mekan bizim almanya chat sohbet cinsel sohbet sohbet mobil sohbet türk sohbet sohbet islami chat dini chat

Milyar dolarlık davada hakimlere suç duyurusu

GÜNDEM (DHA) - Demirören Haber Ajansı | 29.12.2025 - 11:30, Güncelleme: 29.12.2025 - 11:30
 

Milyar dolarlık davada hakimlere suç duyurusu

Antalya'da milyon dolarlık arazi davasının avukatlarından Necati Yılmaz'ın davaya bakan mahkemenin 3 hakimi hakkında görevi kötüye kullanmak iddiasıyla Hakimler ve Savcılar Kurulu'na (HSK) suç duyurusunda bulunduğu, ayrıca tazminat davası açtığı bildiriliyor.

haberimizvar.net- Antalya Kadastro Mahkemesi'nin 2006 yılında kentin en değerli bölgelerinden Meltem ve Bahçelievler mahalleleri ile Konyaaltı Beach Park'ı kapsayan, Arap Süleyman, Hacı Bekirzade Mehmet Ağa ve Hazine adına tescil ettiği 2 milyon 400 bin metrekarelik arazilerle ilgili dava 67 yıldır devam ediyor. Ortaya çıkan yeni mirasçı iddiaları ve bu kapsamda mahkemelerin tedbir kararları nedeniyle davanın bazı hakimleri de şikayet konusu ve mahkemelik oldu. Hacı Bekirzade Mehmet Ağa ve Arap Süleyman'ın bazı mirasçıları adına 20 yılı aşkın süredir davayı takip eden avukat Necati Yılmaz, “Esas mevzu, aslında bu yersiz bir dava. Yargılamanın iadesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 375'inci maddesinde düzenlenir. 1958'de başlayıp 2006'da biten yargılamada verilen hükme esas alınan Arap Süleyman Ağa'nın verasetinin iptaline ilişkin bir dava açmışlar 4'üncü Sulh Hukuk Mahkemesi'nde. HMK 375'inci maddede 'O verasetin iptaline karar verilecek, karar kesinleşecek, ondan sonra yargılamanın iadesini isteyebilirsiniz' deniliyor. Oysa bu erken açılmış bir davaydı. Biz bunu defalarca Kadastro Mahkemesi'nde süren yargılama iadesi sırasında söyledik. Fakat o dönemde karar veren yetkili hakim talebimizi reddetti" dedi. SUÇ DUYURUSU Sonrasında yerine başka hakimler geldiğini, aynı taleplerini orada düzelttiklerini anlatan avukat Yılmaz, "Dedik ki, 'Bakın, burada yargılamanın iadesi talebinde bulunma koşulları oluşmamıştır henüz. 4'üncü Sulh Hukuk Mahkemesi'nde verasetin iptaline karar verilecek, bu karar kesinleşecek, ondan sonra bu müracaat yapılabilir.' HMK 379'uncu maddede, 'Bu koşul gerçekleşmeden açılan davanın usulden reddine karar veriliyor' deniliyor. 'Siz de lütfen usulden reddine karar verin' dedik. BAM 8'inci Hukuk Dairesi kabul etmedi. Kabul etmeyince ben de o dönem, 2019 yılı Şubat ayıydı, bu dosyaya bakan 3 hakimle ilgili HSK'ya suç duyurusunda bulundum" diye konuştu. 4 AYDA 4 DURUŞMA Bunun üzerine 4 ayda 4 duruşma yapılarak davanın HMK 379 uyarınca usulden reddine karar verildiğini ifade eden avukat Yılmaz, “Doğru olan buydu ve 2019 yılında verilen bu karar 2 defa BAM 8'inci Hukuk Dairesi tarafından usulü nedenlerle geri gönderildi. 