Hangi hücum futbolu

haberimizvar.net- Antalyaspor yeni teknik direktörü Stjepan Tomas ile ilk lig maçını oynadı. Ligin vasat takımlarından Gaziantep FK karşısında öncekine göre bambaşka bir oyun anlayışıyla sahaya yayılan Antalyaspor ne yazık ki beklenen performansı gösteremedi ve 1 puanı son dakikalarda kurtardı. Tomas’ın ilk röportajında hücum oynatacağım demesinden duyduğum tedirginliğim haklı çıktı.   Maçın başlarında kontrolsüz ve dağınık hücum denemelerinde kaptırılan toplar Antalyaspor defansının dengesiz yakalanmasına neden oldu. Gaziantep takımı yerine daha oturmuş bir takım olsa erken yenecek bir gol işleri daha kötü noktaya taşıyabilirdi. Bu anlamda Antalyaspor’un yeni hocasının ilk maçında oynattığı oyuna kumar denilebilir. Futbolda takımlar, maçın akışına ya da mevcut imkanlar gözetilerek rakibin durumuna göre bazen kumar oynamak zorunda kalabilir. Ama dün akşam sahada gördüğümüz başka bir şey. Başlı başına oyun yapınızı kumar üzerine kurmak kaybettirir.   Antalyaspor’un dün akşam uygulamaya çalıştığı 3-5-2 dizilişi bilinen sistemlerin içinde risk faktörü belki de en yüksek olanı. Ama Kumar derken bunu kastetmiyorum, çünkü risk başka bir kavram. Risk unsurlarına karşı önlem alırsanız hata olasılığı düşer ve sistem verimli hale gelir. Bunu yapmazsanız kumar olur.   Defans kurgusu konusunda çok yorum yapmak istemiyorum çünkü eldeki malzeme defansif olarak kısıtlı. Defans hattı dün akşam geniş alanda atletik hücumculara karşı yine de iyi mücadele etti. Takımın orta sahada ve ileride yeterince topa sahip olamaması ve kontrolsüz hücumlar sonucunda çok top kaybetmesinden dolayı onlara çok iş düştü. Böyle maçlarda bu kalibrede bir defansın kritik hatalar yapması kaçınılmaz, bu yüzden hiçbirine kızmamak lazım. Bahadır da bu yıpranma sonucu sakatlanarak oyundan çıktı zaten. İlk kez oynadıkları üçlü defansı da minimum hatayla kapattılar. Sağ ve sol stoperler çizgiyi de kollamak zorunda bu sistemde ve atağın geldiği yöne göre bu üçlünün kayması gerekiyor. Merkezden gelen ataklarda ise üçlüden bir tanesi biraz daha önde karşılamak durumunda. Dolayısıyla çok pratik edilmesi gereken bir yapı var. Antalyaspor defans kumarından karlı çıktı diyebiliriz bir gol yiyerek. Ama önde top tutamama zaafı uzun vadede bu kumarı kaybettirir.   Beşli orta saha ise bu sistemin omurgası. En çok üzerinde çalışılması gereken yer burası. Tahtaya 5 kişi yazmakla iş bitmiyor. Orta sahayı hızlı geçme işi ise israftan başka bir şey değil. En çok adamı yazdığın yeri hiç etmek nasıl bir mantık anlamak güç. Hakan Özmert hala ayağına gelen her topla dikine katedecek ya da uzun oynayacaksa ne gerek var 5’li orta sahaya. O bölgede daha fazla hazırlık pası yapmalısınız ve topa hükmederek oyunun temposunu ayarlamanız lazım. Bu sistemde baş aktör olması gereken Fredy ise yine yedekte maalesef. Hızlı hücumla ya da ileride tempo yaparak bir şekilde topu ceza sahasına sokma ve bitirici vuruş anlayışı bu sistemin meyvesi olamaz. Bu anlayışla da Blanco’dan verim alamazsınız. Yani ortada bu ne perhiz bu ne lahana turşusu durumu var.   Yapılması gereken ya da umduğumuz şey ilk başta yeni sistem ile oyuncu karakterlerinin birbirine uyumunu sağlamak. Aksi taktirde her maç ikişer üçer oyuncuları rezil eder taraftarın önüne atar durursunuz. Malum taraftar yapımız da birisinin tepesine binmeyi, günah keçisi ilan etmeyi sever. Pas kalitesini ve sayısını artırmadan, topu rakibe daha az göstermeden bu sistem işlemez. Kilit oyuncuları doğru seçmez ve oyununuz onların meziyetlerine yatkın bir oyun yapısına evrilmez, risk unsurlarını doğru değerlendirip önlem almazsanız Bülent Korkmaz sistemiyle vasatın biraz altı ile biraz üstü arasında salınırsınız ama bu sistemde tarumar olursunuz. Top oynamadan hücum futbolu oynanmaz, daha doğrusu top oynamaya çalışırsanız kadronuzun kalitesi oranında doğal olarak hücum futbolu oynamış olursunuz.