AHH SADİ AHH

GÜNDEM 14.08.2020 - 11:28, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:06
 

AHH SADİ AHH

“…ben üç babaya sahip bir orospu çocuğuyum,” dedikten sonra bir an duraksayarak arkasında sıralanmış; parlak, saten cübbelerini dalgalandırarak birbirine soran gözlerle bakan dönem arkadaşlarına ve öğretmenlerine baktı. Gözlerini konuklar üzerinde gezdirdiğinde insanların ağzının açık kaldığını gördü ama bunun nedeni, yarım kalmış bir gülüş mü yoksa şaşkınlık mı bilemedi. Yüzünden muzır bir gülümseme geçti.”   Bu satırların yazarı Sadi Tekelioğlu, ilk romanı henüz baskıdan çıkmadan aramızdan ayrıldı.   Antalya Lisesi'nden dönem (1976-1979) dönem arkadaşım, meslektaşım ama en önemlisi dostum Sadi Tekelioğlu, uzun yıllardır yaşamını sürdürdüğü Kopenhag'da sevenlerini büyük üzüntüye boğarak yaşama veda etti. Yukarıda, tırnak içerisindeki paragraf henüz yayınlanmayan ANATİMYA isimli romanının ilk paragrafıdır.   Romanın son düzeltmelerini geçen Mayıs ayında ben yapmıştım. Sonra whatsap telefonuyla uzun uzun konuşmuş, romana son şeklini vererek, bir kaç gün sonra da yayınevine basılmak üzere göndermişti. Heyecanla kitabın baskıdan çıkmasını beklerken, hemen ikinci romanını yazmaya koyulmuştu. Romanda mekan yine Antalya idi. Çünkü o bir Antalya aşığı idi. Bu kenti çok seviyor, 50-55 yıl öncesine ait hatıralarını canlı tutmaya çalışıyor, yöresel alışkanlıklar, yemekler, dil ve ağızla ilgisini hep sıcak tutuyordu.   Romanda yer alan mekanlarla ilgili zaman zaman bana danışırdı. Son olarak, Kışlahan Otel yapılmadan önce o arazideki arastadan söz edip, benim hatırlayabildiklerimi aktarmamı istemişti. Matbaadan çıkmayan ilk romanı da Antalya'da geçiyordu. Güzeloba'daki Örnekköy Sitesi'nde başlayan Gürcistanlı bir seks işçisi, Danimarka'dan Antalya'ya tatile gelen ama başına gelen olaylar nedeniyle uzun süre Antalya'ta yaşayah bir gay ve seks işçisinin küçük kızı eksenindeki öykü Antalya'nın çeşitli mekanlarında geçiyordu.   Antalya'ya geldiği vakit mutlaka ya Piyazcı Sami ya da Piyazcı Ahmet'e gider, Tophane Çay Bahçesi'nde buluşur, bir yandan İskele'yi seyrederken, bir yandan eski Antalya anılarına dalardık. Zaman zaman gazetecilik mesleği ve demokrasiler üzerine sohbet ederdik. Sadi, Danimarka'da gazetecilik ve politik yaşam üzerine ilginç anekdotlar anlatırdı.   Sıkı bir Antalyaspor taraftarıydı. Birlikte Antalya Stadı'nda, basın tribününde Antalyaspor maçlarını izlerdik. Geçtiğimiz günlerde Başakşehir'in Kopenhag ile oynadığı maçta görev almış, tercümanlık da yapmıştı. Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili Edebiyatı mezunu olması sebebiyle İngilizce'ye ve yaşadığı ülkenin dili olan Danca'ya hakimdi. Bazı ünlü Danimarkalı yazarların romanlarını Türkçe'ye kazandırmıştı.   Danimarka'da Türkiye'deki bazı gazetelerin temsilciliğini de yürüttü. Danimarka televizyonlarındaki tartışma programlarında Türkiye konusu geçiyorsa mutlaka konuk olarak Sadi çağrılır, görüşlerine başvurulurdu.   Dolu dolu bir insandı. Adamdı. Çok erken kaybettim. Acım büyük.   Bünyamin TOKMAK

“…ben üç babaya sahip bir orospu çocuğuyum,” dedikten sonra bir an duraksayarak arkasında sıralanmış; parlak, saten cübbelerini dalgalandırarak birbirine soran gözlerle bakan dönem arkadaşlarına ve öğretmenlerine baktı. Gözlerini konuklar üzerinde gezdirdiğinde insanların ağzının açık kaldığını gördü ama bunun nedeni, yarım kalmış bir gülüş mü yoksa şaşkınlık mı bilemedi. Yüzünden muzır bir gülümseme geçti.”

