Para için değil, halk için oynamak

SPOR 04.12.2020 - 11:22, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:06
 

Para için değil, halk için oynamak

4 Aralık Socrates'in ölüm yıldönümü olması... Biz de para için değil halkı için oynayan Socrates'i hatırlayalım o halde. Bugün futbol izlenmeyecek  bir hal aldı. Futbolun içinde dönen paralar, şikeler, şovlar, ırkçılık vb. birçok başlık tüm kirliliği ile kendisini gösteriyor. Aslında şaşırmamak gerekiyor. Çünkü vahşileşen kapitalizm ile birlikte futbol da ''endüstriyelleşme' ile birlikte nasibini alıyor. Futbolun bu kadar endüstriyelleşmesi ile birlikte futbolcular ırkçıklık, cinsiyetçilik gibi çirkinliklerle gündeme geliyor. Futbolcular bu çirkin düzende halkı için değil para için oynuyor. 4 Aralık Socrates'in ölüm yıldönümü olması... Biz de para için değil halkı için oynayan Socrates'i hatırlayalım o halde. Peki kimdir Doktor Socrates? Yaşadığı dönemde neler yapmıştır? Hayranlık duyduğu devrimciler kimlerdir? Henüz futbol bu kadar endüstiri haline gelmemiş iken birileri de para için değil halk için oynuyordu. Brezilya'da Doktor Socrates bu düşüncenin öncülerinden biri oldu. 1964 Brezilya darbesi sırasında babasının Bolşevik devrimini anlatan bir kitabı ortadan kaldırmasına, yakmasına şahitlik eden bir çocuk olan Socretes, sosyalizm fikri ile ilk olarak burada karşılaştı. Diktatörlüğe ve kapitalizme başkaldırarak büyüdü. Socrates, 1974-1978 yılları arasında Botafogo (1974-1978), 1978-1984 yılları arasında Corinthians (1978-1984) ve 1984-1985 yılları arasında Fiorentina formalarını giymişti. 1982 ve 1986 Dünya Kupalarında Brezilya Milli Takımı’nın kaptanlığını yapmıştı. Bu yıllarda onun emekten yana karekteri emekçi halkın gözünde eşsiz bir kişilik, bir sembol haline getirdi. Sokrates 1984 yılında “Hak Şimdi!” (Direta Já!) sloganıyla ülkede seçimlerin düzenlenmesi için başlatılan kampanyaya katıldı. Moda olan saç bandıyla tanınan Sokrates sahaya demokrasi yazılı saç bandı ve tişörtle çıkarak dikkatleri üzerine çekti. Ayrıca oynadığı São Paulo takımı olan Corinthians’ta futbolcuların yönetimde söz sahibi olabilmesi için “Corintianslı Demokrasisi” hareketini başlattı. Bu "demokrasi” mücadelesinde amaç futbolcu, işçi ve yönetimin, eşit oy hakkıyla, kontrat, yükselme ve göreve son verme gibi değişikliklerde karar sahibi olmasını sağlamaktı. Socretes, ‘Başkanı seçmek istiyorum’ ya da ‘Haklar Şimdi’ derken, boyun eğmek gibi bir eğilimi bulunmuyordu. Bu davranışları Brezilya futbolunda büyük etki yaratmış. Öyle ki Takımı Corinthians, diktatörlük döneminde takım formasına slogan yazan tek kulüptü. Bu mücaledesi ile de kulübe bir sosyoloğun futbol direktörü olmasını sağlamışlardı. Küba ve Venezuela'nın dostu Venezuela’da Chavez öncülüğünde Bolivarcı ülkenin sporla alakalı sosyal politikalarında görev almaktan mutluluk duyacağını belirten Socrates, Küba’ya da futbolla alakalı bir seyahat gerçekleştirmişti. Bu seyahatinden sonra Brezilya televizyonlarının popüler isimlerinden Joca Kufouri’ye Küba’yı övmüş, kendisinin ve