarikat ve cemaatlere peşkeş çekiyor. “ÖZSAVUNMA UYGULAMAK ZORUNDA KALAN KADINLARA YÜKSEK CEZALAR VERİLİYOR” Haklarımıza yönelik saldırılara her gün bir yenisi ekleniyor. Boşanmayı önleyen politikalar, nafaka hakkımızın gasp edilmeye çalışılması, miras hakkımıza göz dikilmesi ve son olarak medeni kanundan doğan haklarımızın tartışmaya açılması bizleri erkek şiddeti karşısında savunmasız bırakıyor. İktidarın kadın düşmanı politikaları, devletin şiddeti önleyecek mekanizmaları harekete geçirmemesi, erkek egemen yargı kararları, kriz ve artan yoksulluk sonucu kadınlar evde, işte, sokakta, kampüste her yerde şiddetin türlü biçimlerine maruz kalıyor. Kadın katillerinin, şiddet faillerinin yargılamalarında iyi hal ve haksız tahrik indirimleri uygulanırken, hayatta kalmak için özsavunma uygulamak zorunda kalan kadınlara yüksek cezalar veriliyor. “ŞİDDETİNİN KARŞISINDA SUSMUYORUZ” Bundan 4 yıl önce İstanbul sözleşmesinden bir gece de çıkılması, 6284’ün etkin uygulanmaması, fail erkeklerin cezasızlıkla ödüllendirilmesi kadınların katledilmesinin önündeki en büyük sebeptir. Faillere kurmadıkları barikatları kadınlara kuran, eşitlik-özgürlük mücadelesi veren kadınları tutuklayan, LGBTİ+ları hedef göstererek nefreti örgütleyen AKP iktidarının ve beslendiği erkek şiddetinin karşısında susmuyoruz, korkmuyoruz, birbirimizi, yaşamımızı, hayatımızı savunmaya devam ediyoruz. “YAŞAMAK İSTİYORUZ” Bu ülke de kadınlar Rojin’de ve Gülistan’da olduğu gibi kayıplarla, şüpheli ölümlerle karşı karşıya bırakılıyor. Şiddet faili erkekleri koruma ve aklama uğruna Can güvenliğimizin olmadığı koşullarda hayatta kalmaya çalışıyoruz. Yaşamak istiyoruz. Yalnız ve çaresiz olmadığımızı birbirimizden aldığımız güçle mücadelemizi sürdüreceğimize inanıyoruz! “KADINLARI ÇARESİZLEŞTİREN BU SÖMÜRÜ DÜZENİNİ KABUL ETMİYORUZ” Büyüyen işsizlik, artan yoksulluk kadına yönelik şiddeti tırmandırıyor. Kadınları giderek daha fazla oranda güvencesiz ve niteliksiz işlere mahkûm eden, bakım yüklerini arttıran, şiddeti derinleştiren, kadınları çaresizleştiren bu sömürü düzenini kabul etmiyoruz. Çok yakın bir tarihte Kocaeli Dilovası’nda kadın ve çocuk işçiler çalışmak zorunda oldukları iş yerinde yanarak öldürüldü. Göz göre göre 6 kişi denetimsizlikten ve iş güvenliği olmayan koşullar altında çalışmak zorunda bırakıldıkları için öldürüldü. Kadın ve çocuklar sabah 8’den akşam 12’ye kadar 600 ila 800 tl lik yevmiye karşılığında çalışmak zorunda bırakıldı. Hayatlarımızın karşılığı işte bu kadar değersiz ve ucuz görülüyor. Bizler biliyoruz yaşanan bu durum tesadüf değil, bu durum iş kazası değil, iş cinayetidir. 2025 yılı içerisinde sadece MESEM’lerde ölen çocuk işçilerin sayısı 80’lere ulaşmıştır. Kadınların ve çocukların emeğini ucuz sayan katliam düzenine karşı isyandayız! “ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMİYORUZ” Hakkımız olanı ancak sokaklarda olarak alacağımızı, evde, işte, sokakta, hapishanede, kampüste ve yaşadığımız her yerde mücadeleyi büyütürsek kazanacağımızı biliyoruz. İstanbul sözleşmesinden, eşit işe eşit ücret talebimizden, güvenceli iş güvenli gelecek talebimizden, barış içinde yaşama talebimizden, laiklik, eşitlik ve özgürlük mücadelemizden vazgeçmiyoruz!” (Antalya Gündem Gazetesi- Abdulrezzak Kılıç)
Antalya Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde yürüyüş düzenledi. “Haklarımız ve birbirimiz için sokaklardayız” sözleri ile yürüyen Platform, “Ülkemizde kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayetleri; İktidar, diyanet, yargı eliyle her yıl katlanarak artıyor” dedi.