 

Bu satırların yazarı Sadi Tekelioğlu, ilk romanı henüz baskıdan çıkmadan aramızdan ayrıldı.

 

Antalya Lisesi'nden dönem (1976-1979) dönem arkadaşım, meslektaşım ama en önemlisi dostum Sadi Tekelioğlu, uzun yıllardır yaşamını sürdürdüğü Kopenhag'da sevenlerini büyük üzüntüye boğarak yaşama veda etti. Yukarıda, tırnak içerisindeki paragraf henüz yayınlanmayan ANATİMYA isimli romanının ilk paragrafıdır.

 

Romanın son düzeltmelerini geçen Mayıs ayında ben yapmıştım. Sonra whatsap telefonuyla uzun uzun konuşmuş, romana son şeklini vererek, bir kaç gün sonra da yayınevine basılmak üzere göndermişti. Heyecanla kitabın baskıdan çıkmasını beklerken, hemen ikinci romanını yazmaya koyulmuştu. Romanda mekan yine Antalya idi. Çünkü o bir Antalya aşığı idi. Bu kenti çok seviyor, 50-55 yıl öncesine ait hatıralarını canlı tutmaya çalışıyor, yöresel alışkanlıklar, yemekler, dil ve ağızla ilgisini hep sıcak tutuyordu.

 

Romanda yer alan mekanlarla ilgili zaman zaman bana danışırdı. Son olarak, Kışlahan Otel yapılmadan önce o arazideki arastadan söz edip, benim hatırlayabildiklerimi aktarmamı istemişti. Matbaadan çıkmayan ilk romanı da Antalya'da geçiyordu. Güzeloba'daki Örnekköy Sitesi'nde başlayan Gürcistanlı bir seks işçisi, Danimarka'dan Antalya'ya tatile gelen ama başına gelen olaylar nedeniyle uzun süre Antalya'ta yaşayah bir gay ve seks işçisinin küçük kızı eksenindeki öykü Antalya'nın çeşitli mekanlarında geçiyordu.

 

Antalya'ya geldiği vakit mutlaka ya Piyazcı Sami ya da Piyazcı Ahmet'e gider, Tophane Çay Bahçesi'nde buluşur, bir yandan İskele'yi seyrederken, bir yandan eski Antalya anılarına dalardık. Zaman zaman gazetecilik mesleği ve demokrasiler üzerine sohbet ederdik. Sadi, Danimarka'da gazetecilik ve politik yaşam üzerine ilginç anekdotlar anlatırdı.

 

Sıkı bir Antalyaspor taraftarıydı. Birlikte Antalya Stadı'nda, basın tribününde Antalyaspor maçlarını izlerdik. Geçtiğimiz günlerde Başakşehir'in Kopenhag ile oynadığı maçta görev almış, tercümanlık da yapmıştı. Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili Edebiyatı mezunu olması sebebiyle İngilizce'ye ve yaşadığı ülkenin dili olan Danca'ya hakimdi. Bazı ünlü Danimarkalı yazarların romanlarını Türkçe'ye kazandırmıştı.

 

Danimarka'da Türkiye'deki bazı gazetelerin temsilciliğini de yürüttü. Danimarka televizyonlarındaki tartışma programlarında Türkiye konusu geçiyorsa mutlaka konuk olarak Sadi çağrılır, görüşlerine başvurulurdu.

 

Dolu dolu bir insandı.

Adamdı.

Çok erken kaybettim.

Acım büyük.

 

Bünyamin TOKMAK

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.