ailesinin Küba’da yaşamaktan keyif alacağını, Latin Amerika’nın insanlık adına en fazla gelişmeye imza atan sosyalist ülkesinin eksik tanındığından bahsetmiş ve Fidel’le birlikte Sosyalist Küba’nın 60 yıldır büyük düşmana karşı ayakta kalmaya devam ettiğini ve gerçek demokrasiye sahip olduğunu vurgulamıştı. Socrates, yalnızca futboldaki becerisi ile ön plana çıkan bir ‘futbolcu’ olmadı hiç. Onun yaşamına anlam katan, mücadeleci kimliği ve sporu bir mücadele alanı olarak tanımlayabilmesiydi. Bununla ilgili düşüncelerini şöyle ifade ediyordu. “Benim üç tane idolüm vardı; Che Guevara, Fidel Castro ve John Lennon” … Hatta bu büyük sevgisinden dolayı oğluna Fidel ismi koymuştu. Futbol'un filozofu Kendisine takılan ‘Futbolun filozofu’ ünvanı, yalnızca felsefeci Sokrates ile olan isim benzerliği, muazzam futbol görüşü, bilgisi ve pratiği değildi. Aynı zamanda tıptan felsefeye uzanan geniş bir entelektüel birikimiydi de. Socrates, Che Guevera gibi bir doktordu. Felsefe alanında doktora yapmıştı. Bugün futbol dışında başka işle uğraşmamak her ne kadar profesyonelleşmenin gereği olarak görülse de Socrates bu duruma şu sözlerle karşı çıkıyordu: Ben futbol oynarken aynı zamanda tıp okuyordum. Herkesten daha çok yenilikçi olmak zorundaydım. Eğer tıp okumamış olsaydım, yetenekleri daha sınırlı bir oyuncu olurdum. Brezilyanın fakir semtlerinde, mahallerinde dolaşır; hasta ve yardıma muhtaçların tedavilerine bir sosyalist bir doktor olarak katkıda bulunurdu. Sokrates, futbolu bırakmasının ardından spor hekimliği yapmıştı. Sokrates, 2011 yılında 57 yaşında iken  tedavi gördüğü Sao Paulo'daki Albert Einstein Hastanesi'nde hayatını kaybetti. "Yüce Sıska Adam" "Futbolun içinde siyasetin ne işi olabilir, sen topunu oyna" diyenlere inat mücadelen bir adım bile geri atmadı. Sıkı da bir Corinthians taraftarıydı. Hem de ‘Corinthians’ın şampiyon olduğu bir günde ölmek istiyorum’ diyecek kadar. O gün, Dr. Socrates’in bir dileği daha gerçekleşmişti aslında öldüğü gün şampiyon, Corinthians olmuştu. Corinthianslılar Socrates’e karşılaşma öncesi unutulmayacak bir tören düzenlendi ve Corinthians’ın zaferi efsane sıska adama adandı. Socrates'i Brezilyalılar iki lakap ile çağırıyordu. Doktor en çok bilinen ve kullanılan lakabı, aynı zamanda unvanıydı. Diğeri ise "Magrão", yani "Yüce Sıska Adam"dı ve tribünler onu sonsuzluğa uğurlarken bu isimle çağırdılar. Ligdeki tüm maçlarda saygı duruşunda bulunuldu. Corinthians’lı futbolcular Doktor’un klasikleşen gol sevincini hatırlatarak sağ yumruklarını taraftarlarla birlikte havaya kaldırdılar. Pankartlar ve bayraklar efsane futbolcu için dalgalandı. Bir tarafta Türkiye ve dünyadaki utanç verici "futbol" figürleri dururken, onların karşısında Socrates ve Maradonalar elbette olacaktır. Biz de Sócrates'i  Baba Hakkı'yı, Metin Oktay'ı, Lefter Küçükandonyadis'i anlatmak ısrarımızı sürdürmeliyiz. Sporu da yeniden üreteceğimiz bir düzen için, bize Socrates’ten ve nicelerinden miras olarak ‘boyun eğmemek’ ve mücadele etmek düşüyor. Kaynak: Ali Mert Canel  / Sol Haber