haberimizvar.net-  Antalya Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla yürüyüş düzenledi. Kapalı Yol Halk Bankası önünden Attalos Meydanı’na kadar yürüyen platform, basın açıklaması yaptı. Kadınların özgürlük, eşitlik ve yaşam hakları için sokaklarda olduklarını vurgulayan platform, “Bugün dünyanın dört bir yanında eşitsizliğe, yoksulluğa, savaşa, nefrete, erkek devlet şiddetine karşı tüm renklerimizle, isyanımızla sokakları, meydanları dolduruyor mücadeleyi birlikte örüyoruz. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sözlerine yer verdi.

“HAKLARIMIZ VE BİRBİRİMİZ İÇİN SOKAKLARDAYIZ”

Antalya Kadın Platformu adına basın açıklamasını okuyan Gülcan Şahin şu ifadelere yer verdi:

“Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü. 25 Kasım 1960'da Dominik Cumhuriyeti’nde faşist diktatör Trujillo’ya karşı mücadelenin öncüsü olan üç kız kardeş; Maria Mirabel, Minerva Mirabel ve Patria Mirabel diktatörün askerleri tarafından katledildi. Kod isimleri Kelebekler olan Mirabel Kardeşler 65 yıldır dünyanın dört bir yanında erkek-devlet şiddetine karşı direnen kadınların özgürlük mücadelesinde yaşıyor. Her 25 Kasım’da Kelebekler’in kanat çırpışını direngenliğimizle, inadımızla, isyanımızla sokaklara taşıyoruz. Bu 25 Kasım’da da hayatlarımız, haklarımız ve birbirimiz için sokaklardayız.

“SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ”

Bugün dünyanın dört bir yanında eşitsizliğe, yoksulluğa, savaşa, nefrete, erkek devlet şiddetine karşı tüm renklerimizle, isyanımızla sokakları, meydanları dolduruyor mücadeleyi birlikte örüyoruz. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz.

“KUTSALLAŞTIRDIĞINIZ AİLE ŞİDDETİN ÜSTÜNÜ ÖRTMÜYOR”

İktidar tarafından 2025 yılı aile yılı ilan edildi. Bu iktidara yıl yetmedi bir de aile 10 yılı ilan ettiler. Peki bu kutsal aile içinde neler var; yoksulluk var, erkek şiddeti var, görünmeyen emeğimiz var. Kutsallaştırdığınız aile şiddetin üstünü örtmüyor. Kadınlar en çok en yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor.

“HAYATLARIMIZDAN ELİNİZİ ÇEKİN”

Ülkemizde kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayetleri; İktidar, diyanet, yargı eliyle her yıl katlanarak artıyor. Diyanet Fetvalarıyla ne giyeceğimizi, ne söyleyeceğimizi, nasıl yaşayacağımızı, erkeğe biat ve itaat etmemizi dayatarak, cemaat ve vakıf gibi gerici odakların erk düşüncelerini besliyor. Türkiye'de diyanetle meşrulaştırılan kadın düşmanlığı bizlere gösteriyor ki faşizmin kadın düşmanlığı dinci gericilikten beslenmeye devam ediyor. Kadınların hayatları, hakları, bedenleri üzerinde bulunan tahakküme karşı laiklik bayrağını yükseltiyor, dinci gericilikle hayatlarımızı kuşatanları uyarıyoruz: Hayatlarımızdan elinizi çekin!

“DEVLETİN BÜTÇESİNİ DİYANET ELİYLE TARİKAT VE CEMAATLERE PEŞKEŞ ÇEKİYOR”

2025 yılında diyanete ayrılan bütçe 130 milyar liradır. Ve sadece il 9 aylık süreçte yaklaşık 98 milyar liralık kısmı diyanet tarafından harcanmıştır. Yani her gün 359 milyon 800 bin lira bu da saatte 15 milyon harcama yapılıyor anlamına gelmektedir. 2025 yılında kadınlara ayrılan bütçe ise günlük 38 kuruştur. Okullarda çocuklara bir öğün yemeği çok görenler, devletin bütçesini diyanet eliyle tarikat ve cemaatlere peşkeş çekiyor.

