Türel Antalyalıları ne sanıyor?

23.01.2020 - 17:35, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

Türel Antalyalıları ne sanıyor?

Konyaaltı sahili 5 yıl öncesine kadar Konyaaltı Belediyesi’ne aitti. AKP’li Türel koltuğuna oturur oturmaz ilk el attığı konulardan biri, CHP’li Konyaaltı Belediyesi tarafından işletilen bu sahile el atmak oldu. Konyaaltı’nın belediye başkanı da Muhittin Böcek’ti. Başka Böcek bir zamanlar mafyanın, karanlık grupların elinden kurtardığı sahili bırakmamak için çırpındı, kamuoyu oluşturmaya çalıştı; ama nafile… Karşısında bir dudağı yerde, bir dudağı gökte AKP iktidarı vardı malum. Türel bütün işletmeleri kaldırıp sahili halka bedava yaptı önce. Büyükşehir Belediyesi ücretsiz şezlonglar koydu plajlara. Fakat yürümedi. Millet şezlongları ya kırdı, ya da evine götürüp balkon sefası yaptı. Bunun üzerine de Konyaaltı sahil projesi başladı. Fazla itiraz edilmeyecek, güzel, eli yüzü düzgün bir projeydi. İtiraz edilecek en önemli kısmıysa sahile özel işletmelerin yeniden dönmesi, plajların halka kapatılmasıydı. ‘Kapanmayacak’ dediler, ama uygulama öyle olmadı.   Hülya Koçyiğit’in damadına kıyak   Tabii bu kadarla da sınırlı kalmadı işgal…  Türel döneminde Büyükşehir Belediyesi 254 milyon 289 bin 127 lira harcayarak Konyaaltı Sahil Projesi’ni hayata geçirdi. Bu rakam ne kadar gerçekçi, ne kadar şişirme, kimler nemalandı, kimler beslendi, o ayrı bir tartışma konusu. Bunlar da zamanla ortaya çıkacaktır. Biz bugünün tartışmasına gelelim. Sahile bu kadar para gömen Büyükşehir Belediyesi işletmesi için ihaleye çıktı. İhaleye tek firma katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP iktidarına methiyeler düzen, emekli maaşlarının ülkeyi batırdığını söyleyen Hülya Koçyiğit’in damadına ait Alkoçlar tek başına katıldı firmaya. Belediyeye dosya kağıdı bile alırken en az 3 firma şartı isteniyor; ama ne hikmetse milyonluk ihalede bu şart aranmadı. Damat Ender Alkoçlar’a 8.5 milyona verildi sahil. İşletme deyip de geçmeyin, içinde 30 büfe, 26 şezlong-şemsiye alanı, 40 işyeri, 2 kafe, 1 çay bahçesi ve 12 tuvalet var. Antalya’nın en merkezi yeri… Yazın insan kaynıyor mekanlar… Para basıyor resmen…   Çivi bile çakmadan milyonlarca para   Peki işletmeyi alan şirket ne yapacak? Hiçbir şey… Sahilin bakımı, onarımı, temizliği, güvenliği yine Büyükşehir Belediyesi’ne ait… Belediye bu nedenle 2 yılda 15 milyonluk ekstra harcama yaptı. 28 yıllığına sahili kiralayan Alkoçlar ise tek çivi bile çakmadan mekanları başkalarına kiraladı. Yani resmen Konyaaltı sahiline çöktüler. Kiracılardan tahsil ettikleri paraların bir kısmıyla Büyükşehir’e ödeme yaptılar, kalanını da cebe attılar. İşte iptal edilen ihale bu… Antalyalının sırtından servetine servet katanlara ‘dur’ denildi. Antalya’nın parasıyla yapılan plajlar, tesisler, işletmeler yine Antalyalılara geçecek. Sahilin yağlı kısmı kamuya kalacak. İşte Muhittin Böcek’e bu yüzden saldırıyorlar. Sanki sahil projesi iptal edilmiş, tesisler, büfeler, yeşil alanlar, otoparklar yerle bir edilecekmiş gibi bir hava estiriliyor. Oysa tam aksine, Büyükşehir’den yapılan açıklamada, alt kiracılarla devam edileceği özellikle belirtildi. Yani sahilin kanını emen bir keneden kurtulduk, onun dışında her şey yerli yerinde duruyor.   Muhittin Böcek başka ne yapmalıydı?   Şimdi en başa dönelim: 5 yıl önce Konyaaltı sahili elinden alınan Muhittin Böcek’in Antalyalıların oylarıyla Büyükşehir koltuğuna oturduğunda ne yapması bekleniyordu? Kendi rızası olmadan kurulan bu düzene göz yumması, ‘eyvallah’ demesi mi bekleniyordu? Türel döneminde dağıtılan rantlara ses çıkartmaması, hatta kendisinin de bu mekanizmanın parçası mı olması gerekiyordu? Bu tezgah, bu proje, bu işletme anlayışı doğru olsaydı Türel seçimleri kaybetmezdi. Türel kaybettiğine göre demek ki Antalya yapılanlardan, edilenlerden rahatsız. Böcek de bu rahatsızlıkların sesi oldu, bunları dile getirerek oy aldı. Yani Antalya Böcek’in bunları çözmesini istiyor. Konyaaltı kararından dolayı Muhittin Böcek’e şarlamak Antalyalılara şarlamaktır. Belli ki Türel ya kaybetmekten ders almamış, buna kafa yormamış, ya da derinde daha farklı kaygılar, belki de paylar, hisseler var. Bunu sormak, ortaya çıkarmak da Muhittin Böcek’e düşer. Konyaaltı sahili hem kamu yararına bir işletme anlayışıyla yürütülmeli, hem de şimdiye kadar aktarılan milyonlarca liranın her kuruşunun hesabı sorulmalı. 