4 Aralık Socrates'in ölüm yıldönümü olması... Biz de para için değil halkı için oynayan Socrates'i hatırlayalım o halde.

Bugün futbol izlenmeyecek  bir hal aldı. Futbolun içinde dönen paralar, şikeler, şovlar, ırkçılık vb. birçok başlık tüm kirliliği ile kendisini gösteriyor. Aslında şaşırmamak gerekiyor. Çünkü vahşileşen kapitalizm ile birlikte futbol da ''endüstriyelleşme' ile birlikte nasibini alıyor. Futbolun bu kadar endüstriyelleşmesi ile birlikte futbolcular ırkçıklık, cinsiyetçilik gibi çirkinliklerle gündeme geliyor. Futbolcular bu çirkin düzende halkı için değil para için oynuyor. 4 Aralık Socrates'in ölüm yıldönümü olması... Biz de para için değil halkı için oynayan Socrates'i hatırlayalım o halde.

Peki kimdir Doktor Socrates?

Yaşadığı dönemde neler yapmıştır?

Hayranlık duyduğu devrimciler kimlerdir?

Henüz futbol bu kadar endüstiri haline gelmemiş iken birileri de para için değil halk için oynuyordu. Brezilya'da Doktor Socrates bu düşüncenin öncülerinden biri oldu.

1964 Brezilya darbesi sırasında babasının Bolşevik devrimini anlatan bir kitabı ortadan kaldırmasına, yakmasına şahitlik eden bir çocuk olan Socretes, sosyalizm fikri ile ilk olarak burada karşılaştı. Diktatörlüğe ve kapitalizme başkaldırarak büyüdü.

Socrates, 1974-1978 yılları arasında Botafogo (1974-1978), 1978-1984 yılları arasında Corinthians (1978-1984) ve 1984-1985 yılları arasında Fiorentina formalarını giymişti. 1982 ve 1986 Dünya Kupalarında Brezilya Milli Takımı’nın kaptanlığını yapmıştı.

Bu yıllarda onun emekten yana karekteri emekçi halkın gözünde eşsiz bir kişilik, bir sembol haline getirdi. Sokrates 1984 yılında “Hak Şimdi!” (Direta Já!) sloganıyla ülkede seçimlerin düzenlenmesi için başlatılan kampanyaya katıldı. Moda olan saç bandıyla tanınan Sokrates sahaya demokrasi yazılı saç bandı ve tişörtle çıkarak dikkatleri üzerine çekti. Ayrıca oynadığı São Paulo takımı olan Corinthians’ta futbolcuların yönetimde söz sahibi olabilmesi için “Corintianslı Demokrasisi” hareketini başlattı. Bu "demokrasi” mücadelesinde amaç futbolcu, işçi ve yönetimin, eşit oy hakkıyla, kontrat, yükselme ve göreve son verme gibi değişikliklerde karar sahibi olmasını sağlamaktı.

Socretes, ‘Başkanı seçmek istiyorum’ ya da ‘Haklar Şimdi’ derken, boyun eğmek gibi bir eğilimi bulunmuyordu. Bu davranışları Brezilya futbolunda büyük etki yaratmış. Öyle ki Takımı Corinthians, diktatörlük döneminde takım formasına slogan yazan tek kulüptü. Bu mücaledesi ile de kulübe bir sosyoloğun futbol direktörü olmasını sağlamışlardı.

Küba ve Venezuela'nın dostu
Venezuela’da Chavez öncülüğünde Bolivarcı ülkenin sporla alakalı sosyal politikalarında görev almaktan mutluluk duyacağını belirten Socrates, Küba’ya da futbolla alakalı bir seyahat gerçekleştirmişti.

Bu seyahatinden sonra Brezilya televizyonlarının popüler isimlerinden Joca Kufouri’ye Küba’yı övmüş, kendisinin ve ailesinin Küba’da yaşamaktan keyif alacağını, Latin Amerika’nın insanlık adına en fazla gelişmeye imza atan sosyalist ülkesinin eksik tanındığından bahsetmiş ve Fidel’le birlikte Sosyalist Küba’nın 60 yıldır büyük düşmana karşı ayakta kalmaya devam ettiğini ve gerçek demokrasiye sahip olduğunu vurgulamıştı.

