Törenin ekonomi politiği (TÖRE ÜZERİNE TEZLER)

Töre, Türkçü - ülkücü olduğunu iddia edenlerin kutsadığı, solcu - sosyalist olduğunu iddia edenlerinse öcü muamelesi yaptığı ama her iki grubun da ne olduğunu tam olarak bilmediği bir kavram.   Solcu-sosyaslalist olduğunu iddia edenler için Töre ve onun etrafında şekillenen toplumsal yapı yasak alandır. Daha da vahimi Töreyi kutsayan Türkçü-Ülkücü kesim de bu çok önemli meseleyi slogana hapsederek işlevsizleştirmiştir.    Bu kapsamlı çalışma Dr.Ozan Giray Şahin'in doktora tezi. Dr. Şahin, çoğu kez ideolojik nedenlerle çalışılmayan, üzerinde kafa yorulmayan bir kavram üzerinde çalışmış.      Çalışma bize; Türk dünyasına, Türkolojiye yeniden bakmayı; Batı’nın dayattığı tarih anlayışına dayalı tezleri sorgulamayı öğretiyor.     Dr. Şahin kitabın giriş bölümünde şöyle diyor" Daha acısı ise intelijensiyanın azımsanmayacak bir kısmı temelde Türk tarihi, özellikle de Orta Asya Türk tarihi hakkında burjuva söylemi içinde üretilen bilgiyi bile talep etmemesi, bahsi geçen bilgi alanına basitçe yok muamelesi yapmasıdır. 1990 sonrasının liberal-çoğulcu kimlik politikalarının etkisi altında intelijensiyanın belirli bir kesimi Türk tarihi üzerine okumayı ve çalışmayı bir zul addetmekte, bundan kaçınmakta, şayet okurken görünürse diye korkmakta, Türk tarihinden utanmaktadır."    Kitap bize, MÖ IV. Binyıldan MS XIV Yüzyıla uzanan bir tarih aralığında Asya bozkırlarından Anadolu'ya uzanan bir hatta Göçer toplumu, onların oluşturduğu toplumdan yapıların ve en nihayetinde devletlerin kuruluş ve işleyişlerini anlatıyor.      Türk devlet geleneğini, Hun Boy Birliğinden Türkiye Cumhuriyeti'ne Türklerin devlet organizasyonlarını, Birinci Dünya Savaşı sonrası Kuvvayi Milliye hareketini hatta günümüzde olup bitenleri anlamak için TÖREyi çok iyi anlamak gerektiğini anlatıyor bize kitap.     Dr. Şahin'in deyişiyle " Türk tarihinin özellikle 'sol aydın' için karanlıktan başka bir şeye denk düşmemesi"ne rağmen kitap Marksist metodolojiyi kullanarak Töreyi, göçer üretim tarzını ve Türk tarihini izah etmeye çalışıyor.     En nihayetinde bu kitap, Orta Aysa göçerlerini ve özellikle de göçer Türkleri barbarlar olarak gören batı merkezli tarih anlayışına ve bu anlayışın müstemleke valiliğini yapanlara tokat gibi bilimsel bir cevaptır.