Bayram değil, mücadele günü..

GÜNDEM 23.07.2020 - 13:45, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:05
 

Bayram değil, mücadele günü..

Antalya Basın Cemiyeti(ABC)Başkanı İbrahim Akkaya, "24 Temmuz, ‘Basında Sansürün Kaldırılışının yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, " 24 Temmuz Basın Bayramı değil, ifade özgürlüğü için mücadele günüdür" dedi..

hbaerimizvar.net- Antalya Basın Cemiyeti(ABC)Başkanı İbrahim Akkaya, açıklamasında şu görüşlere yer verdi : "Aynı zamanda  bağımsızlığımızın tapusu olan Lozan Barış Antlaşması'nın yıldönümü olan 24 Temmuz ‘Basında Sansürün Kaldırıldığı Gün’ olarak da kutlanıyor..Bu nedenle de adına ‘Basın Bayramı’da deniliyor. Gerçek öyle mi ? 24 Temmuz gerçekten basın bayramı mı ? Basından sansür gerçekten kaldırıldı mı, gazeteciler ve gazeteler özgür mü ? Öncelikle vurgulamak gerekir ki mesleği sadece gazetecilik olan gazeteciler, bu bayramı asla ciddiye almıyor. Mesleği sadece gazetecilik olan gazeteciler için 24 Temmuz bayram değil, mesleğin onurunu ve gururunu kurtarma, bağımsız ve bağlantısız gazetecilik için mücadele günüdür" YASALAR 'BASIN SANSÜR EDİLEMEZ' DİYOR   Türkiye Cumhuriyeti yasalarının 'Basın sünsür edilemez' dediğini vurgulayan ABC Başkanı Akkaya, daha sonra şunları belirtti  " Basında sansür, iddia edildiği gibi kalktı mı? Bu soruya ‘evet’ yanıtını vermek olanaksız. Tersine gizli ya da açık baskılar neticesinde sansürün daha da arttığı da yadsınamaz bir gerçek. Gerçek şu ki gazeteciler özgür değil. Açık cezaevine dönüştürülen Türkiye’de tutuklu gazetecilerin sayısı sürekli artıyor. Basında sansür genelde tek partili dönemlerde yaşanıyor. Yönetenler sıkça ‘Basın ülkemizde özgür, gazeteciler istedikleri yazıyor’ dese de her şeyden öte gizli bir sansürün olduğunu kabul etmeyen yok gibi" MAAŞIMI SEN VERİYORSUN KOV GİTSİN!..   24 Temmuz'un Basın Bayramı olarak uzunca bir süredir kutlanmadığını ifaden İbrahim Akkaya,  "Öncelikle şunu vurgulamak gerekir ki yaygın basın olarak bilinen gazetelerin çok önemli bir bölümü holdinglerin, büyük sermaye guruplarının ve iktidara sırtını dayamış kişi ve gurupların eline geçti. Patronlar, gazete, televizyon, radyo ve diğer kitle iletişim araçlarını ihale ve tahsis almak için paravan olarak kullanıyorlar. Bunun için de iktidara eleştiri yapmak bir yana yağlama, yıkama işini yapıyorlar. Halkın haber alma hakkını kullandırmak yerine, iktidarın parlatılması için ellerindeki tüm olanakları kullanıyorlar. İktidara yağlama yıkıma yapmayan muhabirler, köşe yazarları ya işten kovuluyor, ya da yazıları, haberleri tırpanlanıyor. Haberciler, sadece iktidarı öven haberler peşinde koşuyor, bunu yapmaları için zorlanıyor. Yapmayanlar anında kapı önüne konuyor.  Basın mesleği öyle garip bir hale geldi ki gazetelerin yönetimlerini de, köşe yazarlarını da iktidar partisi tayin ediyor. Hükümeti eleştiren köşe yazarı için ‘ maaşını sen veriyorsun, kov gitsin’ talimatını anında yerine geçtiren gazete patronlarının olduğu bir tablo ile karşı karşıyayız. Böyle bir tabolda bayramdan söz etmek mümkün değil. 24 Temmuz gerçek gazeteciler için, gerçek gazetecilik yapılan bir dönem için ancak mücadele günüdür" dedi. SANSÜRLE MÜCADELEYİ ÖRGÜTLENEREK YAPMALIYZ   Antalya Basın Cemiyeti(ABC)Başkanı İbrahim Akkaya, gazetecilik mesleğine gönül verenlere düşen en önemli görevin gazetecilik mesleğinin ilkelerine taviz vermeksizin bağlı kalmak, basın ve ifade özgürlüğü için mücadele etmek olduğunu bildirerek, şunları söyledi : "Çok sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Gazeteciler olarak en önemli görevimiz her türlü zor koşula rağmen karanlığın üzerine korkusuzca, kararlılıkla yürümektir. Gazeteciliği  özgür yaptığımız zaman, kamu yararı için doğruların peşinde koştuğumuz günler gazetecilerin bayramı olacaktır. Bunun için de gazeteciler, ifade özgürlüğü için örgütlenmedir"                  
Antalya Basın Cemiyeti(ABC)Başkanı İbrahim Akkaya, "24 Temmuz, ‘Basında Sansürün Kaldırılışının yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, " 24 Temmuz Basın Bayramı değil, ifade özgürlüğü için mücadele günüdür" dedi..

