"ŞAHSIM"

Recep Mutaf yazdı- Şahsı, bundan 18 yıl önce 2002 yılında 34 oy alarak tek başına iktidar olmuştu. Ülkemiz bu tarihten itibaren deyim yerindeyse gün yüzü görmedi. İçeride ve dışarıda gerilim bitmezken, ölümün her türlüsü sıradanlaştı, ekonomide yakalanamayan istikrar, gericileşmede yakalandı !    Şahsı, iktidar olduktan sonra ilkokul mezunu bir ruh hastasına her istediğini vererek göreve başladı! O ruh hastasının kadrolarının düzenlediği sahte belgeler ve kumpaslarla başlatılan balyoz ve ergenekon davalarıyla, Türk ordusu lağvedilirken, akademisyenler, gazeteciler ve işadamları, cezaevlerinde yatarak büyük bir yalan üzerine sindirildiler! Ordu, emniyet, yargı ve medya gibi toplum gözünde tarafsız olması gereken tüm kurumlar şahsı tarafından yönetilir oldular! Tüm kamu kurumları şahsının kurumları haline geldiler !    Haksızlık ve hukuksuzluk bu dönemde tavan yaparken, kadınlar ezilmeye, hor görülmeye ve şiddet görmeye alıştırılıp, kaderlerine razı gelmeye itilirken, şahsı çığlıkları duymuyordu !    İşçiler yiyecek ekmek bulamadığı için hayatlarına son verirken, şahsı 1000 küsur odalı sarayı'nda 1000 liralık bardağından değişik kokteyller içiyordu !  Şahsı bir türlü durmuyordu; -Eğitim sistemini günden güne çökertiyor,  -Özelleştirme adı altında ülkenin bütün fabrikalarını ve kurumlarını satıyor,  -Topçu kışlası hayaliyle Gezi Parkı'nı bile yıkmak istiyor ama ülkenin gençleri büyük bir direnişle buna engel oluyordu !  Şahsı ülkeyi her gün biraz daha özgürlüğe kapatıyor, İşçi grevlerini yasaklıyor, işçileri gözaltına alıyor ve patronlardan yana taraf oluyordu !  -Ülkenin bütün büyük ihalelerini aynı firmalara verip, halkı açlıkla kıvranırken sadece birkaç ailenin refahı ile uğraşıyor, liyakati unutup sadece yandaşlarına yol açıyor, tüm akrabalarını koltuk sahibi yapıyordu ! Şahsına karşı gelen herkes suçluydu ! Vekiller, gazeteciler, işadamları o sebeple cezaevlerini atılıyordu. Yazmak yasaktı, yayınlamak yasaktı, konuşmak bile yasaktı ! Ülke pandemi ile uğraşırken, şahsı CHP'li belediyelerin halka yardımlarını engellemekle meşguldü. Halka hizmet önemli değildi, aslolan şahsının ikbaliydi çünkü ! Barolar sesini yükseltmeye başlayınca, şahsı hemen baroları hedef alıyor, Hazine’de para bitince işçinin kıdem tazminatına göz dikiyordu !  Ülkede 1000 tane sorun varken, sosyal medyada gençlerden büyük darbe yiyen şahsı, son olarak milletini sosyal medyayı kapatmakla tehdit ediyordu. Tek işleri sosyal medyadan muhaliflerine küfür etmek olan binlerce aktrolünü unutmuştu artık ! Hatta 15 Temmuz darbe girişimini telefon ekranından bağlanarak halkına duyurup, darbe girişiminin sosyal medya sayesinde halk tarafından engellendiğini de unutmuştu ! Şahsı, herşeyi, herkesi unutuyordu ama halkı ne şahsını ne de şahsının yaptıklarını unutmuyordu ! Ve ilk seçimde bütün bunları şahsına anlatacaklardı..