MUHARREM İNCE'YE MEKTUP

Sevgili Muharrem İnce Hocam; Son günlerde adınızın geçtiği gündemi üzülerek takip ediyoruz. Haksızlığa uğradığınızı düşünüyor olsanız da gençlik kollarından yetişip, İl Başkanlığı, Milletvekilliği, Genel Başkan Yardımcılığı, Grup Başkan Vekilliği ve son olarak Cumhurbaşkanı adaylığı yaptığınız partimizin karşısında yer alacak olma ihtimaliniz bizleri derinden yaralıyor! İktidar Partisi'nin dibe vurduğu, zamanında her türlü hakareti ettikleri Millet İttifakı'nda ki partilere davetlerinden belliyken ve Atatürk'ün emaneti olan partimizin yerel seçimlerde yarattığı rüzgarla iktidara en yakın olduğumuz bu dönemde sizlerin bu yürüyüşe köstek olabileceğiniz düşüncesi bizleri kahrediyor! Siz ki Cumhurbaşkanı adayı olduğunuz süreçte bir çok insana umut oldunuz. Bir çok apolitik gencimiz sizin sayenizde siyasetle ilgilenir, ülke meselelerine kafa yorar hale geldi! Şimdi o insanları, o gençleri tekrardan umutsuzluğa itmeye hakkınız yok! Çekirdekten yetiştiğiniz partimizde, Genel Başkanlık haricinde bütün makamlarda bulundunuz. Yıllarını, tüm hayatını partimize adamış, malını, mülkünü bu uğurda kaybetmiş ama mahalle delegesi bile olamamış bir çok koca yürekli Cumhuriyet Halk Partili tanıyorum! Baraj altında kaldığımız dönemde Yalova Cumhuriyet Meydanı'na tek başınıza çelenk koyduğunuz günleri unutmayın! Sizi siz yapan, Yalova'lı Öğretmen Muharrem İnce'yi gönlümüzün Cumhurbaşkanı Muharrem İnce yapan partimize ve bizlere hatta kendinize bu kötülüğü yapmayın! Ömrünüzün sonuna kadar bir daha hiçbir makamda bulunamayacak olsanız bile, siz 2018'de bu ülkeye umut olmuş bir fizik öğretmeni olarak anılmaya devam edeceksiniz. Çocuklarınıza bırakacağınız böyle kutlu bir miras varken, bir hırs uğruna bu mirası yakıp yıkmayın! Mektubumun sonunda size Mevlana'nın dizelerini biraz değiştirerek seslenmek istiyorum; Sevgilerimle..   Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme! Başka bir parti kurmaya meylediyorsun, etme!   Çalma bizden bizi, gitme o ellere doğru, Hayatlarımıza yara veriyorsun, etme!   Bütün ülke yoldaş olmuşken yolunda, Bizi öyle harab, öyle alt üst ediyorsun, etme!   Sen yüz çevirecek olsan, haykırırız arkandan, Ama sen evimizi yıkmaya kastediyorsun, etme!   Şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize, Sen zehri şeker, şekeri zehrediyorsun etme!   İsyan et ey Hocam, ama söz söylenecek an değil,   Sen bizden vazgeçip, haramilere yardım ediyorsun, ETME..