hbaerimizvar.net- Antalya Basın Cemiyeti(ABC)Başkanı İbrahim Akkaya, açıklamasında şu görüşlere yer verdi : "Aynı zamanda  bağımsızlığımızın tapusu olan Lozan Barış Antlaşması'nın yıldönümü olan 24 Temmuz ‘Basında Sansürün Kaldırıldığı Gün’ olarak da kutlanıyor..Bu nedenle de adına ‘Basın Bayramı’da deniliyor. Gerçek öyle mi ? 24 Temmuz gerçekten basın bayramı mı ? Basından sansür gerçekten kaldırıldı mı, gazeteciler ve gazeteler özgür mü ? Öncelikle vurgulamak gerekir ki mesleği sadece gazetecilik olan gazeteciler, bu bayramı asla ciddiye almıyor. Mesleği sadece gazetecilik olan gazeteciler için 24 Temmuz bayram değil, mesleğin onurunu ve gururunu kurtarma, bağımsız ve bağlantısız gazetecilik için mücadele günüdür"

YASALAR 'BASIN SANSÜR EDİLEMEZ' DİYOR  

Türkiye Cumhuriyeti yasalarının 'Basın sünsür edilemez' dediğini vurgulayan ABC Başkanı Akkaya, daha sonra şunları belirtti  " Basında sansür, iddia edildiği gibi kalktı mı? Bu soruya ‘evet’ yanıtını vermek olanaksız. Tersine gizli ya da açık baskılar neticesinde sansürün daha da arttığı da yadsınamaz bir gerçek. Gerçek şu ki gazeteciler özgür değil. Açık cezaevine dönüştürülen Türkiye’de tutuklu gazetecilerin sayısı sürekli artıyor. Basında sansür genelde tek partili dönemlerde yaşanıyor. Yönetenler sıkça ‘Basın ülkemizde özgür, gazeteciler istedikleri yazıyor’ dese de her şeyden öte gizli bir sansürün olduğunu kabul etmeyen yok gibi"

MAAŞIMI SEN VERİYORSUN KOV GİTSİN!..  

24 Temmuz'un Basın Bayramı olarak uzunca bir süredir kutlanmadığını ifaden İbrahim Akkaya,  "Öncelikle şunu vurgulamak gerekir ki yaygın basın olarak bilinen gazetelerin çok önemli bir bölümü holdinglerin, büyük sermaye guruplarının ve iktidara sırtını dayamış kişi ve gurupların eline geçti. Patronlar, gazete, televizyon, radyo ve diğer kitle iletişim araçlarını ihale ve tahsis almak için paravan olarak kullanıyorlar. Bunun için de iktidara eleştiri yapmak bir yana yağlama, yıkama işini yapıyorlar. Halkın haber alma hakkını kullandırmak yerine, iktidarın parlatılması için ellerindeki tüm olanakları kullanıyorlar. İktidara yağlama yıkıma yapmayan muhabirler, köşe yazarları ya işten kovuluyor, ya da yazıları, haberleri tırpanlanıyor. Haberciler, sadece iktidarı öven haberler peşinde koşuyor, bunu yapmaları için zorlanıyor. Yapmayanlar anında kapı önüne konuyor.  Basın mesleği öyle garip bir hale geldi ki gazetelerin yönetimlerini de, köşe yazarlarını da iktidar partisi tayin ediyor. Hükümeti eleştiren köşe yazarı için ‘ maaşını sen veriyorsun, kov gitsin’ talimatını anında yerine geçtiren gazete patronlarının olduğu bir tablo ile karşı karşıyayız. Böyle bir tabolda bayramdan söz etmek mümkün değil. 24 Temmuz gerçek gazeteciler için, gerçek gazetecilik yapılan bir dönem için ancak mücadele günüdür" dedi.

SANSÜRLE MÜCADELEYİ ÖRGÜTLENEREK YAPMALIYZ  

Antalya Basın Cemiyeti(ABC)Başkanı İbrahim Akkaya, gazetecilik mesleğine gönül verenlere düşen en önemli görevin gazetecilik mesleğinin ilkelerine taviz vermeksizin bağlı kalmak, basın ve ifade özgürlüğü için mücadele etmek olduğunu bildirerek, şunları söyledi : "Çok sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Gazeteciler olarak en önemli görevimiz her türlü zor koşula rağmen karanlığın üzerine korkusuzca, kararlılıkla yürümektir. Gazeteciliği  özgür yaptığımız zaman, kamu yararı için doğruların peşinde koştuğumuz günler gazetecilerin bayramı olacaktır. Bunun için de gazeteciler, ifade özgürlüğü için örgütlenmedir"

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.