'Tebligat eksik, düzenli değil' falan diye. Sonuçta 2023 yılında yine Kadastro Mahkemesi'nde yargılamayı yapan hakimin de katılımıyla bu talebimiz reddoldu. HMK 375'inci maddeye göre kesinleşmiş olması gerekirken 4'üncü Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada bir karar verilecek. O karar kesinleşecek. Ondan sonra bu dava açılması gerekirken BAM 8'inci Hukuk Dairesi verdiği kaldırma kararında davanın açılmış olmasını yeterli gördü. Dedi ki, 'Bu davanın sonucunu bekleyin.' Yani şöyle bir absürt durum ortaya çıktı. İptal kararı, hükme esas alınan bir ilamın iptaline karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi gerekirken bu başvurunun yapılmış olmasını yeterli gördü BAM 8'inci Hukuk Dairesi" dedi. YERELDEKİ HAKİM İSTİNAFTA DA DAVAYA BAKTI Yerel mahkemede yetkili olarak bu davaya bakan bir hakimin, istinaf incelemesinde aynı dosyaya bakmaması gerektiğini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: “En azından etik olarak bakmaması gerekir. Biz buna ilişkin bir dilekçe daha verdik. Dedik ki, 'Hakim, yetkili olarak bu dosyaya bakmıştır. Hatta bizim taleplerimizin de reddine karar vermiştir. Ara karar da kurmuştur. Dolayısıyla yerel mahkemedeki bir dosyaya bakan hakimin üst mahkemede bu dosyanın istinaf yahut temyiz incelemesine katılması doğru değildir. Hukuken doğru olmadığı gibi etik anlamda da doğru değildir. Bu nedenle verdiğiniz karar yok hükmündedir. Bu kararı geri alın, lütfen düzeltin. Yeniden karar verin' dedik. Ayrıca kanunun 375'inci maddesi hiçbir yoruma gerek kalmayacak kadar açık ve net. Hükme esas alınan bir mahkeme ilanının kesinleşmiş bir başka mahkeme kararı ile ortadan kalkmasına dayanıyor bu dava. Oysa davanın açılmış olmasını yeterli görüyorsunuz. HMK 46'ncı madde de hakimin hukuki sorumluluğunu gerektiriyor. HMK 46'da, 'Hiçbir yoruma hacet kalmayacak kadar açık bir kanun hükmüne aykırı hareket ederse hakim, hukuken sorumludur' deniliyor." TAZMİNAT DAVASI DA AÇILDI HMK uyarınca buradaki sorumluluğun Adalet Bakanlığı'na ait olduğunu kaydeden avukat Yılmaz, “Hakimin verdiği bu zararlardan Adalet Bakanlığı sorumlu. Biz de Adalet Bakanlığı hakkında Yargıtay 8'inci Hukuk Dairesi'nde tazminat davası açtık. 2025/2 esas sayılı dosya ile görülüyor. Karar veren başkan ve 2 üye hakim hakkında tazminat davası açtık. Onlar da davaya cevaplarını sundular. Yargılama devam ediyor. Zira Adalet Bakanlığı davayı kaybettiğinde, karar da kesinleşince bu kez hakimlere rücu hakkı var bununla ilgili" dedi. 'YARGITAY'IN ÖNÜNE GİTSE DAVA ÇÖZÜLECEK' Avukat Yılmaz, BAM 8'inci Hukuk Dairesi Başkanı ve karara katılan 2 üye hakkında HSK'ya suç duyurusunda bulunduklarını hatırlatarak, "Çünkü bu görevi kötüye kullanma. Kanun çok açık. Kanunun açık hükümlerine karşı aykırı karar veremezler. 'Ben bunu böyle yorumluyorum' diyemezler. Böyle bir hakları yok. Bu nedenle bu dava tekrar Kadastro Mahkemesi'nin önüne düştü. Yani dosya bir türlü Yargıtay'ın önüne gitmiyor. Yargıtay'ın önüne gittiğinde bu dosyanın çözüleceğini biliyoruz, görüyoruz. Açtığımız tazminat davası da tazminat almak için değil, dosyanın bir şekilde Yargıtay'ın önüne gitmesini sağlamak için" diye konuştu. 
Antalya'da milyon dolarlık arazi davasının avukatlarından Necati Yılmaz'ın davaya bakan mahkemenin 3 hakimi hakkında görevi kötüye kullanmak iddiasıyla Hakimler ve Savcılar Kurulu'na (HSK) suç duyurusunda bulunduğu, ayrıca tazminat davası açtığı bildiriliyor.

