Müjdat Gezen ve Metin Akpınar hakkında karar

Haberimizvar.net-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Müjdat Gezen ve Metin Akpınar katılmadı. Duruşmada Müjdat Gezen’in avukatı Celal Ülgen, “Müvekkilimin kendi yaşam alanına el atılması noktasında müvekkil ‘haddini bil’ demiştir. Bu sözleri de anlamının farkında olarak söylemiştir” dedi. Metin Akpınar’ın avukatları Ahmet Köksal Bayraktar ve Atilla Hekimoğlu da müvekkilinin beraatını talep etti. Mahkeme, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunun maddi unsurlarının gerçekleşmediğini belirterek, Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın ayrı ayrı beraatlarına karar verdi. "BU DAVA HİÇ AÇILMAMALIYDI" Duruşma sonunda Odatv'ye açıklama yapan Müjdat Gezen'in avukatı Celal Ülgen şunları söyledi: "Bilindiği gibi İfade özgürlüğü, bilgilenme ve bilgilendirme, düşünce ve kanaatleri herhangi bir engelleme olmadan açıklama, yayma hakkı ve özgürlüğünü kapsamaktadır. Eleştiri kırıcı ve hatta yıkıcı da olabilir. Oysa burada iki mizah üstadının demokratik koruma altına alınması gerekirken haklarında iddianame düzenlenmesi ve mahkeme koridorlarına davet edilmeleri kabul edilemez. Bu açılardan bakıldığında beraat kararının hiçbir hukuksal değeri kalmamaktadır. Yargı üzerindeki gölge devam ediyor. Aslında biz burada hiç olmamalıydık. Bu dava hiç açılmamalıydı." "BURUK BİR SEVİNÇ YAŞIYORUZ" Metin Akpınar’ın avukatı Atilla Hekimoğlu da “Yargılanmak bazı hallerde ceza almaktan farkı yok. Yani beraat etmiş olmak acaba ne kazandırdı. Bu davalar hiç açılmamalıydı. Buruk bir sevinç yaşıyoruz” diye konuştu. NELER OLMUŞTU İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Müjdat Gezen ve Metin Akpınar hakkında 21 Aralık 2018'de konuk oldukları Halk TV'de Uğur Dündar tarafından sunulan "Halk Arenası" adlı programda yaptıkları açıklamalar üzerine soruşturma başlatmıştı. Soruşturma kapsamında polis eşliğinde Anadolu Adalet Sarayı'na getirilen Müjdat Gezen ve Metin Akpınar sevk edildikleri Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliğince adli kontrol tedbirleri kapsamında serbest bırakılmıştı. Gezen ve Akpınar hakkında haftada bir gün en yakın polis merkezinde imza atma ve yurt dışına çıkış yasağı şeklinde verilen adli kontrol kararı, savcılığın kararıyla kaldırılmıştı. Soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, Müjdat Gezen ile Metin Akpınar'ın "Cumhurbaşkanına alenen hakaret" suçundan birer yıl ikişer aydan, dörder yıl sekizer aya kadar hapisle cezalandırılması istendi. 1 Temmuz 2020’deki ilk duruşmaya katılan Metin Akpınar şöyle demişti: "Ben kimliğim, bilgi birikimim ve karakterimle Metin Akpınar olarak 80 yaşıma kadar geldim. Bunun 60 senesi de en az toplumun rahatına ayrılmıştır. Söz konusu programda bunlara dair, bilgimi, düşüncemi, kanaatlerimi söyledim. Silah altında zorla söylemedim. Orada Sayın Cumhurbaşkanımız net ismiyle bir hedef gösterilmemiştir. Programda söylediğim sözler baskı altında olmadan, özgür irademle söylediğim sözlerdir. Gençliğimden itibaren yaşamımı sanata adadım. Bu programda da sanattan bahsettim. Ayrıca demokrasiden ve demokrasiye bizi götüren aşamalardan bahsettim. Doğrudan Cumhurbaşkanı'na yönelik, onu hedef alan bir söz söylemedim. Beraatime karar verilmesini talep ederim." 17 Şubat tarihli duruşmada ise Müjdat Gezen şu ifadeleri kullanmıştı: “Ben kronik rahatsızlık yaşıyorum, 11 aydır rahatsızım. Haddini bil demek hakaret olsaydı Cumhurbaşkanı söylemezdi. Ayrıca sözlükte de ‘haddini bil’ kelimesi hakaret olarak geçmemektedir. Değerini bilmek anlamına gelmektedir. Öncelikle beraatımı, mahkeme aksi kanaatte ise lehime olan tüm hükümlerin uygulanmasını talep ederim, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmem.”