Akdeniz’de doğalgaz var mı?

EKONOMİ 13.09.2020 - 17:25, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:06
 

Akdeniz’de doğalgaz var mı?

haberimizvar.net-2018 yılında göreve başlayan ve ilk deniz sondajı gemimiz olma özelliğini taşıyan, 20 Haziran 2020 tarihinden itibaren de Karadeniz’de göreve başlayıp 15 Temmuz 2020 tarihinde sondaja başlayan yerli ve milliFATİH Sondaj Gemisi, Karadeniz sahilinden yaklaşık 170 km kuzey açıklarında, Karadeniz Sakarya Gaz Sahası’ndaTPAO tarafından yapılanilk derin sondajını oluşturan Tuna 1 Kuyusu’nda deniz seviyesinden itibaren 4500 m derinliğe kadar sondaj yapılması planlanmıştır. Mevcut durumda sondaj derinliği 3500 m’ye ulaşmıştır. Bu ulaşma sonucu,deniz derinliği de (2100 m) dikkate alındığında 3500 m derinlikte (deniz tabanından itibaren 1400 m derinlikte), yaklaşık 500 m kalınlığa ulaşan çökel kayacı içinde 320 milyar m3 doğalgaz yatağını tespit etmiş ve bu müjdeli haber,  21 Ağustos 2020 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey tarafından da Türk Halkı’na duyurulmuştur. Akdeniz’de başlayan 8 sondajda, verimsiz gaz rezervi nedeniyle 9’uncu sondajın çok yerinde bir kararla, Karadeniz’de de devam ettirilmesi kararından sonra Karadeniz’e yönlendirilen Fatih Derin Sondaj Gemisi Zonguldak sahilinden, yaklaşık 170 km kuzeyinde, daha ilk Karadeniz sondajında Türkiye’nin Karadeniz’deki münhasır ekonomik bölgesinde 3500 m derinlikte tespit etmiştir.   Bugüne kadar, yabancılar tarafından senelerce Karadeniz’de yapılan sismik incelemelerde herhangi bir doğalgaz ya da petrol sahasına rastlanamadığı bilgisi ise Türkiye’nin hızla gelişmesinin engellenmesi, tam bağımsız olmasının önüne geçilmesinden kaynaklanabileceği göz ardı edilmemelidir. Tıpkı seneler önce, Güneydoğu’da, yabancılar tarafından yapılan petrol aramalarında, az da olsa petrol içeren bazı kuyuların, petrol yok diye kapatılması TPAO yetkililerin daha sonraki milli imkânlarla yaptıkları çalışmalarda,  verilen bilgilerin yanlış veya hatalı bilgiler olduğu anlaşılmıştır. Yerli ve milli imkânların kullanılması bilincinin yaygınlaşması, daha da önemlisi, hatta en önemlisi “Siyasi İrade”nin ve İdare’nin içerden ve dışardan gelen ve daima gelecek olan engellemelere dirayetle karşı durması ve bertaraf etmesiyle ekonomik bağımsızlığın ve refah seviyesinin de artacağı da açıktır. Karadeniz’de yapılacak doğalgaz ve petrol arama çalışmalarında faydalı olacağı düşüncesinde olduğum şahsi görüşlerim ise aşağıdadır: Karadeniz’de faaliyet halinde olan Tuna 1 derin sondaj kuyusunda, yetkililerin de belirttiği gibi sondajın 1000 m daha derine devam ettirilmesi durumunda 2’nci bir doğal gaz ya da henüz gündeme getirilmemiş olmasına rağmen, petrol katmanına rastlanması yüksek ihtimal dâhilindedir. Bulunacak rezerv, en az bulunan rezerv kadar, hatta daha fazla olabilecektir. Doğalgaz veya petrol arama çalışmaları, sahilden 50-200 km açıkta, deniz dibinde, bilhassa Karadeniz kıta sahanlığı sınırına yakın şerit boyunca (Bulgaristan kıyı şeridinden-Gürcistan boyunca uzanan hilal biçimli hat) yapılması, daha yeni doğalgaz ve petrol kapanlarının bulunmasını sağlayacaktır. Zira, bu tektonik hareketlerden korunmuş petrol ve doğal gaz yataklarını içeren çöküntü hattının devamı ise Hazar Denizi, Apşeron yarımadasına doğru uzanmaktadır. Karadeniz, tektonik açıdan Pasif Kıta kenarında yer almaktadır. Yani, dalma-batma zonundan uzak, tektonik hareketlerle oluşmuş dilimlerin az olduğu, doğalgaz ve petrolün korunabildiği alanlar olması açısından son derece zengin kaynaklar bulundurması yüksek olan gerekli bir bölgedir. Tıpkı, Atlas Okyanusu kıyı şeritlerinde zengin petrol yataklarının bulunmasının nedeni de bu sebepten kaynaklanmaktadır. Trakya Havzası’nın tümü ve Marmara Denizi kuzey sahil şeritleri ise zengin doğalgaz yataklarının yüksek ihtimalle bulunabileceği ve bu alanlarda da derin sondaj çalışmalarının yoğunlaştırılarak devam edilmesi gerektiği açıktır.   Akdeniz’de yapılacak doğalgaz ve petrol arama çalışmalarında faydalı olacağı düşüncesinde olduğum şahsi görüşlerim ise aşağıdadır: Akdeniz kuzey kıyı ve deniz şeridini oluşturan alanlar, levhaların Afrika ve Arap Kıtaları’nın kuzeye itilip birbiri altına daldığı “Dalma-Batma” zonunu oluşturan alanlardır. Anlaşılır bir ifadeyle bu alanlar; birbiri içine geçmiş, tektonik hareketler sonucu şaryajlı, bindirmeli tektonik dokanaklıdilimlerin yoğun bulunduğu, deniz dibi zemin hareketlerinin sıklıkla görüldüğü dolayısıyla doğalgaz ve petrol birikimi açısından pek verimli olmayan rezerv alanları içermektedir. Bu kesimde yapılan 8 adet derin sondajda (20 Kasım 2015 tarihli Türkiye Gazetesi’nde de belirttiğim beyanatım) verimli kaynaklara rastlanmamasının veya az rastlanmasının ana nedeni budur. Ancak, gerek jeopolitik anlamda, gerekse milli sınırlarımızın, güvenliğimizin korunması, batimetrinin, bilimsel çalışmaların, deniz kullanım haklarının ve askeri bilgilerin tam belirlenmesi için bu sondajların devam etmesinin,  yararı çok büyüktür. Akdeniz’de petrol bulunabilecek en önemli bölge, tektoniğin az etkilediği ender yerlerden biri iseteknonik etkilerden kısmen korunmuşİskenderun Körfezi’dir. Eğer, bu körfezde deniz dibinde yer alan çok kalınokyanusal kökenliofiyolitik dilimin altına inilebilirse, ofiyolitik dilim altında yer alan çökel kaya diliminde çok zengin petrol kaynağına rastlanması ihtimali vardır.   Prof. Dr. Mustafa Yıldırım YTÜ, İnş. Fak. Geoteknik Anabilim Dalı E. Öğretim Üyesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, Öğretim Üyesi- myildirim@fsm.edu.tr    