haberimizvar.net-  Antalya Kadastro Mahkemesi'nin 2006 yılında kentin en değerli bölgelerinden Meltem ve Bahçelievler mahalleleri ile Konyaaltı Beach Park'ı kapsayan, Arap Süleyman, Hacı Bekirzade Mehmet Ağa ve Hazine adına tescil ettiği 2 milyon 400 bin metrekarelik arazilerle ilgili dava 67 yıldır devam ediyor. Ortaya çıkan yeni mirasçı iddiaları ve bu kapsamda mahkemelerin tedbir kararları nedeniyle davanın bazı hakimleri de şikayet konusu ve mahkemelik oldu.

Hacı Bekirzade Mehmet Ağa ve Arap Süleyman'ın bazı mirasçıları adına 20 yılı aşkın süredir davayı takip eden avukat Necati Yılmaz, “Esas mevzu, aslında bu yersiz bir dava. Yargılamanın iadesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 375'inci maddesinde düzenlenir. 1958'de başlayıp 2006'da biten yargılamada verilen hükme esas alınan Arap Süleyman Ağa'nın verasetinin iptaline ilişkin bir dava açmışlar 4'üncü Sulh Hukuk Mahkemesi'nde. HMK 375'inci maddede 'O verasetin iptaline karar verilecek, karar kesinleşecek, ondan sonra yargılamanın iadesini isteyebilirsiniz' deniliyor. Oysa bu erken açılmış bir davaydı. Biz bunu defalarca Kadastro Mahkemesi'nde süren yargılama iadesi sırasında söyledik. Fakat o dönemde karar veren yetkili hakim talebimizi reddetti" dedi.

SUÇ DUYURUSU

Sonrasında yerine başka hakimler geldiğini, aynı taleplerini orada düzelttiklerini anlatan avukat Yılmaz, "Dedik ki, 'Bakın, burada yargılamanın iadesi talebinde bulunma koşulları oluşmamıştır henüz. 4'üncü Sulh Hukuk Mahkemesi'nde verasetin iptaline karar verilecek, bu karar kesinleşecek, ondan sonra bu müracaat yapılabilir.' HMK 379'uncu maddede, 'Bu koşul gerçekleşmeden açılan davanın usulden reddine karar veriliyor' deniliyor. 'Siz de lütfen usulden reddine karar verin' dedik. BAM 8'inci Hukuk Dairesi kabul etmedi. Kabul etmeyince ben de o dönem, 2019 yılı Şubat ayıydı, bu dosyaya bakan 3 hakimle ilgili HSK'ya suç duyurusunda bulundum" diye konuştu.

4 AYDA 4 DURUŞMA

Bunun üzerine 4 ayda 4 duruşma yapılarak davanın HMK 379 uyarınca usulden reddine karar verildiğini ifade eden avukat Yılmaz, “Doğru olan buydu ve 2019 yılında verilen bu karar 2 defa BAM 8'inci Hukuk Dairesi tarafından usulü nedenlerle geri gönderildi. 'Tebligat eksik, düzenli değil' falan diye. Sonuçta 2023 yılında yine Kadastro Mahkemesi'nde yargılamayı yapan hakimin de katılımıyla bu talebimiz reddoldu.