Socrates, yalnızca futboldaki becerisi ile ön plana çıkan bir ‘futbolcu’ olmadı hiç. Onun yaşamına anlam katan, mücadeleci kimliği ve sporu bir mücadele alanı olarak tanımlayabilmesiydi. Bununla ilgili düşüncelerini şöyle ifade ediyordu.

“Benim üç tane idolüm vardı; Che Guevara, Fidel Castro ve John Lennon” …

Hatta bu büyük sevgisinden dolayı oğluna Fidel ismi koymuştu.

Futbol'un filozofu
Kendisine takılan ‘Futbolun filozofu’ ünvanı, yalnızca felsefeci Sokrates ile olan isim benzerliği, muazzam futbol görüşü, bilgisi ve pratiği değildi. Aynı zamanda tıptan felsefeye uzanan geniş bir entelektüel birikimiydi de.

Socrates, Che Guevera gibi bir doktordu. Felsefe alanında doktora yapmıştı. Bugün futbol dışında başka işle uğraşmamak her ne kadar profesyonelleşmenin gereği olarak görülse de Socrates bu duruma şu sözlerle karşı çıkıyordu: Ben futbol oynarken aynı zamanda tıp okuyordum. Herkesten daha çok yenilikçi olmak zorundaydım. Eğer tıp okumamış olsaydım, yetenekleri daha sınırlı bir oyuncu olurdum. Brezilyanın fakir semtlerinde, mahallerinde dolaşır; hasta ve yardıma muhtaçların tedavilerine bir sosyalist bir doktor olarak katkıda bulunurdu. Sokrates, futbolu bırakmasının ardından spor hekimliği yapmıştı. Sokrates, 2011 yılında 57 yaşında iken  tedavi gördüğü Sao Paulo'daki Albert Einstein Hastanesi'nde hayatını kaybetti.

"Yüce Sıska Adam"
"Futbolun içinde siyasetin ne işi olabilir, sen topunu oyna" diyenlere inat mücadelen bir adım bile geri atmadı. Sıkı da bir Corinthians taraftarıydı. Hem de ‘Corinthians’ın şampiyon olduğu bir günde ölmek istiyorum’ diyecek kadar. O gün, Dr. Socrates’in bir dileği daha gerçekleşmişti aslında öldüğü gün şampiyon, Corinthians olmuştu. Corinthianslılar Socrates’e karşılaşma öncesi unutulmayacak bir tören düzenlendi ve Corinthians’ın zaferi efsane sıska adama adandı. Socrates'i Brezilyalılar iki lakap ile çağırıyordu. Doktor en çok bilinen ve kullanılan lakabı, aynı zamanda unvanıydı. Diğeri ise "Magrão", yani "Yüce Sıska Adam"dı ve tribünler onu sonsuzluğa uğurlarken bu isimle çağırdılar. Ligdeki tüm maçlarda saygı duruşunda bulunuldu. Corinthians’lı futbolcular Doktor’un klasikleşen gol sevincini hatırlatarak sağ yumruklarını taraftarlarla birlikte havaya kaldırdılar. Pankartlar ve bayraklar efsane futbolcu için dalgalandı. Bir tarafta Türkiye ve dünyadaki utanç verici "futbol" figürleri dururken, onların karşısında Socrates ve Maradonalar elbette olacaktır. Biz de Sócrates'i  Baba Hakkı'yı, Metin Oktay'ı, Lefter Küçükandonyadis'i anlatmak ısrarımızı sürdürmeliyiz. Sporu da yeniden üreteceğimiz bir düzen için, bize Socrates’ten ve nicelerinden miras olarak ‘boyun eğmemek’ ve mücadele etmek düşüyor.
Kaynak: Ali Mert Canel  / Sol Haber

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.