haberimizvar.net-2018 yılında göreve başlayan ve ilk deniz sondajı gemimiz olma özelliğini taşıyan, 20 Haziran 2020 tarihinden itibaren de Karadeniz’de göreve başlayıp 15 Temmuz 2020 tarihinde sondaja başlayan yerli ve milliFATİH Sondaj Gemisi, Karadeniz sahilinden yaklaşık 170 km kuzey açıklarında, Karadeniz Sakarya Gaz Sahası’ndaTPAO tarafından yapılanilk derin sondajını oluşturan Tuna 1 Kuyusu’nda deniz seviyesinden itibaren 4500 m derinliğe kadar sondaj yapılması planlanmıştır. Mevcut durumda sondaj derinliği 3500 m’ye ulaşmıştır. Bu ulaşma sonucu,deniz derinliği de (2100 m) dikkate alındığında 3500 m derinlikte (deniz tabanından itibaren 1400 m derinlikte), yaklaşık 500 m kalınlığa ulaşan çökel kayacı içinde 320 milyar m3 doğalgaz yatağını tespit etmiş ve bu müjdeli haber,  21 Ağustos 2020 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey tarafından da Türk Halkı’na duyurulmuştur.

Akdeniz’de başlayan 8 sondajda, verimsiz gaz rezervi nedeniyle 9’uncu sondajın çok yerinde bir kararla, Karadeniz’de de devam ettirilmesi kararından sonra Karadeniz’e yönlendirilen Fatih Derin Sondaj Gemisi Zonguldak sahilinden, yaklaşık 170 km kuzeyinde, daha ilk Karadeniz sondajında Türkiye’nin Karadeniz’deki münhasır ekonomik bölgesinde 3500 m derinlikte tespit etmiştir.

 

Bugüne kadar, yabancılar tarafından senelerce Karadeniz’de yapılan sismik incelemelerde herhangi bir doğalgaz ya da petrol sahasına rastlanamadığı bilgisi ise Türkiye’nin hızla gelişmesinin engellenmesi, tam bağımsız olmasının önüne geçilmesinden kaynaklanabileceği göz ardı edilmemelidir. Tıpkı seneler önce, Güneydoğu’da, yabancılar tarafından yapılan petrol aramalarında, az da olsa petrol içeren bazı kuyuların, petrol yok diye kapatılması TPAO yetkililerin daha sonraki milli imkânlarla yaptıkları çalışmalarda,  verilen bilgilerin yanlış veya hatalı bilgiler olduğu anlaşılmıştır.