Konyaaltı sahili 5 yıl öncesine kadar Konyaaltı Belediyesi’ne aitti. AKP’li Türel koltuğuna oturur oturmaz ilk el attığı konulardan biri, CHP’li Konyaaltı Belediyesi tarafından işletilen bu sahile el atmak oldu. Konyaaltı’nın belediye başkanı da Muhittin Böcek’ti. Başka Böcek bir zamanlar mafyanın, karanlık grupların elinden kurtardığı sahili bırakmamak için çırpındı, kamuoyu oluşturmaya çalıştı; ama nafile… Karşısında bir dudağı yerde, bir dudağı gökte AKP iktidarı vardı malum. Türel bütün işletmeleri kaldırıp sahili halka bedava yaptı önce. Büyükşehir Belediyesi ücretsiz şezlonglar koydu plajlara. Fakat yürümedi. Millet şezlongları ya kırdı, ya da evine götürüp balkon sefası yaptı. Bunun üzerine de Konyaaltı sahil projesi başladı. Fazla itiraz edilmeyecek, güzel, eli yüzü düzgün bir projeydi. İtiraz edilecek en önemli kısmıysa sahile özel işletmelerin yeniden dönmesi, plajların halka kapatılmasıydı. ‘Kapanmayacak’ dediler, ama uygulama öyle olmadı.

 

Hülya Koçyiğit’in damadına kıyak

 

Tabii bu kadarla da sınırlı kalmadı işgal…  Türel döneminde Büyükşehir Belediyesi 254 milyon 289 bin 127 lira harcayarak Konyaaltı Sahil Projesi’ni hayata geçirdi. Bu rakam ne kadar gerçekçi, ne kadar şişirme, kimler nemalandı, kimler beslendi, o ayrı bir tartışma konusu. Bunlar da zamanla ortaya çıkacaktır. Biz bugünün tartışmasına gelelim. Sahile bu kadar para gömen Büyükşehir Belediyesi işletmesi için ihaleye çıktı. İhaleye tek firma katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP iktidarına methiyeler düzen, emekli maaşlarının ülkeyi batırdığını söyleyen Hülya Koçyiğit’in damadına ait Alkoçlar tek başına katıldı firmaya. Belediyeye dosya kağıdı bile alırken en az 3 firma şartı isteniyor; ama ne hikmetse milyonluk ihalede bu şart aranmadı. Damat Ender Alkoçlar’a 8.5 milyona verildi sahil. İşletme deyip de geçmeyin, içinde 30 büfe, 26 şezlong-şemsiye alanı, 40 işyeri, 2 kafe, 1 çay bahçesi ve 12 tuvalet var. Antalya’nın en merkezi yeri… Yazın insan kaynıyor mekanlar… Para basıyor resmen…

 

Çivi bile çakmadan milyonlarca para

 

Peki işletmeyi alan şirket ne yapacak? Hiçbir şey… Sahilin bakımı, onarımı, temizliği, güvenliği yine Büyükşehir Belediyesi’ne ait… Belediye bu nedenle 2 yılda 15 milyonluk ekstra harcama yaptı. 28 yıllığına sahili kiralayan Alkoçlar ise tek çivi bile çakmadan mekanları başkalarına kiraladı. Yani resmen Konyaaltı sahiline çöktüler. Kiracılardan tahsil ettikleri paraların bir kısmıyla Büyükşehir’e ödeme yaptılar, kalanını da cebe attılar. İşte iptal edilen ihale bu… Antalyalının sırtından servetine servet katanlara ‘dur’ denildi. Antalya’nın parasıyla yapılan plajlar, tesisler, işletmeler yine Antalyalılara geçecek. Sahilin yağlı kısmı kamuya kalacak. İşte Muhittin Böcek’e bu yüzden saldırıyorlar. Sanki sahil projesi iptal edilmiş, tesisler, büfeler, yeşil alanlar, otoparklar yerle bir edilecekmiş gibi bir hava estiriliyor. Oysa tam aksine, Büyükşehir’den yapılan açıklamada, alt kiracılarla devam edileceği özellikle belirtildi. Yani sahilin kanını emen bir keneden kurtulduk, onun dışında her şey yerli yerinde duruyor.

 

Muhittin Böcek başka ne yapmalıydı?

 

Şimdi en başa dönelim: 5 yıl önce Konyaaltı sahili elinden alınan Muhittin Böcek’in Antalyalıların oylarıyla Büyükşehir koltuğuna oturduğunda ne yapması bekleniyordu? Kendi rızası olmadan kurulan bu düzene göz yumması, ‘eyvallah’ demesi mi bekleniyordu? Türel döneminde dağıtılan rantlara ses çıkartmaması, hatta kendisinin de bu mekanizmanın parçası mı olması gerekiyordu? Bu tezgah, bu proje, bu işletme anlayışı doğru olsaydı Türel seçimleri kaybetmezdi. Türel kaybettiğine göre demek ki Antalya yapılanlardan, edilenlerden rahatsız. Böcek de bu rahatsızlıkların sesi oldu, bunları dile getirerek oy aldı. Yani Antalya Böcek’in bunları çözmesini istiyor. Konyaaltı kararından dolayı Muhittin Böcek’e şarlamak Antalyalılara şarlamaktır. Belli ki Türel ya kaybetmekten ders almamış, buna kafa yormamış, ya da derinde daha farklı kaygılar, belki de paylar, hisseler var. Bunu sormak, ortaya çıkarmak da Muhittin Böcek’e düşer. Konyaaltı sahili hem kamu yararına bir işletme anlayışıyla yürütülmeli, hem de şimdiye kadar aktarılan milyonlarca liranın her kuruşunun hesabı sorulmalı. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.