“ÖZSAVUNMA UYGULAMAK ZORUNDA KALAN KADINLARA YÜKSEK CEZALAR VERİLİYOR”

Haklarımıza yönelik saldırılara her gün bir yenisi ekleniyor. Boşanmayı önleyen politikalar, nafaka hakkımızın gasp edilmeye çalışılması, miras hakkımıza göz dikilmesi ve son olarak medeni kanundan doğan haklarımızın tartışmaya açılması bizleri erkek şiddeti karşısında savunmasız bırakıyor. İktidarın kadın düşmanı politikaları, devletin şiddeti önleyecek mekanizmaları harekete geçirmemesi, erkek egemen yargı kararları, kriz ve artan yoksulluk sonucu kadınlar evde, işte, sokakta, kampüste her yerde şiddetin türlü biçimlerine maruz kalıyor. Kadın katillerinin, şiddet faillerinin yargılamalarında iyi hal ve haksız tahrik indirimleri uygulanırken, hayatta kalmak için özsavunma uygulamak zorunda kalan kadınlara yüksek cezalar veriliyor.

“ŞİDDETİNİN KARŞISINDA SUSMUYORUZ”

Bundan 4 yıl önce İstanbul sözleşmesinden bir gece de çıkılması, 6284’ün etkin uygulanmaması, fail erkeklerin cezasızlıkla ödüllendirilmesi kadınların katledilmesinin önündeki en büyük sebeptir. Faillere kurmadıkları barikatları kadınlara kuran, eşitlik-özgürlük mücadelesi veren kadınları tutuklayan, LGBTİ+ları hedef göstererek nefreti örgütleyen AKP iktidarının ve beslendiği erkek şiddetinin karşısında susmuyoruz, korkmuyoruz, birbirimizi, yaşamımızı, hayatımızı savunmaya devam ediyoruz.

“YAŞAMAK İSTİYORUZ”

Bu ülke de kadınlar Rojin’de ve Gülistan’da olduğu gibi kayıplarla, şüpheli ölümlerle karşı karşıya bırakılıyor. Şiddet faili erkekleri koruma ve aklama uğruna Can güvenliğimizin olmadığı koşullarda hayatta kalmaya çalışıyoruz. Yaşamak istiyoruz. Yalnız ve çaresiz olmadığımızı birbirimizden aldığımız güçle mücadelemizi sürdüreceğimize inanıyoruz!

“KADINLARI ÇARESİZLEŞTİREN BU SÖMÜRÜ DÜZENİNİ KABUL ETMİYORUZ”

Büyüyen işsizlik, artan yoksulluk kadına yönelik şiddeti tırmandırıyor. Kadınları giderek daha fazla oranda güvencesiz ve niteliksiz işlere mahkûm eden, bakım yüklerini arttıran, şiddeti derinleştiren, kadınları çaresizleştiren bu sömürü düzenini kabul etmiyoruz. Çok yakın bir tarihte Kocaeli Dilovası’nda kadın ve çocuk işçiler çalışmak zorunda oldukları iş yerinde yanarak öldürüldü. Göz göre göre 6 kişi denetimsizlikten ve iş güvenliği olmayan koşullar altında çalışmak zorunda bırakıldıkları için öldürüldü.

Kadın ve çocuklar sabah 8’den akşam 12’ye kadar 600 ila 800 tl lik yevmiye karşılığında çalışmak zorunda bırakıldı. Hayatlarımızın karşılığı işte bu kadar değersiz ve ucuz görülüyor. Bizler biliyoruz yaşanan bu durum tesadüf değil, bu durum iş kazası değil, iş cinayetidir. 2025 yılı içerisinde sadece MESEM’lerde ölen çocuk işçilerin sayısı 80’lere ulaşmıştır. Kadınların ve çocukların emeğini ucuz sayan katliam düzenine karşı isyandayız!

“ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMİYORUZ”

Hakkımız olanı ancak sokaklarda olarak alacağımızı, evde, işte, sokakta, hapishanede, kampüste ve yaşadığımız her yerde mücadeleyi büyütürsek kazanacağımızı biliyoruz. İstanbul sözleşmesinden, eşit işe eşit ücret talebimizden, güvenceli iş güvenli gelecek talebimizden, barış içinde yaşama talebimizden, laiklik, eşitlik ve özgürlük mücadelemizden vazgeçmiyoruz!”Antalya Kadin Platformu 25 Kasim (4)"> <a href=Antalya Kadin Platformu 25 Kasim (4)" class="detail-photo img-fluid" src="https://antalyagundemcomtr.teimg.com/antalyagundem-com-tr/uploads/2025/11/antalya-kadin-platformu-25-kasim-4.jpg" style="box-sizing:border-box; height:auto !important; max-width:100%; vertical-align:middle; width:1599px" />

( Antalya Gündem Gazetesi- Abdulrezzak Kılıç)

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.