Yerli ve milli imkânların kullanılması bilincinin yaygınlaşması, daha da önemlisi, hatta en önemlisi “Siyasi İrade”nin ve İdare’nin içerden ve dışardan gelen ve daima gelecek olan engellemelere dirayetle karşı durması ve bertaraf etmesiyle ekonomik bağımsızlığın ve refah seviyesinin de artacağı da açıktır.

Karadeniz’de yapılacak doğalgaz ve petrol arama çalışmalarında faydalı olacağı düşüncesinde olduğum şahsi görüşlerim ise aşağıdadır:

  1. Karadeniz’de faaliyet halinde olan Tuna 1 derin sondaj kuyusunda, yetkililerin de belirttiği gibi sondajın 1000 m daha derine devam ettirilmesi durumunda 2’nci bir doğal gaz ya da henüz gündeme getirilmemiş olmasına rağmen, petrol katmanına rastlanması yüksek ihtimal dâhilindedir. Bulunacak rezerv, en az bulunan rezerv kadar, hatta daha fazla olabilecektir.
  2. Doğalgaz veya petrol arama çalışmaları, sahilden 50-200 km açıkta, deniz dibinde, bilhassa Karadeniz kıta sahanlığı sınırına yakın şerit boyunca (Bulgaristan kıyı şeridinden-Gürcistan boyunca uzanan hilal biçimli hat) yapılması, daha yeni doğalgaz ve petrol kapanlarının bulunmasını sağlayacaktır. Zira, bu tektonik hareketlerden korunmuş petrol ve doğal gaz yataklarını içeren çöküntü hattının devamı ise Hazar Denizi, Apşeron yarımadasına doğru uzanmaktadır.
  3. Karadeniz, tektonik açıdan Pasif Kıta kenarında yer almaktadır. Yani, dalma-batma zonundan uzak, tektonik hareketlerle oluşmuş dilimlerin az olduğu, doğalgaz ve petrolün korunabildiği alanlar olması açısından son derece zengin kaynaklar bulundurması yüksek olan gerekli bir bölgedir. Tıpkı, Atlas Okyanusu kıyı şeritlerinde zengin petrol yataklarının bulunmasının nedeni de bu sebepten kaynaklanmaktadır.
  4. Trakya Havzası’nın tümü ve Marmara Denizi kuzey sahil şeritleri ise zengin doğalgaz yataklarının yüksek ihtimalle bulunabileceği ve bu alanlarda da derin sondaj çalışmalarının yoğunlaştırılarak devam edilmesi gerektiği açıktır.

 

Akdeniz’de yapılacak doğalgaz ve petrol arama çalışmalarında faydalı olacağı düşüncesinde olduğum şahsi görüşlerim ise aşağıdadır:

  1. Akdeniz kuzey kıyı ve deniz şeridini oluşturan alanlar, levhaların Afrika ve Arap Kıtaları’nın kuzeye itilip birbiri altına daldığı “Dalma-Batma” zonunu oluşturan alanlardır. Anlaşılır bir ifadeyle bu alanlar; birbiri içine geçmiş, tektonik hareketler sonucu şaryajlı, bindirmeli tektonik dokanaklıdilimlerin yoğun bulunduğu, deniz dibi zemin hareketlerinin sıklıkla görüldüğü dolayısıyla doğalgaz ve petrol birikimi açısından pek verimli olmayan rezerv alanları içermektedir. Bu kesimde yapılan 8 adet derin sondajda (20 Kasım 2015 tarihli Türkiye Gazetesi’nde de belirttiğim beyanatım) verimli kaynaklara rastlanmamasının veya az rastlanmasının ana nedeni budur. Ancak, gerek jeopolitik anlamda, gerekse milli sınırlarımızın, güvenliğimizin korunması, batimetrinin, bilimsel çalışmaların, deniz kullanım haklarının ve askeri bilgilerin tam belirlenmesi için bu sondajların devam etmesinin,  yararı çok büyüktür.
  2. Akdeniz’de petrol bulunabilecek en önemli bölge, tektoniğin az etkilediği ender yerlerden biri iseteknonik etkilerden kısmen korunmuşİskenderun Körfezi’dir. Eğer, bu körfezde deniz dibinde yer alan çok kalınokyanusal kökenliofiyolitik dilimin altına inilebilirse, ofiyolitik dilim altında yer alan çökel kaya diliminde çok zengin petrol kaynağına rastlanması ihtimali vardır.

 

Prof. Dr. Mustafa Yıldırım

YTÜ, İnş. Fak. Geoteknik Anabilim Dalı E. Öğretim Üyesi ve

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, Öğretim Üyesi- myildirim@fsm.edu.tr

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.