HMK 375'inci maddeye göre kesinleşmiş olması gerekirken 4'üncü Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada bir karar verilecek. O karar kesinleşecek. Ondan sonra bu dava açılması gerekirken BAM 8'inci Hukuk Dairesi verdiği kaldırma kararında davanın açılmış olmasını yeterli gördü. Dedi ki, 'Bu davanın sonucunu bekleyin.' Yani şöyle bir absürt durum ortaya çıktı. İptal kararı, hükme esas alınan bir ilamın iptaline karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi gerekirken bu başvurunun yapılmış olmasını yeterli gördü BAM 8'inci Hukuk Dairesi" dedi.

YERELDEKİ HAKİM İSTİNAFTA DA DAVAYA BAKTI

Yerel mahkemede yetkili olarak bu davaya bakan bir hakimin, istinaf incelemesinde aynı dosyaya bakmaması gerektiğini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: “En azından etik olarak bakmaması gerekir. Biz buna ilişkin bir dilekçe daha verdik. Dedik ki, 'Hakim, yetkili olarak bu dosyaya bakmıştır. Hatta bizim taleplerimizin de reddine karar vermiştir. Ara karar da kurmuştur. Dolayısıyla yerel mahkemedeki bir dosyaya bakan hakimin üst mahkemede bu dosyanın istinaf yahut temyiz incelemesine katılması doğru değildir. Hukuken doğru olmadığı gibi etik anlamda da doğru değildir.

Bu nedenle verdiğiniz karar yok hükmündedir. Bu kararı geri alın, lütfen düzeltin. Yeniden karar verin' dedik. Ayrıca kanunun 375'inci maddesi hiçbir yoruma gerek kalmayacak kadar açık ve net. Hükme esas alınan bir mahkeme ilanının kesinleşmiş bir başka mahkeme kararı ile ortadan kalkmasına dayanıyor bu dava. Oysa davanın açılmış olmasını yeterli görüyorsunuz. HMK 46'ncı madde de hakimin hukuki sorumluluğunu gerektiriyor. HMK 46'da, 'Hiçbir yoruma hacet kalmayacak kadar açık bir kanun hükmüne aykırı hareket ederse hakim, hukuken sorumludur' deniliyor."

TAZMİNAT DAVASI DA AÇILDI

HMK uyarınca buradaki sorumluluğun Adalet Bakanlığı'na ait olduğunu kaydeden avukat Yılmaz, “Hakimin verdiği bu zararlardan Adalet Bakanlığı sorumlu. Biz de Adalet Bakanlığı hakkında Yargıtay 8'inci Hukuk Dairesi'nde tazminat davası açtık. 2025/2 esas sayılı dosya ile görülüyor. Karar veren başkan ve 2 üye hakim hakkında tazminat davası açtık. Onlar da davaya cevaplarını sundular. Yargılama devam ediyor. Zira Adalet Bakanlığı davayı kaybettiğinde, karar da kesinleşince bu kez hakimlere rücu hakkı var bununla ilgili" dedi.

'YARGITAY'IN ÖNÜNE GİTSE DAVA ÇÖZÜLECEK'

Avukat Yılmaz, BAM 8'inci Hukuk Dairesi Başkanı ve karara katılan 2 üye hakkında HSK'ya suç duyurusunda bulunduklarını hatırlatarak, "Çünkü bu görevi kötüye kullanma. Kanun çok açık. Kanunun açık hükümlerine karşı aykırı karar veremezler. 'Ben bunu böyle yorumluyorum' diyemezler. Böyle bir hakları yok. Bu nedenle bu dava tekrar Kadastro Mahkemesi'nin önüne düştü. Yani dosya bir türlü Yargıtay'ın önüne gitmiyor. Yargıtay'ın önüne gittiğinde bu dosyanın çözüleceğini biliyoruz, görüyoruz. Açtığımız tazminat davası da tazminat almak için değil, dosyanın bir şekilde Yargıtay'ın önüne gitmesini sağlamak için" diye konuştu. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.